
Asrın afatının üstünden 22 gün geçti. Türkiye Tek Yürek…
Yaraları birlikte sarıyoruz.
Hatta dünya bizimle…
***
Devletimizin seferberliği devam ediyor deprem bölgesine…
Valilerimiz, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız, bürokratlarımız ve kamu kurum ve kuruluşlarımız deprem bölgesinde.
***
Emniyet Müdürlüğümüz adeta nöbet değişikliği yapıyor.
Polislerimizin bir grubu dönerken şehre, diğer bir grup gidiyor Deprem bölgesine.
Tabii, aynı şey askerlerimiz, hukukçularımız ve din adamlarımız için de geçerli.
Atatürk Üniversitemizi ve Erzurum Teknik Üniversitesi’nin de deprem bölgesi için taa, ilk günden beri seferber olduklarını biliyoruz.
Onlarca Profesörümüz, öğretim görevlimiz, psikoloğumuz depremzedeler için canla başla çalışıyor.
***
Pandemi de, emniyet mensuplarımız ve askerimizle birlikte en büyük rol oynayan ve adeta cephenin en ön sırasında Kovid-19’la canları pahasına Koronavirüs’le savaşan sağlıkçılarımız da deprem bölgesinde şifa dağıtıyor, enkaz altından sağ çıkan insanlara…
***
Veterinerler hayvanların sağlığı için seferber…
AFAD, Türk Kızılayı, hayırsever dernek ve vakıflar, STK’lar, gönüllüler herkes elinden geldiğince destek oluyor.
Gazeteciler can siper, hayatlarını hiçe sayarak, günlerce arabalarda kalarak haber kovalıyorlar.
Onlara da kolay gelsin; amme hizmeti veren tüm meslektaşlarımıza kolaylıklar diliyorum.
***
Evet! acımızda yasımızda çok büyük.
Bu travmayı atlatmak kolay olmayacak.
Ama ülke olarak birlik beraberlik içinde bu yarayı saracağız, üstesinden geleceğin Allah’ın izniyle…
***
Yeter ki, Mevla bu cennet vatana bir daha böylesi bir felaket yaşatmasın.
***
Bu süreçte görüyoruz ki, bir çok ulusal televizyon kanalı normale dönmüş.
Toplum ahlakına zarar veren ve Türk aile yapısına uygun olmayan TV. Dizileri yine dönmeye başladı beyaz ekran…
Gerçi beyaz ekran kalmadı.
Artık hayatımızı Led Tv.’ler süslüyor.
***
Sanki daha 22 gün önce acı depremle uyanmamışız gibi devam ediyor şatafatına yerli diziler.
***
İnsan biraz utanır.
Biraz ders çıkarır yaşanan asrın felaketinden.
**
Onbinlerce insan hayatını kaybetti, onbinlerce vatandaşımız yaralı.
Spordan sanata, iş insanından, kendi halinde olan bir çok vatandaşımızı depreme kurban verirken, biraz ‘El-haya’ yahu.
Daha 40’ı dolmadı deprem kurbanlarımızın.
Sizin şatafatınız batsın.
***
Eski den mahallemizde bir insan öldüğünde 40 gün yas tutardık, televizyon, radyo açılmazdı.
Evet! bugün şartlar değişti, devir teknoloji çağı, ama biraz da ölülere saygı göstermeliyiz diye düşünüyorum.
Yarın hayat devam edecek.
Sanatta, sporda ve diğer aktivitelerde faaliyetler sürecek.
Ama şovdan şatafattan kaçınmalıyız.
Faaliyeti, sadece programda olduğu için icra etmeliyiz.
***
Eğer şov ve şatafata devam edersen, toplu mezarlara defnettiğimiz o insanların ruhunu ve kemiklerini sızlatırız.
Hastanelerde sağlıklarını kavuşmak isteyen yararı vatandaşlarımızı üzeriz.
Yaraları birlikte sarıyoruz.
Hatta dünya bizimle…
***
Devletimizin seferberliği devam ediyor deprem bölgesine…
Valilerimiz, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız, bürokratlarımız ve kamu kurum ve kuruluşlarımız deprem bölgesinde.
***
Emniyet Müdürlüğümüz adeta nöbet değişikliği yapıyor.
Polislerimizin bir grubu dönerken şehre, diğer bir grup gidiyor Deprem bölgesine.
Tabii, aynı şey askerlerimiz, hukukçularımız ve din adamlarımız için de geçerli.
Atatürk Üniversitemizi ve Erzurum Teknik Üniversitesi’nin de deprem bölgesi için taa, ilk günden beri seferber olduklarını biliyoruz.
Onlarca Profesörümüz, öğretim görevlimiz, psikoloğumuz depremzedeler için canla başla çalışıyor.
***
Pandemi de, emniyet mensuplarımız ve askerimizle birlikte en büyük rol oynayan ve adeta cephenin en ön sırasında Kovid-19’la canları pahasına Koronavirüs’le savaşan sağlıkçılarımız da deprem bölgesinde şifa dağıtıyor, enkaz altından sağ çıkan insanlara…
***
Veterinerler hayvanların sağlığı için seferber…
AFAD, Türk Kızılayı, hayırsever dernek ve vakıflar, STK’lar, gönüllüler herkes elinden geldiğince destek oluyor.
Gazeteciler can siper, hayatlarını hiçe sayarak, günlerce arabalarda kalarak haber kovalıyorlar.
Onlara da kolay gelsin; amme hizmeti veren tüm meslektaşlarımıza kolaylıklar diliyorum.
***
Evet! acımızda yasımızda çok büyük.
Bu travmayı atlatmak kolay olmayacak.
Ama ülke olarak birlik beraberlik içinde bu yarayı saracağız, üstesinden geleceğin Allah’ın izniyle…
***
Yeter ki, Mevla bu cennet vatana bir daha böylesi bir felaket yaşatmasın.
***
Bu süreçte görüyoruz ki, bir çok ulusal televizyon kanalı normale dönmüş.
Toplum ahlakına zarar veren ve Türk aile yapısına uygun olmayan TV. Dizileri yine dönmeye başladı beyaz ekran…
Gerçi beyaz ekran kalmadı.
Artık hayatımızı Led Tv.’ler süslüyor.
***
Sanki daha 22 gün önce acı depremle uyanmamışız gibi devam ediyor şatafatına yerli diziler.
***
İnsan biraz utanır.
Biraz ders çıkarır yaşanan asrın felaketinden.
**
Onbinlerce insan hayatını kaybetti, onbinlerce vatandaşımız yaralı.
Spordan sanata, iş insanından, kendi halinde olan bir çok vatandaşımızı depreme kurban verirken, biraz ‘El-haya’ yahu.
Daha 40’ı dolmadı deprem kurbanlarımızın.
Sizin şatafatınız batsın.
***
Eski den mahallemizde bir insan öldüğünde 40 gün yas tutardık, televizyon, radyo açılmazdı.
Evet! bugün şartlar değişti, devir teknoloji çağı, ama biraz da ölülere saygı göstermeliyiz diye düşünüyorum.
Yarın hayat devam edecek.
Sanatta, sporda ve diğer aktivitelerde faaliyetler sürecek.
Ama şovdan şatafattan kaçınmalıyız.
Faaliyeti, sadece programda olduğu için icra etmeliyiz.
***
Eğer şov ve şatafata devam edersen, toplu mezarlara defnettiğimiz o insanların ruhunu ve kemiklerini sızlatırız.
Hastanelerde sağlıklarını kavuşmak isteyen yararı vatandaşlarımızı üzeriz.