
Televizyonda halk tarafından sevilerek ve beğenilerek izlenen, çoğu muhafazakâr olarak tanınan, ağızlarından Allah, Kuran düşmeyen bitkisel ilaç uzmanı profesörlerin tek amaçları para kazanmak. Bu kişilerin pek çoğu tıp eğitimi de almamış. Toplumun yapısını ve ilgisini bilen bu kişiler basını kullanarak pazarlarını genişletiyorlar. Pişirme metodlarının besindeki vitamin ve mineralleri yok ettiğini söylerler. Bilin ki asıl niyetleri vitamin ve mineral satmaktır. Sözde kanser dahil çare bulamadıkları hiç bir hastalık yok. Hatta bir çoğu önce hastaneye gidip tedavi olanlara fırça atarak, "önce neden bize gelmediniz" diye sitem ediyorlar. Yakında ölüme çare bulduk derseler şaşırmayın.
Bunların kazandığı ücretlere sadece birkaç örnek yazacağım.
Ahmet Maranki, yurt dışından kilosunu 6,5 Euroya getirdiği kaya tuzunu Türkiye'de 500 TL'ye satıyor.
Canan Karatay'ın sadece muayene ücreti bin TL. Üstelik herhangi bir sigorta kurum ödemesi kabul etmeyen ve bundan ancak 9 ay sonrasına randevu verebilen bir doktor.
İbrahim Saraçoğlu, bir zamanlar eşi ile kurdukları şirkette “kişiye özel medyumluk” hizmeti vererek para kazanan bir isim.
Doktor Mehmet Öz, programlarından yıllık 4 milyon doların üzerinde para kazanıyor.
Bu saydıklarıma daha çok örnek verilebilir.
İsimleri duyulmuş kişilerin yanında birde bu işi merdiven altı yapan, okuma, yazması dahi olmayan kişiler ayrı bir sorun. Hastası olan vatandaş, denizde yılana sarılır gibi bu dolandırıcıların istedikleri ücreti gözlerini kırpmadan veriyorlar. Ticari ahlâkı olmayan, vergi vermeyen, vatandaşa verdiği zararın bedelini ödemeyen bu kişilere artık dur denilmelidir. Çoğunun faydaları ve güvenilirlikleri kanıtlanmamış sözde bitkisel ürünlerin satılmasını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, üniversiteler, medya, RTÜK ve Tabip Odaları daha fazla denetleyip gerekli işlemleri yapmalıdır. Bu satışların engellenmesi noktasında kolluk kuvvetlerinin de denetimi sıklaştırması gerekiyor.
Bu konuda vatandaşlara da önemli görevler düşüyor. Sağlık Bakanlığı’nın onaylamadığı hiçbir ilacın kullanılmaması ve bu ürünleri satanların yerlerini bilenler mutlaka şikayet etmelidir.
Duygu sömürüsü, din sömürüsü ve umut sömürüsü yapan bu kişilere prim vermemek gerekir. Bitkisel ürün alınacaksa baharatçı esnafı tercih edilebilir.
Bunların kazandığı ücretlere sadece birkaç örnek yazacağım.
Ahmet Maranki, yurt dışından kilosunu 6,5 Euroya getirdiği kaya tuzunu Türkiye'de 500 TL'ye satıyor.
Canan Karatay'ın sadece muayene ücreti bin TL. Üstelik herhangi bir sigorta kurum ödemesi kabul etmeyen ve bundan ancak 9 ay sonrasına randevu verebilen bir doktor.
İbrahim Saraçoğlu, bir zamanlar eşi ile kurdukları şirkette “kişiye özel medyumluk” hizmeti vererek para kazanan bir isim.
Doktor Mehmet Öz, programlarından yıllık 4 milyon doların üzerinde para kazanıyor.
Bu saydıklarıma daha çok örnek verilebilir.
İsimleri duyulmuş kişilerin yanında birde bu işi merdiven altı yapan, okuma, yazması dahi olmayan kişiler ayrı bir sorun. Hastası olan vatandaş, denizde yılana sarılır gibi bu dolandırıcıların istedikleri ücreti gözlerini kırpmadan veriyorlar. Ticari ahlâkı olmayan, vergi vermeyen, vatandaşa verdiği zararın bedelini ödemeyen bu kişilere artık dur denilmelidir. Çoğunun faydaları ve güvenilirlikleri kanıtlanmamış sözde bitkisel ürünlerin satılmasını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, üniversiteler, medya, RTÜK ve Tabip Odaları daha fazla denetleyip gerekli işlemleri yapmalıdır. Bu satışların engellenmesi noktasında kolluk kuvvetlerinin de denetimi sıklaştırması gerekiyor.
Bu konuda vatandaşlara da önemli görevler düşüyor. Sağlık Bakanlığı’nın onaylamadığı hiçbir ilacın kullanılmaması ve bu ürünleri satanların yerlerini bilenler mutlaka şikayet etmelidir.
Duygu sömürüsü, din sömürüsü ve umut sömürüsü yapan bu kişilere prim vermemek gerekir. Bitkisel ürün alınacaksa baharatçı esnafı tercih edilebilir.