
TARİHÇİLERİN KUTBU OLARAK BİLİNEN TARİHÇİMİZ KİMDİR?
Tarihçilerin Kutbu olarak kabul edilen tarihçimiz Halil İnalcık’tır. İnalcık, 2016 yılında hayata veda etmiştir. Özellikle Balkan tarihi ile ilgili yaptığı çalışmalarıyla ün kazanan tarihçimiz, Osmanlı Devlet teşkilatı hakkında önemli eserlere imza atmıştır. Halil İnalcık, 7 Eylül 1916'da İstanbul'da doğdu. Babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey, annesi Ayşe Bahriye Hanım'dır. İnalcık'ın çocukluğu savaş yıllarında geçti. İlk tahsilini 1923-1930 arasında Ankara Gazi Mektebi'nde yapan İnalcık, orta öğretimine bir yıl Sivas Muallim Mektebi'nde devam etti. Orta tahsilini 1931'de Ankara'da Gazi Muallim Mektebi'nde tamamladı. İnalcık, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne başladı. Ankara Üniversitesi DTCF'nin ilk öğrencilerinden oldu. Yakınçağ Bölümü'nde, doktorasını da tamamladıktan sonra, 1942-1972 döneminde aynı fakültede öğretim üyesi oldu.1972'de Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne Osmanlı tarihi konusunda dersler vermek için davet edildi.1993'te Bilkent Üniversitesi'nden davet alıncaya dek Chicago Üniversitesi'nde görevini sürdürdü. Bu yıllar içinde başta Harvard olmak üzere dünyanın belli başlı Amerikan üniversitelerinde Osmanlı tarihi seminerleri düzenledi, Osmanlı tarihi alanında önde gelen birçok akademisyenin hocası oldu.1973'teki Osmanlı İmparatorluğu - Klasik dönem (1300-1600) kitabından başlayarak uluslararası yayınevlerinde pek çok kitap yayımlandı. Halil İnalcık’a ait olan önemli eserlerden bazıları şunlardır: Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar, Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Balkanlar, Atatürk ve Demokratik Türkiye, Tanzimat, Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlılar, Fütuhat ve Avrupa ile İlişkiler ve Devleti Aliye’dir.
NOBEL ÖDÜLÜNÜ LAYIK GÖRÜLEN TÜRKLER KİMLERDİR?
İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi ve Norveç Nobel Komitesi tarafından her yıl verilen Nobel Ödülleri dünya uygarlık tarihine edebiyat, tıp, kimya, fizik, ekonomi dalında katkı sağlayanlara ve barışı sürekli kılmak için mücadele eden kişilere verilmektedir. Nobel Ödülü, 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stockholm'de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin verdiği, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödüldür. İlk Nobel Ödülleri 1901 tarihinde verilmeye başlanmıştır. İlk kez Nobel Ödülü 1901 yılında verilmiştir. Nobel ödülüne layık görülen ilk Türk ise edebiyat alanında Orhan Pamuk ve Kimya dalında yaptığı çalışmalar ile de Aziz Sancar olmuştur. Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülünü alırken Babamın Bavulu adlı konuşmasını yapmıştır. Aziz Sancar ise aldığı ödülünü Anıtkabirde sergilenmek üzere Genelkurmay Başkanlığına hediye etmiştir.
EN SON OKUDUĞUNUZ KİTAP HANGİSİDİR VE KİTAP DA HANGİ BÖLÜM SİZİN DİKKATİNİZİ ÇEKMİŞTİR?
En son okuduğum kitap Cengiz Dağcı’nın Üşüyen Sokak adlı kitap olmuştur. Kitap, II. Dünya Savaşı sırasında Kırım da halkın yaşantısı ve Kırım’ın halinden söz edilmektedir. Yazar, II. Dünya Savaşında Kırım’ın Alman işgaline uğramasından önceki günlerde elinde yazdığı hikâyelerin bulunduğu kavanozla Kırım’ın sokaklarında ümitsizce dolaşmaktadır. Çocukluğunun kalabalık ve şen şakrak sokaklarında şu anda sessizlik ve ümitsizlik hâkimdir. Çalıştığı enstitü ise kapanmak üzeredir. Bir akşamüzeri otobüste kendisiyle beraber iki kişi daha bulunmaktadır. Otobüsten indikten bir süre sonra otobüsteki bayan tarafından takip edildiğini anlar. Bayanın ismi Almira’dır ve yazarı tanımıştır. Almira yazardan 15-16 yaş büyüktür ve yazarla aynı mahallede büyümüştür. Yazar ise Almira’yı tanımamıştır. Almira yazarı hem Alman saldırılarından korumak hem de askere alınmasına mani olmak için güvenli bir eve götürür. Almira evin savaş nedeniyle ülkeyi terk etmiş olan bir arkadaşına ait olduğunu söyler. Yazar camları battaniyelerle örtülü, karanlık, içerisinde çok az eşya bulunan iki katlı evde yalnız başına kalır. İçeride birisinin olduğu anlaşılsa askere alınmak için götürülebilir veya Alman casusu diye öldürülebilir. O yüzden dışarıya ışık çıkmamalı ve kendisi de dışarıdan görünmemelidir.
