
Sevgili Işık,
Bana elektronik posta ile gönderdiğin ‘Kimler iyi öğretmendir?’ sorusunun yanıtına geçmeden önce öğretmen olarak atanmış olmana çok sevindiğimi söylemek isterim. Başvuru yapanlar içinde %10’dan daha küçük yer tutan o mutlu azınlığa dahil oldun.
Kararnameniz henüz yayınlanmış olmasa da bu dönemde atanmış 501 matematik öğretmeninden birisin…
Hak ederek, harika!
Seni yürekten kutluyorum.
Seninle birlikte ‘ücretli öğretmen’ ünvanıyla da olsa mesleğine kavuşan tüm genç öğretmenleri kutluyorum; her birine başta sağlıklı, sonra verimli, huzurlu, başarı ve haz dolu bir meslek hayatı diliyorum.
Darısı, atama bekleyen diğer genç meslektaşlarımızın başına…
Şimdi gerçekçi olalım Işık; her şey yoluna girdiğinde gidip göreve başlayacağın yer, senin memleketine çok uzak, çok yabancı, insanı bu yüzyılda bile mahrumiyetin türlü halleriyle sınayan, iklim olarak da çok çetin koşulları olan bir yer; ama ‘insanı harbî insan’ olan bir yer orası. Galiba en önemlisi bu…
Görmüşlüğüm, kısa süre de olsa kalmışlığım var. Hâlâ orada yaşayan can dostlarım var, oralılar…
Oradaki gururlu ve yüce gönüllü insanların arasında senin dokunup elmas yontucusu titizliğiyle birer başyapıta dönüştüreceğin sayısız işlenmemiş pırlanta var.
Çocuklar, eşsiz kır çiçekleri…
O çocuklar, doğdukları günden beri kendilerini aydınlatacak ışığı, seni bekliyorlar, biliyor musun?
Senden de öncelikle sevgi ve ilgi, sonra bilgi bekliyorlar.
Sakın hemen öğretimle başlama. ‘Önce eğitim’ demelisin… Bunun için de tabii ‘Önce sevgi’ diyebilmen gerekir. Ülkemizi ve ulusumuzu onlara sevdirmen gerekir…
Onlar, sevdikleri şeyleri güzelleştirmek ve iyileştirmek için ölümüne çaba gösterirler; göreceksin. Yeter ki sen sevdirmeyi bil…
Zaten en önemlisi de bu değil mi?
En kötü koşullarda bile bir öğretmen öğrencilerine ‘önce sevebilmeyi, varlıklara ve fikirlere saygı duyabilmeyi, böylelikle güçlü bir karaktere dönüşmeyi ve bununla birlikte öğrenmenin, ilerlemenin yollarını’ öğretmeye odaklanmalı, unutma!
‘Öğrenmenin yollarını’ öğretmek…
Çocuklarınla birlikte çözmen gereken bir sır bu…
Ve sen bunu daha ilk günden çözmeye başlayacaksın. Sabırlı ol !..
Bana sorduğun soruya, ‘Kimler iyi öğretmendir?’ deyip de açtığın o dipsiz gayya kuyusuna gelince:
339 sözcükle oluşturduğun mektubuna ben 338 sözcüklük bir yanıt yazdım. Biraz zorlandım; ama becerdim. Senin mektubundan 1 sözcük eksik yazdım...
Sen benden 1 sözcük bile olsa daha fazla söz söylemiş olasın istedim.
İmrendiğini söylediğin şu müdürlük, genel müdürlük falan, ummadığın zamanda gelen sonra da ansızın kalkıp giden ‘misafir payelerdir’; halbuki sen, benimkinden çok daha fazla kahramanlık gerektiren bir işe atıldın. Mesleğimizi benimkinden çok daha zor koşullarda, hem de benden çok daha iyi icra edeceğini bildiğim için 1 sözcükle bile olsa senin önüne geçmek istemedim sevgili Işık…
Senin bir adım arkanda olmayı seçtim.
Ve işte sana yanıtım:
(Kimler iyi öğretmendir?)
Derdine rağmen çocuklarına gülümseyebilen, başkalarının derdine derman olmayı becerebilen öğretmen, gerçekten iyi öğretmendir...
Orada takılıp kalmayan, yeniden ayağa kalkan, daha güçlü mücadele eden ve çevresine bu yolla, yıkılmazlığıyla hayat dersi veren, iyi öğretmendir…
Bir şeyi iyi bilen değil, onu iyi paylaşabilen kişi iyi öğretmendir...
Kuralları ve sınırları daha güzel bir dünya için özverisiyle değiştirmeyi becerebilen, duvarları yıkıp aynı tuğlalardan köprüler kurabilen, umulmayan yerde esenlik doğurabilen kimse iyi öğretmendir...
