
Orhan Ayhan bir de fıkra anlatsın, bir de onu dinleyin!
Belki 50 defa dinlediğimiz Erzurum’a ait bir fıkraydı anlatılan. Ama o kadar güzel anlatıldı ki, en az 5o defa duymamıza rağmen katıla katıla güldük. Ee, olacak o kadar. O fıkrayı anlatan TRT’nin o meşhur 80 yaşındaki sipikeri Orhan Ayhan olunca iş değişiyor. İlk defa dinliyor gibi oluyor ve öyle gülüyorsunuz. Curling Federasyonu’nun Ankara’da hafta sonu yapılan genel kurulunda karşılaştığımız Orhan Ayhan ile ayaküstü sohbet ettik de öyle farkettik usta fıkra anlatıcılığını da.. İmkanınız ve de şansınız olsa da siz de yıllarca radyoda maç anlatırken dinlemişliğiniz olan Orhan Ayhan’a fıkra anlattırın, ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız..

--
Bak buna şapka çıkartırım!
Takip edenler bilir. PUSULA ile birlikte ayda bir yayınladığımız Fırfırik’de bir esprimiz vardı. ETSO Meclis Başkanı ve aynı zamanda 2.Organize Sanayi Başkan Vekili Saim Özakalın’ı yürüyen bir kaplumbağanın üstüne oturur vaziyette koymuş ve birincisine alternatif ikinci sanayi bölgesinin gidişatını ironik bir dille eleştirmiştik. Saim başkan, yine her zamanki hoşgörüsü ile beni aradı ve ‘’2.Organize’nin gidişatı hiç de öyle kaplumbağa hızıyla değil. Hele bir git neler yapıldığını gör, o zaman anlarsın’’ dedi. 3 gün sonrası 2.Organize Sanayi Bölge Müdürü Fırat Karakaya, beni aldı ve Erzurum-Pasinler karayolunun 5.kilometresindeki sanayi bölgesine götürdü. Henüz yeni tanıştığım Fırat bey inşaat mühendisi, konulara vakıflığından bu iş için en uygun tercihmiş, önce bir onu anladım. Havaalanına 5 kilometre, demiryoluna 500 metre uzaklıktaki ‘gözden ırak’ bölgede gördüklerim karşısında şaştım, şaşa kaldım.. Benim için dakika bir, gol birdi..

***
216 hektarlık alanda bunca yıl boş durulmamış, çalışılmış ve 1.etap alt yapısı tamamlanmış bir manzara görünce ‘’Tamam’’ dedim, bu işi artık olmuş bildim ve o ana kadar tüm bildiklerimi ve de düşündüklerimi unuttum gitti! İnanıyorum ki çoğu benim gibi görmeyenler de o bölgede bir şey yapılmadığını düşünecek ve benim gibi ilk gördüklerinde de şaşırıp, o küçük dillerini yutacaklar. Artık tahsise de başlanan ve tesislerin yapımı için gün sayılan 2.Organize Bölgesinde o parke taşla döşenmiş yollarını, asker gibi dizili elektrik direklerini, devam eden harfiyat çalışmalarını görünce aradım Saim Başkanı, hem onca emeğinden ötürü teşekkür ettim hem de ‘’Bazı işler vardır adamı ipe götürür. Ama bazı işlerde vardır adamı çok daha iyi yerlere götürür. Dilerim bu hizmet seni bulunduğun yerden çok daha iyi yerlere götürür!’’ dedim. Zahmet edip bir gidip görmeniz halinde 2.Organize Sanayi Bölgesi için sanırım siz de açıp başta Saim başkan olmak üzere ilgililere bir teşekkür illaki edersiniz bence..

