
TÜİK verilerine göre Erzurum’da hız kesmeyen göç, tarım sektörünü de olumsuz etkiledi. Günden güne eriyen nüfus, tarım ve hayvancılık kenti Erzurum’da gençleri de sektörden uzaklaştırdı. Şehri terk etmeyenler ise farklı iş alanlarına yöneldi. Özellikle Erzurum ve Doğu illerinde gençler, toplumda düşük statü ve olumsuz algı dolayısıyla tarım sektöründe çalışmayı tercih etmiyor.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, Erzurum tarımında yaşanan demografik krize dikkat çekti. Prof. Dr. Yağanoğlu, yaşlanan çiftçi nüfusu ve gençlerin sektörden uzaklaşmasının tarımın geleceği açısından ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalamasını baz alarak değerlendirmelerde bulunan Yağanoğlu, “Tarım genç nüfus tarafından terk ediliyor” diye konuştu. Yağanoğlu, sorunun çözümüne ilişkin önerilerini Pusula’ya sıraladı.
Gençler yok denilecek kadar az
Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalamasının 58’e yükseldiğini belirten Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, kadın çiftçilerde bu oranın 60,1, erkek çiftçilerde ise 57,7 olduğunu ifade ederek, “Daha da çarpıcı olan, 18-24 yaş arasındaki genç çiftçilerin tüm çiftçiler içindeki oranının yalnızca yüzde 1 olması. 25-32 yaş aralığında bu oran yüzde 3,8. Öte yandan, 50-64 yaş ve 65 yaş üstü çiftçiler toplam nüfusun yüzde 68,6’sını oluşturuyor. Bu tablo, tarımın genç nüfus tarafından terk edildiğini açıkça gözler önüne seriyor” diye konuştu.
Tarımdan uzaklaştıran nedenler
Gençlerin tarıma ilgisinin azalmasının ardında birçok sosyal ve ekonomik neden bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yağanoğlu, bu nedenlerin başında olumsuz algı, şehir hayatının cazibesi, arazi parçalanması, ekonomik belirsizlikler, düşük statü, kırsal altyapı yetersizliği, eğitim fırsatları, zayıf örgütlenme ve yetersiz destek faktörlerinin yer aldığını kaydetti.
Yağanoğlu, “Gençler, çocukluklarında tarımsal işlerde zorla çalıştırılmaları nedeniyle tarıma karşı olumsuz bir bakış açısı geliştiriyor. Dijital çağın etkisiyle gençler şehir yaşamını kırsala tercih ediyor. Miras yoluyla bölünen küçük araziler, verimli ve sürdürülebilir tarımı zorlaştırıyor. Artan girdi maliyetleri, pazarlama zorlukları ve gelir güvencesizliği, sektöre olan ilgiyi azaltıyor. Tarımın toplumda düşük gelirli ve düşük prestijli bir meslek olarak algılanması gençleri uzaklaştırıyor. Sosyal, kültürel ve teknolojik hizmet eksiklikleri gençleri kentlere yöneltiyor. Eğitimle birlikte artan beklentiler, gençleri şehir merkezlerine ve farklı sektörlere çekiyor. Tarım kooperatiflerinin yetersizliği, gençlerin kolektif yapılara dahil olmasını engelliyor. Eğitimli gençlerin işletme kurabilmeleri için gereken maddi ve teknik desteklerin eksikliği, potansiyel girişimcileri caydırıyor” ifadelerine yer verdi.
Gençleri tarıma kazandırmak için yürütülen çalışmalar
Tarım ve Orman Bakanlığı ile çeşitli kuruluşların gençlerin tarıma yönelmesini sağlamak amacıyla Genç Çiftçi, Uzman Eller Projesi, Ziraat Bankası Genç Çiftçi Kredisi ve Eğitim Programları yürüttüğünü söyleyen Yağanoğlu, “Genç Çiftçi Projesi, genç girişimcilere hibe desteği veriyor. IPARD ve KKYDP artırılmış hibe oranları ve teknik destek sunuyor. Uzman Eller Projesi, tarım eğitimi almış gençlerin işletme kurmasına destek sağlıyor. Ziraat Bankası Genç Çiftçi Kredisi finansman desteği teşvikler veriliyor. Eğitim programları ile üniversiteler ve çeşitli kurumlar modern tarım tekniklerine yönelik gençlere eğitimler veriyor” dedi.
Akıllı tarımla gençlerin ilgisi artabilir
Özellikle tarım ve hayvancılığın başkenti Erzurum’da akıllı tarım ile gençlerin sektöre yöneliminin sağlanabileceğini dile getiren Yağanoğlu, “Geleceğin tarımı, teknolojiyle şekilleniyor. Akıllı tarım uygulamaları, gençlerin sektöre olan ilgisini artırabilecek en önemli unsurlar arasında görülüyor. Bu kapsamda: IoT (tarımda robotik ve yapay zeka uygulamak için alan sağlar) uygulamalarıyla sulama ve iklim kontrolü gibi süreçler dijitalleşiyor. Tarımsal dronlar, ürün sağlığı ve verim takibi gibi görevlerde etkin biçimde kullanılıyor. Büyük veri analizleri, çiftçilerin karar alma süreçlerini destekliyor. Otomasyon sistemleri ve robotik tarım, iş gücü ihtiyacını azaltarak verimi yükseltiyor. Dikey tarım ve akıllı seralar, şehir içinde dahi yıl boyu üretim imkânı sunuyor” şeklinde konuştu.
Geleceği kurtarmak için stratejik adımlar
Prof. Dr. Yağanoğlu, tarımın gençler için cazip hale getirilebilmesi adına şu stratejik adımların atılmasını önerdi;
“Gençleri kapsayan ulusal politikalar geliştirilmesi, destek programlarının genişletilmesi, kırsal altyapının güçlendirilmesi, akıllı tarım eğitimleri ve teşvikleri, tarım eğitiminin modernize edilmesi, toplumsal algı dönüşümüne yönelik kampanyalar, gençlerin finansman ve arazi mülkiyetine erişiminin kolaylaştırılması, kooperatifleşme ve mentorluk sistemlerinin desteklenmesi, katma değerli tarımsal girişimlerin teşviki, uluslararası örneklerden faydalanılması, gençlerin geri bildirimlerinin dikkate alınması.”
“Gençler olmazsa tarımın geleceği yok”
Tarımın geleceğinin gençlerin katılımına bağlı olduğunu vurgulayan Yağanoğlu devletin, özel sektörün ve sivil toplum teşkilatlarının birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Altyapı, eğitim, teknoloji ve destek mekanizmalarıyla güçlendirilecek bir tarım sektörü, gençlerin dinamizmiyle yeniden yükselebilir” ifadelerini kullandı.
Nesrin DEMİR