
Ey dost; bir yol ki Sevgiliden alıp Sevgiliye götürüyor…
Deryalarda dalgalara galip eyliyor cümlemizi…
Yerden alıp göğe çıkartıyor, şemsten hilale hayranlık dolu bir seyahatin şerefli yolcuları eyliyor bizi…
Biz dediysek; sen gücümüze, kuvvetimize, çokluğumuza verme, sekerata ver!
Semadan kara toprağa, bitkiden hayvana, melekten iblise ve isimlerini bilmediğimiz, şekillerini görmediğimiz nice yaratılmış varsa hepsinden şerefli eyleyip bizi, şahitliği tevdi ettiği için en kıymetli sayan Rabbimize varan, hayretten hayrete bir menzildir yürüdüğümüz.
“ona en uygun biçimi verip Kendi ruhumdan kattığım zaman onun önünde yere kapanın!" Sad Suresi 72
Bunca teveccühün ardından ey insan karar senin!
Ya şahit olmaya azmedeceksin, mülkü Sahibine teslim edeceksin…
Ya da sahip olmaya direneceksin.
Şahit olmayı seçersen, senin olmadıklarını ikrar ettiklerin ve daha nice hayal edemediklerin sana ihsandır.
Sahip olacağım dersen, azaplı bir yolculuğun nihayetinde dayanacağın kapı hutamedir ki, gayya kuyusunun başında soluklan soluklanabilirsen.
Senin de, benimdir iftirasından beri olduğuna inandık da bu sırrımızı paylaşalım istedik ey kardeş.
Biz ne gördükse kana kana içmeye layık gördük…
Biz ne işittikse hep onun şarkısıyla coştuk…
Sarhoşuz dedik ya ey can, şahit olduklarımızın sarhoşuyuz biz…
Aşk Sarhoşu yani!
Gördüklerimizin değil gösterenin…
Duyduklarımıza olmaz teveccühümüz, duyurana şükranla şahitlik eyleriz biz.
İbrahim’de (as) şahit olduk ki, yakan ateş değil…
Musa’da (as) şehadet eyledik ki, her içine aldığını boğmaya kudretli değil umman…
Muhammed’in (sav) mağarasında örümceğin alametinden kaniyiz ki, her ağ sinek yakalamak için örülmez.
Yolumuz temaşa eylediklerimizden, mevcudumuzla göremediklerimize doğrudur…
Gördüklerimize bakıp şimdilik göremediklerimizin de şahidiyiz biz.
Aşk Sarhoşu dedik a! İman testisinin kanmayan müptelası anla sen bizi!
Deryalarda dalgalara galip eyliyor cümlemizi…
Yerden alıp göğe çıkartıyor, şemsten hilale hayranlık dolu bir seyahatin şerefli yolcuları eyliyor bizi…
Biz dediysek; sen gücümüze, kuvvetimize, çokluğumuza verme, sekerata ver!
Semadan kara toprağa, bitkiden hayvana, melekten iblise ve isimlerini bilmediğimiz, şekillerini görmediğimiz nice yaratılmış varsa hepsinden şerefli eyleyip bizi, şahitliği tevdi ettiği için en kıymetli sayan Rabbimize varan, hayretten hayrete bir menzildir yürüdüğümüz.
“ona en uygun biçimi verip Kendi ruhumdan kattığım zaman onun önünde yere kapanın!" Sad Suresi 72
Bunca teveccühün ardından ey insan karar senin!
Ya şahit olmaya azmedeceksin, mülkü Sahibine teslim edeceksin…
Ya da sahip olmaya direneceksin.
Şahit olmayı seçersen, senin olmadıklarını ikrar ettiklerin ve daha nice hayal edemediklerin sana ihsandır.
Sahip olacağım dersen, azaplı bir yolculuğun nihayetinde dayanacağın kapı hutamedir ki, gayya kuyusunun başında soluklan soluklanabilirsen.
Senin de, benimdir iftirasından beri olduğuna inandık da bu sırrımızı paylaşalım istedik ey kardeş.
Biz ne gördükse kana kana içmeye layık gördük…
Biz ne işittikse hep onun şarkısıyla coştuk…
Sarhoşuz dedik ya ey can, şahit olduklarımızın sarhoşuyuz biz…
Aşk Sarhoşu yani!
Gördüklerimizin değil gösterenin…
Duyduklarımıza olmaz teveccühümüz, duyurana şükranla şahitlik eyleriz biz.
İbrahim’de (as) şahit olduk ki, yakan ateş değil…
Musa’da (as) şehadet eyledik ki, her içine aldığını boğmaya kudretli değil umman…
Muhammed’in (sav) mağarasında örümceğin alametinden kaniyiz ki, her ağ sinek yakalamak için örülmez.
Yolumuz temaşa eylediklerimizden, mevcudumuzla göremediklerimize doğrudur…
Gördüklerimize bakıp şimdilik göremediklerimizin de şahidiyiz biz.
Aşk Sarhoşu dedik a! İman testisinin kanmayan müptelası anla sen bizi!