Hayat hikâyesi büyük derslerle dolu olan bir ilim yolcusunun çileli serüveninden, Türkiye’nin, Batı’nın ve İslâm dünyasının zihnî yolculuğunu ve aynı zamanda İslâm ve Batı medeniyetlerinin yüzleşmesini anlatan çalışmalardan haberdar olduğum, ülkemizden ayrılış serüvenini duyduğum, bazı eserlerini okuduğum, İslam/bilim dünyasına geçmişini tanıtan ve özgüven veren mesajlarını yakından takip ettiğim merhum Fuat Sezgin Hocamla bizzat tanışmam Atatürk Üniversitesi rektörlüğüm (2008-2016) döneminde olmuştur.
Hocamız ülkemizde ve dünyada “Yitik Hazinelerin Kâşifi” sıfatıyla tanınan eşsiz bir bilim adamı, güçlü bir azim ve sarsılmaz bir irade kahramanıydı. Uluslararası bilim camiasında henüz genç yaşta haklı bir şöhret kazanan, çok sayıda fahrî doktora unvanına ve saygın ödüle lâyık görülen, hatta bazı ödülleri almayı reddeden merhum Fuat Sezgin, Müslümanların bilimler tarihindeki yerinin ve geliştirdikleri bilim anlayışının geniş kitleler nezdinde tanınır olması yolunda büyük ve önemli hizmetler vermiştir. Hoca kütüphaneler dolusu kitap kaleme almış bir bilim adamı ve yaşamının çoğunu kütüphanelerde geçiren “kütüphane gezgini” diyebileceğimiz bir bilim aşığıydı.
Bir Müslüman evlâdı olarak atalarının tarihî başarılarıyla gurur duyan bir âlim olan, İlk, orta ve lise eğitimini Erzurum’da tamamlayan ve bir Erzurum aşığı olan, çağımızın en büyük bilim adamlarından büyük dehâ Fuat Sezgin Hocamızı rektörlük görevini sürdürdüğüm dönemde Üniversitemizde, birkaç kez ağırlayıp, kendisine fahrî doktora tevdi ettik. Üniversitemiz kütüphanesinde özel bir “Fuat Sezgin Bölümü” oluşturarak eserlerinin büyük bir kısmını kütüphanemize kazandırdık. Üniversitemiz tarafından hazırlanan “Erzurum’da Kütüphane Geleneği” adlı eser hocamıza armağan edildi.
Merhum Fuat Sezgin, dürüst bir tarihçi olarak sadece tarihî hakikatin peşindeydi ve gün yüzüne çıkardığı hakikatlerin, Müslümanların geçmişi açısından yüz akı olması onun yegâne mutluluk sebebiydi.
Hareket noktasını, pür ilmî faaliyet oluşturmaktaydı. Bu nedenle Ortaçağ ve sonrasında İslam düşmanlığı veya ilmî yetersizlik gibi marazî sebeplerle kaybedilmeye çalışılan Müslümanların ilmî başarılarını deşifre etmiş ve bilim tarihçileri arasındaki Müslüman düşmanı kültüralizme karşı mücadele veren Hocamız, geleceği öngörerek “cehd ü gayret” le bu mücadeleyi yürütecek kurumları da miras bırakmıştır.
Onun bu ilmî davasının bekçiliğini yapmak ve çalışmalarının kendi temel kabullerine aykırı bir Müslüman kültüralizmine kurban edilmesine fırsat vermemek hepimizin görevidir. Hocamızın azmi, sabrı, araştırmacı özelliği ve mesai tanziminin gelecek nesillere yeni ufuklar açacağından eminiz.
“Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı” olarak ilan edilen 2019, inşallah onun sağlıklı çizgisinin doğru anlaşılmasına ve yaygınlaşmasına vesile olur. “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir” hadisi şerifine mazhar olan hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Hocamız ülkemizde ve dünyada “Yitik Hazinelerin Kâşifi” sıfatıyla tanınan eşsiz bir bilim adamı, güçlü bir azim ve sarsılmaz bir irade kahramanıydı. Uluslararası bilim camiasında henüz genç yaşta haklı bir şöhret kazanan, çok sayıda fahrî doktora unvanına ve saygın ödüle lâyık görülen, hatta bazı ödülleri almayı reddeden merhum Fuat Sezgin, Müslümanların bilimler tarihindeki yerinin ve geliştirdikleri bilim anlayışının geniş kitleler nezdinde tanınır olması yolunda büyük ve önemli hizmetler vermiştir. Hoca kütüphaneler dolusu kitap kaleme almış bir bilim adamı ve yaşamının çoğunu kütüphanelerde geçiren “kütüphane gezgini” diyebileceğimiz bir bilim aşığıydı.
Bir Müslüman evlâdı olarak atalarının tarihî başarılarıyla gurur duyan bir âlim olan, İlk, orta ve lise eğitimini Erzurum’da tamamlayan ve bir Erzurum aşığı olan, çağımızın en büyük bilim adamlarından büyük dehâ Fuat Sezgin Hocamızı rektörlük görevini sürdürdüğüm dönemde Üniversitemizde, birkaç kez ağırlayıp, kendisine fahrî doktora tevdi ettik. Üniversitemiz kütüphanesinde özel bir “Fuat Sezgin Bölümü” oluşturarak eserlerinin büyük bir kısmını kütüphanemize kazandırdık. Üniversitemiz tarafından hazırlanan “Erzurum’da Kütüphane Geleneği” adlı eser hocamıza armağan edildi.
Merhum Fuat Sezgin, dürüst bir tarihçi olarak sadece tarihî hakikatin peşindeydi ve gün yüzüne çıkardığı hakikatlerin, Müslümanların geçmişi açısından yüz akı olması onun yegâne mutluluk sebebiydi.
Hareket noktasını, pür ilmî faaliyet oluşturmaktaydı. Bu nedenle Ortaçağ ve sonrasında İslam düşmanlığı veya ilmî yetersizlik gibi marazî sebeplerle kaybedilmeye çalışılan Müslümanların ilmî başarılarını deşifre etmiş ve bilim tarihçileri arasındaki Müslüman düşmanı kültüralizme karşı mücadele veren Hocamız, geleceği öngörerek “cehd ü gayret” le bu mücadeleyi yürütecek kurumları da miras bırakmıştır.
Onun bu ilmî davasının bekçiliğini yapmak ve çalışmalarının kendi temel kabullerine aykırı bir Müslüman kültüralizmine kurban edilmesine fırsat vermemek hepimizin görevidir. Hocamızın azmi, sabrı, araştırmacı özelliği ve mesai tanziminin gelecek nesillere yeni ufuklar açacağından eminiz.
“Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı” olarak ilan edilen 2019, inşallah onun sağlıklı çizgisinin doğru anlaşılmasına ve yaygınlaşmasına vesile olur. “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir” hadisi şerifine mazhar olan hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum.