
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Van’da kanaat önderleri ile bir araya geldi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Erzurum'da esnaf ziyaretinde bulundu. Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılma ise memleketi Ardahan’da teşkilat mensupları ile bir araya geldi.
Haber Fotoğraf: Anadolu Ajans

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Erzurum'da esnafı ziyaret etti.
Meral Akşener, çeşitli ziyaretler için geldiği Erzurum'da, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, İYİ Parti İl Başkanı Melih Kırkpınar ve partililerle birlikte kent merkezinde esnafı ziyaret ederek, sorunlarını dinledi.
Akşener, ziyaretlerin ardından Cumhuriyet Caddesi üzerinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Sinop, Kastamonu ve Bozkurt ilçesi ile Bartın'da yaşanan sel felaketi nedeniyle "geçmiş olsun" dileklerinde bulundu.

Yaşanan sel felaketinde mağdur olanların, devlet tarafından yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçlarının karşıladığını belirten Akşener, "Sinop ve Kastamonu Bozkurt Bartın'da sel felaketinde hayatını kaybedenlere cenabı haktan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yiyecek içecek gibi konularda sıkıntı yok. Devlet onu karşılıyor. Karşılayanlara da teşekkür ediyorum ama bulundukları yerle, dışarı arasında bağlantı kuramıyorlar. İletişim problemleri var. Seyyar baz istasyonu isteniyor ve taşınabilir şarj aleti ve jeneratör isteniyor." diye konuştu.
Akşener, Erzurum ziyaretinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların sıkıntılı bir süreç yaşadıklarına şahit olduğunu aktardı. Kuraklık ve benzeri durumlar nedeniyle sorunlar yaşayan vatandaşın acil desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Akşener, şöyle konuştu:

"İlçelerde ve merkezde gördüğüm acayip bir yoksulluk var. Özelikle tarım ve hayvancılıkla ilgilenenlerde inanılmaz bir problem var. Elbette elde olmayan sebeplerle kurak olması nedeniyle müthiş bir zorluk yaşanmış. Bu kışı geçirebilmelerinin yolu aktif, açık ve net yardım edilmesidir. Aksi taktirde bu kışı geçirmeleri çok zor olacaktır. Erzurum'da öğrendiklerim, Anadolu'nun her bir ilçesinde tarım ve besicilikle meşgul olan, onunla geçinenler için de geçerlidir. Bu kışı sağlıklı geçirebilmeleri için acil yardıma ihtiyaç var."
Akşener, gençlerdeki işsizlik oranlarının nedenlerinin başında ise liyakat sorununun geldiğini savundu.
KPSS'den 80 ila 90 arasında puan alanların mülakatta elendiğini iddia eden Akşener, "KPSS'den 60 veya 56 gibi rakamlar kazanmış birisinin, 80-92 puan almış birinin yerine atanmasına her bir dükkanda, gençte rastladık. Liyakatin öne çıkarılması kayrılmanın, ayıların, dayıların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu konuda gençlerin umudunu yok etmeye hakkımız yok." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van'da kanaat önderleriyle bir araya geldi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkenin en büyük sorunlarından birinin sığınmacılar olduğunu belirterek "Suriyeli kardeşlerimi, ırkçılık yapmadan, onların hakkını yemeden, evlerini, yollarını, okullarını, hastanelerini, kreşlerini yaptıktan sonra memleketlerine göndereceğim. Hiçbir tereddüt yok bu konuda. En geç 2 yıl içinde bunu yapacağım." dedi.
Van'da kanaat önderleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, sadece bölgede yaşayanların değil Türkiye'de 83 milyonun büyük acılar yaşadığını, büyük sorunlarla karşılaştıklarını, bu sorunları aşmak zorunda olduklarını söyledi. Bu sorunları kavga ederek, birbirlerine kin ve öfke duyarak değil akıl, irfan, hoşgörü ve ilimle aşmak zorunda olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, bu konuda herkese görev düştüğünü aktardı. Bütün meselenin toplumu kaynaştırmak, bireylerin birbirlerine saygı duymasını sağlamak olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Farklı düşünebiliriz, farklı düşünemezsek zaten Türkiye'yi büyütemeyiz. Farklı düşündük diye birbirimize kin ve öfke duymamalıyız. Tam tersine oturup uygarca tartışabiliriz. Biz beraber ve birlikte ülkemizi bu bölgenin ve dünyanın saygın ülkelerinden biri haline getirebiliriz. Bunun için devleti yönetenlere büyük görev düşüyor. Halkın hakemliği demokrasilerde temel kuraldır. İçinde bulunduğumuz sorunları anlatırken çözümleri de anlatmaya çalışacağım.

