
PTT’nin Cumhuriyetimizin 100. Yılında teslim edilmek üzere 2000’li yıllarda başlattığı kampanya kapsamındaki mektuplar sahiplerine ulaştırılmaya devam ediyor.
Erzurumlu öğretmen Hasan İlmak’ın emekli olduktan sonra 19 Haziran 2002’de torunları Doğa ve Doğu’ya hitaben yazarak Bursa’da PTT’ye teslim ettiği mektup da, 21 yıl sonra sahiplerine ulaştı.
Öğretmen Savaşkan İlmak’ın o yıllarda bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki adrese giden mektup, Bursa, Konya ve Mersin hattında uzun bir yolculuğun ardından teslim alındı. 28 Kasım 2023 günü Mersin’de Savaşkan İlmak tarafından tutanakla teslim alınan mektup, aile tarafından hem sevinç hem de duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.
Babası Hasan İlmak’ın 2013 yılında vefat ettiğini anlatan Savaşkan İlmak, 28 Kasım ‘Dünya Mektup Yazma Gününde’ teslim aldığı mektubun ‘artık hayatta olmayan bir öğretmenden torunlarına, hem de Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı onuruna yazıldığını’ kaydetti.
Babasının mektubunu yazdı
Mektupla ilgili Pusula Gazetesi’ndeki köşesinde bir yazı kaleme alan İlmak, “Bu mektupta babam; 10 bin 220 gün süren meslek hayatının istisnasız tamamını zorunlu hizmet (doğu hizmeti) bölgesi diye tabir edilen mahrumiyet bölgelerinde geçirmiş bir öğretmenin kendi akıl ve gönül imbiğinden geçirdiği vatan ve millet aşkını, koşulsuz ve sınırsız insan sevgisini, eksilmez idealizmini, sorumluluk duygusunu ve ülküsünü, ailesine bağlılığını, özetle onu muhteşem bir insan ve muhteşem bir öğretmen yapan tüm değerleri iki sayfaya sığdırarak Doğa ve Doğu’ya anlatmış. Bilgisayarın erişemeyeceği kadar güzel, inci gibi el yazısıyla kaleme aldığı mektuplarla Doğa ve Doğu gibi 2002’de henüz çocukluklarını yaşayan diğer torunları, sevgili yeğenlerim Beyza ve Nisa’ya da seslenmiş canım babam. Elbette eğer dünyaya geleceklerini kestirebilseydi aynı sözlerle torunları Damla’ya, Miraç’a, Ecrin’e, Beren’e, Bora’ya ve Karan’a da seslenecekti. Zaten bu mektup(lar), babamın yadigârı ve soyu olan çocuklar kadar onun öğrencilerine ve canından aziz bildiği ülkesinin ve dünyanın tüm çocuklarına öğüt niteliğinde” ifadelerini kullandı.
Babasının torunlarına mektuptaki seslenişinden bölümler alan İlmak, “Yavrularım, önünüze gelen tüm imkânları iyi değerlendirin, zorluklara göğüs gerin, yılmayın, o zaman üzerine eğildiğiniz işi başarırsınız! Ama arada geri dönüp baktığınızda noksan bir şeyin kalmadığına da dikkat edin. Asla ‘Yapamıyorum, yapamam!’ demeyin. Elinizden gelenin en iyisini, en güzelini yapın. İnsanları asla hor görmeyin, sevin ki onların gönlünde yükselesiniz...
Yaşam bilinci; dünü, bugünü ve yarını kapsayan bir süreklilik içinde kavranmalıdır. Gelecekle ilgili kaygılar taşıyan ve geleceği tasarlayan toplumlar, hayat ve tarih bilincinden tarihi doğdu kavrama iradesinden vazgeçmezler. Çünkü yaşamın sırrı; dünü anlayıp bugünü geliştirmekte ve geleceğin nasıl olacağını belirlemekte gizlidir.
Yavrumun yavruları, hayatta ilkeleriniz nezaket, alçakgönüllülük ve olgunluk olsun. Hayat gelip geçicidir; ben yaşıyor olmaya değil de sizlere, çocuklarıma ve de hayatını benimle paylaşan babaannenizin sevgisine, nezaketine doyamadım. Sizleri bu duygularla öpüyorum, öpüyorum, öpüyorum...”
Torunlara vasiyet
Savaşkan İlmak, yazısını babasının torunlarına duygusal bir vasiyeti ile tamamladı: “Bu mektubu okuduğunuzda siz 24 yaşında olacaksınız; ben hayatta olur muyum bilemem ama eğer ölmüş olursam mezar taşıma şunu yazdırın: ‘Rüyaları kara tahta, parmakları tebeşir’ olan dedemizin ruhuna El-Fatiha...” Az önce okuduğunuz öğütler benim çocuklarıma büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bir manevi vasiyet bu. Çok şükür ki onlar bunun farkında ve ben de o farkındalıktan ötürü müsterihim, çocuklarımla gurur duyuyorum... Beni bu hassasiyetle yetiştirdiği ve bugün de kendisi hayatta değilken bile aynı manevi değerleri torunlarına aşıladığı için sevgili babam Hasan Öğretmen’e sonsuz minnet duyuyorum. Onu çok özlüyorum. Mekânı cennet olsun...”
İrfan Tarakçıoğlu





Her satırı bir nasihat, bir ders olan" Baba mektubu"çok duygulu çok içten. Bizlere rehber olacak canım babacığım...