
2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kamu işçilerinin insanca yaşam taleplerini duyurmak ve hükümetin sorumluluklarını hatırlatmak amacıyla başlatılan eylem süreci tüm kararlılığıyla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta iş yerleri önünde bildiriler okunarak başlayan eylemler, bu hafta şehir meydanlarında yapılan basın açıklamalarıyla sürdü.
TÜRK-İŞ’in Bölge ve İl Başkanlıkları tarafından belirlenen alanlarda 1 Temmuz 2025 tarihinde mesai bitiminde toplanan emekçiler, bildirilerini kamuoyuna duyurdu.
İşçiler basın açıklamasında şunları söylediler;
"Artık Yeter, Sabrımız Taştı!"
Biz kamuda çalışan işçiler olarak, 2025 Toplu İş Sözleşmesi sürecinde karşılık bulmayan taleplerimiz için mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.
Geçtiğimiz hafta 81 ilde iş yerleri önünde bildirilerimizi okuduk, uyardık, çağrıda bulunduk. Ancak sesimizi duyan olmadı.
Son yapılan toplantıda hükümet, geçim şartlarına uygun bir teklif sunmadı. Önerilen ücretler, işçinin emeğini yok sayan, beklentilerimizi karşılamayan tekliflerdir. Bu tekliflere sadece biz değil, tüm kamuoyu da tepki göstermiştir.
Ağaç misali baltadan değil, sapının bizden olmasına üzülüyoruz.
Biz bu ülkeye, bu millete hizmet ediyoruz. Bunu görmezden gelenlere karşı meydanlardayız. Çünkü:
Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor.
Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor.
Taleplerimiz karşılık bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon verileriyle halkın yaşadığı gerçekler örtüşmüyor.
Mutfakta yangın var, TÜİK hâlâ “güzel havalardan” bahsediyor.
Vergi yükü emekçinin sırtında, maaşımız daha cebimize girmeden eriyor.
Adil ücret, güvenli gelecek, insanca yaşam hakkımızdır!
Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz!
Toplu sözleşme hakkı, anayasal hakkımızdır!