
Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ
C- Eğitim Yönetimi İl Kurulu:
Önceki yazılarımızda, Milli Eğitim Bakanlığında bir yönetim reformu yapılması, eğitim sistemimizde merkezden ve yerinden yönetim anlayışına geçilmesi gerektiğini önermiştik. Buradan hareketle, eğitim sistemimizi uygulamanın Bakanlıkta, geliştirmenin de CB Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nda olmasını; bu çerçevede önce MEB ile Kurul arasında bir görev bölüşümü yapılması gerektiğini ifade etmiş, bunun nasıl olabileceğini de açıklamıştık. Sonra Bakanlığın uygulama görev, yetki ve sorumluluğunu, makul ölçülerde illerle paylaşması gerektiğini yazdık. Daha sonra da Eğitim Yönetimi Üst Kurulu’nun oluşum ve işlevlerini kısaca açıklamıştık. Bu yazımızda da yerinden yönetim anlayışını, illerde eğitim yönetimi il kurulunun oluşumunu, görev-yetki ve sorumluluklarının neler olması gerektiğini kısaca arz etmek istiyorum. Böylece eğitim yönetiminin üç sütunu da ortaya çıkmış olacaktır.
Yerinden yönetim yaklaşımı, sorunların, merkezin desteğini de alarak, onun yaşandığı yerde çözümlenmesini hedef edinmektedir. Yerinden yönetim anlayışına göre, eğitim sorunlarının çözümlenebilmesi için illerdeki mevcut eğitim yönetimine yetki, imkan ve sorumluluk vermek gerekir. Bu yetki ve sorumluluk atanmış bir memura değil de oluşturulacak ve o ili temsil kabiliyeti olan bir Kurul’a verilmesinin daha makul olacağını düşünüyorum. Bu kurulun nasıl oluşturulacağı hususunda, çok değişik öneriler getirilebilir. Ancak her ilde, eğitim konusuna özgü, ‘Eğitim Yönetimi İl Kurulu’ adıyla ayrı bir kurulun oluşturulmasının daha makul ve yararlı olacağını düşünmekteyim.
Eğitim yönetimi il kurulu, Bakanlıkla irtibatlı olmak üzere, ilin eğitim sorunlarından birinci derecede yetkili ve sorumlu olacak bir kuruldur. Bu durum, ilde de Bakanlık’ta da böyle görülmeli ve kabul edilmelidir. Kurul, belli aralıklarla yapılacak seçimle görev başına gelir. İçerisinde ildeki kamu kurumlarının üst düzey yetkililerinin de bulunacağı, ildeki kamu, özel sektör ve gönüllü kuruluş temsilcilerinden oluşan ve ‘ili temsil etme yeteneğinde’ olan bir kurul olmalıdır. Kurul hem doğal yollarla, hem de seçimle oluşturulmalıdır. İlin valisi, belediye başkanı, rektör(ler), TCK ve DSİ gibi özellikle yatırımcı kuruluşların müdürleri doğal olarak oraya girmelidir. İldeki eğitim, fen edebiyat ve ilahiyat fakültelerinden, Sanayi ve ticaret odasından, il genel meclisi üyelerinden, eğitim sendikalarından, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler olmalıdır. Bunların kendi içlerinde belli ölçülerde seçilip görevlendirilecek olan insanlardan eğitim yönetimi il kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurul oluşturulurken, kurulun, o ilin özü, özeti ve temsilcisi olması; ili yönlendirebilme ve harekete geçirebilme kabiliyetlerinin bulunması esas olmalıdır.
Eğitim Yönetimi İl Kurulunun, atanmış memur gibi değil ama Bakanlıkla irtibatlı olmak kaydıyla il çapında belli görevleri olacaktır. Bu görevleri kısaca şöyle sıralanabilir:
a- Dünya ve Ülke gerçeklerini göz önüne alarak eğitimde ilin vizyonunu, Eğitim Yönetimi İl Kurulunun da ildeki misyonunu fonksiyonel olarak belirlemeli ve bunları canlı, diri ve dinamik tutmalıdır.
b- Daha sonra özelliklerini belirteceğimiz düzeyde il milli eğitim müdürünü atamalı, ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri üzerine bir çalışma yapıp kurula sunmasını istemelidir.
c- İl milli eğitim müdürünün de katılımıyla Kurul, ilde kanaat önderleri, bilim insanları ticaret-sanayi-tarım- turizm sektörleri, STK’lar gibi toplumun çeşitli kesimleriyle toplantılar yapıp, il çapında bir eğitim hareketliliğine, giderek bir eğitim seferberliğine doğru ilini taşımalıdır. Daha sonra bu toplantılar okullarda yapılmalı, öğretmen, öğrenci veli ve yönetici gibi eğitimin tüm paydaşlarının bu seferberliğe gönüllü olarak katılmaları sağlanmaya çalışılmalıdır. Ayrıca bu toplantılara, o ilin, çeşitli alanlarda yetiştirmiş olduğu saygın insanlar, il dışından bilim, sanat, spor, siyaset ve kanaat önderleri de çağrılıp, bu yürüyüş ve seferberliğe onların da katkı vermeleri sağlanmalıdır. Bu yürüyüşe katkı verebilecek herkes davet edilmelidir.
