CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız, buyurun silah gönderin. Ama insanlık bizim temel formumuzdur, insanlık neyi gerektiriyorsa onun gereğini yapacağız diyorsanız ne PKK'ya ne IŞİD'e nede El-Nusra’ya silah göndermeyin. O nedenle Biz Rusya'yı da Amerika'yı da uyarmak zorundayız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında Türkiye’nin Dünya’nın en güzel coğrafyasında yer aldığını belirterek şöyle konuştu:
"Petrol boru hatları, doğalgaz boru hatları buradan geçer. Bu toprakların bir başka sorunu var, komşular. Orta Doğu’da kan var, acı var, gözyaşı var, dinmiyor bir türlü. Biz Türkiye olarak bütün bu gelişmelerden rahatsızız. İstiyoruz ki hiçbir komşumuzun burnu kanamasın, orada yaşayan vatandaşlar huzur içinde yaşasınlar. Bu coğrafyayı biz bir barış denizine dönüştürelim en büyük arzumuz bu zaten. Biz hükümet edenlere, Ankara'daki beylere önce petrolün tarihini oturun bir okuyun diyoruz. Sonra bölgenin tarihi oturun bir okuyun diyoruz. Bölgede hangi oyunların oynandığını oturun düşünün taşının diyoruz. Bölge bir devletin tek başına yapılandırdığı bir bölge olmaktan çıkmış durumda. Irak’a yapılan saldırı sonrası ne büyük acılar çektiğimizi hepimiz biliyoruz. Suriye'de benzer bir olay yaşanıyor. 3.5 milyon Suriyeli sadece Türkiye'de. Bugün Orta Doğu aktörlerin yönlendirdiği bir Orta Doğu'dur. Oradaki devletlerin elinden ipler çıkmış durumda. Bir ucunda Amerika var, bir ucunda Rusya var, bir ucunda İran, bir ucunda Türkiye var. Bu 4 temel aktörün bir araya gelip Orta Doğu’daki acıyı, kanı ve gözyaşını sonlandırması lazım. Bugün geldiğimiz noktanın en kötü aktörlerinden ve kaybedenlerinden birisi Türkiye. Silah göndermeyin terör örgütlerine dedik, silah gönderdiler. Aynı olayı şimdi ABD yapıyor. Suriye’deki Irak’taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Buradan uyarmak bizim namus borcumuzdur. Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız, buyurun silah gönderin. Ama insanlık bizim temel formumuzdur, insanlık neyi gerektiriyorsa onun gereğini yapacağız diyorsanız ne PKK'ya ne onun uzantılarına, ne IŞİD'e ne onun uzantılarına, ne El-Nusra’ya ne de onun uzantılarına silah göndermeyin. Orta Doğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir. O nedenle Biz Rusya'yı da Amerika'yı da uyarmak zorundayız."
Hükümete de sağduyu çağrısı yapmak bizim görevimiz.
PKK terör örgütünün Türkiye'de neler yaptığını bütün dünya biliyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir verdiği mücadeleyi bütün dünya biliyor. Terörden kurtulmak için, bölgeyi terörden arındırmak için her türlü çabayı göstermek bizim görevimiz, İran’ın Rusya’nın Amerika'nın da görevi. Buradan hükümete de bir sağduyu çağrısı yapmak bizim görevimizdir. Orta Doğu’da barış, huzur istiyoruz. Diplomaside hamasetin geçerliliği yoktur. Diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması lazım. El Bab'daki şehit sayımız 70'i aştı. Eğer siz 3 hamle ötesini görmezseniz dış politikayı iyi yönetemezsiniz, dış politikada sadece diğer aktörlerin oyuncağı olursunuz. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta budur. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi geleceğini güvence altına almak zorundadır. O bölgede tampon bölge kurmak oluşturmak zorundadır. Bunlara söylenecek hiçbir lafımız yok. Ama bu noktaya gelinceye kadar izlenen politikalar Türkiye'yi bir batakla karşı karşıya getirdi. Ben defalarca uyardım, arkadaşlarım defalarca uyardı. Sağduyu sahibi eski diplomatlar defalarca uyardılar. Yapmayın yanlış yapıyorsunuz diye. Hayır biz biliyoruz dediler. Hatta Dışişleri Bakanlığını tamamen devre dışı bıraktılar" değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında Türkiye’nin Dünya’nın en güzel coğrafyasında yer aldığını belirterek şöyle konuştu:
