
Atatürk Üniversitesi Kalp Cerrahisinin Tarihçesi
“İnsan için ancak çalıştığı vardır” beyanı tarihin ve hayatımızın her anını kuşatan bir hakikattir. İnsan fıtratı gereği düşünen ve düşündüğünü icra eden bir varlıktır. Dünyayı değiştirme ve yeni bir şeyler inşaa etme iradesi ve yeteneği ancak insana bahşedilmiştir. İnsanlık aleminin hayrı ve iyiliği için gerçekleştirdiği her çalışma ve gayret, onu daha da yücelterek unutulmaz hale getirmiştir.
Kuşku yok ki, hayatın ve tarihin her aşamasında bu temel vasıflara sahip sayısız insanlarla karşılaşılabilir. Hangi gelişmenin, hangi değerin, hangi niteliğin, hangi eserin altına bakılsa onların imzasına rastlamamak elde değildir. Bu durumu somutlayıcı sayısız örneklerden biri Atatürk Üniversitesi ölçeğinde Tıp Fakültesi ve Kalp - Damar Cerrahisi bölümünün kuruluş ve gelişme sürecidir.
Atatürk Üniversitesi 1957’de kurulurken bu dev eserin altına imza atan onlarca saygıdeğer şahsiyetten bahsedilebilir. Devlet ricalinden eğitimcilere, bölgenin kanaat önderlerinden cefakâr ve basiret sahibi Erzurumlulara değin. Yine Atatürk Üniversitesini bölgenin ve ülkenin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline getiren çok sayıda isimden de söz edilebilir. Onlar da kendilerine tevdi edilen emanetin hakkını vermiş, onu kademe kademe büyütüp geliştirmenin gayreti içinde olmuşlardır.

Kuşkusuz Atatürk Üniversitesi kadar, üniversitenin içinde bulunan birçok birimin de kuruluşu ve gelişim süreci takdire şayan gayret ve çalışmalara sahne olmuştur. Bu noktada Tıp Fakültesi ile Kalp ve Damar Cerrahisi biriminin kuruluşu ve gelişim evreleri oldukça dikkat çekicidir.
1963’te kurulan Tıp Fakültemiz 1964-65 yıllarında ilk öğrencilerini almış, o dönem Hacettepe Üniversitesi rektörü olan merhum Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI’nın yönlendirmesiyle 1966’da çoğu yurtdışında ihtisas yapmış öğretim üyelerinin Erzurum’a gelmesi sonucu gerçek manada tıp eğitimi ve sağlık hizmetlerini vermeye başlamıştır.
Bununla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nde ihtisasını tamamlayan, Amerika ve İngiltere’de önemli kalp cerrahisi merkezlerinde çalışan merhum Prof. Dr. Ergün F. SABAR’ın 1967 yılında Erzurum’a gelmesiyle kalp ve damar cerrahisinin kurulma aşamasına geçilmiştir. Ergün hocanın, “Bir Cerrahın Kaleminden; Bir Yaşam ve Bir Dönem Hayatımı Masaya Yatırdım” adlı duygusal hayat hikâyesi ve anılarını anlattığı kitabı bizlere Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalının kuruluş serüvenini anlamamızda yol gösterici olmuştur. Rahmetli Ergün SABAR’ın yurtdışı tecrübesi, idealist oluşu ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde kalp - Damar Cerrahisi Merkezi kurma düşüncesi Amerika Birleşik Devletleri tarafından o dönemde verilen A.I.D (Aid for International Development) yardımıyla modern bir hastane için gereken tüm ekipmanların alınmasını sağlamıştır. Bu yardımla hastanenin ameliyathaneleri, laboratuvarları, radyoloji üniteleri, anestezi ekipmanları ve hatta tüm birimlerin ihtiyaçları için 6.800’den fazla cihaz ve alet seçilerek alınmış, kalp cerrahisi için lazım olan kalp-akciğer pompası dahil, kalp cerrahisi alet-gereçleri tamamlanmıştır. Arta kalan parayla da Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Amerika’ya eğitim için gönderilmiştir.