İnandığı şeyleri başkalarına aynen empoze etmeye çalışan kimse değil, karşısındakinin değerlerini ve inançlarını anlamaya çalışan ve o inancın içindeki evrensel güzelliği, başkalarına dokunan yararı bulup çıkaran kimse iyi öğretmendir...
Sürekli parlak anılarıyla avunan ya da tersine kırık anıları içinde yitip giden değil, başkaları için her gün yeni ve iyi anılar, unutulmaz yeni deneyimler oluşturabilenler iyi öğretmendir...
Dışarıya bir baksana! Tam da şimdi bak:
Online, uzaktan, okulun portalından, EBA’dan, K12NET’ten, videoyla, televizyonla, e-postayla, Skype’la, Whatsapp’la, Youtube kanalıyla, tabletle, telefonla, türlü türlü yollarla; okula gidemeyen öğretmen, okula gelemeyen öğrencisine nasıl, ’kaç faklı yolla’ erişiyor, bir bak ne olur!
İşte bütün bu genişlemiş tayf içinde seçenekler oluşturup engelleri aşıp insana ulaşabilen, koşullar ne olursa olsun öğrencisine erişmenin bir yolunu bulabilen öğretmen, gerçekten ama gerçekten çok iyi öğretmendir...
Kadın ya da erkek…
Taşralı ya da şehirli…
Özel okulda ya da devlet okulunda çalışan, hiç fark etmez!
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ya da lise öğretmeni…
Üniversitede akademisyen, bu da fark etmez!
Yolun sonuna gelmiş ya da henüz yolun başında, içinde yanan bir ateş varsa ne değişir?
Ama ne olursa olsun ‘idealist ve özverili’…
Yaptığı işi seven, adaletli ve öz-saygısı gelişkin…
Ülküsü, tutkusu, mefkûresi olan öğretmenler…
Ve bana göre esas final:
Koşullar, zaman, çağ, moda, trend ne olursa olsun; herhangi bir nesli alıp ondan iyi, insancıl, medeni ve değerli bir 'Yeni Nesil' yapmayı başarabilen öğretmenler…
İşte ‘onlar’ gerçekten 'muhteşem öğretmenlerdir'...
Hiç kuşkun olmasın!
Bana elektronik posta ile gönderdiğin ‘Kimler iyi öğretmendir?’ sorusunun yanıtına geçmeden önce öğretmen olarak atanmış olmana çok sevindiğimi söylemek isterim. Başvuru yapanlar içinde %10’dan daha küçük yer tutan o mutlu azınlığa dahil oldun.
Kararnameniz henüz yayınlanmış olmasa da bu dönemde atanmış 501 matematik öğretmeninden birisin…
Hak ederek, harika!
Seni yürekten kutluyorum.
Seninle birlikte ‘ücretli öğretmen’ ünvanıyla da olsa mesleğine kavuşan tüm genç öğretmenleri kutluyorum; her birine başta sağlıklı, sonra verimli, huzurlu, başarı ve haz dolu bir meslek hayatı diliyorum.
Darısı, atama bekleyen diğer genç meslektaşlarımızın başına…
Şimdi gerçekçi olalım Işık; her şey yoluna girdiğinde gidip göreve başlayacağın yer, senin memleketine çok uzak, çok yabancı, insanı bu yüzyılda bile mahrumiyetin türlü halleriyle sınayan, iklim olarak da çok çetin koşulları olan bir yer; ama ‘insanı harbî insan’ olan bir yer orası. Galiba en önemlisi bu…
Görmüşlüğüm, kısa süre de olsa kalmışlığım var. Hâlâ orada yaşayan can dostlarım var, oralılar…
Oradaki gururlu ve yüce gönüllü insanların arasında senin dokunup elmas yontucusu titizliğiyle birer başyapıta dönüştüreceğin sayısız işlenmemiş pırlanta var.
Çocuklar, eşsiz kır çiçekleri…
O çocuklar, doğdukları günden beri kendilerini aydınlatacak ışığı, seni bekliyorlar, biliyor musun?
Senden de öncelikle sevgi ve ilgi, sonra bilgi bekliyorlar.
Sakın hemen öğretimle başlama. ‘Önce eğitim’ demelisin… Bunun için de tabii ‘Önce sevgi’ diyebilmen gerekir. Ülkemizi ve ulusumuzu onlara sevdirmen gerekir…
Onlar, sevdikleri şeyleri güzelleştirmek ve iyileştirmek için ölümüne çaba gösterirler; göreceksin. Yeter ki sen sevdirmeyi bil…
Zaten en önemlisi de bu değil mi?
En kötü koşullarda bile bir öğretmen öğrencilerine ‘önce sevebilmeyi, varlıklara ve fikirlere saygı duyabilmeyi, böylelikle güçlü bir karaktere dönüşmeyi ve bununla birlikte öğrenmenin, ilerlemenin yollarını’ öğretmeye odaklanmalı, unutma!
