
Tıp Bayramı törenlerine katılan Atatürk Üniversitesi’nin kalp-damar cerrahı Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, doktorluk mesleğinin önemini anlattı. Koçak, “Doktorluk hata kabul etmeyip, sürekli olarak gelişim ve yenilik gerektiren, özverinin esas olduğu bir meslektir” dedi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı. Akademisyen ve öğrencilerin cübbe giydiği törene katılan Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, doktorluk mesleğinin önemini anlattı.
Kültür Merkezi A Salonu’nda gerçekleştirilen programa, Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Büyükşehir Beleye Başkan Vekili Hüseyin Koçan, Tıp Fakültesi Dekanı Sabri Selçuk Atamanalp, akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Pazar günü akşam saatlerinde Ankara’da gerçekleşen bombalı saldırıyı kınayarak sözlerine başlayan Rektör Hikmet Koçak, sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı kutladı. “Her meslek zordur ama tıp mesleği daha da zor” diyen Koçak, kutsal bir meslek olduğunu söyledi. Koçak, doktorların aynı zamanda hayata hizmet ettiklerini belirtti. Doktorluğun hem hayatla hem de insanla doğrudan ilgili olduğunu ifade eden Koçak, “Doktorluk hastalığı iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve ilmi çalışmaların tümünü ifade etmesiyle yapılan en kutsal görevlerden biridir. Acı çekene yardım etmesiyle doktorluk bir sanattır. İnsan kültür ve biliminin en eskilerindendir. Doktorluk hata kabul etmeyip sürekli olarak gelişim ve yenilik gerektiren özverinin esas olduğu bir meslektir. Doktorluk eski adıyla tabip, ama gerçekteki doğru isim hekimliktir. İnsan ve sağlıkla ilgili tüm meselelere hikmet nazarıyla bakılmasından dolayı hekimlik ismini almıştır. Doktorluk tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en itibarlı mesleklerdendir” diye konuştu.
“Geçmiş yıllarda sağlık sektöründe yaşanan sıkıntılar tarihimize bir leke olarak düşmüştür” diyen Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hüseyin Koçan, 2002 yılından beri yapılan yeniliklerle eksikliklerin ve olumsuz neticelerin önüne geçildiğini söyledi.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Selçuk Atamanalp, tıp okullarının ve doktorların önemini anlattı. İlk tıp okulunun 14 Mart 1827 tarihinde İstanbul’da açıldığını hatırlatan Atamanalp, “Türkiye’de ilk modern tıp eğitimi 14 Mart 1827 tarihinde başladı. Ancak 1919’daki 14 Mart işgal altındaki tıp okulunda tıp okulu öğrencileri ve doktorlarının toplanarak işgali protesti etmeleri ile farklı bir anlam kazanmıştır. Kurtuluş savaşını başlatmak için bandırma vapuru ile yola çıkan Atatürk’ün yanında da doktorlar vardı. Kurtuluş savaşının her anında tıbbiyelinin kanı ile teri vardır. Ve bir dönem tıp okulu öğrencilerinin tamamı şehit ya da gazi olduğu için mezun verememiştir. Doktorla savaş sonrası Cumhuriyet’in ilanında da önemli rol oynamış ve hak ettikleri tıp bayramı 1937 de 14 Mart’ta kutlanmaya başlamıştır” diye konuştu.
Öğrenci temsilcisi Ömür Ağırman, Tıp Fakültesi’ni kazanan ve ilk defa önlük giyecek arkadaşlarını kutlayarak, “Sizler bu güne gelene kadar azim ve kararlılıkla çalışarak hekimlik mesleğini seçtiniz. Fakat önemli olan hekimlik mesleğini seçmek değil, bu saygın mesleğin gerekliliklerini yerine getirmek, bu mesleği en iyi şekilde temsil edebilmektir” dedi.
Törenin sonunda Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, profesör, doçent ve yardımcı doçent olan akademisyenlerin cübbelerini giydirdi. Bu yıl tıp fakültesine yeni başlayan öğrencilere de beyaz önlüklerini giydirdi.