
Bitlis’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Dere Üstü Islah Projesi’ kapsamında yapılan yıkımın ardından onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı.
Bitlis’te tarihi dokunun ön plana çıkarılması ve şehrin nefes alması için başlatılan proje kapsamında yıkılan iş yerlerinin altında kalan özellikle köprüler ilk günkü ihtişamını koruyarak tekrardan ortaya çıktı. Yapıların altında kalan köprüler gibi yine betonarme yapıların arkalarında kalan kale, hamam ve cami gibi yüzlerce yıllık eserler, yine tam anlamıyla gün yüzüne çıkarıldı.
“Bitlis çok eski medeniyet şehri”
Projenin tamamlandığında Bitlis’i eskiden olduğu gibi cazibe merkezi haline geleceğini belirten Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, şehrin birçok medeniyete de ev sahipliği yaptığını belirtti. Demirtaş, “Bitlis çok eski medeniyet şehri. Binlerce yıllık tarihi olduğu zaten biliniyor. Araştırmalar neticesinde milattan önce 2 binlerde kurulduğu ortaya çıkmıştır” dedi.

“Dere üstünde onlarca köprü var”
Bitlis’teki medeniyetlerin yaşadıklarına dair çeşitli alametlerin de halen günümüzde mevcut olduğuna değinen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bitlis’te birçok medeniyet yaşamıştır. Bunun çeşitli alametleri var. Bitlis’e baktığınızda kalesinin dışında çok sayıda tarihi yapı var. Camiler, medreseler, kiliseler, hamamlar ve köprüler var. Şimdi yapılmak istenen şey bu tarihi dokuyu ortaya çıkarmaktır. Bunun en büyük engeli dere üstünün işgal edilmiş olmasıdır. Şimdi bunu ortaya çıkarmak için başlatılmış bir proje vardır. Bitlis Deresi’nin üstünün açılması projesi yerinde ve son derece güzel yürüyen bir projedir. Şehrin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması için önemli bir projedir. Bir takım aksaklıklar var. Bunu inkar edemeyiz. Dere üstünde onlarca köprü var. Bu tarihi köprüler eğer sağlam bir şekilde, tahrip edilmeden ortaya çıkarılabilirse gerçekten projenin en önemli ayaklarından biri gerçekleşmiş olur.”

“Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi”
Demirtaş, dere üstü projesinin yerinde bir proje olduğunu, ancak tek başına bu projenin tarihi ortaya çıkarmaya yetmeyeceğini de ifade ederek, “Burada İslam medeniyeti öncesine dair yığınla tarihi dokuyu ortaya çıkarmak mümkündür. Bana göre bu proje Bitlis’in tarihi dokusunu tamamıyla ortaya çıkarmaya yetmez. Daha başka projelerle bunu daha ileriye götürmek gerekir. Betonarme yapılan tasfiyesi, ıslahı mümkünse ıslahının yapılması, modern yapılara izin verilmemesi, tarihi Bitlis evlerinin restorasyonu amacıyla bir büyük projeye daha ihtiyaç vardır. Bu olduğunda Bitlis gerçek hüviyetine kavuşmuş olur. Antik kent vasfına zaten sahiptir. Bu özelliğini de ortaya çıkarmış olur. Bu proje hayata geçirildiğinde Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi, bugünde o hale gelecektir. Yine cazibe merkezi olacaktır. Bitlisliler bundan çok daha fazla istifade edeceklerdir” diye konuştu. İHA
Bitlis’te tarihi dokunun ön plana çıkarılması ve şehrin nefes alması için başlatılan proje kapsamında yıkılan iş yerlerinin altında kalan özellikle köprüler ilk günkü ihtişamını koruyarak tekrardan ortaya çıktı. Yapıların altında kalan köprüler gibi yine betonarme yapıların arkalarında kalan kale, hamam ve cami gibi yüzlerce yıllık eserler, yine tam anlamıyla gün yüzüne çıkarıldı.
“Bitlis çok eski medeniyet şehri”
Projenin tamamlandığında Bitlis’i eskiden olduğu gibi cazibe merkezi haline geleceğini belirten Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, şehrin birçok medeniyete de ev sahipliği yaptığını belirtti. Demirtaş, “Bitlis çok eski medeniyet şehri. Binlerce yıllık tarihi olduğu zaten biliniyor. Araştırmalar neticesinde milattan önce 2 binlerde kurulduğu ortaya çıkmıştır” dedi.

“Dere üstünde onlarca köprü var”
Bitlis’teki medeniyetlerin yaşadıklarına dair çeşitli alametlerin de halen günümüzde mevcut olduğuna değinen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bitlis’te birçok medeniyet yaşamıştır. Bunun çeşitli alametleri var. Bitlis’e baktığınızda kalesinin dışında çok sayıda tarihi yapı var. Camiler, medreseler, kiliseler, hamamlar ve köprüler var. Şimdi yapılmak istenen şey bu tarihi dokuyu ortaya çıkarmaktır. Bunun en büyük engeli dere üstünün işgal edilmiş olmasıdır. Şimdi bunu ortaya çıkarmak için başlatılmış bir proje vardır. Bitlis Deresi’nin üstünün açılması projesi yerinde ve son derece güzel yürüyen bir projedir. Şehrin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması için önemli bir projedir. Bir takım aksaklıklar var. Bunu inkar edemeyiz. Dere üstünde onlarca köprü var. Bu tarihi köprüler eğer sağlam bir şekilde, tahrip edilmeden ortaya çıkarılabilirse gerçekten projenin en önemli ayaklarından biri gerçekleşmiş olur.”

“Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi”
Demirtaş, dere üstü projesinin yerinde bir proje olduğunu, ancak tek başına bu projenin tarihi ortaya çıkarmaya yetmeyeceğini de ifade ederek, “Burada İslam medeniyeti öncesine dair yığınla tarihi dokuyu ortaya çıkarmak mümkündür. Bana göre bu proje Bitlis’in tarihi dokusunu tamamıyla ortaya çıkarmaya yetmez. Daha başka projelerle bunu daha ileriye götürmek gerekir. Betonarme yapılan tasfiyesi, ıslahı mümkünse ıslahının yapılması, modern yapılara izin verilmemesi, tarihi Bitlis evlerinin restorasyonu amacıyla bir büyük projeye daha ihtiyaç vardır. Bu olduğunda Bitlis gerçek hüviyetine kavuşmuş olur. Antik kent vasfına zaten sahiptir. Bu özelliğini de ortaya çıkarmış olur. Bu proje hayata geçirildiğinde Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi, bugünde o hale gelecektir. Yine cazibe merkezi olacaktır. Bitlisliler bundan çok daha fazla istifade edeceklerdir” diye konuştu. İHA