Bir dönem fakülte dekanlığı da yapan Ergün hoca açık kalp ameliyatları için gerekli tüm hazırlıklarını da tamamlamıştır. Hatta Londra’da beraber çalıştıkları perfüzyonist Richard Tipple da açık kalp ameliyatları için Erzurum’a gelmiştir. Ancak Tipple’in çıktığı kurt avında bir kaza kurşununa hedef olup vurulmasıyla tüm bu planlar sonuçsuz kalmıştır. Bu durumu Ergün hoca şöyle anlatır kitabında: “Richard, Müslüman Mezarlığının bir kenarında papaz ve imam duaları arasında toprağa verildi, ailesi İngiltere’ye döndü, bizim kalp cerrahisi programı da bir başka bahara ve bir başka kuşağa kaldı”.
Kapalı kalp ameliyatlarını başlatan ve başarılı bir şekilde devam ettiren Ergün Hoca’nın 1971’de Erzurum’dan ayrılmasıyla kalp cerrahisinin tüm ihtiyaçları olan cerrahi aletleri, kalp - akciğer pompası ve diğer yoğun bakım ünitesi malzemeleri gerçekten de kendisinden sonra gelen biz cerrahlar için büyük imkân ve fırsatlar oluşturmuştur. Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, Erzurum için dizayn edilen kalp-akciğer pompası dünyaca tercih edilen bir cihaz olmuştur.
Ergün Hoca’dan sonra 1971-76 yılları arasında genel cerrahi bölümü içinde, Prof. Dr. Burhanettin SAVAN hocanın nezaretinde, yine aynı dönemde yurtdışından gelen uzmanlar tarafından yürütülen çoğu göğüs cerrahisi ameliyatları yapılmış ve bu alandaki sağlık hizmetleri devam ettirilmiştir.
1976 yılında yine Amerika’da eğitimini tamamlayan Op. Dr. Fevzi AKÇAY’ın Erzurum’a gelmesiyle açık kalp ameliyatları yapılmaya başlanmıştır. Bu süreçte Fevzi Hoca benim de asistanı olarak dahil olduğum ASD ve açık mitral kapak tamiri gibi birkaç açık kalp ameliyatı yapmış, ardından da 11 Eylül 1980’de ihtilalden bir gün önce Amerika’ya dönmüştür.
Fevzi hocanın Amerika’ya dönmesi bir yıllık asistan olan bizler için sıkıntılı olsa da, kliniğimizin geleceği için yeni başlangıçlara da vesile olmuştur. Kardiyoloji anabilim dalında göreve başlayan rahmetli Prof. Dr. Mehmet ÖZDEMİR’in girişimleriyle Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi ve kalp cerrahı olan Op. Dr. Kemal BAYAZIT ve Prof. Dr. Cevat YAKUT Erzurum’a gelerek kliniğimizi incelemiş, açık kalp ameliyatlarına başlamak için bizlerin hızlı bir şekilde yetişmesine yardımcı olmak üzere Ankara’ya, rotasyona gitmemizi sağlamışlardır. Bu iki hocamıza da eğitimimize yaptıkları katkı ve desteklerinden dolayı bir kez daha şükran ve minnet duygularımızı ifade etmek isterim.
1980-82 yılları arası bizim için sıkıntılı bir dönem olmuştur. Bu süreçte adeta ortada kalmış ve hocasızlığın ne olduğunu çok iyi anlamıştık. Bu durum Prof. Dr. İlker ÖKTEN hocamızın Kasım 1982’de Ankara Tıp’tan Erzurum’a gelmesine kadar devam etti. Kendisi göğüs cerrahisi ağırlıklı çalışıyordu. Onun döneminde klinik yeniden şekillenmişti. Akciğer, özofagus ve kapalı mitral kapak ameliyatları rutin olarak yapılır hale gelmişti. Prof. Dr. Mustafa PAÇ hocamızın da 1983’te Erzurum’a gelmesiyle açık kalp ameliyat hazırlıkları hızlanmıştı. O dönemde pompa teknisyenleri ile ameliyat ve yoğun bakım hemşireleri Yüksek İhtisas hastanesine gönderilerek eğitimlerini tamamlamaları sağlanmıştı.