--
Alaftargil’in 120 günü!
Erzurum Kayak Kulübü, bugüne kadar sayısız milli sporcu yetiştiren ve kayakta adı tarihe geçen önemli güzide bir kulüptür. Yaklaşık 4 ay önce, 1 Aralık 2017 tarihinde Bülent Ülker, başkanlık koltuğunu Atakan Alaftargil’e devretmişti ve kulüpte yeni bir dönem başlamıştı. Aynı zamanda olimpiyatlarda Türkiye adına Erzurum’u temsil de etmişliği de olan ve Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği de yapan Alaftargil o koltuğu devraldığı gün ben de yanındaydım. Bülent Ülker, böylesine kayağın duayeni bir isme koltuğu devretmenin rahatlığı içindeydi ve o da herkes gibi kulübün adımlarını daha da sıklaştıracağına kalben inanıyordu. Tam 4 ay geçmişti. Erzurum Kayak Kulübü’nün, kendisi ile birlikte heyecanlı ve artık dağdan inmeyen yönetimi ile neler yaptıklarını öğrenmek için Atakan hocamın yanına gittim. Çok fazla da kayak camiasını bilmeyen biri olarak söyledikleri çok önemliydi ve dediklerini sizinle paylaşayım istiyorum. Atakan hocamın dedikleri özetle şöyle: Geçen yıllar 12’nci olan sporcularımız artık yarışlarda üçüncü veya dördüncü oluyor durumuna geldiler. Bir çok sporcumuz 4 ay içinde farklı organizasyonlarda çok sayıda madalya adılar. 120’ye yakın yeni kayakçı lisans sahibi oldu, profesyonel sporcu oldular. Kayak Kulübü temel eğitim ve alt yapıya ağırlık verdi, bu konuda çok iyi geri dönüşler aldık. Milyonlar harcanan bir sektörde biz kısıtlı imkanlarla bir sürü başarıya ulaştık. Özellikle velilerin katılımı ve yaklaşımı bizleri işimize daha çok motive olmamızı sağladı.

