
Ev danasından öküz olmaz sözü en çok Erzurum’a yakışıyor. Kendi değerini bilmeme veya yetiştirdiği, sahip olduğu değerlerin farkında olamama hali ne yazık ki hazinelerimizin farkında olamamamıza yol açıyor. Bunların başında Narman Peribacaları, Tortum Şelalesi, Öşvank Kilisesi ve Yedi Göller bölgesi ve Erzurum merkezde yer alan tarihi eserler gelmektedir.
29 Ekim bayramı nedeniyle Narman Peribacalarını ziyaret ettik. Gerçekten büyük bir değer ama gelin görün ki, yetim ve sahipsiz bir halde bulunuyor. Kapadokya bölgesini göz önüne getirmenizi öneriyorum. Dünyanın ilgisini çekebilen Kapadokya bölgesi elbette Narman Peribacalarından daha kapsamlı, ama buranın kırmızı yapısı şüphesiz ki ilginin yoğunlaşmasını sağlayan özellikler barındırıyor.
Narman Peribacalarının yetim ve kimsesiz hali bura için bir tehdit de oluşturuyor. Alanı gezdiğimizde dikkatimi çeken şey, gezilen alanlarda özel yapısı nedeniyle yıpranmaların oluştuğuydu. Başka bir gözlem sonucu ise alanda oluşumun sürdüğüyle ilgiliydi. Peribacalarını gelmeye soğuk ve yağışlı havaya rağmen gelenlerin sayısı azımsanacak gibi değildi. İnsanlar Peribacalarının tepesine çıkarak resim çekiliyorlar. Alanın hızlı bir biçimde ilgili çevrelerce zemin ve yüzey araştırmalarının yapılması ve koruma altına alınması gerekiyor. Kapadokya örneğinde olduğu gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Müze Müdürlüğünce işletmeye açılması çok yararlı olacaktır.
Elde edilen gelirin bölgeye harcanmasıyla çevresel etkiler de dikkate alınacak olursa turizm açısından faydalı olacaktır. Peribacaları içerisinde insanların yapılacak merdiven sistemiyle dolaşabilmeleri sağlanarak, tahribatında önüne geçilebilir.
Peribacalarının gezilmesinin ardından Oltu ilçesine gittik. Doğala olarak Oltu kalesini ziyaret etmek istedik. Ancak kapalıydı. Sonradan öğrendim ki, yalnızca Cuma günleri ziyarete açılıyormuş. Garip bir uygulamayı buradan duyurmak istedim. İlçedeki Kilise de aynı şekilde gezilemiyor.
Aras akar Türk bakan anlayışı değişmelidir
Sovyet döneminde Aras nehri iki ülke arasındaki sınırı yer yer çizmektedir. Rusların bizim için ifadesi böyledir; “Araz akar Türk bakar”. Sahip olduğumuz değerleri turizm açısından ele almak Erzurum için önem taşıyor. Kalkınmanın önemli bir unsurunun turizm olduğu, özellikle gıda ve hediyelik eşya sektörünün canlanmasında önemli rolü bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Erzurum Narman Peribacalarından ibaret değil, Oltu Kalesi ve Kilise, Öşvank Kilisesi, Tortum Şelalesi ve Yedi Göller aynı üçgen içerisinde yer alıyor. Erzurum’dan erken saatlerde yola çıkarsanız bütün bir alanı gezerek Yedi Göller bölgesinin doğal güzellikleri arasında keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Oltu ilçesinde Oltu taşı eşyaların satıldığı El Emeği Merkezini de ziyaret etmek gerekiyor.
29 Ekim bayramı nedeniyle Narman Peribacalarını ziyaret ettik. Gerçekten büyük bir değer ama gelin görün ki, yetim ve sahipsiz bir halde bulunuyor. Kapadokya bölgesini göz önüne getirmenizi öneriyorum. Dünyanın ilgisini çekebilen Kapadokya bölgesi elbette Narman Peribacalarından daha kapsamlı, ama buranın kırmızı yapısı şüphesiz ki ilginin yoğunlaşmasını sağlayan özellikler barındırıyor.
Narman Peribacalarının yetim ve kimsesiz hali bura için bir tehdit de oluşturuyor. Alanı gezdiğimizde dikkatimi çeken şey, gezilen alanlarda özel yapısı nedeniyle yıpranmaların oluştuğuydu. Başka bir gözlem sonucu ise alanda oluşumun sürdüğüyle ilgiliydi. Peribacalarını gelmeye soğuk ve yağışlı havaya rağmen gelenlerin sayısı azımsanacak gibi değildi. İnsanlar Peribacalarının tepesine çıkarak resim çekiliyorlar. Alanın hızlı bir biçimde ilgili çevrelerce zemin ve yüzey araştırmalarının yapılması ve koruma altına alınması gerekiyor. Kapadokya örneğinde olduğu gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Müze Müdürlüğünce işletmeye açılması çok yararlı olacaktır.
Elde edilen gelirin bölgeye harcanmasıyla çevresel etkiler de dikkate alınacak olursa turizm açısından faydalı olacaktır. Peribacaları içerisinde insanların yapılacak merdiven sistemiyle dolaşabilmeleri sağlanarak, tahribatında önüne geçilebilir.
Peribacalarının gezilmesinin ardından Oltu ilçesine gittik. Doğala olarak Oltu kalesini ziyaret etmek istedik. Ancak kapalıydı. Sonradan öğrendim ki, yalnızca Cuma günleri ziyarete açılıyormuş. Garip bir uygulamayı buradan duyurmak istedim. İlçedeki Kilise de aynı şekilde gezilemiyor.
Aras akar Türk bakan anlayışı değişmelidir
Sovyet döneminde Aras nehri iki ülke arasındaki sınırı yer yer çizmektedir. Rusların bizim için ifadesi böyledir; “Araz akar Türk bakar”. Sahip olduğumuz değerleri turizm açısından ele almak Erzurum için önem taşıyor. Kalkınmanın önemli bir unsurunun turizm olduğu, özellikle gıda ve hediyelik eşya sektörünün canlanmasında önemli rolü bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Erzurum Narman Peribacalarından ibaret değil, Oltu Kalesi ve Kilise, Öşvank Kilisesi, Tortum Şelalesi ve Yedi Göller aynı üçgen içerisinde yer alıyor. Erzurum’dan erken saatlerde yola çıkarsanız bütün bir alanı gezerek Yedi Göller bölgesinin doğal güzellikleri arasında keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Oltu ilçesinde Oltu taşı eşyaların satıldığı El Emeği Merkezini de ziyaret etmek gerekiyor.