
AK Parti İl Başkanı sevgili Mehmet Emin Öz de büyük bir zevkle sosyal medyadan paylaşmıştı, Büyükşehir Belediyesi’nin muhtelif semtlerindeki asfalt çalışmalarını gösteren videoyu. Dron ile çekilen görüntüde Büyükşehir yapmış, çoğu cadde ve sokağı asfaltlamış. Buraya kadar herşey güzel, alkış! Herşey iyi güzel de keşke başkan Mehmet Emin Öz belediyenin asfalt çalışmalarından ziyade biraz da yeni yol çalışmaları da olsa, onu paylaşsa diye geçirdim içimden. İz bırakmanın yolunun yol yapmaktan geçtiğine inanan biriyim. Hele de her geçen gün nüfus ve coğrafya olarak büyüyen şehirde trafik felç durumda adeta. Bunu herkes görüyor, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve yöneticilerinin görmüyor olması mümkün değil. Gez mahallesinde yapılan pansuman tedbirlere de tamam ama ille de yeni yol ille de yeni yol.
***
Mesela en elzemi de Ali Ravi Caddesi’ni kayakyoluna bağlayacak bir yeni yol. Bir ara sözü vardı. Sanki proje de hazır gibiydi. Eğer ki o Kayakyoluna karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yanından bir paralel cadde yapılırsa bir çok problem çözülecek. Onca yerde dünya kadar para harcanarak bir sürü kamulaştırma falan yapıldı. Bu konuda zerre geri adım atılmadı da, bir orada kamulaştırma çok mu zordu, yapılmadı, ya da yapılamadı? Bunu nasıl bilmezler, anlamış değilim. Herşeyden önce Yenişehir kavşağındaki o trafik keşmekeşi kısmen ortadan kalkar. Bu konuda çok doluyum, çok. Böylesine gerekli bir yol nasıl ve ne diye yapılmaz, hatta şimdiye kadar yapılmamış, aklım, hafsalam almıyor. İnanıyorum ki yarın o yol yapılmadığı sürece torunlarımız çok kızacak, bizi asla affetmeyecek. ‘’Bu nasıl şehir bıraktınız bize?’’ diye ah çekip, belki de beddua edecekler! Kendimi geçtim, artık onları düşünür oldum vallahi. Bu benim son kararımdır!

--
Bir ‘Çetin’ iştir o iş!
Hayrettin Aksoy ile Coşkun Birdal, Erzurumspor’un yakın tarihte en çok gol atan oyuncularındandır. Golcü kimlikleriyle iz bırakan bu oyuncular, oynadıkları dönemlerde takımlarına katma değer sağlamış, gol sıkıntısı diye bir sorun yaşatmamış, yöneticilerini başka golcü bulalım diye bir arayışa sokmamışlardır. Bu her iki oyunculara son dönemlerde Mehmet Albayrak’ı da dahil edebiliriz. Onun da BB Erzurumspor’un 1.lige çıkmasında golleriyle önemli katkıları olmuş, dikkati çeken bir santrafor olmuştur. Ama Erzurum’dan geçen bir golcü, bir santrafor var ki o başkaydı. Bambaşkaydı.. O bir sezon oynadığı zaman bile grubunda gol kralı olmayı bile başarmış kral bir golcüydü. Öyle ki Kayserispor’dan gelmiş, bir maçta Erzurumspor adına 6 gol kaydetmiş, tarihe geçmiş, tüm Türkiye’ye adından sözettirmiş biriydi. Yakından da tanırdım, o dönem çalıştığım Türkiye Gazetesi’nde haberini yapmışlığım çoktur. O’nun adı Çetin Aktaş’tı.
***