--
Kıyıcı on numara isim!
Erzurum’un da yakından ilgilendiği kış ve buz sporlarından Curling’de genel kurul yaptık, 28 Nisan’da da Buz Pateni Federasyonu seçimini gerçekleştireceğiz. Buz Pateni’nden sonra sırada Kayak federasyonu seçimi var. O da 10 Mayıs tarihinde. Mevcut başkan Erol Yarar bildiğimiz kadarıyla yine aday. Ama tek aday değil. Onun yönetiminde yeralan Başkan Vekili DoçDr. Fatih Kıyıcı da aday oluyor. Fatih Kıyıcı da kayak denince Türkiye’de akla gelen 3-4 isimden biridir. Uzun yıllardır da kayak branşına hizmet ediyor. Aynı zamanda Atatürk Üniversitesi Kış Sporları Enstitüsü Müdürlüğü’nü de yapan Fatih Kıyıcı’nın Erol Yarar’ın karısında iddialı ve ciddi bir rakip olduğunu söylüyor, ahan şuraya yazıyorum. 10 Mayıs’ta Kayak Federasyonu Başkanı Erzurumlu Fatih Kıyıcı olacak, hiç de bugüne kadar bu branşa fazla katkısı bulunmayan Erol Yarar dönemi kapanacak! (NOT Erzurum Kayak Kulübü yönetimi de kendi arasında delege seçimi yaptı ve adaylığı halinde Fatih Kıyıcı’nın yanında olacağını ilan etti!)
--
Merak uyandıran kahkaha!
Geçtiğimiz Cumartesi günü akşam 10.00 sıraları.. Erzurum Havaalanındaki VİP salonunun önünde Vali Seyfettin Azizoğlu ile AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın gelmesini bekliyorlar. Belli, Akdağ’ı uğurlamak için oradalar. Her ikisi de başbaşa vermiş, ayaküstü koyu bir sohbete dalmışlar.. Biz de Esat Bindesan ve Ayhan Türkez ile Curling federasyonu seçimi için gittiğimiz Ankara’dan dönmüşüz, VİP salonun yanındaki otoparktaki aracımıza doğru yürüyoruz. Birden gecenin sessizliğini kahkaha sesleri yırtıyor adeta. Bakıyorum, Vali ile İl Başkanı, kahkahayı basmış gülüyorlar da gülüyorlar. Niye, neye gülüyorlar, bilmiyoruz tabi. İlk defa Vali beyi böylesine kahkaha atarken görüyorum ve bunun nedenini sormak için Mehmet Emin beyin yanına yaklaşıyorum. ‘’Hayırdır, sizi bu kadar çok güldüren nedir ki böyle herkes biranda sizlere baktı?’’ diye soruyorum. Öz, gülmeye devam ediyor. Önce niye güldüklerini söylemek istiyor, sonra vazgeçiyor. Vazgeçmesinin sebebini de şu üç kelimeyle açıklıyor: Söylersem kesinlikle yazarsın!
--
Nur içinde yat ağabey!
Rahmetli Raci Alkır ağabey gibi TRT’nin en çok tanınan Erzurumlu sanatçısıydı Mükerrem Kemertaş. O da sırası gelip bu fani dünyadan göçenlerden oldu. Çok yakın tanışıklığımız olmasa dahi sesi ve duruşuyla saygı duyduğumuz, bizde güzel izler bırakan değerli bir sanatçı büyüğümüzdü. Onu en son belki 6 yıl oldu, düzenlenen bir proğram için davetli olarak gittiğim İstanbul Pendik’de ki Kültür Merkezi’nde görmüş ve canlı olarak dinlemiştim. Mehmet Çalmaşır ve Aysun Gültekin ile birlikte yeni yeni yıldız parlayan sevgili oğlu, benim de facebook’dan arkadaşım Tuncay Kemertaş da o proğramda türkü söylemiş, o akşam bizlere neşeli bir akşam geçirtmişlerdi. Mükerrem ağabeyin annesi Sakine nine, 3 Kümbetler’den benim kayınvalidem rahmetli Ayşe Kantarkaya’nın kapı komşusu olduğu için nişanlıyken sık sık sohbet etiğim bir hanım paşasıydı. Beni bir oğlu, torunu gibi görür ve severdi. Sohbetlerimizde de konumuz genelde Mükerrem ağabey olurdu. Onu da sanırım bir 20 yıl oldu kaybedeli. Anneciğinin yanına gitti Mükerrem ağabey. Nurlar içinde yatsınlar. Bu arada dün TRT’de onun sanatçı arkadaşlarından Kenan Tuna ile konuştum, ‘’Ağabey, hiç Kemertaş’la yanyana fotoğrafınız var mı?’’ diye sordum, ‘’maalesef yok’’ dedi. Onca yıl beraber olmuşlar, hatta 50’ye yakın uzun havasını bir kasette toplamış ve ona hediye etmiş olmasına rağmen yanyana fotoğraflarının olmaması ilginç tabi. İsmail Bingöl ağabeye sordum, ‘’hiç yayına çıkarttınız mı?’’ diye. ‘’1985 yılında İzmir’e gitti, Erzurum’a geldiğinde bir iki defa yayına çıkardık ama hiç konuşturamamıştık. O konuşmayı pek sevmezdi. Bir cümle konuşur sonra ben en iyisi türkü söyleyeyim derdi’’ diye konuştu. Allah rahmetini esirgemez inşallah..
--
Geçin efendim, geçin!
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Sezon başında kim süper ligi aklına getiriyordu? Bırak süper ligi, bu takımdan kim play-off’a çıkmasını kim bekliyordu? Ben söyleyeyim, HİÇ KİMSE! Ben şahsen o kulübün yöneticilerinden biliyorum, bu takım bu yıl ligde kalsın, büyük başarıydı. Bitime 5 hafta var, bu takımın ligde kaldığını, kalıcı olduğunu iyi-kötü görüyoruz. Play-off dersen matematiksel olarak hala şans var. Ee bu durumda sorarım şimdi, bu BB Erzurumspor paniği niye? Niye süper lige çıkamıyor, play-off iddiasından uzaklaştı tenkitleri ne öyle? Vurun abali durumları, Ali Demirhan göndermeleri filan! Bugün bu takıma Manisa muamelesi yapmak nereden çıktı? Eğer bu takım bugün 40 puanda ve de play-off iddiasını az da olsa sürdürüyorsa bir de o teknik ve idari yönetime teşekkür edin. Boş boş konuşmayın, ağaca çıkmayın! Daha düne kadar bu ligde takımınız yokken, bugün kalkmış 1.ligi beğenmiyorsunuz. Hadi ordan, hadi ordan!
--
Vay uyanık!
Erzurumluların bayıldığı hamurlu yiyeceklerden biridir su böreği. Altı-üstü kızarmış, tereyağıyla yapılmış ve de içinde çivil peynirli su böreğini sanmam ki bir Erzurumlu sevmiyor olsun. Ne varki biraz da yapımı zahmetli bir iş olduğu içindir ki çoğu evde hanımlar kolay kolay da yapmaz. Nazlanırlar açıkçası! İşte bunu bilen Serkan Akköse, Recep Akdağ Caddesi üzerinde sadece su böreği satışı hizmeti veren bir işletme açtı ve çok da iyi yaptı. Hem hanımları o zahmetten kurtardı hem de böreğe bayılan erkekleri müdavimi yaptı kendine. Açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yaptığı börekçinin işleri bakıyorum da maşallah çok iyi. Allah daha da varetsin. Müşterinin biri geliyor, diğeri gidiyor. Evlere de servis yapılırken fiyatları da mükemmel. Artık burada kadınlar tarafından üretilen böreği tatmayan da kalmadı gibi. Geçen gün işletmecisi Serkan Akköse ile konuşurken, ilginç şeyler söyledi, onu paylaşayım istedim sizinle. Akköse diyor ki: Kadın geliyor, çantasında sofra bezi. Bizden böreği karton kutu ile değil de demir tepside istiyor. Üzerine sofra bezini sarıp gidiyor. Kendi yaptı diye gösterecek. Erkekler bu işe çok sevindi. Ne yalvaracağım hanıma, gelip burdan alırım diyorlar artık.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sokak lambası gibi olma yar. Kime yandığın belli olsun! (Necip Fazıl)
Belki 50 defa dinlediğimiz Erzurum’a ait bir fıkraydı anlatılan. Ama o kadar güzel anlatıldı ki, en az 5o defa duymamıza rağmen katıla katıla güldük. Ee, olacak o kadar. O fıkrayı anlatan TRT’nin o meşhur 80 yaşındaki sipikeri Orhan Ayhan olunca iş değişiyor. İlk defa dinliyor gibi oluyor ve öyle gülüyorsunuz. Curling Federasyonu’nun Ankara’da hafta sonu yapılan genel kurulunda karşılaştığımız Orhan Ayhan ile ayaküstü sohbet ettik de öyle farkettik usta fıkra anlatıcılığını da.. İmkanınız ve de şansınız olsa da siz de yıllarca radyoda maç anlatırken dinlemişliğiniz olan Orhan Ayhan’a fıkra anlattırın, ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız..

