
‘Dilin kullanım biçimi siyasi bir tercih değildir’ diyor efsane sunucu Şener Mete ve tezini şöyle geliştiriyor:
‘Dilin, binlerce yıllık kullanım deneyimi, sözcüklerin yazımından okunuşuna kadar, kuralları ortaya koyar. Son 50 yıl içinde dilimize girmeye başlayan, ancak son 15-20 yıl içinde kullanım alanı giderek artan ve önümüzdeki 10-15 yıl içinde, küçük hacimli bir sözlükteki kelime sayısına erişecek gibi görünen kısaltmaların telaffuzu, tartışmaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor.’
Sosyal medyada sıkı takipçisi olduğum sunucu, diksiyon eğitmeni ve Türkçe aşığı -bence bugün daha çok bir düşünür olarak kültür yaşamımızdaki etkinliğini sürdüren- TRT eski Başspikeri Şener Mete, 2019 Temmuz ayı ortalarında Facebook sayfasında ‘dilimizde kısaltmaların kullanımına değinen’ bu yazıyı paylaştığında kısaltmaların yanlış kullanımının ne kadar yaygın bir kusur olduğunu düşünmüş ve paylaşımını bir köşeye kaydetmiştim.
Meslek yaşamını tamamlamaya yaklaşmış bir edebiyat öğretmeni için bu belki biraz geç kalınmış bir keşifti; ama açıkçası bugüne dek öğretmenim ya da meslektaşım olmuş hiç kimse bu kadar açık, yalın ve anlaşılır bir özetle karşıma çıkmamıştı.
Kaydettiğim ve girişine yukarıda yer verdiğim o özeti Sayın Mete’nin hoşgörüsüne sığınarak aynen paylaşıyorum:
‘Günümüzde Türkiye'de ulusal ve uluslararası nitelikteki kısaltma sayısı 6.500'ü geçmiş durumdadır. Bundan 5 yıl önce diğer sözlüklerimde olduğu gibi yine Türkiye'de ilk olarak 6.500 kısaltmayı sıralayıp okunuşlarını da sözlükte belirtmiştim. Hayatımızdaki Kısaltmalar Sözlüğünde, dünyanın en eski kısaltmasından başlayarak, 5 yıl öncesine kadar kullanılan tüm kısaltmalar mevcuttur. Kısaltmaların ne olduğu, hangi gruplara ayrıldığı, kaç tür kısaltma bulunduğu konusunda eşi olmayan bir sözlüktür. Bundan sonra bu konuda hazırlanacak sözlüklerde de telif hakkı göz önüne alınarak, ancak Hayatımızdaki Kısaltmalar Sözlüğü’nden yararlanılabilir.
Şu anda topladığım diğer kısaltmalar ise 7.500'e ulaşmıştır. Kısaltmalarla ilgili herhangi bir çalışma yapmadan kısaltmalar hakkında ahkâm kesmek, çok sağlıklı bir davranış değildir. Çünkü kısaltmaların okunuş biçimi, yazımlar bakımından sözcük gibi ve ses ses olmak üzere iki türlüdür. Dikkat edin, harf harf demiyorum çünkü kısaltmanın her harfi genellikle bir kelimenin karşılığını verir. Bu karşılıklar içinde kapalı ve açık e sesleri bulunmalıdır. Ege Akü Sanayi kısaltması EAS diyecekseniz, baştaki e sesini kapalı söylememeli, Et ve Balık Kurumu EBK diyecekseniz, e sesini açık söylememelisiniz. Tabii ki bu noktada dilimizin seslerinin bilinmesi gerekir ki bunu da Spikerler ve Dilbilimciler bilmelidir. Kısaltma ile ilgili görüş bildirenler, öncelikle bu durumdan haberdar olmalıdır.
Bunun yanı sıra yabancı kısaltmaları kendi dilinizle okuyamazsınız. Örneğin, Radyo sinyali taşıyan kabloların ucundaki bağlantı elemanı (Bayonet Neill-Concelman) kısaltmasını ‘benece’ diye değil ‘bi-en-si’ diye seslendirmelisiniz ki buradaki en hecesindeki -e sesi açık olmalıdır. Dilbilimcilerimizin dilimizde mevcut olan ince ve kalın K seslerini bilmemeleri söz konusu bile olamaz.
İşte bu noktada, ince ve kalın K seslerinin ayrımında, kısaltmaların okunuş biçimi e sesleri gibi önem taşımaktadır.
