
Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerim Rabbine? İnfitar Suresi 6
Ey insan! Nedir seni lütuf sahibi Rabb’inden uzaklaştıran!
Hem izzet ve ikramında sınırsızsın ya Ekreme’l- Ekremîn…
Hem sonsuz bir hoşgörünün sahibi olan da sensin.
İhsan edersin karşılık beklemek yakışmaz Ekrem olan zatına…
Atıfetine isyan edenler de çıkar elbet…
Onları sabrına sığındırır yeniden keremine muhatap kılarsın.
Sen karşılıksız vermeyi sevmeseydin…
Biz kulların, yokluğun soğuk dehlizlerinde var olmak ümidinden bile mahrum olurduk!
Ekrem olduğunu bildirmeseydin Ya Allah, kerim olmanı umması da mümkün olmazdı muhtaçların!
Biz bendelerin şükürde sürekli eksikliyiz ya Ekrem…
Senden gelen iyiliklere yetişmek şöyle dursun, zikretmeye mecalsiziz ya Kerim!
“… Biz Âdemoğluna kat kat ikram ederek onu üstün ve şerefli kıldık…” İsra Suresi 70
İyiliklerde sınırsız olan sensin elbette…
Kullarının vicdan kutularına acıma hissini koyup ihsanlarda bulunmalarını arzulayan da sen!
Ekrem olanlara, Ekreme’l- Ekremîn olarak sınırlı iyilikleri karşılığında sonsuz saadet bağışlayan da sen.
İlk iyiliği Sen yapmasaydın acizliği sınırsız kullarına, hatırın da adı anılamazdı, lütfun da!
Yok olanlar iyilik nedir bilemezler zira…
Var ettin, hepimize iyilik ettin, iyiliği de var ettin!
Bize şükretmek düştü lakin şükürde de ekrem olamadık ya Ekrem!
Azımızı çok kabul etmek için, kereminle ihsanının sebebe mahkûm olmadığını bildirdin…
Biz kullarını kendi kazandıklarının fukarası olmaktan beri kıldın…
Cömertliğin El-Hak sınırsız ya Ekrem…
Keremin sonsuz…
Hoşgörün cezalandırma kudretine galip Elhamdülillah!
“Igra' ve rabbukel ekram”
“Oku, o keremine nihayet olmayan Rabbi’ndir.” Alak Suresi 3
Sen açmamış olsaydın iyilik kitabını önümüze, biz okumak nedir bilemezdik!
Senin adına okumalarını hatırlatmasaydın kullarına, gönül gözüyle ihsana dair tek kayıt bulamazdık.
Sen bizi sevgi habbesinden yaratmamış olsaydın, şer hayra galip gelir…
İyilik kötülüğün karşısında sürekli mağlup olurdu.
Bize kalemle yazmayı öğretmeseydin, iyilikler ağızdan ağıza dolaşan efsaneler olarak kalır…
Kalplere nakış nakış işlenen lütuf cümleleri zamanla unutulur giderdi.
Bütün denizler mürekkep olsa, biz kullarına karşılıksız iyiliklerini alt alta yazmaya kalksak; ummanlar tükenir, kayraların bitmez ya Ekrem!
Unutma ki ey insan, Rabbinin iyilikleri sayıya gelmez, hesaba sığmaz ve sınırsızdır lakin O, seni iyilikleriyle de dener aynı zamanda…
“İnsana gelince, ne zaman Rabb’in onu, cömertliğiyle ve hoşnut olacağı bir hayat bağışlamakla denese, “Rabb'im, bana karşı (ne kadar) cömertmiş!" der” Fecr Suresi15
Sen, her hayır karşısında Rabb’inin cömertliğini överken, O, seni aslında her daim Rabb’ine mi yoksa yalnızca iyiliklerine mi şükürdesin diye sınar.
Teveccühün salt cömertliğeyse yazık edersin kendine…
İlk musibet çiselediğinde tarlan harap olur!
Övündüğün ekinin ayrık otlarının istilasında yüzüne bakılmayacak bir hâl alır.
Ve sen kaybedenlerden olursun!
Cömertliğini çok iyi bildiği halde Rabb’i karşısında değersiz olanlardan…
“Amma her ne zaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakit da Rabb’im bana ihanet etti der.” Fecr Suresi 16
O halde bu yakışıksız halden korumak için bedenini takva elbisesine bürün.
Aklın…
İraden…
Çaban…
Rabb’inin rızasına müstahak olmak için cefayı da safa bilsin!
Eksik sandıkların, eksiklerini tamamlamak için verilmemiş hayırlardan olduğunu bilmedikçe tamamlanmayacağını bil ki; kimsenin kimseye faydası olmayan günde Ekrem olan Rabb’in keremiyle gözlerden kaçırsın eksiklerini.
İkramını şanına yakışır veçhile sınırsız tutsun.