Sezon başı geçen sezon yaşanan gol sorumunu kökten çözsün diye transfer edilen Pote’nin Altınordu maçında kaçırdığı net pozisyonları gördüm de aklıma geldi Çetin! Leblebi gibi gol atmazdı belki o Çetin ama Erzurumspor’un gol sorununa geldiği 1987-1988 futbol sezonunda çare olmuştu. Sanıyorum toplamda 26 gol atarak gol kralı olmuş, tüm ikna çalışmalarına rağmen oyuncu sezon sonu Erzurum’dan ayrılmış, Sökespor’a gitmişti. Necati Güllülü’nün başkanlığı döneminde Erzurum’a gelmişti ve Sebahattin, Levent, Abdullah, Abdüsselam, B.Fatih, Mahmut, Mustafa, Kamil, Ufuk gibi bana göre efsane o kadroda yeralmıştı. O dönem Erzurum’un genel kaptanı olan sevgili Lütfettin Çapadağ ağabeyle dün Çetin’i konuştuk biraz, ikimiz de ‘’öyle bir golcü daha gelmez!’’ görüşünde birleştik.
***
Pep Guardiola Barcelona’yı çalıştırırken ‘’En büyük amacım Messi’yi dünyanın en iyi futbolcusu yapmaktı, ama o beni dünyanın en iyi antrenörü yaptı’’ demiştir. Gol atmak maharet ister. Golcü özeldir. Başarılı bir takımda diğer oyuncular yıldızsa, golcü kuyruklu yıldızdır. Elbette ki her santrafor her maçta gol atacak diye bir şey yok ama ne yazık ki son yıllarda Erzurum futbol takımında golcü problemi bayağı bir çekiliyor ve adı ne olursa olsun gelen kim olursa olsun o derde çare bulunamıyor. Elbette ki Pote tanınmış, rüştünü ispat etmiş bir golcü. Ama işte o Pote şu an itibariyle o derde çare bulamamış görünüyor, yakınmalar da o yüzden. Dileriz Pote kendine gelir ve takımının o en çok ihtiyaç duyduğu gol sorununu kısa sürede çözer. Zira Eyüp Topal adlı bir Erzurum taraftarının dün facebook’da paylaştığı şu paylaşım kalıcı olur: Hayaller Mercedes, gerçekler Şahin!
--
Cadde trafiğinden soğudum!
‘’Yaya önceliği Yasası’’ var biliyorsunuz, ‘Öncelik hayatın, öncelik yayanın’ sloganıyla daha da işlerlik kazandı bu sıralar. Özellikle İçişleri Bakanlığı bu yaya önceliğine çok önem veriyor ve bu konuda bayağı bir kararlı. Son zamanlarda yaya önceliğine uymayan araç sürücülerine de sık sık ceza yazılınca bu iş biraz daha önem kazandı. Artık araç sürücüleri özellikle de yaya geçidinin olduğu kavşaklarda çok dikkatli davranmak zorunda kalıyor, bazen akan trafik aksasa da dikkatli davranılıyor. Gel gör ki bazen içinde benim de olduğum yayalar, hemen hemen her yerde öncelik yayanındır diye düşünüp yolu geçmeye çalışıyor! İster istemez bu da araç sürücülerini bayağı bir rahatsız ediyor. Benden söylemesi. Konuştuğum çoğu kişinin bu konuda ağzı bir hayli dolu! Hele de yaya önceliği var diye yayaların karşıya geçişlerde yürüyüşü var ki, tabiri caizse pilim bitiyor! Tamam. Yaya önceliğine önem verildiği için özellikle ölümlü trafik kazaları azaldı. Sürücüler yaya geçitlerinin olduğu yerlerde daha dikkatli olmaya başladı. Ama yaya önceliğinden ziyade biraz da yaya eğitimine öncelik verilse diyorum. Bazı yayalar heryerde o özgürlüğü yaşamak istiyor ve tavırlarıyla şahsen beni deli ediyor. Ve size bir şey söyleyeyim mi? Şahsen ben hele de bu sıralar bilhassa cadde trafiğine hiç ama hiç girmek istemiyorum. Mecbur kalmadıkça çıkmıyorum da. Cumhuriyet Caddesinde hele de mesai bitim saatlerinde araç kullanmak ayrı bir dert. Hatta biraz daha ileri gidiyor, hız meraklısı da olmayan biri olarak bu yaya önceliği işine ağırlık verildiğinden bu yana aracımdan soğuduğumu söylemek istiyorum.

---
Bize böyle gelin!
Biraz Hürriyet’te ki Ahmet Hakan gibi olacak ama Ali Ravi Caddesi’ni Karayollarına bağlayacak yolu yapmayan Büyükşehir Belediyesi’ni nasıl eleştiriyorsam Kiremitlik Tabyasındaki peyzaj çalışmalarından ötürü de kutluyor, kutluyor, kutluyorum. Son yıllarda beni en çok heyecanlandıran projelerden biri oldu bu. Bilmeyenler için söyleyeyim, atlama kulelerinin olduğu tepe Kiremitlik tabyasının olduğu yerdir ve Büyükşehir orada bayağı bir projeyi başlatmış, kısa zamanda da bitirecek gibi görünüyor. Özellikle merak edenler açsın Youtube kanalında var. Tamamlanması halinde müthiş bir yer olacak o kiremtlik tabyası. Peyzaj ve çevre düzenlemesi işini alan PETYAP Şirketi de belli ki bayağı bir işinin uzmanı. Yüzlerce işçi ile çalışıyorlar ve şu an için öyle bir sulama işi yaptılar ki ben öyle bir çalışma ne gördüm ne de duydum. En son o kadar iş makinasını ve sahadaki işçiyi İstanbul’da ki yeni havalimanında görmüştüm. İnanıyorum ki ‘’Kiremitlik Tepe’’ adını verdikleri bu proje hayata geçsin en kısa zamanda bir Erzurum o tabyada olacak. Çok büyük iş, çok. Dedim ya, görüntüleri Youtube’den izleyin bana hak vereceksiniz. 30’a yakın tabyanın bulunduğu Erzurum’da sanırım Kiremitlik Tabyasını sadece Erzurumlular değil tüm dünya tanıyacak.

---
Şeker Fabrikası’nı alanlar! Oradaysanız ses verin!
Türkiye’de zarar ettikleri gerekçesiyle kapatılan Şeker Fabrikalarından birisi de Erzurum Şeker Fabrikası’ydı. Satılsın, satılmasın diye bir süre kamuoyu meşgul oldu ama nihayetinde karar verilmişti. Bu fabrika da özelleştirme kapsamına dahil edilmiş, satışı illa ki yapılacaktı. Çok geçmedi, öyle de oldu. Albayraklar Grubunun aldığını biliyoruz. Başka da bir şey bilmiyoruz. Ya da siz çok şey biliyorsunuz, ben bilmiyorum! Uzun zamandır bayağı da bir merak ediyorum. Çok gidip fabrikanın yeni yöneticileri ile tanışmak filan da istiyordum ama nedense ayağım da pek gitmiyordu! Diyorum ki acaba şu Şeker Fabrikamızın yeni sahipleri lütfetseler de bir basın toplantısı mı yaparlar, ne ederler bilmem ama ne yaptıklarını filan anlatsalar! Ben de rahat edeyim, onlar da. Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhun’a geçenlerde sordum. Ona sormamın sebebi de fabrika onun bölgesinde diye. Fabrika çalışıyor mu diye sordum, bayağı bir ilgiliymiş gibi çok şey anlattı. Personel indirimine giden, kendine ait ekim alanları ihdas eden fabrikanın çalıştığını ve hem de iyi işler yapıldığını söyledi bana. Doğrusu başkanın bu açıklamasından sonra bayağı bir merakım arttı. Malum şeker pancarı alım kampanyası dönemi bu dönem. Ne kadar pancar alacaklar, ne kadarını işleyecekler? Bir sürü kafamda soru var ve bu sorunun cevabını istiyorum. Sanırım ben kadar sizler de orada neler oluyor, merak ediyorsunuzdur..

--
TUTTUĞUM BABA LAFLAR: İdeal uğruna yaşamak, idral uğruna ölmekten daha zordur! (J.G.Seume)
DUVARIN DİLİ- Peki, güzel günler de görecek mi bizi?
***
Mesela en elzemi de Ali Ravi Caddesi’ni kayakyoluna bağlayacak bir yeni yol. Bir ara sözü vardı. Sanki proje de hazır gibiydi. Eğer ki o Kayakyoluna karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yanından bir paralel cadde yapılırsa bir çok problem çözülecek. Onca yerde dünya kadar para harcanarak bir sürü kamulaştırma falan yapıldı. Bu konuda zerre geri adım atılmadı da, bir orada kamulaştırma çok mu zordu, yapılmadı, ya da yapılamadı? Bunu nasıl bilmezler, anlamış değilim. Herşeyden önce Yenişehir kavşağındaki o trafik keşmekeşi kısmen ortadan kalkar. Bu konuda çok doluyum, çok. Böylesine gerekli bir yol nasıl ve ne diye yapılmaz, hatta şimdiye kadar yapılmamış, aklım, hafsalam almıyor. İnanıyorum ki yarın o yol yapılmadığı sürece torunlarımız çok kızacak, bizi asla affetmeyecek. ‘’Bu nasıl şehir bıraktınız bize?’’ diye ah çekip, belki de beddua edecekler! Kendimi geçtim, artık onları düşünür oldum vallahi. Bu benim son kararımdır!

