
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, geçmişi özleyen çevrelerin hedefine girdi. Bazı mahfillerde üretilen fitne siyasetinin aşağılarda daha düne kadar Ak Parti iktidarının balını yiyen kesimler tarafından desteklenmesi bundan kaynaklanıyor. Gerçek açıktan ifade edilemediği için Bahçeli ve MHP bir gerekçe olarak ortaya atılıyor. Yine sistemin, milletvekilleri, yerel siyasileri devre dışı bıraktığı, iktidar vekillerinin dahi bakanlara ulaşamadığı üzerinden rahatsızlık varmış dayatması yapılıyor.
Ne isteniyor!
İstenilen şey açık, yeniden eskiye dönelim. Peki, bu mümkün mü? Veya eski ne kadar iyiydi.
1990’lı yıllar, gazeteciliğe yeni başlamışım. DYP iktidar partisiydi. O yıllar Sağlık Meslek Liseleri daha yeni kuruluyordu. Erzurum’da tartışma “Erzurum’a neden kurulmuyor” üzerinden yürüyordu. Nihayetinde o Meslek Lisesi Erzurum’a kuruldu. Liseyi bitirenler hemen mesleğe başlayabildiler.
Ardından siyasetin yoğun gayretiyle her İl’e hatta her ilçeye Sağlık Meslek Liseleri kuruldu. Binlerce Sağlık Meslek Lisesi mezunları atanamaz duruma geldiler. KİT’lerin zarar eder noktaya gelmesi de yine siyasetin yoğun gayretiyle gerçekleşti. Üniversitelerin öğretmen yetiştiren bölümleri, Zıraat mezunları Türkiye için bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 2000’lerde KİT’lerin elden çıkarılmasının ülkenin kurtuluşu olduğu tartışmaları başlamıştı.
O günler hiçbir siyasinin aklına ıslah çalışması gelmiyordu. Çünkü iş çığırından çıkmıştı. Hamili kart bitmediği gibi hamili kartla KİT’lere yığılmayı engellemek akla gelmiyordu. Ak Parti iktidarında KİT’lerin büyük bölümü elden çıkarıldı.
Yine muhalefetin Parlamenter sistem türküsü söylemesi, çevrenizde sıkça karşılaştığınız ‘çözüm parlamenter sistemde’ bilmişliğinin altında yatan bütün mesele ülkenin ali menfaatiyle ilgili değil. Tahtlarını kaptıranlar, bal kavanozuna elini sokamayanların yaygarasından öte bir anlam taşımıyor.
Ne istiyoruz?
Meşhur Parlamenter sistemin en önemli arızı; dikiş tutmayan iktidar denemeleridir. Ülkeye verdiği zararın ekonomistler tarafından hesaplanması gerekir. 3, 6, 9 aylık, 1.5-3 yılı bulmayan iktidar süreleri, gidenler ve gelenlere birde Cumhurbaşkanı seçememe gerçeğini unutmadık. 12 Eylül darbesinin sebeplerinden birinin de 400’e yakın oturumda Cumhurbaşkanı seçilememesi olduğunu unutmayın.
Başka ne istiyoruz?
Geçmişte siyasilerin eteklerine sarılan insanların çocuklarını işe yerleştirme veya tayin rezaletleri unutulmamalı. Bazıları, şimdi de iktidarın hamili kartını öne süreceklerdir. Haklılar, ancak bunun da geride kalacağına inananlardanım.
Türkiye’nin ihtiyacı olan sistem aslında tam da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Bakanlar, geçmişte olduğu gibi milletvekilleri, il başkanları vs. nin siyasi baskısından iş yapamaz durumları yaşıyorlardı. Milletvekili ve diğerleri sanılır ki, şehirleri için bir şeyler isterlerdi.
Hayır.
Bunu söyleyenlere inanmayın, istedikleri kişisel istekler, yakınlarının talepleridir. Ben Erzurum için fizibilite çalışması yapılmış ayakları yere basan bir proje için çaba harcayan siyasi atmosferi hiç görmedim.
