
Türkiye’de nükleer santral hikayesi 50 yıl öncesine dayanıyor. Dünya’da da 1960’lı yıllarda başlıyor. Dünya hızlı adımları atarken Türkiye yaya kalıyor. Bağımlı veya Washington’dan yönetilen ülkelerin kaderi hep böyleydi aslında. İşte Türk toplumunun siyasi tercihlerinin ne kadar önemli olduğu bu hikayede de gizlidir.
Sürekli girişimler, adımlar atılsa da büyük toplumsal tepkiler(!) ve medyanın yani 4. Kuvvetinde etkisiyle her girişim, girişim olarak kaldı. Süleyman Demirel ve Turgut Özal Nükleer Santral kurulması için önemli adımlar attılar. Fakat her defasında bu adımlar çelme yedi. “Yeşiller” diye kökü Almanya görünen, aslında ABD’den kontrol edilen ve Türkiye’de de taraftarı çok olan kaos grupları her girişimde ortalığı ayağa kaldırırken, medyada bu kışkırtmaların bir parçası oldu.
Türkiye 1984 yılında OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’ya üye olan Türkiye'de 1986’da meydana gelen Çernobil nükleer santral kazasının yarattığı olumsuz ortam dolayısıyla nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. 1988 yılında TEK Nükleer Santraller Dairesi Başkanlığı kapatıldı. (Nükler Enerjinin Türkiye’deki tarihçesi/2009/NTV)
Türkiye’nin nükleer enerjiye olan ihtiyacı ortadayken, neden bir türlü gerçekleşmiyordu? Veya çevre kirliliğine yol açtığı iddia edilen bu santraller bir Türkiye’ye mi yasaktı? ABD, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin tamamında çok sayıda nükleer santraller bulunuyor.
Türkiye ise daha yeni nükleer santrale sahip olma yolunda gerçek adımları atıyor. 1970’de yer çalışması yapılarak Mersin-Akkuyu, Sinop-İnceburun, ve Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi. Yani 50 yıldır engellenen proje şimdi hayata geçiyor.
Nasıl?!
İşte gerçek burada gizli, Türkiye’nin Ankara’dan yönetilmeye başlamasıyla her şey farklı gelişiyor.
Türk milleti seçim sathı mahallinde çok etkenlerden etkilenecektir, ama unutmaması gereken en önemli şey, iktidar olmak için BATI’ya yama olmak hedefinde olanların nelere mal olacağını unutmamasıdır!
Türkiye’ye haram edilen nükleer enerji santralleri mevcutlarının dışında gelişmiş ülkelerin yine gündeminde. Bakalım hangi ülke ne kadar nükleer enerji santrali planlıyor.
Dünyada nükleer enerji çılgınlığı! Japonya: 9 yeni reaktör aktif edildi, Çin: 8 yeni reaktör inşa ediyor, G.Kore: 10 santral inşa ediyor, ABD: 2 reaktör inşa ediyor, Hindistan: 8 reaktör inşa ediyor, İngiltere: 2 dev santral planladı, Fransa: 14 yeni reaktör planlıyor.
Bu ülkelerin hepsinde zaten nükleer santraller var. Türkiye ise ilk santralinde, 4 nükleer reaktör inşa ediyor.
Dervişin müthiş sözüyle bitirelim “Buda geçer yahu”
Umarım daha düne kadar Bulgaristan, Gürcistan, İran, Irak’tan elektrik aldığımız, her gün saatlerce süren elektrik kesintilerini hafızanız hatırlıyordur!
Evet bağımsızlık yolunda atılan adımları ve koyulan iradeyi iyi okumak gerekiyor!
Sürekli girişimler, adımlar atılsa da büyük toplumsal tepkiler(!) ve medyanın yani 4. Kuvvetinde etkisiyle her girişim, girişim olarak kaldı. Süleyman Demirel ve Turgut Özal Nükleer Santral kurulması için önemli adımlar attılar. Fakat her defasında bu adımlar çelme yedi. “Yeşiller” diye kökü Almanya görünen, aslında ABD’den kontrol edilen ve Türkiye’de de taraftarı çok olan kaos grupları her girişimde ortalığı ayağa kaldırırken, medyada bu kışkırtmaların bir parçası oldu.
Türkiye 1984 yılında OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’ya üye olan Türkiye'de 1986’da meydana gelen Çernobil nükleer santral kazasının yarattığı olumsuz ortam dolayısıyla nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. 1988 yılında TEK Nükleer Santraller Dairesi Başkanlığı kapatıldı. (Nükler Enerjinin Türkiye’deki tarihçesi/2009/NTV)
Türkiye’nin nükleer enerjiye olan ihtiyacı ortadayken, neden bir türlü gerçekleşmiyordu? Veya çevre kirliliğine yol açtığı iddia edilen bu santraller bir Türkiye’ye mi yasaktı? ABD, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin tamamında çok sayıda nükleer santraller bulunuyor.
Türkiye ise daha yeni nükleer santrale sahip olma yolunda gerçek adımları atıyor. 1970’de yer çalışması yapılarak Mersin-Akkuyu, Sinop-İnceburun, ve Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi. Yani 50 yıldır engellenen proje şimdi hayata geçiyor.
Nasıl?!
İşte gerçek burada gizli, Türkiye’nin Ankara’dan yönetilmeye başlamasıyla her şey farklı gelişiyor.
Türk milleti seçim sathı mahallinde çok etkenlerden etkilenecektir, ama unutmaması gereken en önemli şey, iktidar olmak için BATI’ya yama olmak hedefinde olanların nelere mal olacağını unutmamasıdır!
Türkiye’ye haram edilen nükleer enerji santralleri mevcutlarının dışında gelişmiş ülkelerin yine gündeminde. Bakalım hangi ülke ne kadar nükleer enerji santrali planlıyor.
Dünyada nükleer enerji çılgınlığı! Japonya: 9 yeni reaktör aktif edildi, Çin: 8 yeni reaktör inşa ediyor, G.Kore: 10 santral inşa ediyor, ABD: 2 reaktör inşa ediyor, Hindistan: 8 reaktör inşa ediyor, İngiltere: 2 dev santral planladı, Fransa: 14 yeni reaktör planlıyor.
Bu ülkelerin hepsinde zaten nükleer santraller var. Türkiye ise ilk santralinde, 4 nükleer reaktör inşa ediyor.
Dervişin müthiş sözüyle bitirelim “Buda geçer yahu”
Umarım daha düne kadar Bulgaristan, Gürcistan, İran, Irak’tan elektrik aldığımız, her gün saatlerce süren elektrik kesintilerini hafızanız hatırlıyordur!
Evet bağımsızlık yolunda atılan adımları ve koyulan iradeyi iyi okumak gerekiyor!