Tarihçilerin Kutbu olarak kabul edilen tarihçimiz Halil İnalcık’tır. İnalcık, 2016 yılında hayata veda etmiştir. Özellikle Balkan tarihi ile ilgili yaptığı çalışmalarıyla ün kazanan tarihçimiz, Osmanlı Devlet teşkilatı hakkında önemli eserlere imza atmıştır. Halil İnalcık, 7 Eylül 1916'da İstanbul'da doğdu. Babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey, annesi Ayşe Bahriye Hanım'dır. İnalcık'ın çocukluğu savaş yıllarında geçti. İlk tahsilini 1923-1930 arasında Ankara Gazi Mektebi'nde yapan İnalcık, orta öğretimine bir yıl Sivas Muallim Mektebi'nde devam etti. Orta tahsilini 1931'de Ankara'da Gazi Muallim Mektebi'nde tamamladı. İnalcık, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne başladı. Ankara Üniversitesi DTCF'nin ilk öğrencilerinden oldu. Yakınçağ Bölümü'nde, doktorasını da tamamladıktan sonra, 1942-1972 döneminde aynı fakültede öğretim üyesi oldu.1972'de Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne Osmanlı tarihi konusunda dersler vermek için davet edildi.1993'te Bilkent Üniversitesi'nden davet alıncaya dek Chicago Üniversitesi'nde görevini sürdürdü. Bu yıllar içinde başta Harvard olmak üzere dünyanın belli başlı Amerikan üniversitelerinde Osmanlı tarihi seminerleri düzenledi, Osmanlı tarihi alanında önde gelen birçok akademisyenin hocası oldu.1973'teki Osmanlı İmparatorluğu - Klasik dönem (1300-1600) kitabından başlayarak uluslararası yayınevlerinde pek çok kitap yayımlandı. Halil İnalcık’a ait olan önemli eserlerden bazıları şunlardır: Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar, Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Balkanlar, Atatürk ve Demokratik Türkiye, Tanzimat, Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlılar, Fütuhat ve Avrupa ile İlişkiler ve Devleti Aliye’dir.
NOBEL ÖDÜLÜNÜ LAYIK GÖRÜLEN TÜRKLER KİMLERDİR?
İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi ve Norveç Nobel Komitesi tarafından her yıl verilen Nobel Ödülleri dünya uygarlık tarihine edebiyat, tıp, kimya, fizik, ekonomi dalında katkı sağlayanlara ve barışı sürekli kılmak için mücadele eden kişilere verilmektedir. Nobel Ödülü, 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stockholm'de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin verdiği, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödüldür. İlk Nobel Ödülleri 1901 tarihinde verilmeye başlanmıştır. İlk kez Nobel Ödülü 1901 yılında verilmiştir. Nobel ödülüne layık görülen ilk Türk ise edebiyat alanında Orhan Pamuk ve Kimya dalında yaptığı çalışmalar ile de Aziz Sancar olmuştur. Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülünü alırken Babamın Bavulu adlı konuşmasını yapmıştır. Aziz Sancar ise aldığı ödülünü Anıtkabirde sergilenmek üzere Genelkurmay Başkanlığına hediye etmiştir.
EN SON OKUDUĞUNUZ KİTAP HANGİSİDİR VE KİTAP DA HANGİ BÖLÜM SİZİN DİKKATİNİZİ ÇEKMİŞTİR?
En son okuduğum kitap Cengiz Dağcı’nın Üşüyen Sokak adlı kitap olmuştur. Kitap, II. Dünya Savaşı sırasında Kırım da halkın yaşantısı ve Kırım’ın halinden söz edilmektedir. Yazar, II. Dünya Savaşında Kırım’ın Alman işgaline uğramasından önceki günlerde elinde yazdığı hikâyelerin bulunduğu kavanozla Kırım’ın sokaklarında ümitsizce dolaşmaktadır. Çocukluğunun kalabalık ve şen şakrak sokaklarında şu anda sessizlik ve ümitsizlik hâkimdir. Çalıştığı enstitü ise kapanmak üzeredir. Bir akşamüzeri otobüste kendisiyle beraber iki kişi daha bulunmaktadır. Otobüsten indikten bir süre sonra otobüsteki bayan tarafından takip edildiğini anlar. Bayanın ismi Almira’dır ve yazarı tanımıştır. Almira yazardan 15-16 yaş büyüktür ve yazarla aynı mahallede büyümüştür. Yazar ise Almira’yı tanımamıştır. Almira yazarı hem Alman saldırılarından korumak hem de askere alınmasına mani olmak için güvenli bir eve götürür. Almira evin savaş nedeniyle ülkeyi terk etmiş olan bir arkadaşına ait olduğunu söyler. Yazar camları battaniyelerle örtülü, karanlık, içerisinde çok az eşya bulunan iki katlı evde yalnız başına kalır. İçeride birisinin olduğu anlaşılsa askere alınmak için götürülebilir veya Alman casusu diye öldürülebilir. O yüzden dışarıya ışık çıkmamalı ve kendisi de dışarıdan görünmemelidir.