Eskiden Sosyal Sigortalar Kurumunun kısaltması olan SSK'nın Seseka diye okunması, Sosyal Güvenlik Kurumunun SegeKa diye seslendirilmesi tesadüf değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Kakatece deriz. Türkiye Komünist Partisi, tekape'dir. Çünkü Kurum, Kurtuluş, Kuzey, Kıbrıs, Kanun, Komünist... kısaltmalarındaki k'ler kalındır. Bunu biraz Türkçe eğitimi almış olan herkes bilir. Bu anlamda PKK terör örgütüne pekaka demek, siyasi bir tercih değil, kısaltmaların okunuş biçimiyle ilgilidir. PKK'nın açılımı Partiya Karkaren Kurdistan olduğuna göre ka ve ku ile başlayan heceler kalın k sesine sahiptir ve bizim doğru okuyuş biçimimize göre pekaka denilmelidir. Aynı şekilde Koma Civaken Kurdistan olan KCK kısaltmasındaki K sesleri de ilk heceleri kalın k ile olduğundan kaceka olarak söylenir ve doğrusu da budur.
Bu noktada Kanun Hükmünde Kararname'nin kısaltmasının KaheKa diye okunması gerektiği ortadadır. Aynı şekilde Merkez Hakem Kurulu'nun kısaltmasının doğru okunuşu da meheka'dır. Türkçede bir tek k harfi var zihniyetiyle bir tek k sesi olduğunu düşünmenin Türk dilinin aydını olanlarca kabul edilmediğini biliyorum. Dilin seslerle budanma girişimleri, dile hizmet değildir. Bu konuda 20 örnek getirene 250 örnek sunarım. Komitet Gosudarstvennoi Bezopasnosti kısaltmasına Kagebe diyorsanız, Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne de kateü demelisiniz. Milli Güvenlik Kurulu megeka, Merkez Karar Yürütme Kurulu, mekayeka'dır.
Bilmeyenler için üzgünüm ama dilbilimcilerin bunu bilmemeleri mümkün olmadığından, kabul etmemelerini kabul edemiyorum. Çünkü Dilbilimci olmanın, Spiker olmanın, Tiyatro sanatçısı olmanın bilimsel bir farkı vardır ve bütün dünyada durum budur. Cehalet ortamları kalıcı değildir ve zaten olmamalıdır. Türkçenin seslerinin bir kısmının Internatıonal Phonetic Alphabet sisteminde ve enstitüsünde bulunduğunu meraklılarına duyururum.’
***
İlginç bir konu…
Fakat eminim ki bu yazıyı okuduktan sonra günümüz haber spikerlerinin kısaltmaları nasıl kullandığını daha iyi görecek ve o düzeydeki akıl almaz sığlığı çok daha çabuk fark edeceksiniz.
‘Dilin, binlerce yıllık kullanım deneyimi, sözcüklerin yazımından okunuşuna kadar, kuralları ortaya koyar. Son 50 yıl içinde dilimize girmeye başlayan, ancak son 15-20 yıl içinde kullanım alanı giderek artan ve önümüzdeki 10-15 yıl içinde, küçük hacimli bir sözlükteki kelime sayısına erişecek gibi görünen kısaltmaların telaffuzu, tartışmaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor.’
Sosyal medyada sıkı takipçisi olduğum sunucu, diksiyon eğitmeni ve Türkçe aşığı -bence bugün daha çok bir düşünür olarak kültür yaşamımızdaki etkinliğini sürdüren- TRT eski Başspikeri Şener Mete, 2019 Temmuz ayı ortalarında Facebook sayfasında ‘dilimizde kısaltmaların kullanımına değinen’ bu yazıyı paylaştığında kısaltmaların yanlış kullanımının ne kadar yaygın bir kusur olduğunu düşünmüş ve paylaşımını bir köşeye kaydetmiştim.
Meslek yaşamını tamamlamaya yaklaşmış bir edebiyat öğretmeni için bu belki biraz geç kalınmış bir keşifti; ama açıkçası bugüne dek öğretmenim ya da meslektaşım olmuş hiç kimse bu kadar açık, yalın ve anlaşılır bir özetle karşıma çıkmamıştı.
Kaydettiğim ve girişine yukarıda yer verdiğim o özeti Sayın Mete’nin hoşgörüsüne sığınarak aynen paylaşıyorum:
‘Günümüzde Türkiye'de ulusal ve uluslararası nitelikteki kısaltma sayısı 6.500'ü geçmiş durumdadır. Bundan 5 yıl önce diğer sözlüklerimde olduğu gibi yine Türkiye'de ilk olarak 6.500 kısaltmayı sıralayıp okunuşlarını da sözlükte belirtmiştim. Hayatımızdaki Kısaltmalar Sözlüğünde, dünyanın en eski kısaltmasından başlayarak, 5 yıl öncesine kadar kullanılan tüm kısaltmalar mevcuttur. Kısaltmaların ne olduğu, hangi gruplara ayrıldığı, kaç tür kısaltma bulunduğu konusunda eşi olmayan bir sözlüktür. Bundan sonra bu konuda hazırlanacak sözlüklerde de telif hakkı göz önüne alınarak, ancak Hayatımızdaki Kısaltmalar Sözlüğü’nden yararlanılabilir.
