
AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de 160 bine yakın ailenin sağlık harcamaları mağduru olduğunu belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, görevi devrettiğinde bu sayıyı 30 bin aileye kadar düşürdüklerini söyledi. Akdağ, yeni dönemde hedeflerinin sağlık harcamalarını yıkıl olmaktan kurtarmak olduğunu açıkladı.
Salih TEKİN
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık harcamalarının aileleri yıkmasını önlemek için çalışmalar yapacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk bakanlar kurulu toplantısında kendilerine bu konuda talimat verdiğini belirten Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte yeni dönemde bu konuya ağırlık vereceklerini belirtti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, katıldığı bir tv programında yeni dönemde sağlıkta yapacakları çalışmaları anlattı. AK Parti iktidarları döneminde vatandaşın sağlık için cebinden yaptığı harcamaları önemli ölçüde azalttıklarını belirten Akdağ, “Vatandaşımız kendi gücünü aşan aşan sağlık harcaması yapmasını arzu ediyoruz. Konuyla ilgili sayın Cumhurbaşkanımızın ilk kabine toplantısında bizlere talimatı oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile ben bu konuyu çözmek için çalışacağız. Aslında bazı hastalıklar için özel hastanelerde vatandaşlardan fark alınmıyordu. Maalesef cerrahi uygulamalar bunun dışında kalmıştı. Şimdi bizim bu konuda çalışma yapmamız lazım. Allah korusun bir yakınınız kanser oldu. Özel hastaneye gitmeniz gerek. Sizden önemli bir para tahsil edilmek isteniyor. Biz buna yıkım harcaması diyoruz. Bu dönemde en çok bu konuya odaklanacağız. Türkiye’de biz iktidara geldiğimizde aşağı yukarı 160 bin aile bundan mağdur oluyordu. Bakanlığı devrettiğimde bu sayı 30 bin ailenin altına düşmüştü. Şimdi amacımız bunu iyice aşağılara doğru çekmek” diye konuştu.

Aile hekimliği merkezleri
Birinci basamak sağlık hizmeti olarak bilinen aile hekimliklerinde daha iyi hizmet için gayret göstereceklerini vurgulayan Bakan Akdağ, mevcut aile hekimlerine ilaveten biraz daha geliştirilmiş aile hekimliği merkezleri kuracaklarını kaydetti. Merkezlerde ultrasnografi, röntgen cihazı, fizyoterapist ve psikolog bulundurulacağını ifade eden Akdağ, vatandaşın hastaneye gitmeden gerekli sağlık hizmetini almasını sağlamaya gayret edeceklerini söyledi.
Şehir hastaneleri geliyor
Sağlık Bakanlığı döneminde temelini attığı şehir hastanelerinin yapımının hızla sürdüğü bilgisini veren Akdağ, 41 bin yeni yatak kapasitesine ulaşılacağını kaydetti. Akdağ, “Hastane hizmetlerinde oldukça iyiyiz. Göreve geldiğimizde vatandaşımız hastaneye yattığında odasında banyosu, tuvaleti, refakatçi koltuğu, televizyonu, buzdolabı olacak delmiştik. Buna uylaştık şehir hastanelerimizde bunu taçlandıracağız. Bu hastanelerimizin mükemmel özellikleri olacak, Yeşil alan içinde aracınızı yeraltındaki Parma bırakacağınız, valenin destek olduğu, görevlilerin refakatinde ödeme yapmadan hizmet alacağınız birer mekan olacak. Bu hastaneler sağlık çalışanları içinde rahatlık sağlayacak. Biz göreve geldiğimizde hastanelerimizdeki yataklar amatör kümenin yataklarıydı. Bir futbol ligi düşünün Şimdi onlar birinci lige kadar çıkarıldı. Amacımız artık bunu süper ligi çıkarmak, hatta Avrupa şampiyonu haline getirmek. Vatandaşın sağlıkta hizmete erişimi açısından Türkiye bir numaralı ülke olsun. İddialı bir hedef ama buna doğru yürüyeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı’na destek
Bakan Akdağ'a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Hiçbir Müslüman nüfus planlaması, doğum kontrolü gibi bir anlayışın içinde olmaz" sözlerine destek veren Akdağ, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız bizim halk sağlığı anlamında kullandığımız doğru kavramlara işaret ediyor. Nüfus planlaması ya da doğum kontrolü lafı artık tarihe karışmış laflardır. TTB’den bazı başkanların açıklamalarını okudum, hayretler içinde kaldım. Ancak cehalet söyletir bunu insana. Onlar hala nüfus planlaması, doğum kontrolü ayakta durması gerektiğine işaret eden açıklamalar yapıyor. Bunlar devletlerin toplum üzerine nüfus etmek istediği yıllardan kalma tanımlar.
Çin’de bu ağır biçimde yapıldı. İkinci çocuğu doğurmaya kanunen hakkınız yok. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları bizim toplumuza uygundur. Türk toplumunun da hızlı yaşlanma riski var. Doğumu teşvik eden bir kişiyim. Buna aileler karar verir. Zorla kimseye sen çocuk doğurma ya da sen çocuk doğur denmemelidir. Aileler karar verir, bunun adına aile planlamasıdır. Aile planlaması da demiyoruz, bunun adına üreme sağlığı diyoruz.
Anne ve çocuk açısından aile sağlıklı bir doğumu, çocuğu hedefleyecek bir şekilde planlamalar takipler yapabilir ama hepsi bu. Nüfus planlaması aile doğum kontrolü şeklinde konuşanlar cehaletlerini konuşturuyorlar. 30 yıl öncesini konuşuyorlar."
Sezeryan bir risktir
Televizyon programındaki konuşmasında sezeryanla doğumla ilgili de değerlendirmede bulunan Akdağ, "Gerekmeyen bir sezeyan anne ve çocuk için ristktir. Normal yolla doğum yapabilecek bir anneye anestezi veriyorsunuz, cerrahi bir işlemle karnını açıyorsunuz. Zorunluluk yoksa akla ziyan bir iş. Normal doğumlarla alakalı olarak biz ödemeler yaparak kolaylıklar getireceğiz. Tabi sezeryan da zorunda olunca yapılması gerekli bir iştir. Çok yanlış bir algı oluşturuldu toplumda sezeyan entelektüel bir faaliyet gibi başlatıldı ve topluma yaygınlaştırıldı. Sağlık Bakanı olarak gücüm yettiğince buna mani olacağım" dedi.
Salih TEKİN
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık harcamalarının aileleri yıkmasını önlemek için çalışmalar yapacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk bakanlar kurulu toplantısında kendilerine bu konuda talimat verdiğini belirten Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte yeni dönemde bu konuya ağırlık vereceklerini belirtti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, katıldığı bir tv programında yeni dönemde sağlıkta yapacakları çalışmaları anlattı. AK Parti iktidarları döneminde vatandaşın sağlık için cebinden yaptığı harcamaları önemli ölçüde azalttıklarını belirten Akdağ, “Vatandaşımız kendi gücünü aşan aşan sağlık harcaması yapmasını arzu ediyoruz. Konuyla ilgili sayın Cumhurbaşkanımızın ilk kabine toplantısında bizlere talimatı oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile ben bu konuyu çözmek için çalışacağız. Aslında bazı hastalıklar için özel hastanelerde vatandaşlardan fark alınmıyordu. Maalesef cerrahi uygulamalar bunun dışında kalmıştı. Şimdi bizim bu konuda çalışma yapmamız lazım. Allah korusun bir yakınınız kanser oldu. Özel hastaneye gitmeniz gerek. Sizden önemli bir para tahsil edilmek isteniyor. Biz buna yıkım harcaması diyoruz. Bu dönemde en çok bu konuya odaklanacağız. Türkiye’de biz iktidara geldiğimizde aşağı yukarı 160 bin aile bundan mağdur oluyordu. Bakanlığı devrettiğimde bu sayı 30 bin ailenin altına düşmüştü. Şimdi amacımız bunu iyice aşağılara doğru çekmek” diye konuştu.

Aile hekimliği merkezleri
Birinci basamak sağlık hizmeti olarak bilinen aile hekimliklerinde daha iyi hizmet için gayret göstereceklerini vurgulayan Bakan Akdağ, mevcut aile hekimlerine ilaveten biraz daha geliştirilmiş aile hekimliği merkezleri kuracaklarını kaydetti. Merkezlerde ultrasnografi, röntgen cihazı, fizyoterapist ve psikolog bulundurulacağını ifade eden Akdağ, vatandaşın hastaneye gitmeden gerekli sağlık hizmetini almasını sağlamaya gayret edeceklerini söyledi.
Şehir hastaneleri geliyor
Sağlık Bakanlığı döneminde temelini attığı şehir hastanelerinin yapımının hızla sürdüğü bilgisini veren Akdağ, 41 bin yeni yatak kapasitesine ulaşılacağını kaydetti. Akdağ, “Hastane hizmetlerinde oldukça iyiyiz. Göreve geldiğimizde vatandaşımız hastaneye yattığında odasında banyosu, tuvaleti, refakatçi koltuğu, televizyonu, buzdolabı olacak delmiştik. Buna uylaştık şehir hastanelerimizde bunu taçlandıracağız. Bu hastanelerimizin mükemmel özellikleri olacak, Yeşil alan içinde aracınızı yeraltındaki Parma bırakacağınız, valenin destek olduğu, görevlilerin refakatinde ödeme yapmadan hizmet alacağınız birer mekan olacak. Bu hastaneler sağlık çalışanları içinde rahatlık sağlayacak. Biz göreve geldiğimizde hastanelerimizdeki yataklar amatör kümenin yataklarıydı. Bir futbol ligi düşünün Şimdi onlar birinci lige kadar çıkarıldı. Amacımız artık bunu süper ligi çıkarmak, hatta Avrupa şampiyonu haline getirmek. Vatandaşın sağlıkta hizmete erişimi açısından Türkiye bir numaralı ülke olsun. İddialı bir hedef ama buna doğru yürüyeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı’na destek
Bakan Akdağ'a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Hiçbir Müslüman nüfus planlaması, doğum kontrolü gibi bir anlayışın içinde olmaz" sözlerine destek veren Akdağ, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız bizim halk sağlığı anlamında kullandığımız doğru kavramlara işaret ediyor. Nüfus planlaması ya da doğum kontrolü lafı artık tarihe karışmış laflardır. TTB’den bazı başkanların açıklamalarını okudum, hayretler içinde kaldım. Ancak cehalet söyletir bunu insana. Onlar hala nüfus planlaması, doğum kontrolü ayakta durması gerektiğine işaret eden açıklamalar yapıyor. Bunlar devletlerin toplum üzerine nüfus etmek istediği yıllardan kalma tanımlar.
Çin’de bu ağır biçimde yapıldı. İkinci çocuğu doğurmaya kanunen hakkınız yok. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları bizim toplumuza uygundur. Türk toplumunun da hızlı yaşlanma riski var. Doğumu teşvik eden bir kişiyim. Buna aileler karar verir. Zorla kimseye sen çocuk doğurma ya da sen çocuk doğur denmemelidir. Aileler karar verir, bunun adına aile planlamasıdır. Aile planlaması da demiyoruz, bunun adına üreme sağlığı diyoruz.
Anne ve çocuk açısından aile sağlıklı bir doğumu, çocuğu hedefleyecek bir şekilde planlamalar takipler yapabilir ama hepsi bu. Nüfus planlaması aile doğum kontrolü şeklinde konuşanlar cehaletlerini konuşturuyorlar. 30 yıl öncesini konuşuyorlar."
Sezeryan bir risktir
Televizyon programındaki konuşmasında sezeryanla doğumla ilgili de değerlendirmede bulunan Akdağ, "Gerekmeyen bir sezeyan anne ve çocuk için ristktir. Normal yolla doğum yapabilecek bir anneye anestezi veriyorsunuz, cerrahi bir işlemle karnını açıyorsunuz. Zorunluluk yoksa akla ziyan bir iş. Normal doğumlarla alakalı olarak biz ödemeler yaparak kolaylıklar getireceğiz. Tabi sezeryan da zorunda olunca yapılması gerekli bir iştir. Çok yanlış bir algı oluşturuldu toplumda sezeyan entelektüel bir faaliyet gibi başlatıldı ve topluma yaygınlaştırıldı. Sağlık Bakanı olarak gücüm yettiğince buna mani olacağım" dedi.