
Saygıdeğer okurlarım Erzurum Mahalleleri yazı dizimizin üçüncü haftasındayız. Şehrin mahallelerine gelmeden önce şehrin tarihi sürecini gözardı etmemiz mümkün değildir. Şehrin tarih öncesi devirlerinden başladığımız yolculuğumuza bu hafta Pulur, Güzelova ve şehrin kuruluşu ile yazımızla devam ediyoruz. Yazılarımızda yer alan ifadelerin kaynaklarına Erzurum Mahalleleri adlı kitabımızdan ulaşabilirsiniz.
PULUR
Pulur, aynı adı taşıyan ve Haydari Boğazından kaynağını alan çay kenarında küçük bir tepe etrafındadır. Ksenoton’un Anabasis adlı (M.Ö. IV.asır) eserinde Pulur’unda bulunduğu Karasu vadisi İskitlerin memleketi idi. Kuzeyinde Arşinli Köyü, batısında Agveren Köyü, güneyinde ise Söğütlü köyüyle komşu olan Pulur da ilk kazı çalışmaları 1960 yılında Hamit Zübeyir Koşay başkanlığında gerçekleştirilmiş ve kazılarda kalkolitik döneme ait dört önemli mimari kat bulunmuştur. Bu katlarda basit ve kenar profilleri düz elle yapılmış çanak ve çömlekler ile geç kalkolitik devre ait Karaz tipi üzerine kabartma ve oluklarla süslenmiş ve mat, siyah ve kırmızı astarlı çanak, çömlekler bulunmuştur. Mimari katlarda ayrıca geç kalkolitik döneme ait orak, balta ve keski gibi madeni aletlere rastlanılmıştır. Yapılar ise soğuktan korunmak için sıkışık ve sırt sırta yapılmıştır. Kazı çalışmalarında tespit edilen yemek pişirmede kullanılan ve gündelik hayatın merkezini teşkil eden ocaklar ise aynı zamanda kutsal yerdir. Pulur, kalkolitiğin birinci katında yoğun bir şekilde obsidyen ve kemik parçalarına da rastlanılmıştır. Pulur sakinlerinin temel geçim kaynağı Karaz da olduğu gibi hayvancılık ve tarım olmuştur. 2001 yılında yapılan kazılar ise Pulur höyüğünde ki yerleşmenin bilinen tarihten birkaç yüzyıl daha erken başlamış olabileceğini göstermiştir. Pulur bugün Ömertepe adıyla Aziziye ilçesine bağlı bir mahalledir.
GÜZELOVA
Erzurum’un kuzeyinde Yakutiye İlçesine bağlı mahallelerden biri olan Güzelova baştanbaşa “Prehistorik” bir yerleşim yeridir. Bölgede ilk kazı çalışması 1961 yılında Hamit Zübeyir Koşay tarafından yapılmıştır. Kazılarda 75 adet bazalttan yapılma öğütme taşı çeşitli çukurlardan çıkarılmıştır. Düz ve eyer biçiminde olan öğütme taşlarının üzerinde birde tokmak bulunmuştur. Geç kalkolitik çağa kadar göçebe bir hayat süren bölge halkı yazları mera ve otlaklarda hayvanlarını otlatır ve kışın hayvanlarının yiyecekleri temin edilirdi. Bu durum yarı göçebe bir yaşamın olduğunun kanıtıdır. Güzelova insanın ağaç, kamış, kerpiç ve taş gibi malzemeler kullanarak soğuk iklime mukavemetli basit ev ve ahırlar yaptıkları kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Yöre halkının toplu bir şekilde yaşadıkları ve evlerinde ahırlarında olduğu görülmüştür. Karaz, Pulur ve Güzelova da tabiat şartların sertliği, emniyet endişesi ve müdafaa zorluklarının sebebiyle yerleşme toplu ve sıkışıktır. Üç kalkolitik dönem yerleşim yerinde de evler tek katlı olup ev ve ahır iç içedir. Bu inşa tarzında yeni köy yerleşmelerinde rastlanılmasa da eski köy yerleşmelerinde halen daha varlığını devam ettirmektedir.
