
Böylesine insanlıktan nasip almamış bir örgütün hangi saikle korunup kollanmak istediğini anlayabiliyoruz. Ancak PKK/PYD/YPG’ye her şekilde destek olanların işlenen suçlara da ortak olduklarını bilmeleri gerekiyor.
Raporlardan devam edelim;
PYD ve Asayiş’in, meşru müdafaa yükümlülüğü kapsamında,
ETNİK TEMİZLİK VE ZORUNLU GÖÇ ETTİRİLME
PYD/YPG terör örgütü etkin olduğu bölgelerde, çok sayıda Arap ve Türkmen’in yanı sıra Süryani, Ermeni vb. etnik gruplar da bulunmaktadır. Ele geçirdiği topraklarda kendi hâkimiyetini sağlamaya çalışan terör örgütü, bölgede yaşayan insanları zorunlu göçe tabi tutmakta, bazı yerleşim yerlerini yıkarak demografiyi değiştirmektedir. İnsan Hakları Suriye Ağı (SNHR)’nın raporunda Haseke’de yaklaşık 100 Türkmen ailenin şiddet ve baskıya maruz kaldığına yer verilmiştir. Türkmenler, öncelikle ülkenin farklı yerlerine göç etmek zorunda kaldıklarını ve sonrasında zor yaşam koşulları nedeniyle Türkiye’ye sığındıklarını beyan etmiştir. SNHR tarafından Ocak 2016’da hazırlanan raporda; PYD/YPG’nin yerleşim yerlerine girerek, buraları yağmaladıkları, Kürt nüfusun olmadığı yerlerde etnik temizlik yaptıkları, evlerin yakılıp yıkıldığı ve insanların göçe zorlandığı vurgulanmıştır.
Rapora göre; çoğunluğu Arap, on binlerce insan PYD/YPG tarafından yerinden edilmiş, onlarca köy yıkılmıştır. Tüm bu eylemlerin, Roma Sözleşmesi 8. maddesi gereğince; savaş suçu, insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunun ve yerleşik uluslararası insan hakları hukukunun ihlali anlamına geldiğinin altı çizilmiştir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; 9 yerleşim yerinin tamamı yıkılmış ve sakinleri yerinden edilmiş, 19 köy ise parçalı olarak yok edilmiş, istenmeyen kişiler buralardan sürgün edilmiştir. Bunun yanı sıra; PYD/YPG terör örgütü ele geçirdiği köylerde; etnik temizlik yapmak maksadıyla tehdit ve şiddet yoluyla Kürt olmayan nüfusu yerlerinden etmektedir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; en az 49 yerleşim yerinden on binlerce insan sürgün edilmiştir.
Raporlardan devam edelim;
PYD ve Asayiş’in, meşru müdafaa yükümlülüğü kapsamında,
- 14 Mayıs 2014 tarihinde, Tall Tamr’ın 10 kilometre batısındaki Khirbat Jammu isimli köyden dört kişiyi;
● 11 Ekim 2014 tarihinde, Cezire’nin PYD kontrolündeki bölgelerinden kesin sayısının belirlenemediği pek çok kişiyi;
● 6 Kasım 2014 tarihinde, ad-Darbasiyah’taki kontrol noktalarından kesin sayısının belirlenemediği pek çok kişiyi;
● 30 Ocak 2015 tarihinde, zorla askere alınmalar nedeniyle Irak Kuzeyi Bölgesel Yönetimi’ne kaçmak isteyen Hüsnü Barzanî ve Yusuf Hüseyin isimli iki kişiyi,
● 4 Şubat 2015 tarihinde, Kamışlı’daki kontrol noktalarından 150 kişiyi;
● 7 Şubat 2015 tarihinde, Malikiye’de 1996 doğumlu Muhammed Ali Asker’i;
● 15 Şubat 2015 tarihinde, 1989 doğumlu Lu’ay Muhammed Amin’i;
● 14 ve 18 Mart 2015 tarihlerinde, Kamışlı ve Amuda’da kesin sayısının belirlenemediği pek çok kişiyi;
● 4 Nisan 2015 tarihinde, Resulayn’da internet kafeler ve kahvehanelere baskın yaparak kesin sayısının belirlenemediği pek çok kişiyi; - 10 Nisan 2015 tarihinde, Irak-Suriye sınırının 500 metre gerisindeki Kalhê köyünde PYD’nin zorla askere almasından kaçmak için Irak’a yasa dışı olarak geçmeye çalışan pek çok genci zorla askere aldığı kaydedilmiştir.
Diğer yandan, 6 Kasım 2014 tarihinde zorla askere alınmadan kaçmaya çalışan Ziyad Salih Oso isimli bir gencin Asayiş tarafından vurularak öldürüldüğü belgelenmiştir.
ETNİK TEMİZLİK VE ZORUNLU GÖÇ ETTİRİLME
PYD/YPG terör örgütü etkin olduğu bölgelerde, çok sayıda Arap ve Türkmen’in yanı sıra Süryani, Ermeni vb. etnik gruplar da bulunmaktadır. Ele geçirdiği topraklarda kendi hâkimiyetini sağlamaya çalışan terör örgütü, bölgede yaşayan insanları zorunlu göçe tabi tutmakta, bazı yerleşim yerlerini yıkarak demografiyi değiştirmektedir. İnsan Hakları Suriye Ağı (SNHR)’nın raporunda Haseke’de yaklaşık 100 Türkmen ailenin şiddet ve baskıya maruz kaldığına yer verilmiştir. Türkmenler, öncelikle ülkenin farklı yerlerine göç etmek zorunda kaldıklarını ve sonrasında zor yaşam koşulları nedeniyle Türkiye’ye sığındıklarını beyan etmiştir. SNHR tarafından Ocak 2016’da hazırlanan raporda; PYD/YPG’nin yerleşim yerlerine girerek, buraları yağmaladıkları, Kürt nüfusun olmadığı yerlerde etnik temizlik yaptıkları, evlerin yakılıp yıkıldığı ve insanların göçe zorlandığı vurgulanmıştır.
Rapora göre; çoğunluğu Arap, on binlerce insan PYD/YPG tarafından yerinden edilmiş, onlarca köy yıkılmıştır. Tüm bu eylemlerin, Roma Sözleşmesi 8. maddesi gereğince; savaş suçu, insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunun ve yerleşik uluslararası insan hakları hukukunun ihlali anlamına geldiğinin altı çizilmiştir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; 9 yerleşim yerinin tamamı yıkılmış ve sakinleri yerinden edilmiş, 19 köy ise parçalı olarak yok edilmiş, istenmeyen kişiler buralardan sürgün edilmiştir. Bunun yanı sıra; PYD/YPG terör örgütü ele geçirdiği köylerde; etnik temizlik yapmak maksadıyla tehdit ve şiddet yoluyla Kürt olmayan nüfusu yerlerinden etmektedir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; en az 49 yerleşim yerinden on binlerce insan sürgün edilmiştir.