
Kocaeli mağlubiyetini şimdi kalkıp şanssızlığa bağlasam bu çok şık durmaz, sırıtır.
Rakip takımın üstün oyununa bağlasam üstüme gülerler!
Hakeme bağlasam sadece bu takıma birkaç gönül vermiş taraftarın ve de idari yönetimin gönlünü almış olurum ki bu da doğru olmaz, onu da ben yapmam zaten.
Öyleyse nedir asıl sebep, gelin biraz onu konuşalım!
***
Koca bir 90 dakikayı ele aldığımızda ev sahibi Erzurum’un topa daha fazla sahip olduğunu görüyoruz.
EYOF’da madalya tadında, göze hoş geliyor.
Ancak.
Hiçbir zaman daha çok topa sahip olan takımlar değil, topları iyi kullanan takımlar sonuca gitmiştir.
Erzurum topta iktidar ama muktedir değil.
Hep dereyi geçiyor, çayda boğuluyor!
Öteden beri final paslarında sorunu var bu Erzurum’un ve bunu bir türlü halledemiyor.
Adeta varlık içinde yokluk çekiyorlar.
En basit damada bile oyuncular damaya çıkmak için oyun kuruyorlar.
Mavi-beyazlı oyuncular iğne ile kuyu kazmakla meşgul.
Orta sahada kazanılan bir top ve akabinde birkaç pasla rakip ceza sahasına girilip gol atılalı neredeyse iki ay oldu!
Katılın katılmayın, oyun kurma özürlü bu takım!
***
Ne kadar çok rakibi boş alan buluyorsa o kadar tehlike içerisinde sayılır Erzurum.
Bunu birçok maçta olduğu gibi dünkü maçta da gördük.
Esasında baskılı görünüyor Erzurum ama peşine yağmuru olmayan gök gürültüsünden başka bir şey değil.
Çok zor gol atıyor çok gol kolay yiyor.
Aslında yakın zamanın Erzurum’unun özeti bu.
Dün de Kocaeli işte böyle bir anda geldi elini kolunu sallayarak golü buldu.
Kaleci Ahmet de bir adım geride olsaydı takımını da 1-0 geriye düşürmeyecekti!
***
Maçta tabiî ki kırılma anı Palulu’nun o direkten dönen topuydu.
Velevki öyle.
Ama böyle her maçta kırılma anlarıyla kendimizi avutursak ligin sonunu getiremeyiz.
Getirsek de o atı Üsküdar’dan geçiremeyiz!
Büyük takım, şampiyon takım ne yapıp yapıp rakibini yenen ve 3 puanı hanesine yazdıran takımdır.
Bu takımın en büyük eksiği oyun çeşitliliğidir.
Oyun zenginliğidir.
Bir de nasıl olsa kazanırım özgüveni!
***
Her takımın inişli çıkışlı dönemi olur.
Hadi o dönemi yaşıyor diyelim ve Erzurum’a bir daha o şansı verelim.
Aksi takdirde o takım için ‘’Vallahi olacak, billahi olacak’’diyen taraftara yazık olur, en çok da yalan yere yemin ediyorlar diye günaha girecekler, acırım da ona acırım!
---
Rakip takımın üstün oyununa bağlasam üstüme gülerler!
Hakeme bağlasam sadece bu takıma birkaç gönül vermiş taraftarın ve de idari yönetimin gönlünü almış olurum ki bu da doğru olmaz, onu da ben yapmam zaten.
Öyleyse nedir asıl sebep, gelin biraz onu konuşalım!
***
Koca bir 90 dakikayı ele aldığımızda ev sahibi Erzurum’un topa daha fazla sahip olduğunu görüyoruz.
EYOF’da madalya tadında, göze hoş geliyor.
Ancak.
Hiçbir zaman daha çok topa sahip olan takımlar değil, topları iyi kullanan takımlar sonuca gitmiştir.
Erzurum topta iktidar ama muktedir değil.
Hep dereyi geçiyor, çayda boğuluyor!
Öteden beri final paslarında sorunu var bu Erzurum’un ve bunu bir türlü halledemiyor.
Adeta varlık içinde yokluk çekiyorlar.
En basit damada bile oyuncular damaya çıkmak için oyun kuruyorlar.
Mavi-beyazlı oyuncular iğne ile kuyu kazmakla meşgul.
Orta sahada kazanılan bir top ve akabinde birkaç pasla rakip ceza sahasına girilip gol atılalı neredeyse iki ay oldu!
Katılın katılmayın, oyun kurma özürlü bu takım!
***
Ne kadar çok rakibi boş alan buluyorsa o kadar tehlike içerisinde sayılır Erzurum.
Bunu birçok maçta olduğu gibi dünkü maçta da gördük.
Esasında baskılı görünüyor Erzurum ama peşine yağmuru olmayan gök gürültüsünden başka bir şey değil.
Çok zor gol atıyor çok gol kolay yiyor.
Aslında yakın zamanın Erzurum’unun özeti bu.
Dün de Kocaeli işte böyle bir anda geldi elini kolunu sallayarak golü buldu.
Kaleci Ahmet de bir adım geride olsaydı takımını da 1-0 geriye düşürmeyecekti!
***
Maçta tabiî ki kırılma anı Palulu’nun o direkten dönen topuydu.
Velevki öyle.
Ama böyle her maçta kırılma anlarıyla kendimizi avutursak ligin sonunu getiremeyiz.
Getirsek de o atı Üsküdar’dan geçiremeyiz!
Büyük takım, şampiyon takım ne yapıp yapıp rakibini yenen ve 3 puanı hanesine yazdıran takımdır.
Bu takımın en büyük eksiği oyun çeşitliliğidir.
Oyun zenginliğidir.
Bir de nasıl olsa kazanırım özgüveni!
***
Her takımın inişli çıkışlı dönemi olur.
Hadi o dönemi yaşıyor diyelim ve Erzurum’a bir daha o şansı verelim.
Aksi takdirde o takım için ‘’Vallahi olacak, billahi olacak’’diyen taraftara yazık olur, en çok da yalan yere yemin ediyorlar diye günaha girecekler, acırım da ona acırım!
---