Milli Eğitim Bakanı, her ilde yapılmakta olan bu toplantılara muhakkak surette birkaç defa katılmalı ve bu yürüyüşe dinamizm katmalıdır.
Bu tür toplantılar, bu yürüyüş ve seferberliğin dinamizmini sağlayacak etkinlikler olarak görülmeli, ilk dönemde başlanmalı ve bir daha da durmamalı, devamlı olmalıdır.
d- Yıllık konsolide bütçeden, Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütünün o ile gönderdiği maddi kaynağa, yereli harekete geçirip ilden elde edeceği kaynakları da katarak, ilin yıllık bütçesini yapmalıdır. Bu bütçe ile, adil ölçülerde ve planlı bir şekilde ilin eğitimsel ihtiyaç ve eksikliklerini gidermeğe çalışmalıdır.
e- Bakanlık Merkezince belirlenmiş olan eğitim hizmetlerindeki “eşik” standartlara en kısa sürede ulaşmağa, hatta bu standartların ilerisine geçmesi hususunda ili motive etmelidir.
f- Bakanlığın başlatmış olduğu eğitimde program geliştirme çalışmasının birlikte yürütülmesini sağlamalıdır.
g- Eğitim faaliyetleriyle ilgili olarak il düzeyinde veri toplatıp, geri besleme yapmalıdır.
h- İl, ilçe belde ve köylerdeki eğitim-öğretim faaliyetlerini, çağdaş teftiş anlayışı çerçevesinde ve ciddi anlamda denetlenmesi hususunda ilgililere yardımcı olmalıdır.
h- İlçe milli eğitim müdürlerine, okul yöneticilerine ve her branştaki öğretmenlere yepyeni bir anlayış ve dinamizmle hizmet-içi eğitim organizasyonları düzenleyip yerel bazda yürütmelidir.
i- İl çapında yönetim ve yürütmede birlik ve beraberlik sağlamalıdır.
j- Özellikle başarılı ama yoksul öğrencileri burs, kredi vb yardımlarla desteklemek gibi görevleri yerine getirmelidir.
Bu görevlere yenileri eklenecek, belki çıkarılacak veya değiştirilecektir. Önemli olan bu sürecin başlaması ve yürütülmesidir.
Bir sonraki yazıda il milli eğitim müdürünü ve görevlerini görelim.
C- Eğitim Yönetimi İl Kurulu:
Önceki yazılarımızda, Milli Eğitim Bakanlığında bir yönetim reformu yapılması, eğitim sistemimizde merkezden ve yerinden yönetim anlayışına geçilmesi gerektiğini önermiştik. Buradan hareketle, eğitim sistemimizi uygulamanın Bakanlıkta, geliştirmenin de CB Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nda olmasını; bu çerçevede önce MEB ile Kurul arasında bir görev bölüşümü yapılması gerektiğini ifade etmiş, bunun nasıl olabileceğini de açıklamıştık. Sonra Bakanlığın uygulama görev, yetki ve sorumluluğunu, makul ölçülerde illerle paylaşması gerektiğini yazdık. Daha sonra da Eğitim Yönetimi Üst Kurulu’nun oluşum ve işlevlerini kısaca açıklamıştık. Bu yazımızda da yerinden yönetim anlayışını, illerde eğitim yönetimi il kurulunun oluşumunu, görev-yetki ve sorumluluklarının neler olması gerektiğini kısaca arz etmek istiyorum. Böylece eğitim yönetiminin üç sütunu da ortaya çıkmış olacaktır.
Yerinden yönetim yaklaşımı, sorunların, merkezin desteğini de alarak, onun yaşandığı yerde çözümlenmesini hedef edinmektedir. Yerinden yönetim anlayışına göre, eğitim sorunlarının çözümlenebilmesi için illerdeki mevcut eğitim yönetimine yetki, imkan ve sorumluluk vermek gerekir. Bu yetki ve sorumluluk atanmış bir memura değil de oluşturulacak ve o ili temsil kabiliyeti olan bir Kurul’a verilmesinin daha makul olacağını düşünüyorum. Bu kurulun nasıl oluşturulacağı hususunda, çok değişik öneriler getirilebilir. Ancak her ilde, eğitim konusuna özgü, ‘Eğitim Yönetimi İl Kurulu’ adıyla ayrı bir kurulun oluşturulmasının daha makul ve yararlı olacağını düşünmekteyim.