--

Hayrettin Aksoy ile Coşkun Birdal, Erzurumspor’un yakın tarihte en çok gol atan oyuncularındandır. Golcü kimlikleriyle iz bırakan bu oyuncular, oynadıkları dönemlerde takımlarına katma değer sağlamış, gol sıkıntısı diye bir sorun yaşatmamış, yöneticilerini başka golcü bulalım diye bir arayışa sokmamışlardır. Bu her iki oyunculara son dönemlerde Mehmet Albayrak’ı da dahil edebiliriz. Onun da BB Erzurumspor’un 1.lige çıkmasında golleriyle önemli katkıları olmuş, dikkati çeken bir santrafor olmuştur. Ama Erzurum’dan geçen bir golcü, bir santrafor var ki o başkaydı. Bambaşkaydı.. O bir sezon oynadığı zaman bile grubunda gol kralı olmayı bile başarmış kral bir golcüydü. Öyle ki Kayserispor’dan gelmiş, bir maçta Erzurumspor adına 6 gol kaydetmiş, tarihe geçmiş, tüm Türkiye’ye adından sözettirmiş biriydi. Yakından da tanırdım, o dönem çalıştığım Türkiye Gazetesi’nde haberini yapmışlığım çoktur. O’nun adı Çetin Aktaş’tı.
***

Sezon başı geçen sezon yaşanan gol sorumunu kökten çözsün diye transfer edilen Pote’nin Altınordu maçında kaçırdığı net pozisyonları gördüm de aklıma geldi Çetin! Leblebi gibi gol atmazdı belki o Çetin ama Erzurumspor’un gol sorununa geldiği 1987-1988 futbol sezonunda çare olmuştu. Sanıyorum toplamda 26 gol atarak gol kralı olmuş, tüm ikna çalışmalarına rağmen oyuncu sezon sonu Erzurum’dan ayrılmış, Sökespor’a gitmişti. Necati Güllülü’nün başkanlığı döneminde Erzurum’a gelmişti ve Sebahattin, Levent, Abdullah, Abdüsselam, B.Fatih, Mahmut, Mustafa, Kamil, Ufuk gibi bana göre efsane o kadroda yeralmıştı. O dönem Erzurum’un genel kaptanı olan sevgili Lütfettin Çapadağ ağabeyle dün Çetin’i konuştuk biraz, ikimiz de ‘’öyle bir golcü daha gelmez!’’ görüşünde birleştik.
***

--
Cadde trafiğinden soğudum!
‘’Yaya önceliği Yasası’’ var biliyorsunuz, ‘Öncelik hayatın, öncelik yayanın’ sloganıyla daha da işlerlik kazandı bu sıralar. Özellikle İçişleri Bakanlığı bu yaya önceliğine çok önem veriyor ve bu konuda bayağı bir kararlı. Son zamanlarda yaya önceliğine uymayan araç sürücülerine de sık sık ceza yazılınca bu iş biraz daha önem kazandı. Artık araç sürücüleri özellikle de yaya geçidinin olduğu kavşaklarda çok dikkatli davranmak zorunda kalıyor, bazen akan trafik aksasa da dikkatli davranılıyor. Gel gör ki bazen içinde benim de olduğum yayalar, hemen hemen her yerde öncelik yayanındır diye düşünüp yolu geçmeye çalışıyor! İster istemez bu da araç sürücülerini bayağı bir rahatsız ediyor. Benden söylemesi. Konuştuğum çoğu kişinin bu konuda ağzı bir hayli dolu! Hele de yaya önceliği var diye yayaların karşıya geçişlerde yürüyüşü var ki, tabiri caizse pilim bitiyor! Tamam. Yaya önceliğine önem verildiği için özellikle ölümlü trafik kazaları azaldı. Sürücüler yaya geçitlerinin olduğu yerlerde daha dikkatli olmaya başladı. Ama yaya önceliğinden ziyade biraz da yaya eğitimine öncelik verilse diyorum. Bazı yayalar heryerde o özgürlüğü yaşamak istiyor ve tavırlarıyla şahsen beni deli ediyor. Ve size bir şey söyleyeyim mi? Şahsen ben hele de bu sıralar bilhassa cadde trafiğine hiç ama hiç girmek istemiyorum. Mecbur kalmadıkça çıkmıyorum da. Cumhuriyet Caddesinde hele de mesai bitim saatlerinde araç kullanmak ayrı bir dert. Hatta biraz daha ileri gidiyor, hız meraklısı da olmayan biri olarak bu yaya önceliği işine ağırlık verildiğinden bu yana aracımdan soğuduğumu söylemek istiyorum.

