
‘’Hazır Erzurum’a yapılacak stadyum daha proje aşamasında iken vazgeçelim, gerçek ihtiyacımız olan hızlı trene yüklenelim. Önceliğimiz hızlı tren olsun. İyi bir lobi oluşturarak hedefe ulaşabiliriz’’. Herşey facebook’da ki bu kısa paylaşımla başladı. MÜSİAD Başkanı Abdulkerim Kavaz’ın belki de ilk benim gördüğüm bu paylaşımına kısa sürede çok sayıda beğeni ve yorum gelirken, kuşkusuz bu yorumların çok büyük çoğunluğu da olumsuz yöndeydi. Stadı önceliğine almadığı için Kavaz, bir anda Erzurumspor düşmanı ilan edilmiş, çoğu kişi tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuş, hemen hemen herkes yaptığı paylaşımlar ile bu açıklamalarına şiddetli tepki gösteriyordu. İçlerinden istifaya bile davet eden vardı Kavaz’ı ve stada karşı çıkan bu sivil toplum örgüt temsilcisi adeta hedefteki adamdı. Yaklaşık 20 yıldır tanıdığım Abdulkerim Kavaz, aklı başında, sağduyulu, sohbetiyle sıkmayan, insana iyi gelen adamlardan biridir. Yaptığı açıklama belki biraz acayip kaçmış olabilir ama nihayetinde iki tercihten birini vurgulamış. Herkesin bir tercih hakkı vardır, o da stadyum yerine hızlı treni kullanmış olabilir, vurun abalıya yapmanın anlamı yok bence. Hızlı trenin stadyumdan önce olmasını istemesinde ne gariplik var, ben de bunu anlamadım açıkçası.
***
Benim için kıymetli olan, MÜSİAD gibi bir teşkilatın başındaki adamın bu tür açıklama yapıyor olması. Sadece bu değil ki Kavaz’ın açıklamaları. 12 yıllık zorunlu eğitime de karşı, bunu Milli Eğitim Bakanının yüzüne karşı da söylemiş ve ‘Sorunlu eğitim’’ diyebilmiş biri. Faiz belasından kurtulması gerektiğini de söyleyen bir MÜSİAD başkanından sözediyorum. Geçtiğimiz günlerde çoğu kesim sessiz kalırken o beraberindeki arkadaşları ile Gazze’ye insanı yardım koridoru açılması için düzenlenen yürüyüşe de katılan isimdi. Trabzon ile Erzurum arasındaki uçak bilet fiyatlarına vurgu yapan da oydu. Aynı Kavaz Trabzon’dan İstanbul’a 2 bin liraya gidilirken, Erzurum’dan İstanbul’a aynı gün ve aynı saatte 4 bin 650 liraya gidildiğine işaret etti, bu konuda paylaşım yaptı ve paylaşımının altına da ‘’Bu soyguna dur diyecek bir babayiğit lazım’’ ifadesini kullandı. Yine, ‘’Büyük balığın küçük balığı yuttuğu, küresel sistemin ve kapitalizmin bize dayattığı bu saçma sistemden vazgeçip, fiyatların devlet kontrolünde olduğu piyasa sistemine acilen geçmemiz gerekiyor’’ diyen de kendisiydi. Belki de ilk defa böylesine cesurca açıklamalar yapan MÜSİAD Başkanı ya da STK temsilcisi konuşuyor diye şaşırdık, panikledik. Bu tür açıklamalar bırakın yapılsın, konuşan, konuşabilen birileri olsun, karışmayalım. Bu benim son kararımdır.
Vedat Refayeli