THEODOSİPOLİS’İN KURULMASI
Karaz’ın Selçukluklar tarafından ele geçirilmesi üzerine şehir halkı eski çağlardan beri münferit bir tepenin üzerine kurulmuş olan Theodosipolis’e göç etmiştir. Karaz halkının gelmesiyle birlikte nüfusu artan şehrin kurulmasıyla alakalı ilk bilgi ise Bizans’ın şark orduları komutanı Anatolius ile ilgili olanıdır. Anatolius, Doğu Anadolu bölgesine gelerek, birçok eyaleti baştanbaşa gezer ve zengin su yataklarına ve ürünlerine sahip olan Karin eyaletinde bir şehir inşasına karar verir. Şehir, Fırat nehrinin ortaya çıktığı yerin kaynaklarına yakın bir yerdedir ve şehrin kurulduğu yerin kaynaklarında bir de bataklık alan vardır. Bu bataklık alanda balık ve sayısız kuş çeşidi vardır. Ova aynı zamanda turunçgiller familyasına ait meyveler ve verimli çimenlerle kaplıdır. Dağlar çatal tırnaklı ve geviş getiren hayvanlarla dolu olduğundan, çobancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Bu güzel dağın eteğinde Anatolius yüksek kuleler ve derin hendeklerle çevrili bir şehir inşa etti. İnşa edilen bu yeni şehre Thodosios’un şerefine Theodosiopolis adı verildi. Arzenliler Karin/Karun/Theodosiopolis şehrine yerleşmesiyle, bu tarihten itibaren buraya da “Arzen” adı verilip, Rumların elinde bulunduğu için ve Müslümanlar idaresinde Siirt bölgesindeki Erzen’den ayırt edilmek üzere buraya İslâm eserlerinde ve paralarda “Erze-Rum”. “Erzen Rûm”, “Erzen-ir Rûm” manâsına Erzurum denilmiş, yazılmış ve öyle tanınmıştır.
Koşay, Zübeyir Hamit- Vary, Hermann, Pulur Kazısı, Atatürk üniversitesi Yay, Ankara, 1984
Mutlugün, Erkan, Çarbaş, Süreyya, Denli, Salih, Beyaz Bir Şehrin Hikayesi: Erzurum, Atatürk üniversitesi Yay, Erzurum, 2011
Kürkçüğlu, Erol, Ortaçağ'da Erzurum, Güneş Vakfı Yay, Erzurum, 2007
Turan, Osman, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1973
Şemseddin Sami, Kamus'ül Alam, c.II, İstanbul,
Mükremin Halil Yinanç, "Erzurum" İA, C. IV.
PULUR
Pulur, aynı adı taşıyan ve Haydari Boğazından kaynağını alan çay kenarında küçük bir tepe etrafındadır. Ksenoton’un Anabasis adlı (M.Ö. IV.asır) eserinde Pulur’unda bulunduğu Karasu vadisi İskitlerin memleketi idi. Kuzeyinde Arşinli Köyü, batısında Agveren Köyü, güneyinde ise Söğütlü köyüyle komşu olan Pulur da ilk kazı çalışmaları 1960 yılında Hamit Zübeyir Koşay başkanlığında gerçekleştirilmiş ve kazılarda kalkolitik döneme ait dört önemli mimari kat bulunmuştur. Bu katlarda basit ve kenar profilleri düz elle yapılmış çanak ve çömlekler ile geç kalkolitik devre ait Karaz tipi üzerine kabartma ve oluklarla süslenmiş ve mat, siyah ve kırmızı astarlı çanak, çömlekler bulunmuştur. Mimari katlarda ayrıca geç kalkolitik döneme ait orak, balta ve keski gibi madeni aletlere rastlanılmıştır. Yapılar ise soğuktan korunmak için sıkışık ve sırt sırta yapılmıştır. Kazı çalışmalarında tespit edilen yemek pişirmede kullanılan ve gündelik hayatın merkezini teşkil eden ocaklar ise aynı zamanda kutsal yerdir. Pulur, kalkolitiğin birinci katında yoğun bir şekilde obsidyen ve kemik parçalarına da rastlanılmıştır. Pulur sakinlerinin temel geçim kaynağı Karaz da olduğu gibi hayvancılık ve tarım olmuştur. 2001 yılında yapılan kazılar ise Pulur höyüğünde ki yerleşmenin bilinen tarihten birkaç yüzyıl daha erken başlamış olabileceğini göstermiştir. Pulur bugün Ömertepe adıyla Aziziye ilçesine bağlı bir mahalledir.