Tüm hazırlıkların ve eğitim süreçlerinin tamamlanmasından sonra Prof. Dr. Mustafa PAÇ hocamızın gayretleriyle açık kalp ameliyatları 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi ekibi Prof. Dr. Yüksel BOZER başkanlığında yeniden başlatılmış oldu. Mecburi hizmetimi Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesinde, askerliğimi GATA’da tamamlayıp 1987 yılında anabilim dalımıza geri döndüğümü, Erzurum’da ve üniversitemizde yapılan “ilk koroner bypass ameliyatının” 1988 yılında şahsım tarafından yapıldığını da tarihi bir not olarak düşmek isterim. Bu tarihi not ile birlikte özverili ve yoğun çalışmalarımız neticesinde her türlü kalp ve büyük damar ameliyatları anabilim dalımızda rutin olarak yapılır hale gelmiştir. Üç büyük şehirdeki kalp merkezlerinin dışında Erzurum’da başarılı bir kalp merkezinin yükselişi Türk Kalp Vakfı’nın da dikkatini çekmiş ve 1993 yılı “ Doç. Dr. Edip Kürklü ödülü” tarafıma tevdi edilmiştir.
Tüm bunlarla birlikte şu noktaya da dikkat çekmek yerinde olacaktır. Atatürk Üniversitesindeki 8 yıllık Rektörlük dönemimde yaptığımız hizmetlerden biri olan kalp merkezi, 18.000 metre kare kapalı alana ve 220 yatak kapasitesine sahiptir. Kardiyoloji ve göğüs cerrahisi ile birlikte kullandığımız bu merkezde kalp ve damar cerrahisine ait 12 yoğun bakım yatağı, iki ameliyathane, bir hibrit ameliyat odası ve 39 yatak kapasiteli bir servisimiz bulunmaktadır. Halen 5 profesör, 2 doçent, 3 doktor öğretim üyesi ve iki araştırma görevlisi bulunan anabilim dalımızda kalp nakli hariç her türlü kalp ve damar ameliyatları başarılı bir şekilde yapılmaktadır.
1988 yılından itibaren anabilim dalımız çok sayıda uzman ve öğretim üyesi yetiştirerek Türkiye’nin sayılı merkezlerinden biri haline gelmiştir. Burada yetişen 17 profesör arasından rektör, dekan, başhekim ve diğer idari kadrolarda görev yapan öğretim üyeleri mevcuttur. Ayrıca 1997 yılında önce fiziki mekân olarak ayrılan, daha sonra ayrı bir anabilim dalı olarak devam eden Göğüs Cerrahisinde 7’si profesör olmak üzere birçok uzman yetişmiştir.
1967 yılından kurulan anabilim dalımız, ümit ediyorum ki, her geçen gün daha da büyüyecek ve insanlarımıza en iyi şekilde şifa dağıtmaya devam edecektir. Ana bilim dalımızın kuruluşundan bugüne değin emek vermiş, çalışıp gayret göstermiş herkese derin şükran ve vefa duygularımı ifade ediyor, vefat edenleri de rahmetle anıyorum. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalımıza emeği hepsi hayrın inşası ve devamı için büyük emekler verdiler. “İnsan için ancak çalıştığı vardır” düsturuna binaen onların varlıkları hem bu dünyada hem de ötelerde yaşamaya devam edecektir.
Minnetle.