‘Öğrenmenin yollarını’ öğretmek…
Çocuklarınla birlikte çözmen gereken bir sır bu…
Ve sen bunu daha ilk günden çözmeye başlayacaksın. Sabırlı ol !..
Bana sorduğun soruya, ‘Kimler iyi öğretmendir?’ deyip de açtığın o dipsiz gayya kuyusuna gelince:
339 sözcükle oluşturduğun mektubuna ben 338 sözcüklük bir yanıt yazdım. Biraz zorlandım; ama becerdim. Senin mektubundan 1 sözcük eksik yazdım...
Sen benden 1 sözcük bile olsa daha fazla söz söylemiş olasın istedim.
İmrendiğini söylediğin şu müdürlük, genel müdürlük falan, ummadığın zamanda gelen sonra da ansızın kalkıp giden ‘misafir payelerdir’; halbuki sen, benimkinden çok daha fazla kahramanlık gerektiren bir işe atıldın. Mesleğimizi benimkinden çok daha zor koşullarda, hem de benden çok daha iyi icra edeceğini bildiğim için 1 sözcükle bile olsa senin önüne geçmek istemedim sevgili Işık…
Senin bir adım arkanda olmayı seçtim.
Ve işte sana yanıtım:
(Kimler iyi öğretmendir?)
- Elbette herkesin bir derdi vardır…
Derdine rağmen çocuklarına gülümseyebilen, başkalarının derdine derman olmayı becerebilen öğretmen, gerçekten iyi öğretmendir...
- Herkes bir biçimde haksızlığa, ihanete, ihmale uğramıştır…
Orada takılıp kalmayan, yeniden ayağa kalkan, daha güçlü mücadele eden ve çevresine bu yolla, yıkılmazlığıyla hayat dersi veren, iyi öğretmendir…
- Herkesin elbet çok iyi bildiği bir şey vardır…
Bir şeyi iyi bilen değil, onu iyi paylaşabilen kişi iyi öğretmendir...
- Herkesin kuralları, sınırları var…
Kuralları ve sınırları daha güzel bir dünya için özverisiyle değiştirmeyi becerebilen, duvarları yıkıp aynı tuğlalardan köprüler kurabilen, umulmayan yerde esenlik doğurabilen kimse iyi öğretmendir...
- Herkesin değerleri, inançları var…
İnandığı şeyleri başkalarına aynen empoze etmeye çalışan kimse değil, karşısındakinin değerlerini ve inançlarını anlamaya çalışan ve o inancın içindeki evrensel güzelliği, başkalarına dokunan yararı bulup çıkaran kimse iyi öğretmendir...
- Herkesin iyi ve kötü anıları var…
Sürekli parlak anılarıyla avunan ya da tersine kırık anıları içinde yitip giden değil, başkaları için her gün yeni ve iyi anılar, unutulmaz yeni deneyimler oluşturabilenler iyi öğretmendir...
- Ve sonuç: Herkesin önünde engeller var, hem de herkesin…
Dışarıya bir baksana! Tam da şimdi bak:
Online, uzaktan, okulun portalından, EBA’dan, K12NET’ten, videoyla, televizyonla, e-postayla, Skype’la, Whatsapp’la, Youtube kanalıyla, tabletle, telefonla, türlü türlü yollarla; okula gidemeyen öğretmen, okula gelemeyen öğrencisine nasıl, ’kaç faklı yolla’ erişiyor, bir bak ne olur!
İşte bütün bu genişlemiş tayf içinde seçenekler oluşturup engelleri aşıp insana ulaşabilen, koşullar ne olursa olsun öğrencisine erişmenin bir yolunu bulabilen öğretmen, gerçekten ama gerçekten çok iyi öğretmendir...
Kadın ya da erkek…
Taşralı ya da şehirli…
Özel okulda ya da devlet okulunda çalışan, hiç fark etmez!
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ya da lise öğretmeni…
Üniversitede akademisyen, bu da fark etmez!
Yolun sonuna gelmiş ya da henüz yolun başında, içinde yanan bir ateş varsa ne değişir?
Ama ne olursa olsun ‘idealist ve özverili’…
Yaptığı işi seven, adaletli ve öz-saygısı gelişkin…
Ülküsü, tutkusu, mefkûresi olan öğretmenler…
Ve bana göre esas final:
Koşullar, zaman, çağ, moda, trend ne olursa olsun; herhangi bir nesli alıp ondan iyi, insancıl, medeni ve değerli bir 'Yeni Nesil' yapmayı başarabilen öğretmenler…
İşte ‘onlar’ gerçekten 'muhteşem öğretmenlerdir'...
Hiç kuşkun olmasın!