Yıllardır kronik böbrek hastalığı ile mücadele eden vatandaşlar, Ordu’dan yapılan organ bağışının ardından nakil için Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne çağırıldı. Yapılan tetkikler sonucunda yaşam piyangosu Ahmet Güngör ve İhsan Demir’e vurdu. Hasta ve yakınlarının nakil için umutlu bekleyişi organ bağışının önemini bir kez daha hatırlattı.
Manolya BULUT-PUSULA
Kimisi altı yıl kimisi iki yıldır diyaliz tedavisi görüyor. Uzun zamandır kronik böbrek yetmezliği ile mücadele eden beş hasta, gece yarısı gelen telefonla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde çağırıldı. Ordu’da vefat eden bir vatandaşın ailesi tarafından bağışlanan organları ile umutlu bekleyiş başladı. Bağışlanan organlar yapılan tetkiklerin ardından en uygun hastaya nakil edilecek. Organ nakline çağırılan hastalardan yalnızca ikisine takılacak organlar, adeta yaşam piyangosu gibi.
Hastalar umutlu
İki senedir nakil listesinde olan hasta Mevlüde Güngörmüş; “Önceleri diyalizden korktuğum için girmiyordum. Çağırdılar geldik, İnşallah uyar. Biraz heyecanlıyım biraz da korkuyorum. Herkesin organ bağışçısı olmasını istiyorum. Ben de sağlıklı olsaydım ben de yapardım” dedi.
İki çocuk sahibi Emrah Polat (41) ise 11 yıldır böbrek hastası, son 5 yıldır da diyalize giriyor.
Emrah Polat sürecin zorladığını belirterek, “Çağırdıklarında çok heyecanlandık, çok büyük bir şans. Canlıdan olmayınca mecburen kadavraya yazılıyorsun, umutsuz bir bekleyiş normalde. Türkiye’de şu an binlerce böbrek bekleyen kişi var. Batıdaki bölgelere göre bizim şansımız daha düşük. Beş yılda ilk defa çağırıldım” diye konuştu.
“Kısıtlı bir hayat sürüyoruz”
Evli ve iki çocuk babası Lokman Çam ise 15 senedir böbrek hastası 6 yıldır da nakil bekliyor. Lokman Çam daha önce de nakil için çağırılmış fakat grip olduğu için ameliyat gerçekleştirilememiş. Çam; “2013 yılında da çağırılmıştım. Enfeksiyondan dolayı olamamıştım. Nasip artık, diyalizden kurtulma umudumuz var. Hangimize çıkarsa hayırlı olsun. Normalde haftada üç gün dört saat yatağa bağlı yaşıyoruz. İhtiyacın olsa bile kalkma ihtimalin yok. Kısıtlı bir hayat sürüyoruz” ifadelerini kullandı.
İhsan Demir, (35) Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Burnubulak Köyü’nden gelmiş. 15 yıldır hastalıkla mücadele eden Demir, 5 yıldır organ nakli bekliyor. Büyük mağduriyet yaşadığını anlatan Demir, 6 çocuğu olduğunu ve ailesine yetemediğini söyledi. Vatandaşlardan organ bağışı konusunda duyarlı olmalarını isteyen İhsan Demir, burada olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Bayburt Bayırtepe köyünden gelen Ahmet Güngör (49) çiftçi emeklisi iki erkek çocuk sahibi. 1,5 senedir diyalize giren Güngör, 2 senedir de hastalıkla mücadele ediyor.
Ortak mesaj: “bağış yapın”
[caption id="attachment_158773" align="alignright" width="494"] Cumhur Güngörmüş[/caption]
Hasta yakınlarının ortak çağrısı ise organ bağışının artması yönünde. Hasta Mevlüde Güngörmüş'ün eşi Cumhur Güngörmüş (70), "İyi günlerimiz, acı günlerimiz oldu. Nakil olursa çok sevineceğiz. İki senedir kaydımız var. İki oğlan bir kız üç çocuğumuz var. Her vatandaş organını bağışlasa iyi olur. Akşamdan beri can bekliyoruz. Kime nasip olursa artık” dedi.
Hasta İhsan Demir'in kardeşi Yılmaz Demir de, organ nakli beklemenin zahmetli bir süreç olduğundan bahsetti. Organ bağışı çoğaldıkça hastalara umut olduğunu dile getiren Demir, bu bağışın kendileri için umut olduğunu bildirdi.