Prof. Dr. Hikmet KOÇAK
Atatürk Üniversitesi 2008-2016 Dönemi Rektörü
Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
“İnsan için ancak çalıştığı vardır” beyanı tarihin ve hayatımızın her anını kuşatan bir hakikattir. İnsan fıtratı gereği düşünen ve düşündüğünü icra eden bir varlıktır. Dünyayı değiştirme ve yeni bir şeyler inşaa etme iradesi ve yeteneği ancak insana bahşedilmiştir. İnsanlık aleminin hayrı ve iyiliği için gerçekleştirdiği her çalışma ve gayret, onu daha da yücelterek unutulmaz hale getirmiştir.
Kuşku yok ki, hayatın ve tarihin her aşamasında bu temel vasıflara sahip sayısız insanlarla karşılaşılabilir. Hangi gelişmenin, hangi değerin, hangi niteliğin, hangi eserin altına bakılsa onların imzasına rastlamamak elde değildir. Bu durumu somutlayıcı sayısız örneklerden biri Atatürk Üniversitesi ölçeğinde Tıp Fakültesi ve Kalp - Damar Cerrahisi bölümünün kuruluş ve gelişme sürecidir.
Atatürk Üniversitesi 1957’de kurulurken bu dev eserin altına imza atan onlarca saygıdeğer şahsiyetten bahsedilebilir. Devlet ricalinden eğitimcilere, bölgenin kanaat önderlerinden cefakâr ve basiret sahibi Erzurumlulara değin. Yine Atatürk Üniversitesini bölgenin ve ülkenin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline getiren çok sayıda isimden de söz edilebilir. Onlar da kendilerine tevdi edilen emanetin hakkını vermiş, onu kademe kademe büyütüp geliştirmenin gayreti içinde olmuşlardır.

Kuşkusuz Atatürk Üniversitesi kadar, üniversitenin içinde bulunan birçok birimin de kuruluşu ve gelişim süreci takdire şayan gayret ve çalışmalara sahne olmuştur. Bu noktada Tıp Fakültesi ile Kalp ve Damar Cerrahisi biriminin kuruluşu ve gelişim evreleri oldukça dikkat çekicidir.
1963’te kurulan Tıp Fakültemiz 1964-65 yıllarında ilk öğrencilerini almış, o dönem Hacettepe Üniversitesi rektörü olan merhum Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI’nın yönlendirmesiyle 1966’da çoğu yurtdışında ihtisas yapmış öğretim üyelerinin Erzurum’a gelmesi sonucu gerçek manada tıp eğitimi ve sağlık hizmetlerini vermeye başlamıştır.
Bununla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nde ihtisasını tamamlayan, Amerika ve İngiltere’de önemli kalp cerrahisi merkezlerinde çalışan merhum Prof. Dr. Ergün F. SABAR’ın 1967 yılında Erzurum’a gelmesiyle kalp ve damar cerrahisinin kurulma aşamasına geçilmiştir. Ergün hocanın, “Bir Cerrahın Kaleminden; Bir Yaşam ve Bir Dönem Hayatımı Masaya Yatırdım” adlı duygusal hayat hikâyesi ve anılarını anlattığı kitabı bizlere Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalının kuruluş serüvenini anlamamızda yol gösterici olmuştur. Rahmetli Ergün SABAR’ın yurtdışı tecrübesi, idealist oluşu ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde kalp - Damar Cerrahisi Merkezi kurma düşüncesi Amerika Birleşik Devletleri tarafından o dönemde verilen A.I.D (Aid for International Development) yardımıyla modern bir hastane için gereken tüm ekipmanların alınmasını sağlamıştır. Bu yardımla hastanenin ameliyathaneleri, laboratuvarları, radyoloji üniteleri, anestezi ekipmanları ve hatta tüm birimlerin ihtiyaçları için 6.800’den fazla cihaz ve alet seçilerek alınmış, kalp cerrahisi için lazım olan kalp-akciğer pompası dahil, kalp cerrahisi alet-gereçleri tamamlanmıştır. Arta kalan parayla da Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Amerika’ya eğitim için gönderilmiştir.
