
Yazılarımızı sizlerden gelen sorular verdiğimiz cevaplarla devam ediyoruz.
MÜLTECİ VE SIĞINMACI NEDİR? Mülteci diye tanımlanan kişi, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisi baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terk edip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından kabul edilen kişidir. Mülteci ile en çok karıştırılan ise sığınmacıdır. Sığınmacı ise; yukarıdaki nedenlerden dolayı ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından soruşturma safhasında olan kişidir. Mülteci kelimesi köken bakımından incelendiğinde ise kelimenin aslının Arapça olduğu ve iltica eden anlamında da kullanıldığı görülmektedir. Türk Dil Kurumu’nda ise mülteci “ sığınmacı” anlamına gelmektedir yazar.
İBN-İ HALDUN’UN “COĞRAFYA KADERDİR” SÖZÜNÜ AÇIKLAR MISINIZ?
Her insan farklı coğrafyaların kollarında doğar ve büyüt. Rengini mensup olduğu coğrafyadan alır. Cildi doğduğu yerin güneşi ile kavrulur. Bedeni doğduğu topraklar ile beslenir, filizlenir. Oranın suyuyla paklanır. Karakterini doğduğu yerin kadim kültürü ile beslenir. Aynı zamanda bütün coğrafyalar farklı, renk ve nebatattaki çiçekleri temsil eder. Hiçbiri birbirinden ayrı düşünülemez. Bir araya geldiklerinde her biri kendilerine has özellikleriyle muhteşem bir renk cümbüşü sunarlar gözlere. Kimliğidir coğrafyalar insanoğlunun. Kundakta ki bebeğin adını doğduğu kadim topraklar koyar aslında. Unutmanın, terk etmenin mümkün olmadığı aynada ki gerçektir coğrafyalar. Sıyrılmak, karşı gelmek, değiştirmek mümkün değildir. İbn-i Haldun’un zamanları aşan “coğrafya kaderdir” tespiti yaşanılan coğrafyanın büyük bir sınav olduğunun da habercisidir. Nitekim Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkeziyle Anadolu gerçeği tarih boyunca büyük sınavlar vermiştir. Hak ile batılın mücadelesine en çok Anadolu tanık olmuştur. Bunun gereği olarak da büyük sıkıntılar çileler çekmiştir. Seyitler, Nene Hatunlar, Sütçü İmamlar. Ne zaman ki hakkın safında yer almış o zaman büyük bir şahlanış yaşamıştır Fırat’ıyla, Dicle’siyle Anadolu…
AFRİNE YÖNELİK ZEYTİNDALI OPERASYONUNU NASIL DEĞERLENDİRDİNİZ?
Türkiye uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakkını kullanmış ve sınırlarının güvenliğinin sağlamak amacıyla Zeytindalı operasyonunu gerçekleştirmiştir. 2011 yılından beri süre gelen Suriye iç savaşı en çok Türkiye’yi etkilemiş, milyonlarca mülteci sınırdan ülkemize giriş yapmıştır. Sınırımızda PKK-PYD-YPG gibi terör örgütleri dış devletlerinden yardımı ile farklı hayallere kapılmıştır. Sınırdan atılan bombalar, askeri ve polis üslerine yapılan saldırılar, başta ABD olmak üzere bazı Avrupa devletlerin bölgeye yönelik açık destekleri Türkiye’nin sahada etkin yer almasının gerektirmiştir. TBMM verdiği teskere yetkisi ile Türk Silahlı Kuvvetler 2018 yılının ilk günlerinde Afrin’e yönelik Zeytindalı hareketini başlatmıştır. Türkiye bölgeye kardeşliği, huzur ve barışa götürmek için girmiştir. Avrupalı Devletler gibi istila ve işgal düşünceli değil hem kendi güvenliğini sağlamak hem de bölge ile kardeşliği tesis etmek için gereken adımı atmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerin bölgede başarılı hamleleri ile köşeye sıkışan terör örgütleri kara propagandaya başlamış diğer taraftan ise de sivilleri kalkan olarak kullanmıştır. Kimyasal silahların kullanıldığı, sivillerin öldürüldüğü haberleri yalan çıkmış medya ayağı ile yapmış oldukları atak ellerinde patlayan bombaya dönmüştür. İnşallah asırlarca önce bölgeye huzuru, barış, sevgi ve muhabbet tohumlarını ekenlerin torunları aynı duyguları orada bırakarak sağ salim vatanlarına geri dönecektir.
NAİM SÜLEYMANOĞLU KİMDİR?
23 Ocak 1967'de Bulgaristan'da doğdu. Süleymanoğlu çok sevdiği haltere 1977 yılında başladı. Daha çocuk denilebilecek yaşta 15 yaşında iken Brezilya'da düzenlenen dünya gençler halter şampiyonasında 52 kiloda iki altın madalya alarak şampiyon oldu. Aynı dönemde silkme kategorisinde vücut ağırlığının üç katını kaldıran ikinci halterci olarak tarihe geçmiştir. Peşi sıra gelen başarılar sonucunda halter tarihinde en genç dünya rekortmeni unvanını aldı. 1984, 1985 ve 1986 yıllarında dünyada 'yılın haltercisi' seçildi. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları olmak üzere üç kez olimpiyat şampiyonu oldu. 8 Kez dünya şampiyonu oldu, 46 dünya rekoru kırdı. 1988 yılında TİME dergisine kapak oldu ve dünya tarihine geçti. Türkiye'ye Olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalyasını kazandıran sporcudur. 1992 yılında Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 2017 yılında yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayan milli sporcu hayata genç yaşta veda etmiştir.