"Devleti cam gibi şeffaf yapacağım"
Geçmişte bizim kabahatimiz vardı. CHP olarak kabahatimiz vardı. Toplumdan uzaklaşmıştık. Halktan yabancılaşmıştık. Şimdi onu yapmıyoruz artık, değiştik. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Devleti cam gibi şeffaf yapacağım. Bakın hepiniz vergi ödüyorsunuz. Nereye gidiyor bu paralar? Demokrasinin çıkış noktası vatandaşın siyasi iktidara dönüp 'Benim vergimi nereye harcadın ey hükümet?' demesiyle başlamıştır. Allah'ın izniyle devleti cam gibi saydam yapacağım. Böyle devlet yönetilmez. Hani yeri geldiği zaman söylüyoruz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. Kul hakkı yemek en büyük günahsa kul hakkı yiyenlere neden oy veriyoruz o zaman? O günaha ortak olmuyor muyuz? Adalette olana oy vereceksin sen. Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğim. Kitabımız Kur'an-ı Kerim bile 'Aklınızı kullanmıyor musunuz?' diyor. Aklı kullanmak zaten bizim görevimizdir. Yüce Yaradan'ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Aklın kullanılması istişare demektir. Bir devletin yönetimini bir kişiye teslim edemezsiniz."
"Suriyeli kardeşlerimi memleketlerine göndereceğim"
Sığınmacıların en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Suriyeli kardeşlerimi, ırkçılık yapmadan, onların hakkını yemeden, evlerini, yollarını, okullarını, hastanelerini, kreşlerini yaptıktan sonra memleketlerine göndereceğim. Hiçbir tereddüt yok bu konuda. En geç 2 yıl içinde bunu yapacağım. Kendi ülkelerine gitsinler. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Bu dış politika Türkiye'nin başına bela. Birilerinin talimatıyla dış politikayı oluşturuyorlar. Suriye ile niye kavga ediyoruz? Suriye gerçeğine bakalım. İki taraf var değil mi? İki taraf da Müslüman? İki taraf da birbirini nasıl öldürüyor? Allah Allah diye. Ellerindeki silahlar egemen güçlerin. Niye buna izin veriyoruz? Oturacağız Suriye'yle barışacağız. Büyükelçiliği göndereceğiz. Onlar da gönderecekler. Buradan gidecek olan Suriyelilerin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Onları şöyle veya böyle şiddetin ortasına atmayacağız. Ayrıca kendi iş adamlarımıza diyeceğiz ki gidin kardeşim orada yeni fabrikalar kurun. Bütün Suriyeliler gitsin o fabrikalarda çalışsınlar. Hepsi üretsinler. Mallarını gerekirse biz satın alacağız. Yapacağım. Yetki verirseniz en geç 2 yıl içinde bunu yapacağım."