Bir dönem fakülte dekanlığı da yapan Ergün hoca açık kalp ameliyatları için gerekli tüm hazırlıklarını da tamamlamıştır. Hatta Londra’da beraber çalıştıkları perfüzyonist Richard Tipple da açık kalp ameliyatları için Erzurum’a gelmiştir. Ancak Tipple’in çıktığı kurt avında bir kaza kurşununa hedef olup vurulmasıyla tüm bu planlar sonuçsuz kalmıştır. Bu durumu Ergün hoca şöyle anlatır kitabında: “Richard, Müslüman Mezarlığının bir kenarında papaz ve imam duaları arasında toprağa verildi, ailesi İngiltere’ye döndü, bizim kalp cerrahisi programı da bir başka bahara ve bir başka kuşağa kaldı”.
Kapalı kalp ameliyatlarını başlatan ve başarılı bir şekilde devam ettiren Ergün Hoca’nın 1971’de Erzurum’dan ayrılmasıyla kalp cerrahisinin tüm ihtiyaçları olan cerrahi aletleri, kalp - akciğer pompası ve diğer yoğun bakım ünitesi malzemeleri gerçekten de kendisinden sonra gelen biz cerrahlar için büyük imkân ve fırsatlar oluşturmuştur. Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, Erzurum için dizayn edilen kalp-akciğer pompası dünyaca tercih edilen bir cihaz olmuştur.
Ergün Hoca’dan sonra 1971-76 yılları arasında genel cerrahi bölümü içinde, Prof. Dr. Burhanettin SAVAN hocanın nezaretinde, yine aynı dönemde yurtdışından gelen uzmanlar tarafından yürütülen çoğu göğüs cerrahisi ameliyatları yapılmış ve bu alandaki sağlık hizmetleri devam ettirilmiştir.
1976 yılında yine Amerika’da eğitimini tamamlayan Op. Dr. Fevzi AKÇAY’ın Erzurum’a gelmesiyle açık kalp ameliyatları yapılmaya başlanmıştır. Bu süreçte Fevzi Hoca benim de asistanı olarak dahil olduğum ASD ve açık mitral kapak tamiri gibi birkaç açık kalp ameliyatı yapmış, ardından da 11 Eylül 1980’de ihtilalden bir gün önce Amerika’ya dönmüştür.
Fevzi hocanın Amerika’ya dönmesi bir yıllık asistan olan bizler için sıkıntılı olsa da, kliniğimizin geleceği için yeni başlangıçlara da vesile olmuştur. Kardiyoloji anabilim dalında göreve başlayan rahmetli Prof. Dr. Mehmet ÖZDEMİR’in girişimleriyle Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi ve kalp cerrahı olan Op. Dr. Kemal BAYAZIT ve Prof. Dr. Cevat YAKUT Erzurum’a gelerek kliniğimizi incelemiş, açık kalp ameliyatlarına başlamak için bizlerin hızlı bir şekilde yetişmesine yardımcı olmak üzere Ankara’ya, rotasyona gitmemizi sağlamışlardır. Bu iki hocamıza da eğitimimize yaptıkları katkı ve desteklerinden dolayı bir kez daha şükran ve minnet duygularımızı ifade etmek isterim.
1980-82 yılları arası bizim için sıkıntılı bir dönem olmuştur. Bu süreçte adeta ortada kalmış ve hocasızlığın ne olduğunu çok iyi anlamıştık. Bu durum Prof. Dr. İlker ÖKTEN hocamızın Kasım 1982’de Ankara Tıp’tan Erzurum’a gelmesine kadar devam etti. Kendisi göğüs cerrahisi ağırlıklı çalışıyordu. Onun döneminde klinik yeniden şekillenmişti. Akciğer, özofagus ve kapalı mitral kapak ameliyatları rutin olarak yapılır hale gelmişti. Prof. Dr. Mustafa PAÇ hocamızın da 1983’te Erzurum’a gelmesiyle açık kalp ameliyat hazırlıkları hızlanmıştı. O dönemde pompa teknisyenleri ile ameliyat ve yoğun bakım hemşireleri Yüksek İhtisas hastanesine gönderilerek eğitimlerini tamamlamaları sağlanmıştı.