--
Bak buna şapka çıkartırım!
Takip edenler bilir. PUSULA ile birlikte ayda bir yayınladığımız Fırfırik’de bir esprimiz vardı. ETSO Meclis Başkanı ve aynı zamanda 2.Organize Sanayi Başkan Vekili Saim Özakalın’ı yürüyen bir kaplumbağanın üstüne oturur vaziyette koymuş ve birincisine alternatif ikinci sanayi bölgesinin gidişatını ironik bir dille eleştirmiştik. Saim başkan, yine her zamanki hoşgörüsü ile beni aradı ve ‘’2.Organize’nin gidişatı hiç de öyle kaplumbağa hızıyla değil. Hele bir git neler yapıldığını gör, o zaman anlarsın’’ dedi. 3 gün sonrası 2.Organize Sanayi Bölge Müdürü Fırat Karakaya, beni aldı ve Erzurum-Pasinler karayolunun 5.kilometresindeki sanayi bölgesine götürdü. Henüz yeni tanıştığım Fırat bey inşaat mühendisi, konulara vakıflığından bu iş için en uygun tercihmiş, önce bir onu anladım. Havaalanına 5 kilometre, demiryoluna 500 metre uzaklıktaki ‘gözden ırak’ bölgede gördüklerim karşısında şaştım, şaşa kaldım.. Benim için dakika bir, gol birdi..

***
216 hektarlık alanda bunca yıl boş durulmamış, çalışılmış ve 1.etap alt yapısı tamamlanmış bir manzara görünce ‘’Tamam’’ dedim, bu işi artık olmuş bildim ve o ana kadar tüm bildiklerimi ve de düşündüklerimi unuttum gitti! İnanıyorum ki çoğu benim gibi görmeyenler de o bölgede bir şey yapılmadığını düşünecek ve benim gibi ilk gördüklerinde de şaşırıp, o küçük dillerini yutacaklar. Artık tahsise de başlanan ve tesislerin yapımı için gün sayılan 2.Organize Bölgesinde o parke taşla döşenmiş yollarını, asker gibi dizili elektrik direklerini, devam eden harfiyat çalışmalarını görünce aradım Saim Başkanı, hem onca emeğinden ötürü teşekkür ettim hem de ‘’Bazı işler vardır adamı ipe götürür. Ama bazı işlerde vardır adamı çok daha iyi yerlere götürür. Dilerim bu hizmet seni bulunduğun yerden çok daha iyi yerlere götürür!’’ dedim. Zahmet edip bir gidip görmeniz halinde 2.Organize Sanayi Bölgesi için sanırım siz de açıp başta Saim başkan olmak üzere ilgililere bir teşekkür illaki edersiniz bence..