- "Afganistan'dan sürüler halinde geliyorlar"
"Şimdi Afganistan'dan sürüler halinde geliyorlar. Binlerce kişi geliyorlar. Kimden talimat aldılar?" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Erdoğan, Biden ile yaptığı görüşmede Afganların Türkiye'ye gelmesini kabul etti. Sonra bunu gizlediler uzun süre. Bir baktık Amerika Birleşik Devletleri'nden bir yetkili açıklama yaptı. Kendileri Afganistan'dayken, kendilerine yardım eden Afganlarla iş birliği yapmışlar. O işbirliği yapan Afganlardan 1 milyon kişi gelecek. Türkiye'de bir süre kalacaklar. Türkiye demiyor, üçüncü ülke diyor. Kalacaklar ve bir süre sonra içinden seçecekler bazılarını götürecekler. Diğerleri bizim başımızda kalacak. Niye kardeşim? Burası sömürge deposu mu? Burası sığınmacı deposu mu? Onlar bize para vereceklermiş. Devletin itibarını, saygınlığını parayla mı satacaksın. Gencecik insanlar 2 bin 400 kilometreyi aşıyorlar Türkiye'ye geliyorlar. Devletin gözetiminde, bu hükümetin gözetiminde geliyorlar tamamı. Hepsi genç, askerlikten yeni gelmiş gibi. Biz ne yapıyoruz bunun karşılığında. Pırıl pırıl evlatlarımıza, gençlerimize siz de gidin Kabil'e savaşın diyoruz. Onlar buraya çalışmaya, biz oraya ölmeye gidiyoruz. Niçin? Hangi akıl bunu kabul eder? Bizim Afganistan ile tarihsel dostluğumuz var. Afganistan'ın kendi iç işlerinde barış için gidebiliriz, tarafları barıştırabiliriz ama kavganın parçası olmak son derece yanlıştır. Bu yanlış bir politikadır ve bedeli çok ağırdır. Daha gelecekler, 1 milyondan daha fazla gelecek. Oturup İran'la konuşmuyor, 'Neden gönderiyorsun?' demiyor. Geri İran'a gönderebilir uluslararası sözleşmelerde, onu da iade etmiyor. Türkiye'nin başına önümüzdeki süreçlerde büyük felaketler gelebilir. Büyük iç çatışmalar olabilir, hepimiz sakin olmalıyız. Bunları, demokratik yollarla göndermek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve bunları göndereceğiz sonra ülkeye huzuru getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız. Dış politikayı barış üzerine inşa edeceğiz."

"30 ilde teşkilat kurduk. İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisini büyük kongreye götüreceğiz"
Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, 30 ilde teşkilat kurduklarını belirterek "İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisini büyük kongreye götüreceğiz." dedi.
Bazı ziyaretlerde bulunmak üzere memleketi Ardahan'a gelen Yılmaz, partililerce Ardahan-Kars kara yolunun kente giriş noktasında, araç konvoyuyla karşılandı. Kongre Caddesi'nde esnaf ve vatandaşı selamlayan Yılmaz, daha sonra partililerle Milli Egemenlik Parkı'na geçerek buradaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

Öztürk Yılmaz, ardından partililerle geçtiği Kaptanpaşa Mahallesi'ndeki parti binası açılışında yaptığı konuşmada, Yenilik Partisi'nin adım adım iktidara yürüdüğünü söyledi. Bundan sonra Türkiye'deki siyasetin değişeceğini ifade eden Yılmaz, "30 ilde teşkilat kurduk. İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisi'ni büyük kongreye götüreceğiz. Burası benim vatanım, benim toprağım, benim aşık olduğum memleket. Burası çocukluğumun geçtiği, top koşturduğum vatan toprağı. Onun için ilk çıkışı buradan yaptık. Bundan sonra buradan devam edecek." diye konuştu.
Yılmaz, orman yangınları ve düzensiz göçmenlere ilişkin hükümetin politikasını eleştirerek "Benim Allah'tan başka kimseden korkum yok. Herhangi bir kimseye verecek hesabım yok. Siyasette önemli olan fikrin, idealin olmasıdır. Siyaset memleket için yapılır. Onu yapabiliyorsan gerçekten siyasetçisin. Siyaset Türkiye'nin derdiyle dertlenmektir. Türkiye'nin önünü açmamız lazım. Bu parti ne 'Cumhur' ne de 'Millet' ittifakında yer alıyor. Ülkenin doğruları için çalışacağız." dedi.
Yılmaz, açılışın ardından Dursun Akçam Kültür Evi'nde partililerle bir araya geldi.
Haber Fotoğraf: Anadolu Ajans