Tüm hazırlıkların ve eğitim süreçlerinin tamamlanmasından sonra Prof. Dr. Mustafa PAÇ hocamızın gayretleriyle açık kalp ameliyatları 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi ekibi Prof. Dr. Yüksel BOZER başkanlığında yeniden başlatılmış oldu. Mecburi hizmetimi Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesinde, askerliğimi GATA’da tamamlayıp 1987 yılında anabilim dalımıza geri döndüğümü, Erzurum’da ve üniversitemizde yapılan “ilk koroner bypass ameliyatının” 1988 yılında şahsım tarafından yapıldığını da tarihi bir not olarak düşmek isterim. Bu tarihi not ile birlikte özverili ve yoğun çalışmalarımız neticesinde her türlü kalp ve büyük damar ameliyatları anabilim dalımızda rutin olarak yapılır hale gelmiştir. Üç büyük şehirdeki kalp merkezlerinin dışında Erzurum’da başarılı bir kalp merkezinin yükselişi Türk Kalp Vakfı’nın da dikkatini çekmiş ve 1993 yılı “ Doç. Dr. Edip Kürklü ödülü” tarafıma tevdi edilmiştir.
Tüm bunlarla birlikte şu noktaya da dikkat çekmek yerinde olacaktır. Atatürk Üniversitesindeki 8 yıllık Rektörlük dönemimde yaptığımız hizmetlerden biri olan kalp merkezi, 18.000 metre kare kapalı alana ve 220 yatak kapasitesine sahiptir. Kardiyoloji ve göğüs cerrahisi ile birlikte kullandığımız bu merkezde kalp ve damar cerrahisine ait 12 yoğun bakım yatağı, iki ameliyathane, bir hibrit ameliyat odası ve 39 yatak kapasiteli bir servisimiz bulunmaktadır. Halen 5 profesör, 2 doçent, 3 doktor öğretim üyesi ve iki araştırma görevlisi bulunan anabilim dalımızda kalp nakli hariç her türlü kalp ve damar ameliyatları başarılı bir şekilde yapılmaktadır.
1988 yılından itibaren anabilim dalımız çok sayıda uzman ve öğretim üyesi yetiştirerek Türkiye’nin sayılı merkezlerinden biri haline gelmiştir. Burada yetişen 17 profesör arasından rektör, dekan, başhekim ve diğer idari kadrolarda görev yapan öğretim üyeleri mevcuttur. Ayrıca 1997 yılında önce fiziki mekân olarak ayrılan, daha sonra ayrı bir anabilim dalı olarak devam eden Göğüs Cerrahisinde 7’si profesör olmak üzere birçok uzman yetişmiştir.
1967 yılından kurulan anabilim dalımız, ümit ediyorum ki, her geçen gün daha da büyüyecek ve insanlarımıza en iyi şekilde şifa dağıtmaya devam edecektir. Ana bilim dalımızın kuruluşundan bugüne değin emek vermiş, çalışıp gayret göstermiş herkese derin şükran ve vefa duygularımı ifade ediyor, vefat edenleri de rahmetle anıyorum. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalımıza emeği hepsi hayrın inşası ve devamı için büyük emekler verdiler. “İnsan için ancak çalıştığı vardır” düsturuna binaen onların varlıkları hem bu dünyada hem de ötelerde yaşamaya devam edecektir.
Minnetle.
Prof. Dr. Hikmet KOÇAK
Atatürk Üniversitesi 2008-2016 Dönemi Rektörü
Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi