
Merve Tekin, şehitlerin kutsal emanetlerine sahip çıkıyor. Küçük yaşlardan itibaren içinde taşıdığı vatan sevgisi ve şehitlere olan derin bağlılığı Tekin’i bu "kutsal görevi" üstlenmeye yöneltmiş. Tekin, sadece Erzurum'dan değil, Çorum, İzmir, Ankara, Denizli gibi birçok farklı ilden şehitlerin emanetlerini titizlikle koruyor ve onların hikayelerini yaşatıyor.
“Bu duygular içimde hep vardı”
Merve Tekin'in şehitlere olan sevgisi çocukluk yıllarına dayanıyor. Bayrak gördüğünde duygulanan, şehit haberleriyle derinden etkilenen ve küçükken dedesiyle izlediği "Sakarya Fırat" dizisiyle bu duyguları pekişen Merve Tekin, özel bir olayla değil, her zaman içinde var olan bir duyguyla bu yola çıktığını belirtiyor. Şehitlerin emanetlerini bir anne şefkatiyle koruduğunu ifade eden Tekin, "Bir anne evlatlarını nasıl ayırt edemezse ben de onları birbirlerinden ayıramam, hepsi birdir benim için" diyor.
Merve Tekin'in evinde şehitlere özel bir oda bulunuyor. Bu odada şehitlerin cüzdanları, tesbihleri, üniformaları, damatlık ayakkabıları, bereleri, son giydikleri tişörtleri gibi kişisel eşyaları özenle saklanıyor. Bu emanetlerin hayatını değiştirdiğini söyleyen Tekin, "En büyük ordunun cennetin yedinci katında ve kendi evimde olduğunu bilirim. O yüzden camlarım açık bile kalsa ben gelecek olan kötülüklerden korkmam çünkü benim evimde yüzbaşıdan jandarma erine kadar komutanlarım var. Canım sıkıldığı zaman onlarla sohbet ederim çünkü Allah ayetinde şöyle buyurur; “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin; onlar diridirler, ama siz farkında olamazsınız. Bu oda onlara ait. Onlar bu odada yerler, içerler, otururlar sohbet ederler. Arada bir kapılarını çalar rahatsız ederim, selam veririm sohbetlerine dâhil olurum” sözleriyle bu kutsal bağın ona verdiği gücü dile getiriyor.
Ömer Faruk Darbaş'ın hikayesi ve mirası
Merve Tekin'i derinden etkileyen hikayelerden biri, Çorumlu Şehit Ömer Faruk Darbaş'a ait. Tekin o hikâyeyi şu şekilde anlatıyor;
“Çorumlu olan Ömer Faruk Darbaş adında bir şehidimiz vardı. Ben onun hikayesini hiç unutamadım. Biz rahmetli şehitlerimizin adına ayakkabı dağıtıyorduk. Erkek kardeşim kırtasiyeden şehitlerimizin isimlerinin bulunduğu bir liste çıkardı. Şehidimiz Ömer Faruk Darbaş’ın da silah arkadaşı kırtasiyedeymiş. Kardeşime demiş ki bu kadar şehit ismini ne yapacaksınız. Sebebini öğrenince benden de bir kâğıt götürün benim bir komutanım var. Onun da adını atfedin demiş. Biz kâğıdı aynı gün evin içinde kaybettik. Üç, beş ay evin içinde kâğıdı aradık bulamadık. Aklımızda Ömer ismi kaldı ama gerisini hatırlayamadık. Adını tam hatırlayamadığımız için adına bir hayırda yaptıramadık. Kırtasiyeye tekrar gidip sorduk. Kırtasiyeci de şunları söyledi. “Ben o kâğıdı buraya emanet olarak bıraktım. Oğlumun arkadaşıymış. Ben o çocuğu tanımıyorum. Size ne verdiğini bilmiyorum” dedi. Ben en son çare şehit odama gelip Ömer’in beresine bakarak ‘Ömer sen benden ne istiyorsun bana açıkça söyle’ dedim ve ağladım. Birkaç gün geçtikten sonra şehitlerimizden Burak Tortumlu’nun ablasıyla beraber bir projeye girdik. Ahmet Yesevi Okulu’nda bir kütüphane açtırmak istedik. Şu anda o okulda Ömer Faruk Darbaş’ın da bir abdesthanesi var. Eve geldiğimde annemi ağlamaklı bir şekilde otururken gördüm. Anneme ‘Anne ne oldu’ diye sordum. Annem dedi ki ‘Ömer’in kağıdını koltuğun altında buldum’ Hâlbuki biz oraları defalarca süpürmüştük. Hatta eşyaların yerlerinin bile değiştirmiştik. Sonrasında Çorum’da olan ailesine haber verdik. Buraya kadar geldiler. Bir gece misafirim oldular. Ömer Faruk Darbaş adına Ahmet Yesevi Okulu’nda bir abdesthane açtırdık. Ömer’in bu hikâyesi beni çok etkiledi. Ailesi beni Çorum’a davet ettiğinde Ömer’in kabrini ziyaret ettim. Kabrinin başında iki saat oturdum”
Şehit aileleriyle kurulan özel bağ
Şehit aileleriyle sosyal hizmetler ve sosyal medya aracılığıyla irtibat kurduğunu belirten Tekin, ailelerle görüşürken maddi bir talepte bulunmadığını, aksine "manevi bir hazine" istediğini söyledi. Bu yaklaşımının aileler tarafından takdir edildiğini ve emanetlerini gönül rahatlığıyla kendisine teslim ettiklerini ifade eden Tekin,bu kutsal görevin kendisine yüklediği en büyük sorumluluğun ise emanetlere layık olabilmek olduğunu dile getirdi.
“Evimde onlara ait bir oda var”
İlk olarak 2019 yılında şehit olan Erzurumlu Muhammed Ferdi Güntekin’in emanetini teslim alan Tekin, “Annesini ziyarete gittiğimde bana bir hediye vermek istedi. Bende şehidimizin odasını gezdiğim zaman mavi beresini istiyorum dedim. Annesi de gönül rahatlığıyla verdi. Şehitlerimizin emanetlerini saklamak benim için çok önemli. Evimde onlara ait bir oda var. Ben çocukken kendime ait bir odam yoktu ama benim şehitlerimin emanetlerine ait bir odam var. Benim evde yatacak yerim dahi olmasa bu odayı bozmam ben mutfakta da olsa kıvrılıp yatacak bir yer bulurum. Onlar benim için çok kıymetli. Onlar vatan uğruna can verdiler. Ben bugün bu odada onların emanetleriyle konuşabiliyorsam emanetleri sayesinde. Biz Erzurumlular olarak misafirlerimize hep deriz ya burada da bir eviniz var. Kütahya, İzmir, Denizli, Samsun, Ankara, Çorum’dan şehitlerim var. Onlar ne kadar toprağın altında olsalar da burada bir evleri var” ifadelerini kullandı.
Kardeşi de asker
Şehitlerin emanetlerini saklamasında ailesinin en büyük destekçisi olduğunu vurgulayan Merve Tekin, “Şu an kardeşim askerde hep bana şunu söyler; “Abla şehit olursam şu köşede benim olsun, benim şu fotoğrafımı asın” O da kendini ona adapte etti. Annem de çok destekçim oldu. Bu oda hepimizin milli ve manevi duygularımızı pekiştirdiğimiz bir oda oldu” diye konuştu.
“Bu emanetler benden sonra aileme emanet”
Emanetleri ailesine emanet edeceğini söyleyen Tekin, “Ben öldükten sonra emanetlerimi müzeye falan vermeyi düşünmüyorum. Anneme, erkek kardeşlerime ve kızıma bırakmak istiyorum. Benden sonra emanetlerime layıkıyla sahip çıkacaklarına eminim. Benim kardeşim de onların silah arkadaşı onlardan başka kimseye emanet edemem” dedi.
Gelecek nesillere vatan sevgisi aşılıyor
Merve Tekin, şehitlerin hatırasını canlı tutmanın yanı sıra, vatan sevgisini gelecek nesillere aktarmak istiyor. Kızının şehitleri örnek aldığını, askerlerin berelerini ve bayrakları çizdiğini belirten Tekin, gençlere seslenerek, "Vatanınızı eşinizi, sevgilinizi, evladınızı sever gibi sevin ki vatanınızı eşinizi, sevgilinizi, evladınızı sevmek için bir yurdunuz olsun" mesajını veriyor.
Erzurum Valisi’ne proje çağrısı
Şehitler için yaptığı hayırlara ek olarak, yardıma muhtaç insanlar ve yetim çocuklarla da bir araya gelen Merve Tekin, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi'ye önemli bir proje çağrısında bulundu. Toplu taşıma araçlarındaki tutacaklara şehitlerin isimlerinin yazılmasını talep eden Tekin, "Bir genç oradan tutunduğu zaman ayakta tutunduğu şeyin şehitler olduğunu bilmeli. O şehidin ismini görüp onlar sayesinde bugün hayatta olduğunu bilmeli" dedi.
Şehitlerin adına yapılan bazı hayırlardan bahseden Merve Tekin, son olarak onları şunları söyledi; “Burak Tortumlu Kütüphanesi, Emrah Erkan Abdesthanesi, Ömer Faruk Darbaş Kütüphanesi, Tekman'da Latif Sarıdemir Parkı, Yunus Çelebi ve Selahattin Taşkın gibi kütüphane açamadığımız 100 şehidimiz adına uygun mekanlarda kapı giydirme yapıp onların anısını yaşatmaya çalışıyoruz. Nafızbey, Saltukbey ve Ahmetyesevi Ortaokulunda yaptığımız işlemler oralarda sergileniyor. Gençlerimizin oraları da ziyaret etmesini istiyorum. Ben her ay şehit ailelerini ziyaret etmeye çalışırım. Görüşmeye gidemesem de mutlaka telefonda görüşürüm.
Ümmühan Göğtaş