
Atalarımız boşuna dememiş, “Ağzı açığın malını, gözü açıklar yer” diye. Bir kentin geriye gitmesinin nedeni yalnızca siyasiler, idareciler olmaz değil mi?
Belki içeriğini tüm toplum bilmese de TANAP ismini öyle ya da böyle herkes duymuştur. En azından şehirde var olan sivil toplum kuruluşları, belediyeler, vakıf ve dernek temsilcileri ne olduğunu biliyordur.
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) sosyal sorumluluk kapsamında 6 projeye 14 milyon TL fon desteği sağlama kararı aldı. Erzurum haricinde birçok kentten proje üreterek bu fondan yararlanmak isteyenler oldu. Hatta Karadeniz’den bile proje sunuldu.
Eskişehir Seyitgazi Belediyesi ‘Eski Köy Okulları Hayat Buluyor, Frig Vadisi Canlanıyor’ projesiyle böylesine önemli bir kaynaktan yararlanırken, Türkiye Kalkınma Vakfı da Karadeniz Bölgesi’nde arıcılık ve organik yumurta tavukçuluğuyla pastadan pay aldı.
İnsanın aklı almıyor değil mi? Öyle ya dört başı mamur bir kentte yaşıyoruz. Para gani, kim uğraşacak bu projelerle falan diye düşünmüş olmalıyız. Ya da prosedürü çok, biz bu işlerle uğraşamayız. ‘Bize Armut piş ağzıma düş’ işler lazım.
Hiçbir şey ile yeterince ilgilenmediğimiz için kendi hakkımız olanı bile başkalarına kaptırıyoruz.
Avrupa Birliği fonları başta olmak üzere diğer devlet fonlarından ayrılan bütçeleri zaten FETÖ alçaklarına kaptırdık. Yıllarca bu şehirde dirsek çürütenlerin kıt kanaat ticaret yapıp istihdam sağlayanların cebine tek kuruş girmedi.
Oysa bu fonlarla Güneydoğu ve Diyarbakır abat oldu. Bugün elimizde olan bu kuruluşlardan yine yararlanamadık.
Hadi vatandaş bu işi bilemedi. Peki toplum yararına kurulan dernekler, vakıflar niye proje yapmadı? Belediyeler bu işe niye kör sağır kaldı?
Eğer proje hazırlandı ama TANAP işi Erzurum’a değil başka yerlere kaydırdıysa bu da bilinmeli. Hatta neden böyle olduğu irdelenmeli…
Sebep her ne olursa olsun ortada bir gerçek var o da her zamanki gibi ağzı açığın malını gözü açıklar yedi.
TANAP ile uzaktan yakından alakası olmayan Karadeniz bile proje kaptıysa bizim artık şapkamızı önümüze alıp şu tembelliğimize bir çare bulmamız lazım. Bahane aramadan kimseyi suçlamadan önce kendimize bakmamız lazım. Sıkıntısı bize sefası hep başkalarına kalıyor.
Belki içeriğini tüm toplum bilmese de TANAP ismini öyle ya da böyle herkes duymuştur. En azından şehirde var olan sivil toplum kuruluşları, belediyeler, vakıf ve dernek temsilcileri ne olduğunu biliyordur.
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) sosyal sorumluluk kapsamında 6 projeye 14 milyon TL fon desteği sağlama kararı aldı. Erzurum haricinde birçok kentten proje üreterek bu fondan yararlanmak isteyenler oldu. Hatta Karadeniz’den bile proje sunuldu.
Eskişehir Seyitgazi Belediyesi ‘Eski Köy Okulları Hayat Buluyor, Frig Vadisi Canlanıyor’ projesiyle böylesine önemli bir kaynaktan yararlanırken, Türkiye Kalkınma Vakfı da Karadeniz Bölgesi’nde arıcılık ve organik yumurta tavukçuluğuyla pastadan pay aldı.
İnsanın aklı almıyor değil mi? Öyle ya dört başı mamur bir kentte yaşıyoruz. Para gani, kim uğraşacak bu projelerle falan diye düşünmüş olmalıyız. Ya da prosedürü çok, biz bu işlerle uğraşamayız. ‘Bize Armut piş ağzıma düş’ işler lazım.
Hiçbir şey ile yeterince ilgilenmediğimiz için kendi hakkımız olanı bile başkalarına kaptırıyoruz.
Avrupa Birliği fonları başta olmak üzere diğer devlet fonlarından ayrılan bütçeleri zaten FETÖ alçaklarına kaptırdık. Yıllarca bu şehirde dirsek çürütenlerin kıt kanaat ticaret yapıp istihdam sağlayanların cebine tek kuruş girmedi.
Oysa bu fonlarla Güneydoğu ve Diyarbakır abat oldu. Bugün elimizde olan bu kuruluşlardan yine yararlanamadık.
Hadi vatandaş bu işi bilemedi. Peki toplum yararına kurulan dernekler, vakıflar niye proje yapmadı? Belediyeler bu işe niye kör sağır kaldı?
Eğer proje hazırlandı ama TANAP işi Erzurum’a değil başka yerlere kaydırdıysa bu da bilinmeli. Hatta neden böyle olduğu irdelenmeli…
Sebep her ne olursa olsun ortada bir gerçek var o da her zamanki gibi ağzı açığın malını gözü açıklar yedi.
TANAP ile uzaktan yakından alakası olmayan Karadeniz bile proje kaptıysa bizim artık şapkamızı önümüze alıp şu tembelliğimize bir çare bulmamız lazım. Bahane aramadan kimseyi suçlamadan önce kendimize bakmamız lazım. Sıkıntısı bize sefası hep başkalarına kalıyor.