Ey insan! Nedir seni lütuf sahibi Rabb’inden uzaklaştıran!
Hem izzet ve ikramında sınırsızsın ya Ekreme’l- Ekremîn…
Hem sonsuz bir hoşgörünün sahibi olan da sensin.
İhsan edersin karşılık beklemek yakışmaz Ekrem olan zatına…
Atıfetine isyan edenler de çıkar elbet…
Onları sabrına sığındırır yeniden keremine muhatap kılarsın.
Sen karşılıksız vermeyi sevmeseydin…
Biz kulların, yokluğun soğuk dehlizlerinde var olmak ümidinden bile mahrum olurduk!
Ekrem olduğunu bildirmeseydin Ya Allah, kerim olmanı umması da mümkün olmazdı muhtaçların!
Biz bendelerin şükürde sürekli eksikliyiz ya Ekrem…
Senden gelen iyiliklere yetişmek şöyle dursun, zikretmeye mecalsiziz ya Kerim!
“… Biz Âdemoğluna kat kat ikram ederek onu üstün ve şerefli kıldık…” İsra Suresi 70
İyiliklerde sınırsız olan sensin elbette…
Kullarının vicdan kutularına acıma hissini koyup ihsanlarda bulunmalarını arzulayan da sen!
Ekrem olanlara, Ekreme’l- Ekremîn olarak sınırlı iyilikleri karşılığında sonsuz saadet bağışlayan da sen.
İlk iyiliği Sen yapmasaydın acizliği sınırsız kullarına, hatırın da adı anılamazdı, lütfun da!
Yok olanlar iyilik nedir bilemezler zira…
Var ettin, hepimize iyilik ettin, iyiliği de var ettin!
Bize şükretmek düştü lakin şükürde de ekrem olamadık ya Ekrem!
Azımızı çok kabul etmek için, kereminle ihsanının sebebe mahkûm olmadığını bildirdin…
Biz kullarını kendi kazandıklarının fukarası olmaktan beri kıldın…
Cömertliğin El-Hak sınırsız ya Ekrem…
Keremin sonsuz…
Hoşgörün cezalandırma kudretine galip Elhamdülillah!
“Igra' ve rabbukel ekram”
“Oku, o keremine nihayet olmayan Rabbi’ndir.” Alak Suresi 3
Sen açmamış olsaydın iyilik kitabını önümüze, biz okumak nedir bilemezdik!
Senin adına okumalarını hatırlatmasaydın kullarına, gönül gözüyle ihsana dair tek kayıt bulamazdık.
Sen bizi sevgi habbesinden yaratmamış olsaydın, şer hayra galip gelir…
İyilik kötülüğün karşısında sürekli mağlup olurdu.
Bize kalemle yazmayı öğretmeseydin, iyilikler ağızdan ağıza dolaşan efsaneler olarak kalır…
Kalplere nakış nakış işlenen lütuf cümleleri zamanla unutulur giderdi.
Bütün denizler mürekkep olsa, biz kullarına karşılıksız iyiliklerini alt alta yazmaya kalksak; ummanlar tükenir, kayraların bitmez ya Ekrem!
Unutma ki ey insan, Rabbinin iyilikleri sayıya gelmez, hesaba sığmaz ve sınırsızdır lakin O, seni iyilikleriyle de dener aynı zamanda…
“İnsana gelince, ne zaman Rabb’in onu, cömertliğiyle ve hoşnut olacağı bir hayat bağışlamakla denese, “Rabb'im, bana karşı (ne kadar) cömertmiş!" der” Fecr Suresi15
Sen, her hayır karşısında Rabb’inin cömertliğini överken, O, seni aslında her daim Rabb’ine mi yoksa yalnızca iyiliklerine mi şükürdesin diye sınar.
Teveccühün salt cömertliğeyse yazık edersin kendine…
İlk musibet çiselediğinde tarlan harap olur!
Övündüğün ekinin ayrık otlarının istilasında yüzüne bakılmayacak bir hâl alır.
Ve sen kaybedenlerden olursun!
Cömertliğini çok iyi bildiği halde Rabb’i karşısında değersiz olanlardan…
“Amma her ne zaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakit da Rabb’im bana ihanet etti der.” Fecr Suresi 16
O halde bu yakışıksız halden korumak için bedenini takva elbisesine bürün.
Aklın…
İraden…
Çaban…
Rabb’inin rızasına müstahak olmak için cefayı da safa bilsin!
Eksik sandıkların, eksiklerini tamamlamak için verilmemiş hayırlardan olduğunu bilmedikçe tamamlanmayacağını bil ki; kimsenin kimseye faydası olmayan günde Ekrem olan Rabb’in keremiyle gözlerden kaçırsın eksiklerini.
İkramını şanına yakışır veçhile sınırsız tutsun.