--
Alaftargil’in 120 günü!
Erzurum Kayak Kulübü, bugüne kadar sayısız milli sporcu yetiştiren ve kayakta adı tarihe geçen önemli güzide bir kulüptür. Yaklaşık 4 ay önce, 1 Aralık 2017 tarihinde Bülent Ülker, başkanlık koltuğunu Atakan Alaftargil’e devretmişti ve kulüpte yeni bir dönem başlamıştı. Aynı zamanda olimpiyatlarda Türkiye adına Erzurum’u temsil de etmişliği de olan ve Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği de yapan Alaftargil o koltuğu devraldığı gün ben de yanındaydım. Bülent Ülker, böylesine kayağın duayeni bir isme koltuğu devretmenin rahatlığı içindeydi ve o da herkes gibi kulübün adımlarını daha da sıklaştıracağına kalben inanıyordu. Tam 4 ay geçmişti. Erzurum Kayak Kulübü’nün, kendisi ile birlikte heyecanlı ve artık dağdan inmeyen yönetimi ile neler yaptıklarını öğrenmek için Atakan hocamın yanına gittim. Çok fazla da kayak camiasını bilmeyen biri olarak söyledikleri çok önemliydi ve dediklerini sizinle paylaşayım istiyorum. Atakan hocamın dedikleri özetle şöyle: Geçen yıllar 12’nci olan sporcularımız artık yarışlarda üçüncü veya dördüncü oluyor durumuna geldiler. Bir çok sporcumuz 4 ay içinde farklı organizasyonlarda çok sayıda madalya adılar. 120’ye yakın yeni kayakçı lisans sahibi oldu, profesyonel sporcu oldular. Kayak Kulübü temel eğitim ve alt yapıya ağırlık verdi, bu konuda çok iyi geri dönüşler aldık. Milyonlar harcanan bir sektörde biz kısıtlı imkanlarla bir sürü başarıya ulaştık. Özellikle velilerin katılımı ve yaklaşımı bizleri işimize daha çok motive olmamızı sağladı.

--
Kıyıcı on numara isim!
Erzurum’un da yakından ilgilendiği kış ve buz sporlarından Curling’de genel kurul yaptık, 28 Nisan’da da Buz Pateni Federasyonu seçimini gerçekleştireceğiz. Buz Pateni’nden sonra sırada Kayak federasyonu seçimi var. O da 10 Mayıs tarihinde. Mevcut başkan Erol Yarar bildiğimiz kadarıyla yine aday. Ama tek aday değil. Onun yönetiminde yeralan Başkan Vekili DoçDr. Fatih Kıyıcı da aday oluyor. Fatih Kıyıcı da kayak denince Türkiye’de akla gelen 3-4 isimden biridir. Uzun yıllardır da kayak branşına hizmet ediyor. Aynı zamanda Atatürk Üniversitesi Kış Sporları Enstitüsü Müdürlüğü’nü de yapan Fatih Kıyıcı’nın Erol Yarar’ın karısında iddialı ve ciddi bir rakip olduğunu söylüyor, ahan şuraya yazıyorum. 10 Mayıs’ta Kayak Federasyonu Başkanı Erzurumlu Fatih Kıyıcı olacak, hiç de bugüne kadar bu branşa fazla katkısı bulunmayan Erol Yarar dönemi kapanacak! (NOT Erzurum Kayak Kulübü yönetimi de kendi arasında delege seçimi yaptı ve adaylığı halinde Fatih Kıyıcı’nın yanında olacağını ilan etti!)
--