"Petrol boru hatları, doğalgaz boru hatları buradan geçer. Bu toprakların bir başka sorunu var, komşular. Orta Doğu’da kan var, acı var, gözyaşı var, dinmiyor bir türlü. Biz Türkiye olarak bütün bu gelişmelerden rahatsızız. İstiyoruz ki hiçbir komşumuzun burnu kanamasın, orada yaşayan vatandaşlar huzur içinde yaşasınlar. Bu coğrafyayı biz bir barış denizine dönüştürelim en büyük arzumuz bu zaten. Biz hükümet edenlere, Ankara'daki beylere önce petrolün tarihini oturun bir okuyun diyoruz. Sonra bölgenin tarihi oturun bir okuyun diyoruz. Bölgede hangi oyunların oynandığını oturun düşünün taşının diyoruz. Bölge bir devletin tek başına yapılandırdığı bir bölge olmaktan çıkmış durumda. Irak’a yapılan saldırı sonrası ne büyük acılar çektiğimizi hepimiz biliyoruz. Suriye'de benzer bir olay yaşanıyor. 3.5 milyon Suriyeli sadece Türkiye'de. Bugün Orta Doğu aktörlerin yönlendirdiği bir Orta Doğu'dur. Oradaki devletlerin elinden ipler çıkmış durumda. Bir ucunda Amerika var, bir ucunda Rusya var, bir ucunda İran, bir ucunda Türkiye var. Bu 4 temel aktörün bir araya gelip Orta Doğu’daki acıyı, kanı ve gözyaşını sonlandırması lazım. Bugün geldiğimiz noktanın en kötü aktörlerinden ve kaybedenlerinden birisi Türkiye. Silah göndermeyin terör örgütlerine dedik, silah gönderdiler. Aynı olayı şimdi ABD yapıyor. Suriye’deki Irak’taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Buradan uyarmak bizim namus borcumuzdur. Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız, buyurun silah gönderin. Ama insanlık bizim temel formumuzdur, insanlık neyi gerektiriyorsa onun gereğini yapacağız diyorsanız ne PKK'ya ne onun uzantılarına, ne IŞİD'e ne onun uzantılarına, ne El-Nusra’ya ne de onun uzantılarına silah göndermeyin. Orta Doğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir. O nedenle Biz Rusya'yı da Amerika'yı da uyarmak zorundayız."
Hükümete de sağduyu çağrısı yapmak bizim görevimiz.
PKK terör örgütünün Türkiye'de neler yaptığını bütün dünya biliyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir verdiği mücadeleyi bütün dünya biliyor. Terörden kurtulmak için, bölgeyi terörden arındırmak için her türlü çabayı göstermek bizim görevimiz, İran’ın Rusya’nın Amerika'nın da görevi. Buradan hükümete de bir sağduyu çağrısı yapmak bizim görevimizdir. Orta Doğu’da barış, huzur istiyoruz. Diplomaside hamasetin geçerliliği yoktur. Diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması lazım. El Bab'daki şehit sayımız 70'i aştı. Eğer siz 3 hamle ötesini görmezseniz dış politikayı iyi yönetemezsiniz, dış politikada sadece diğer aktörlerin oyuncağı olursunuz. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta budur. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi geleceğini güvence altına almak zorundadır. O bölgede tampon bölge kurmak oluşturmak zorundadır. Bunlara söylenecek hiçbir lafımız yok. Ama bu noktaya gelinceye kadar izlenen politikalar Türkiye'yi bir batakla karşı karşıya getirdi. Ben defalarca uyardım, arkadaşlarım defalarca uyardı. Sağduyu sahibi eski diplomatlar defalarca uyardılar. Yapmayın yanlış yapıyorsunuz diye. Hayır biz biliyoruz dediler. Hatta Dışişleri Bakanlığını tamamen devre dışı bıraktılar" değerlendirmesinde bulundu.