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Erzurum'da esnafı ziyaret etti.
Meral Akşener, çeşitli ziyaretler için geldiği Erzurum'da, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, İYİ Parti İl Başkanı Melih Kırkpınar ve partililerle birlikte kent merkezinde esnafı ziyaret ederek, sorunlarını dinledi.
Akşener, ziyaretlerin ardından Cumhuriyet Caddesi üzerinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Sinop, Kastamonu ve Bozkurt ilçesi ile Bartın'da yaşanan sel felaketi nedeniyle "geçmiş olsun" dileklerinde bulundu.

Yaşanan sel felaketinde mağdur olanların, devlet tarafından yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçlarının karşıladığını belirten Akşener, "Sinop ve Kastamonu Bozkurt Bartın'da sel felaketinde hayatını kaybedenlere cenabı haktan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yiyecek içecek gibi konularda sıkıntı yok. Devlet onu karşılıyor. Karşılayanlara da teşekkür ediyorum ama bulundukları yerle, dışarı arasında bağlantı kuramıyorlar. İletişim problemleri var. Seyyar baz istasyonu isteniyor ve taşınabilir şarj aleti ve jeneratör isteniyor." diye konuştu.
Akşener, Erzurum ziyaretinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların sıkıntılı bir süreç yaşadıklarına şahit olduğunu aktardı. Kuraklık ve benzeri durumlar nedeniyle sorunlar yaşayan vatandaşın acil desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Akşener, şöyle konuştu:

"İlçelerde ve merkezde gördüğüm acayip bir yoksulluk var. Özelikle tarım ve hayvancılıkla ilgilenenlerde inanılmaz bir problem var. Elbette elde olmayan sebeplerle kurak olması nedeniyle müthiş bir zorluk yaşanmış. Bu kışı geçirebilmelerinin yolu aktif, açık ve net yardım edilmesidir. Aksi taktirde bu kışı geçirmeleri çok zor olacaktır. Erzurum'da öğrendiklerim, Anadolu'nun her bir ilçesinde tarım ve besicilikle meşgul olan, onunla geçinenler için de geçerlidir. Bu kışı sağlıklı geçirebilmeleri için acil yardıma ihtiyaç var."
Akşener, gençlerdeki işsizlik oranlarının nedenlerinin başında ise liyakat sorununun geldiğini savundu.
KPSS'den 80 ila 90 arasında puan alanların mülakatta elendiğini iddia eden Akşener, "KPSS'den 60 veya 56 gibi rakamlar kazanmış birisinin, 80-92 puan almış birinin yerine atanmasına her bir dükkanda, gençte rastladık. Liyakatin öne çıkarılması kayrılmanın, ayıların, dayıların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu konuda gençlerin umudunu yok etmeye hakkımız yok." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van'da kanaat önderleriyle bir araya geldi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkenin en büyük sorunlarından birinin sığınmacılar olduğunu belirterek "Suriyeli kardeşlerimi, ırkçılık yapmadan, onların hakkını yemeden, evlerini, yollarını, okullarını, hastanelerini, kreşlerini yaptıktan sonra memleketlerine göndereceğim. Hiçbir tereddüt yok bu konuda. En geç 2 yıl içinde bunu yapacağım." dedi.
Van'da kanaat önderleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, sadece bölgede yaşayanların değil Türkiye'de 83 milyonun büyük acılar yaşadığını, büyük sorunlarla karşılaştıklarını, bu sorunları aşmak zorunda olduklarını söyledi. Bu sorunları kavga ederek, birbirlerine kin ve öfke duyarak değil akıl, irfan, hoşgörü ve ilimle aşmak zorunda olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, bu konuda herkese görev düştüğünü aktardı. Bütün meselenin toplumu kaynaştırmak, bireylerin birbirlerine saygı duymasını sağlamak olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Farklı düşünebiliriz, farklı düşünemezsek zaten Türkiye'yi büyütemeyiz. Farklı düşündük diye birbirimize kin ve öfke duymamalıyız. Tam tersine oturup uygarca tartışabiliriz. Biz beraber ve birlikte ülkemizi bu bölgenin ve dünyanın saygın ülkelerinden biri haline getirebiliriz. Bunun için devleti yönetenlere büyük görev düşüyor. Halkın hakemliği demokrasilerde temel kuraldır. İçinde bulunduğumuz sorunları anlatırken çözümleri de anlatmaya çalışacağım.

"Devleti cam gibi şeffaf yapacağım"
Geçmişte bizim kabahatimiz vardı. CHP olarak kabahatimiz vardı. Toplumdan uzaklaşmıştık. Halktan yabancılaşmıştık. Şimdi onu yapmıyoruz artık, değiştik. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Devleti cam gibi şeffaf yapacağım. Bakın hepiniz vergi ödüyorsunuz. Nereye gidiyor bu paralar? Demokrasinin çıkış noktası vatandaşın siyasi iktidara dönüp 'Benim vergimi nereye harcadın ey hükümet?' demesiyle başlamıştır. Allah'ın izniyle devleti cam gibi saydam yapacağım. Böyle devlet yönetilmez. Hani yeri geldiği zaman söylüyoruz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. Kul hakkı yemek en büyük günahsa kul hakkı yiyenlere neden oy veriyoruz o zaman? O günaha ortak olmuyor muyuz? Adalette olana oy vereceksin sen. Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğim. Kitabımız Kur'an-ı Kerim bile 'Aklınızı kullanmıyor musunuz?' diyor. Aklı kullanmak zaten bizim görevimizdir. Yüce Yaradan'ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Aklın kullanılması istişare demektir. Bir devletin yönetimini bir kişiye teslim edemezsiniz."
"Suriyeli kardeşlerimi memleketlerine göndereceğim"
Sığınmacıların en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Suriyeli kardeşlerimi, ırkçılık yapmadan, onların hakkını yemeden, evlerini, yollarını, okullarını, hastanelerini, kreşlerini yaptıktan sonra memleketlerine göndereceğim. Hiçbir tereddüt yok bu konuda. En geç 2 yıl içinde bunu yapacağım. Kendi ülkelerine gitsinler. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Bu dış politika Türkiye'nin başına bela. Birilerinin talimatıyla dış politikayı oluşturuyorlar. Suriye ile niye kavga ediyoruz? Suriye gerçeğine bakalım. İki taraf var değil mi? İki taraf da Müslüman? İki taraf da birbirini nasıl öldürüyor? Allah Allah diye. Ellerindeki silahlar egemen güçlerin. Niye buna izin veriyoruz? Oturacağız Suriye'yle barışacağız. Büyükelçiliği göndereceğiz. Onlar da gönderecekler. Buradan gidecek olan Suriyelilerin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Onları şöyle veya böyle şiddetin ortasına atmayacağız. Ayrıca kendi iş adamlarımıza diyeceğiz ki gidin kardeşim orada yeni fabrikalar kurun. Bütün Suriyeliler gitsin o fabrikalarda çalışsınlar. Hepsi üretsinler. Mallarını gerekirse biz satın alacağız. Yapacağım. Yetki verirseniz en geç 2 yıl içinde bunu yapacağım."