Eğitim yönetimi il kurulu, Bakanlıkla irtibatlı olmak üzere, ilin eğitim sorunlarından birinci derecede yetkili ve sorumlu olacak bir kuruldur. Bu durum, ilde de Bakanlık’ta da böyle görülmeli ve kabul edilmelidir. Kurul, belli aralıklarla yapılacak seçimle görev başına gelir. İçerisinde ildeki kamu kurumlarının üst düzey yetkililerinin de bulunacağı, ildeki kamu, özel sektör ve gönüllü kuruluş temsilcilerinden oluşan ve ‘ili temsil etme yeteneğinde’ olan bir kurul olmalıdır. Kurul hem doğal yollarla, hem de seçimle oluşturulmalıdır. İlin valisi, belediye başkanı, rektör(ler), TCK ve DSİ gibi özellikle yatırımcı kuruluşların müdürleri doğal olarak oraya girmelidir. İldeki eğitim, fen edebiyat ve ilahiyat fakültelerinden, Sanayi ve ticaret odasından, il genel meclisi üyelerinden, eğitim sendikalarından, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler olmalıdır. Bunların kendi içlerinde belli ölçülerde seçilip görevlendirilecek olan insanlardan eğitim yönetimi il kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurul oluşturulurken, kurulun, o ilin özü, özeti ve temsilcisi olması; ili yönlendirebilme ve harekete geçirebilme kabiliyetlerinin bulunması esas olmalıdır.
Eğitim Yönetimi İl Kurulunun, atanmış memur gibi değil ama Bakanlıkla irtibatlı olmak kaydıyla il çapında belli görevleri olacaktır. Bu görevleri kısaca şöyle sıralanabilir:
a- Dünya ve Ülke gerçeklerini göz önüne alarak eğitimde ilin vizyonunu, Eğitim Yönetimi İl Kurulunun da ildeki misyonunu fonksiyonel olarak belirlemeli ve bunları canlı, diri ve dinamik tutmalıdır.
b- Daha sonra özelliklerini belirteceğimiz düzeyde il milli eğitim müdürünü atamalı, ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri üzerine bir çalışma yapıp kurula sunmasını istemelidir.
c- İl milli eğitim müdürünün de katılımıyla Kurul, ilde kanaat önderleri, bilim insanları ticaret-sanayi-tarım- turizm sektörleri, STK’lar gibi toplumun çeşitli kesimleriyle toplantılar yapıp, il çapında bir eğitim hareketliliğine, giderek bir eğitim seferberliğine doğru ilini taşımalıdır. Daha sonra bu toplantılar okullarda yapılmalı, öğretmen, öğrenci veli ve yönetici gibi eğitimin tüm paydaşlarının bu seferberliğe gönüllü olarak katılmaları sağlanmaya çalışılmalıdır. Ayrıca bu toplantılara, o ilin, çeşitli alanlarda yetiştirmiş olduğu saygın insanlar, il dışından bilim, sanat, spor, siyaset ve kanaat önderleri de çağrılıp, bu yürüyüş ve seferberliğe onların da katkı vermeleri sağlanmalıdır. Bu yürüyüşe katkı verebilecek herkes davet edilmelidir.
Milli Eğitim Bakanı, her ilde yapılmakta olan bu toplantılara muhakkak surette birkaç defa katılmalı ve bu yürüyüşe dinamizm katmalıdır.
Bu tür toplantılar, bu yürüyüş ve seferberliğin dinamizmini sağlayacak etkinlikler olarak görülmeli, ilk dönemde başlanmalı ve bir daha da durmamalı, devamlı olmalıdır.
d- Yıllık konsolide bütçeden, Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütünün o ile gönderdiği maddi kaynağa, yereli harekete geçirip ilden elde edeceği kaynakları da katarak, ilin yıllık bütçesini yapmalıdır. Bu bütçe ile, adil ölçülerde ve planlı bir şekilde ilin eğitimsel ihtiyaç ve eksikliklerini gidermeğe çalışmalıdır.
e- Bakanlık Merkezince belirlenmiş olan eğitim hizmetlerindeki “eşik” standartlara en kısa sürede ulaşmağa, hatta bu standartların ilerisine geçmesi hususunda ili motive etmelidir.
f- Bakanlığın başlatmış olduğu eğitimde program geliştirme çalışmasının birlikte yürütülmesini sağlamalıdır.
g- Eğitim faaliyetleriyle ilgili olarak il düzeyinde veri toplatıp, geri besleme yapmalıdır.
h- İl, ilçe belde ve köylerdeki eğitim-öğretim faaliyetlerini, çağdaş teftiş anlayışı çerçevesinde ve ciddi anlamda denetlenmesi hususunda ilgililere yardımcı olmalıdır.
h- İlçe milli eğitim müdürlerine, okul yöneticilerine ve her branştaki öğretmenlere yepyeni bir anlayış ve dinamizmle hizmet-içi eğitim organizasyonları düzenleyip yerel bazda yürütmelidir.
i- İl çapında yönetim ve yürütmede birlik ve beraberlik sağlamalıdır.
j- Özellikle başarılı ama yoksul öğrencileri burs, kredi vb yardımlarla desteklemek gibi görevleri yerine getirmelidir.
Bu görevlere yenileri eklenecek, belki çıkarılacak veya değiştirilecektir. Önemli olan bu sürecin başlaması ve yürütülmesidir.
Bir sonraki yazıda il milli eğitim müdürünü ve görevlerini görelim.