MÜLTECİ VE SIĞINMACI NEDİR? Mülteci diye tanımlanan kişi, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisi baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terk edip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından kabul edilen kişidir. Mülteci ile en çok karıştırılan ise sığınmacıdır. Sığınmacı ise; yukarıdaki nedenlerden dolayı ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından soruşturma safhasında olan kişidir. Mülteci kelimesi köken bakımından incelendiğinde ise kelimenin aslının Arapça olduğu ve iltica eden anlamında da kullanıldığı görülmektedir. Türk Dil Kurumu’nda ise mülteci “ sığınmacı” anlamına gelmektedir yazar.
İBN-İ HALDUN’UN “COĞRAFYA KADERDİR” SÖZÜNÜ AÇIKLAR MISINIZ?
Her insan farklı coğrafyaların kollarında doğar ve büyüt. Rengini mensup olduğu coğrafyadan alır. Cildi doğduğu yerin güneşi ile kavrulur. Bedeni doğduğu topraklar ile beslenir, filizlenir. Oranın suyuyla paklanır. Karakterini doğduğu yerin kadim kültürü ile beslenir. Aynı zamanda bütün coğrafyalar farklı, renk ve nebatattaki çiçekleri temsil eder. Hiçbiri birbirinden ayrı düşünülemez. Bir araya geldiklerinde her biri kendilerine has özellikleriyle muhteşem bir renk cümbüşü sunarlar gözlere. Kimliğidir coğrafyalar insanoğlunun. Kundakta ki bebeğin adını doğduğu kadim topraklar koyar aslında. Unutmanın, terk etmenin mümkün olmadığı aynada ki gerçektir coğrafyalar. Sıyrılmak, karşı gelmek, değiştirmek mümkün değildir. İbn-i Haldun’un zamanları aşan “coğrafya kaderdir” tespiti yaşanılan coğrafyanın büyük bir sınav olduğunun da habercisidir. Nitekim Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkeziyle Anadolu gerçeği tarih boyunca büyük sınavlar vermiştir. Hak ile batılın mücadelesine en çok Anadolu tanık olmuştur. Bunun gereği olarak da büyük sıkıntılar çileler çekmiştir. Seyitler, Nene Hatunlar, Sütçü İmamlar. Ne zaman ki hakkın safında yer almış o zaman büyük bir şahlanış yaşamıştır Fırat’ıyla, Dicle’siyle Anadolu…
AFRİNE YÖNELİK ZEYTİNDALI OPERASYONUNU NASIL DEĞERLENDİRDİNİZ?
Türkiye uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakkını kullanmış ve sınırlarının güvenliğinin sağlamak amacıyla Zeytindalı operasyonunu gerçekleştirmiştir. 2011 yılından beri süre gelen Suriye iç savaşı en çok Türkiye’yi etkilemiş, milyonlarca mülteci sınırdan ülkemize giriş yapmıştır. Sınırımızda PKK-PYD-YPG gibi terör örgütleri dış devletlerinden yardımı ile farklı hayallere kapılmıştır. Sınırdan atılan bombalar, askeri ve polis üslerine yapılan saldırılar, başta ABD olmak üzere bazı Avrupa devletlerin bölgeye yönelik açık destekleri Türkiye’nin sahada etkin yer almasının gerektirmiştir. TBMM verdiği teskere yetkisi ile Türk Silahlı Kuvvetler 2018 yılının ilk günlerinde Afrin’e yönelik Zeytindalı hareketini başlatmıştır. Türkiye bölgeye kardeşliği, huzur ve barışa götürmek için girmiştir. Avrupalı Devletler gibi istila ve işgal düşünceli değil hem kendi güvenliğini sağlamak hem de bölge ile kardeşliği tesis etmek için gereken adımı atmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerin bölgede başarılı hamleleri ile köşeye sıkışan terör örgütleri kara propagandaya başlamış diğer taraftan ise de sivilleri kalkan olarak kullanmıştır. Kimyasal silahların kullanıldığı, sivillerin öldürüldüğü haberleri yalan çıkmış medya ayağı ile yapmış oldukları atak ellerinde patlayan bombaya dönmüştür. İnşallah asırlarca önce bölgeye huzuru, barış, sevgi ve muhabbet tohumlarını ekenlerin torunları aynı duyguları orada bırakarak sağ salim vatanlarına geri dönecektir.
NAİM SÜLEYMANOĞLU KİMDİR?
23 Ocak 1967'de Bulgaristan'da doğdu. Süleymanoğlu çok sevdiği haltere 1977 yılında başladı. Daha çocuk denilebilecek yaşta 15 yaşında iken Brezilya'da düzenlenen dünya gençler halter şampiyonasında 52 kiloda iki altın madalya alarak şampiyon oldu. Aynı dönemde silkme kategorisinde vücut ağırlığının üç katını kaldıran ikinci halterci olarak tarihe geçmiştir. Peşi sıra gelen başarılar sonucunda halter tarihinde en genç dünya rekortmeni unvanını aldı. 1984, 1985 ve 1986 yıllarında dünyada 'yılın haltercisi' seçildi. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları olmak üzere üç kez olimpiyat şampiyonu oldu. 8 Kez dünya şampiyonu oldu, 46 dünya rekoru kırdı. 1988 yılında TİME dergisine kapak oldu ve dünya tarihine geçti. Türkiye'ye Olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalyasını kazandıran sporcudur. 1992 yılında Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 2017 yılında yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayan milli sporcu hayata genç yaşta veda etmiştir.