- "Afganistan'dan sürüler halinde geliyorlar"
"Şimdi Afganistan'dan sürüler halinde geliyorlar. Binlerce kişi geliyorlar. Kimden talimat aldılar?" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Erdoğan, Biden ile yaptığı görüşmede Afganların Türkiye'ye gelmesini kabul etti. Sonra bunu gizlediler uzun süre. Bir baktık Amerika Birleşik Devletleri'nden bir yetkili açıklama yaptı. Kendileri Afganistan'dayken, kendilerine yardım eden Afganlarla iş birliği yapmışlar. O işbirliği yapan Afganlardan 1 milyon kişi gelecek. Türkiye'de bir süre kalacaklar. Türkiye demiyor, üçüncü ülke diyor. Kalacaklar ve bir süre sonra içinden seçecekler bazılarını götürecekler. Diğerleri bizim başımızda kalacak. Niye kardeşim? Burası sömürge deposu mu? Burası sığınmacı deposu mu? Onlar bize para vereceklermiş. Devletin itibarını, saygınlığını parayla mı satacaksın. Gencecik insanlar 2 bin 400 kilometreyi aşıyorlar Türkiye'ye geliyorlar. Devletin gözetiminde, bu hükümetin gözetiminde geliyorlar tamamı. Hepsi genç, askerlikten yeni gelmiş gibi. Biz ne yapıyoruz bunun karşılığında. Pırıl pırıl evlatlarımıza, gençlerimize siz de gidin Kabil'e savaşın diyoruz. Onlar buraya çalışmaya, biz oraya ölmeye gidiyoruz. Niçin? Hangi akıl bunu kabul eder? Bizim Afganistan ile tarihsel dostluğumuz var. Afganistan'ın kendi iç işlerinde barış için gidebiliriz, tarafları barıştırabiliriz ama kavganın parçası olmak son derece yanlıştır. Bu yanlış bir politikadır ve bedeli çok ağırdır. Daha gelecekler, 1 milyondan daha fazla gelecek. Oturup İran'la konuşmuyor, 'Neden gönderiyorsun?' demiyor. Geri İran'a gönderebilir uluslararası sözleşmelerde, onu da iade etmiyor. Türkiye'nin başına önümüzdeki süreçlerde büyük felaketler gelebilir. Büyük iç çatışmalar olabilir, hepimiz sakin olmalıyız. Bunları, demokratik yollarla göndermek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve bunları göndereceğiz sonra ülkeye huzuru getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız. Dış politikayı barış üzerine inşa edeceğiz."

"30 ilde teşkilat kurduk. İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisini büyük kongreye götüreceğiz"
Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, 30 ilde teşkilat kurduklarını belirterek "İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisini büyük kongreye götüreceğiz." dedi.
Bazı ziyaretlerde bulunmak üzere memleketi Ardahan'a gelen Yılmaz, partililerce Ardahan-Kars kara yolunun kente giriş noktasında, araç konvoyuyla karşılandı. Kongre Caddesi'nde esnaf ve vatandaşı selamlayan Yılmaz, daha sonra partililerle Milli Egemenlik Parkı'na geçerek buradaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

Öztürk Yılmaz, ardından partililerle geçtiği Kaptanpaşa Mahallesi'ndeki parti binası açılışında yaptığı konuşmada, Yenilik Partisi'nin adım adım iktidara yürüdüğünü söyledi. Bundan sonra Türkiye'deki siyasetin değişeceğini ifade eden Yılmaz, "30 ilde teşkilat kurduk. İnşallah 41 ili tamamlayıp Türkiye'de Yenilik Partisi'ni büyük kongreye götüreceğiz. Burası benim vatanım, benim toprağım, benim aşık olduğum memleket. Burası çocukluğumun geçtiği, top koşturduğum vatan toprağı. Onun için ilk çıkışı buradan yaptık. Bundan sonra buradan devam edecek." diye konuştu.
Yılmaz, orman yangınları ve düzensiz göçmenlere ilişkin hükümetin politikasını eleştirerek "Benim Allah'tan başka kimseden korkum yok. Herhangi bir kimseye verecek hesabım yok. Siyasette önemli olan fikrin, idealin olmasıdır. Siyaset memleket için yapılır. Onu yapabiliyorsan gerçekten siyasetçisin. Siyaset Türkiye'nin derdiyle dertlenmektir. Türkiye'nin önünü açmamız lazım. Bu parti ne 'Cumhur' ne de 'Millet' ittifakında yer alıyor. Ülkenin doğruları için çalışacağız." dedi.
Yılmaz, açılışın ardından Dursun Akçam Kültür Evi'nde partililerle bir araya geldi.