Aksakları tamamlanır, ama yeni sistemin Türkiye için yararlı olduğunu millet görecektir. Sistemin şanssızlığı, yaşanan ekonomik kriz dönemine denk gelmesidir.
Ne isteniyor!
İstenilen şey açık, yeniden eskiye dönelim. Peki, bu mümkün mü? Veya eski ne kadar iyiydi.
1990’lı yıllar, gazeteciliğe yeni başlamışım. DYP iktidar partisiydi. O yıllar Sağlık Meslek Liseleri daha yeni kuruluyordu. Erzurum’da tartışma “Erzurum’a neden kurulmuyor” üzerinden yürüyordu. Nihayetinde o Meslek Lisesi Erzurum’a kuruldu. Liseyi bitirenler hemen mesleğe başlayabildiler.
Ardından siyasetin yoğun gayretiyle her İl’e hatta her ilçeye Sağlık Meslek Liseleri kuruldu. Binlerce Sağlık Meslek Lisesi mezunları atanamaz duruma geldiler. KİT’lerin zarar eder noktaya gelmesi de yine siyasetin yoğun gayretiyle gerçekleşti. Üniversitelerin öğretmen yetiştiren bölümleri, Zıraat mezunları Türkiye için bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 2000’lerde KİT’lerin elden çıkarılmasının ülkenin kurtuluşu olduğu tartışmaları başlamıştı.
O günler hiçbir siyasinin aklına ıslah çalışması gelmiyordu. Çünkü iş çığırından çıkmıştı. Hamili kart bitmediği gibi hamili kartla KİT’lere yığılmayı engellemek akla gelmiyordu. Ak Parti iktidarında KİT’lerin büyük bölümü elden çıkarıldı.
Yine muhalefetin Parlamenter sistem türküsü söylemesi, çevrenizde sıkça karşılaştığınız ‘çözüm parlamenter sistemde’ bilmişliğinin altında yatan bütün mesele ülkenin ali menfaatiyle ilgili değil. Tahtlarını kaptıranlar, bal kavanozuna elini sokamayanların yaygarasından öte bir anlam taşımıyor.
Ne istiyoruz?
Meşhur Parlamenter sistemin en önemli arızı; dikiş tutmayan iktidar denemeleridir. Ülkeye verdiği zararın ekonomistler tarafından hesaplanması gerekir. 3, 6, 9 aylık, 1.5-3 yılı bulmayan iktidar süreleri, gidenler ve gelenlere birde Cumhurbaşkanı seçememe gerçeğini unutmadık. 12 Eylül darbesinin sebeplerinden birinin de 400’e yakın oturumda Cumhurbaşkanı seçilememesi olduğunu unutmayın.
Başka ne istiyoruz?
Geçmişte siyasilerin eteklerine sarılan insanların çocuklarını işe yerleştirme veya tayin rezaletleri unutulmamalı. Bazıları, şimdi de iktidarın hamili kartını öne süreceklerdir. Haklılar, ancak bunun da geride kalacağına inananlardanım.
Türkiye’nin ihtiyacı olan sistem aslında tam da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Bakanlar, geçmişte olduğu gibi milletvekilleri, il başkanları vs. nin siyasi baskısından iş yapamaz durumları yaşıyorlardı. Milletvekili ve diğerleri sanılır ki, şehirleri için bir şeyler isterlerdi.
Hayır.
Bunu söyleyenlere inanmayın, istedikleri kişisel istekler, yakınlarının talepleridir. Ben Erzurum için fizibilite çalışması yapılmış ayakları yere basan bir proje için çaba harcayan siyasi atmosferi hiç görmedim.
Aksakları tamamlanır, ama yeni sistemin Türkiye için yararlı olduğunu millet görecektir. Sistemin şanssızlığı, yaşanan ekonomik kriz dönemine denk gelmesidir.