Geçtiğimiz Cumartesi günü akşam 10.00 sıraları.. Erzurum Havaalanındaki VİP salonunun önünde Vali Seyfettin Azizoğlu ile AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın gelmesini bekliyorlar. Belli, Akdağ’ı uğurlamak için oradalar. Her ikisi de başbaşa vermiş, ayaküstü koyu bir sohbete dalmışlar.. Biz de Esat Bindesan ve Ayhan Türkez ile Curling federasyonu seçimi için gittiğimiz Ankara’dan dönmüşüz, VİP salonun yanındaki otoparktaki aracımıza doğru yürüyoruz. Birden gecenin sessizliğini kahkaha sesleri yırtıyor adeta. Bakıyorum, Vali ile İl Başkanı, kahkahayı basmış gülüyorlar da gülüyorlar. Niye, neye gülüyorlar, bilmiyoruz tabi. İlk defa Vali beyi böylesine kahkaha atarken görüyorum ve bunun nedenini sormak için Mehmet Emin beyin yanına yaklaşıyorum. ‘’Hayırdır, sizi bu kadar çok güldüren nedir ki böyle herkes biranda sizlere baktı?’’ diye soruyorum. Öz, gülmeye devam ediyor. Önce niye güldüklerini söylemek istiyor, sonra vazgeçiyor. Vazgeçmesinin sebebini de şu üç kelimeyle açıklıyor: Söylersem kesinlikle yazarsın!
--
Nur içinde yat ağabey!

--

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Sezon başında kim süper ligi aklına getiriyordu? Bırak süper ligi, bu takımdan kim play-off’a çıkmasını kim bekliyordu? Ben söyleyeyim, HİÇ KİMSE! Ben şahsen o kulübün yöneticilerinden biliyorum, bu takım bu yıl ligde kalsın, büyük başarıydı. Bitime 5 hafta var, bu takımın ligde kaldığını, kalıcı olduğunu iyi-kötü görüyoruz. Play-off dersen matematiksel olarak hala şans var. Ee bu durumda sorarım şimdi, bu BB Erzurumspor paniği niye? Niye süper lige çıkamıyor, play-off iddiasından uzaklaştı tenkitleri ne öyle? Vurun abali durumları, Ali Demirhan göndermeleri filan! Bugün bu takıma Manisa muamelesi yapmak nereden çıktı? Eğer bu takım bugün 40 puanda ve de play-off iddiasını az da olsa sürdürüyorsa bir de o teknik ve idari yönetime teşekkür edin. Boş boş konuşmayın, ağaca çıkmayın! Daha düne kadar bu ligde takımınız yokken, bugün kalkmış 1.ligi beğenmiyorsunuz. Hadi ordan, hadi ordan!
--

Erzurumluların bayıldığı hamurlu yiyeceklerden biridir su böreği. Altı-üstü kızarmış, tereyağıyla yapılmış ve de içinde çivil peynirli su böreğini sanmam ki bir Erzurumlu sevmiyor olsun. Ne varki biraz da yapımı zahmetli bir iş olduğu içindir ki çoğu evde hanımlar kolay kolay da yapmaz. Nazlanırlar açıkçası! İşte bunu bilen Serkan Akköse, Recep Akdağ Caddesi üzerinde sadece su böreği satışı hizmeti veren bir işletme açtı ve çok da iyi yaptı. Hem hanımları o zahmetten kurtardı hem de böreğe bayılan erkekleri müdavimi yaptı kendine. Açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yaptığı börekçinin işleri bakıyorum da maşallah çok iyi. Allah daha da varetsin. Müşterinin biri geliyor, diğeri gidiyor. Evlere de servis yapılırken fiyatları da mükemmel. Artık burada kadınlar tarafından üretilen böreği tatmayan da kalmadı gibi. Geçen gün işletmecisi Serkan Akköse ile konuşurken, ilginç şeyler söyledi, onu paylaşayım istedim sizinle. Akköse diyor ki: Kadın geliyor, çantasında sofra bezi. Bizden böreği karton kutu ile değil de demir tepside istiyor. Üzerine sofra bezini sarıp gidiyor. Kendi yaptı diye gösterecek. Erkekler bu işe çok sevindi. Ne yalvaracağım hanıma, gelip burdan alırım diyorlar artık.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sokak lambası gibi olma yar. Kime yandığın belli olsun! (Necip Fazıl)