GÜZELOVA
Erzurum’un kuzeyinde Yakutiye İlçesine bağlı mahallelerden biri olan Güzelova baştanbaşa “Prehistorik” bir yerleşim yeridir. Bölgede ilk kazı çalışması 1961 yılında Hamit Zübeyir Koşay tarafından yapılmıştır. Kazılarda 75 adet bazalttan yapılma öğütme taşı çeşitli çukurlardan çıkarılmıştır. Düz ve eyer biçiminde olan öğütme taşlarının üzerinde birde tokmak bulunmuştur. Geç kalkolitik çağa kadar göçebe bir hayat süren bölge halkı yazları mera ve otlaklarda hayvanlarını otlatır ve kışın hayvanlarının yiyecekleri temin edilirdi. Bu durum yarı göçebe bir yaşamın olduğunun kanıtıdır. Güzelova insanın ağaç, kamış, kerpiç ve taş gibi malzemeler kullanarak soğuk iklime mukavemetli basit ev ve ahırlar yaptıkları kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Yöre halkının toplu bir şekilde yaşadıkları ve evlerinde ahırlarında olduğu görülmüştür. Karaz, Pulur ve Güzelova da tabiat şartların sertliği, emniyet endişesi ve müdafaa zorluklarının sebebiyle yerleşme toplu ve sıkışıktır. Üç kalkolitik dönem yerleşim yerinde de evler tek katlı olup ev ve ahır iç içedir. Bu inşa tarzında yeni köy yerleşmelerinde rastlanılmasa da eski köy yerleşmelerinde halen daha varlığını devam ettirmektedir.
THEODOSİPOLİS’İN KURULMASI
Karaz’ın Selçukluklar tarafından ele geçirilmesi üzerine şehir halkı eski çağlardan beri münferit bir tepenin üzerine kurulmuş olan Theodosipolis’e göç etmiştir. Karaz halkının gelmesiyle birlikte nüfusu artan şehrin kurulmasıyla alakalı ilk bilgi ise Bizans’ın şark orduları komutanı Anatolius ile ilgili olanıdır. Anatolius, Doğu Anadolu bölgesine gelerek, birçok eyaleti baştanbaşa gezer ve zengin su yataklarına ve ürünlerine sahip olan Karin eyaletinde bir şehir inşasına karar verir. Şehir, Fırat nehrinin ortaya çıktığı yerin kaynaklarına yakın bir yerdedir ve şehrin kurulduğu yerin kaynaklarında bir de bataklık alan vardır. Bu bataklık alanda balık ve sayısız kuş çeşidi vardır. Ova aynı zamanda turunçgiller familyasına ait meyveler ve verimli çimenlerle kaplıdır. Dağlar çatal tırnaklı ve geviş getiren hayvanlarla dolu olduğundan, çobancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Bu güzel dağın eteğinde Anatolius yüksek kuleler ve derin hendeklerle çevrili bir şehir inşa etti. İnşa edilen bu yeni şehre Thodosios’un şerefine Theodosiopolis adı verildi. Arzenliler Karin/Karun/Theodosiopolis şehrine yerleşmesiyle, bu tarihten itibaren buraya da “Arzen” adı verilip, Rumların elinde bulunduğu için ve Müslümanlar idaresinde Siirt bölgesindeki Erzen’den ayırt edilmek üzere buraya İslâm eserlerinde ve paralarda “Erze-Rum”. “Erzen Rûm”, “Erzen-ir Rûm” manâsına Erzurum denilmiş, yazılmış ve öyle tanınmıştır.
Koşay, Zübeyir Hamit- Vary, Hermann, Pulur Kazısı, Atatürk üniversitesi Yay, Ankara, 1984
Mutlugün, Erkan, Çarbaş, Süreyya, Denli, Salih, Beyaz Bir Şehrin Hikayesi: Erzurum, Atatürk üniversitesi Yay, Erzurum, 2011
Kürkçüğlu, Erol, Ortaçağ'da Erzurum, Güneş Vakfı Yay, Erzurum, 2007
Turan, Osman, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1973
Şemseddin Sami, Kamus'ül Alam, c.II, İstanbul,
Mükremin Halil Yinanç, "Erzurum" İA, C. IV.