---
Bize böyle gelin!
Biraz Hürriyet’te ki Ahmet Hakan gibi olacak ama Ali Ravi Caddesi’ni Karayollarına bağlayacak yolu yapmayan Büyükşehir Belediyesi’ni nasıl eleştiriyorsam Kiremitlik Tabyasındaki peyzaj çalışmalarından ötürü de kutluyor, kutluyor, kutluyorum. Son yıllarda beni en çok heyecanlandıran projelerden biri oldu bu. Bilmeyenler için söyleyeyim, atlama kulelerinin olduğu tepe Kiremitlik tabyasının olduğu yerdir ve Büyükşehir orada bayağı bir projeyi başlatmış, kısa zamanda da bitirecek gibi görünüyor. Özellikle merak edenler açsın Youtube kanalında var. Tamamlanması halinde müthiş bir yer olacak o kiremtlik tabyası. Peyzaj ve çevre düzenlemesi işini alan PETYAP Şirketi de belli ki bayağı bir işinin uzmanı. Yüzlerce işçi ile çalışıyorlar ve şu an için öyle bir sulama işi yaptılar ki ben öyle bir çalışma ne gördüm ne de duydum. En son o kadar iş makinasını ve sahadaki işçiyi İstanbul’da ki yeni havalimanında görmüştüm. İnanıyorum ki ‘’Kiremitlik Tepe’’ adını verdikleri bu proje hayata geçsin en kısa zamanda bir Erzurum o tabyada olacak. Çok büyük iş, çok. Dedim ya, görüntüleri Youtube’den izleyin bana hak vereceksiniz. 30’a yakın tabyanın bulunduğu Erzurum’da sanırım Kiremitlik Tabyasını sadece Erzurumlular değil tüm dünya tanıyacak.

---
Şeker Fabrikası’nı alanlar! Oradaysanız ses verin!
Türkiye’de zarar ettikleri gerekçesiyle kapatılan Şeker Fabrikalarından birisi de Erzurum Şeker Fabrikası’ydı. Satılsın, satılmasın diye bir süre kamuoyu meşgul oldu ama nihayetinde karar verilmişti. Bu fabrika da özelleştirme kapsamına dahil edilmiş, satışı illa ki yapılacaktı. Çok geçmedi, öyle de oldu. Albayraklar Grubunun aldığını biliyoruz. Başka da bir şey bilmiyoruz. Ya da siz çok şey biliyorsunuz, ben bilmiyorum! Uzun zamandır bayağı da bir merak ediyorum. Çok gidip fabrikanın yeni yöneticileri ile tanışmak filan da istiyordum ama nedense ayağım da pek gitmiyordu! Diyorum ki acaba şu Şeker Fabrikamızın yeni sahipleri lütfetseler de bir basın toplantısı mı yaparlar, ne ederler bilmem ama ne yaptıklarını filan anlatsalar! Ben de rahat edeyim, onlar da. Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhun’a geçenlerde sordum. Ona sormamın sebebi de fabrika onun bölgesinde diye. Fabrika çalışıyor mu diye sordum, bayağı bir ilgiliymiş gibi çok şey anlattı. Personel indirimine giden, kendine ait ekim alanları ihdas eden fabrikanın çalıştığını ve hem de iyi işler yapıldığını söyledi bana. Doğrusu başkanın bu açıklamasından sonra bayağı bir merakım arttı. Malum şeker pancarı alım kampanyası dönemi bu dönem. Ne kadar pancar alacaklar, ne kadarını işleyecekler? Bir sürü kafamda soru var ve bu sorunun cevabını istiyorum. Sanırım ben kadar sizler de orada neler oluyor, merak ediyorsunuzdur..

--
TUTTUĞUM BABA LAFLAR: İdeal uğruna yaşamak, idral uğruna ölmekten daha zordur! (J.G.Seume)
DUVARIN DİLİ- Peki, güzel günler de görecek mi bizi?