Emrah Polat'ın eşi öğretmen Pınar Polat (39), sürecin ailesi adına yıpratıcı olduğunu söyledi. Polat, “Diyaliz tamamen bir çözüm değil. Organ nakline bizim gibi aileler çok hassas. Özellikle kadavra dediğimiz artık beyin ölümü gerçekleşmiş, hekimlerin onay verdiği ama sağlıklı organlarını bağışlanması çok önemli. Korkulacak bir şey değil. Sürekli kaybetme korkusu yaşıyoruz. Bu hastalar her türlü yan etkiyi yaşıyorlar. Diyaliz belki çözüm gibi duruyor ama Allah’ın yarattığı gerçek bir böbrek gibi değil. Ülkemizde özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu konuya hassas yaklaşılmıyor. Çok ön yargılıyız. Ölmüş bir insandan en azından başkasına bir faydası olsun. Bunu dinimiz de uygun görüyor. Bir insanı ölüme mahkûm etmektense cesaretli olun. Biz geceden beri ne haldeyiz ancak yaşayan bilir. Bir telefonla hayatımız alt üst. Kimseyi eksik yaşatmayın. Kalitesiz, sağlıksız bir ömür her anlamda sorun demek. Eşimin kendini yetersiz hissetmesini, küskünlüğünü, kırgınlığını, bekleyişini, umut umutsuzluğunu bir ben bilirim" diye konuştu.
Bilet almazsanız piyango çıkmaz
Nakil ameliyatlarını gerçekleştirecek olan Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk ise şöyle konuştu; "Ordu’da rahmetli olan bir vatandaşımızın organlarını bağışladı ailesi. İki böbreğini aldık. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi de karaciğerini aldı. Vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Hastalarımız adına da ailesine teşekkür ediyoruz. Hastalar umutla bekliyorlar. Organların durumunu değerlendirmek için patoloji ekibi ile bir araya geldik. Atatürk Üniversitesi’nin çok güçlü bir patoloji ekibi var ve çok hızlı bir şekilde bize organın durumu hakkında bilgi verebiliyorlar. Organların kullanılabilir olabileceğine dair raporlarını ilettiler. Bize yol gösteriyorlar. Bilet almazsanız piyango çıkmaz. Organ bağışı olmazsa herhangi birini iyileştirme imkânı da olmaz. Organ bağışının çok önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum."
Bu arada yapılan tetkikler sonucu gelen böbrekler için en uygun hastaların Ahmet Güngör ve İhsan Demir olduğu tespit edildi. Organ nakilleri bu hastalara yapılırken diğerlerinin umudu başka bir bahara kaldı…
Manolya BULUT-PUSULA
Kimisi altı yıl kimisi iki yıldır diyaliz tedavisi görüyor. Uzun zamandır kronik böbrek yetmezliği ile mücadele eden beş hasta, gece yarısı gelen telefonla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde çağırıldı. Ordu’da vefat eden bir vatandaşın ailesi tarafından bağışlanan organları ile umutlu bekleyiş başladı. Bağışlanan organlar yapılan tetkiklerin ardından en uygun hastaya nakil edilecek. Organ nakline çağırılan hastalardan yalnızca ikisine takılacak organlar, adeta yaşam piyangosu gibi.
Hastalar umutlu
İki senedir nakil listesinde olan hasta Mevlüde Güngörmüş; “Önceleri diyalizden korktuğum için girmiyordum. Çağırdılar geldik, İnşallah uyar. Biraz heyecanlıyım biraz da korkuyorum. Herkesin organ bağışçısı olmasını istiyorum. Ben de sağlıklı olsaydım ben de yapardım” dedi.
İki çocuk sahibi Emrah Polat (41) ise 11 yıldır böbrek hastası, son 5 yıldır da diyalize giriyor.
Emrah Polat sürecin zorladığını belirterek, “Çağırdıklarında çok heyecanlandık, çok büyük bir şans. Canlıdan olmayınca mecburen kadavraya yazılıyorsun, umutsuz bir bekleyiş normalde. Türkiye’de şu an binlerce böbrek bekleyen kişi var. Batıdaki bölgelere göre bizim şansımız daha düşük. Beş yılda ilk defa çağırıldım” diye konuştu.
“Kısıtlı bir hayat sürüyoruz”
Evli ve iki çocuk babası Lokman Çam ise 15 senedir böbrek hastası 6 yıldır da nakil bekliyor. Lokman Çam daha önce de nakil için çağırılmış fakat grip olduğu için ameliyat gerçekleştirilememiş. Çam; “2013 yılında da çağırılmıştım. Enfeksiyondan dolayı olamamıştım. Nasip artık, diyalizden kurtulma umudumuz var. Hangimize çıkarsa hayırlı olsun. Normalde haftada üç gün dört saat yatağa bağlı yaşıyoruz. İhtiyacın olsa bile kalkma ihtimalin yok. Kısıtlı bir hayat sürüyoruz” ifadelerini kullandı.