Şu anda topladığım diğer kısaltmalar ise 7.500'e ulaşmıştır. Kısaltmalarla ilgili herhangi bir çalışma yapmadan kısaltmalar hakkında ahkâm kesmek, çok sağlıklı bir davranış değildir. Çünkü kısaltmaların okunuş biçimi, yazımlar bakımından sözcük gibi ve ses ses olmak üzere iki türlüdür. Dikkat edin, harf harf demiyorum çünkü kısaltmanın her harfi genellikle bir kelimenin karşılığını verir. Bu karşılıklar içinde kapalı ve açık e sesleri bulunmalıdır. Ege Akü Sanayi kısaltması EAS diyecekseniz, baştaki e sesini kapalı söylememeli, Et ve Balık Kurumu EBK diyecekseniz, e sesini açık söylememelisiniz. Tabii ki bu noktada dilimizin seslerinin bilinmesi gerekir ki bunu da Spikerler ve Dilbilimciler bilmelidir. Kısaltma ile ilgili görüş bildirenler, öncelikle bu durumdan haberdar olmalıdır.
Bunun yanı sıra yabancı kısaltmaları kendi dilinizle okuyamazsınız. Örneğin, Radyo sinyali taşıyan kabloların ucundaki bağlantı elemanı (Bayonet Neill-Concelman) kısaltmasını ‘benece’ diye değil ‘bi-en-si’ diye seslendirmelisiniz ki buradaki en hecesindeki -e sesi açık olmalıdır. Dilbilimcilerimizin dilimizde mevcut olan ince ve kalın K seslerini bilmemeleri söz konusu bile olamaz.
İşte bu noktada, ince ve kalın K seslerinin ayrımında, kısaltmaların okunuş biçimi e sesleri gibi önem taşımaktadır.
Eskiden Sosyal Sigortalar Kurumunun kısaltması olan SSK'nın Seseka diye okunması, Sosyal Güvenlik Kurumunun SegeKa diye seslendirilmesi tesadüf değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Kakatece deriz. Türkiye Komünist Partisi, tekape'dir. Çünkü Kurum, Kurtuluş, Kuzey, Kıbrıs, Kanun, Komünist... kısaltmalarındaki k'ler kalındır. Bunu biraz Türkçe eğitimi almış olan herkes bilir. Bu anlamda PKK terör örgütüne pekaka demek, siyasi bir tercih değil, kısaltmaların okunuş biçimiyle ilgilidir. PKK'nın açılımı Partiya Karkaren Kurdistan olduğuna göre ka ve ku ile başlayan heceler kalın k sesine sahiptir ve bizim doğru okuyuş biçimimize göre pekaka denilmelidir. Aynı şekilde Koma Civaken Kurdistan olan KCK kısaltmasındaki K sesleri de ilk heceleri kalın k ile olduğundan kaceka olarak söylenir ve doğrusu da budur.
Bu noktada Kanun Hükmünde Kararname'nin kısaltmasının KaheKa diye okunması gerektiği ortadadır. Aynı şekilde Merkez Hakem Kurulu'nun kısaltmasının doğru okunuşu da meheka'dır. Türkçede bir tek k harfi var zihniyetiyle bir tek k sesi olduğunu düşünmenin Türk dilinin aydını olanlarca kabul edilmediğini biliyorum. Dilin seslerle budanma girişimleri, dile hizmet değildir. Bu konuda 20 örnek getirene 250 örnek sunarım. Komitet Gosudarstvennoi Bezopasnosti kısaltmasına Kagebe diyorsanız, Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne de kateü demelisiniz. Milli Güvenlik Kurulu megeka, Merkez Karar Yürütme Kurulu, mekayeka'dır.
Bilmeyenler için üzgünüm ama dilbilimcilerin bunu bilmemeleri mümkün olmadığından, kabul etmemelerini kabul edemiyorum. Çünkü Dilbilimci olmanın, Spiker olmanın, Tiyatro sanatçısı olmanın bilimsel bir farkı vardır ve bütün dünyada durum budur. Cehalet ortamları kalıcı değildir ve zaten olmamalıdır. Türkçenin seslerinin bir kısmının Internatıonal Phonetic Alphabet sisteminde ve enstitüsünde bulunduğunu meraklılarına duyururum.’
***
İlginç bir konu…
Fakat eminim ki bu yazıyı okuduktan sonra günümüz haber spikerlerinin kısaltmaları nasıl kullandığını daha iyi görecek ve o düzeydeki akıl almaz sığlığı çok daha çabuk fark edeceksiniz.