İhsan Demir, (35) Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Burnubulak Köyü’nden gelmiş. 15 yıldır hastalıkla mücadele eden Demir, 5 yıldır organ nakli bekliyor. Büyük mağduriyet yaşadığını anlatan Demir, 6 çocuğu olduğunu ve ailesine yetemediğini söyledi. Vatandaşlardan organ bağışı konusunda duyarlı olmalarını isteyen İhsan Demir, burada olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Bayburt Bayırtepe köyünden gelen Ahmet Güngör (49) çiftçi emeklisi iki erkek çocuk sahibi. 1,5 senedir diyalize giren Güngör, 2 senedir de hastalıkla mücadele ediyor.
Ortak mesaj: “bağış yapın”
[caption id="attachment_158773" align="alignright" width="494"] Cumhur Güngörmüş[/caption]
Hasta yakınlarının ortak çağrısı ise organ bağışının artması yönünde. Hasta Mevlüde Güngörmüş'ün eşi Cumhur Güngörmüş (70), "İyi günlerimiz, acı günlerimiz oldu. Nakil olursa çok sevineceğiz. İki senedir kaydımız var. İki oğlan bir kız üç çocuğumuz var. Her vatandaş organını bağışlasa iyi olur. Akşamdan beri can bekliyoruz. Kime nasip olursa artık” dedi.
Hasta İhsan Demir'in kardeşi Yılmaz Demir de, organ nakli beklemenin zahmetli bir süreç olduğundan bahsetti. Organ bağışı çoğaldıkça hastalara umut olduğunu dile getiren Demir, bu bağışın kendileri için umut olduğunu bildirdi.
Emrah Polat'ın eşi öğretmen Pınar Polat (39), sürecin ailesi adına yıpratıcı olduğunu söyledi. Polat, “Diyaliz tamamen bir çözüm değil. Organ nakline bizim gibi aileler çok hassas. Özellikle kadavra dediğimiz artık beyin ölümü gerçekleşmiş, hekimlerin onay verdiği ama sağlıklı organlarını bağışlanması çok önemli. Korkulacak bir şey değil. Sürekli kaybetme korkusu yaşıyoruz. Bu hastalar her türlü yan etkiyi yaşıyorlar. Diyaliz belki çözüm gibi duruyor ama Allah’ın yarattığı gerçek bir böbrek gibi değil. Ülkemizde özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu konuya hassas yaklaşılmıyor. Çok ön yargılıyız. Ölmüş bir insandan en azından başkasına bir faydası olsun. Bunu dinimiz de uygun görüyor. Bir insanı ölüme mahkûm etmektense cesaretli olun. Biz geceden beri ne haldeyiz ancak yaşayan bilir. Bir telefonla hayatımız alt üst. Kimseyi eksik yaşatmayın. Kalitesiz, sağlıksız bir ömür her anlamda sorun demek. Eşimin kendini yetersiz hissetmesini, küskünlüğünü, kırgınlığını, bekleyişini, umut umutsuzluğunu bir ben bilirim" diye konuştu.
Bilet almazsanız piyango çıkmaz
Nakil ameliyatlarını gerçekleştirecek olan Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk ise şöyle konuştu; "Ordu’da rahmetli olan bir vatandaşımızın organlarını bağışladı ailesi. İki böbreğini aldık. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi de karaciğerini aldı. Vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Hastalarımız adına da ailesine teşekkür ediyoruz. Hastalar umutla bekliyorlar. Organların durumunu değerlendirmek için patoloji ekibi ile bir araya geldik. Atatürk Üniversitesi’nin çok güçlü bir patoloji ekibi var ve çok hızlı bir şekilde bize organın durumu hakkında bilgi verebiliyorlar. Organların kullanılabilir olabileceğine dair raporlarını ilettiler. Bize yol gösteriyorlar. Bilet almazsanız piyango çıkmaz. Organ bağışı olmazsa herhangi birini iyileştirme imkânı da olmaz. Organ bağışının çok önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum."
Bu arada yapılan tetkikler sonucu gelen böbrekler için en uygun hastaların Ahmet Güngör ve İhsan Demir olduğu tespit edildi. Organ nakilleri bu hastalara yapılırken diğerlerinin umudu başka bir bahara kaldı…