
Yeni Türkiye lafı bazılarının ateşini başına vurduruyor!
Türkiye’nin yenisi olmaz diyorlar…
Türkiye, Türklerindir diye de ekliyorlar.
Şimdi bu Türk ve Türkiye arasına yerleştirilmek istenilen ayrımcılığa hiç girmeyelim, zira bu yazının imkanları derdimizi doğru dürüst anlatabileceğimiz kadar geniş değil.
Kaldı ki, o mesele artık geniş kitlelerin meselesi olmaktan da çıkmış durumda.
Artık böyle tanımlamalarla düşüncelerini prangalayanlar giderek azalıyor.
Gelelim yeni Türkiye istemezükçülerin ne demek istediklerine…
Öncelikle yeni Türkiye’yi Ak Parti ve doğal olarak Recep Tayyip Erdoğan seslendirdiği için baştan karşı çıkan bir muhalefet var ülkede.
Oysa CHP, eski Genel Başkanları Deniz Baykal’ın bir kurultaya yeni CHP sloganıyla girdiğini ve genel başkan seçildiğini çok çabuk unutmuşa benziyor!
Deniz Baykal, yeni CHP derken partinin perdelerini, koltuklarını kastetmemiş olduğuna göre, söylemek istediği yeni Türkiye söylemiydi elbette.
CHP başaramadı… MHP ise zaten hiç yenilemeyi düşünmedi kendisini.
Bu muhafazakar yaklaşım istkrarı mı gösterir diye soracak olursanız….
Cevap hayırdır. Zira MHP’nin yıllardır büyüyememesi, iktidar alternatifi olarak kendisini gösterememesi ve giderek eski yandaşlarını da kaybediyor olması bunun ısrar edilecek bir şey olmadığını gösteriyor.
Eski ülkücüler diye yenilerinden de kalabalık görünen bir grup oluştu.
Yeni Türkiye, ne kadar hayata geçirilebilir bilemem ama eski Türkiye’yi yerinde saydıran alışkanlıklarından vazgeçmek adına oluşturulmuş bir söylem olduğu açık.
Ekonomide, beş yüz bin, bir milyon dolar için İMF onayının beklenmeyeceği, maliye ile ilgili üst düzey karar vericilerin vesayetçi olmadığı zamanları öneriyor yeni Türkiye fikri…
Yönetimde darbelerin, polis ya da jandarmadan kaynaklanan halk iradesini hiçe sayan uygulamaların olmamasını…
Kanunların herkese eşit davrandığı ama bir hakim baskısının da, hakime baskının da yaşanmadığı birülke tarif edilmeye çalışılıyor yeni Türkiye söylemiyle.
Bu hükümet bunu ne kadar başaracak bilemiyoruz ama en azından dillendiriyor ve Cumhurbaşkanınıhalka seçtirmek gibi bazı ilerici eylemleri de hayata geçirmeyi başarabiliyor.
Mesela aşırı uca doğru kendilerini hızla sürükleyen Atatürkçüler, yeni Türkiye sözünden hoşlanmıyorlar.
Çünkü onlar bundan yıllarca önce ölmüş olmasına rağmen bütün kararları Atatürk’ün vermeye devam ettiğini sanıyorlar.
Yeni Türkiye, 1938 öncesi Türkiye’sinin kurallarından bir adım uzaklaşmasın istiyorlar.
Elbette bu gerici tavrı kendi çıkarları ile ilgili olmayan işlerde inatla arzuluyorlar.
Onlara birinin Atatürk’ün öldüğünü ve takvimlerin 1938 öncesini değil 2014’ü gösterdiğini söylemesi gerekiyor.
Yeni Türkiye fikri işte bunun için vazgeçilmez!
Seçim bitti, seçime itiraz edemeyen muhalefetin, Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın Başbakan olarak kalamayacağına dair itirazları başladı. Belki hukuken bu dedikleri doğru ama görüldüğü üzere başka mide bulandırıcı iddialar onların bu itirazının toplumda karşılık bulmasını engelliyor.
Germeyin diyor halk ülkeyi, çünkü gerginlik toplumun her kesimini sarsıyor.
Şimdi de MHP’nin oluşturacağı yeni bir krizin ayak sesleri geliyor. Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın davetlerine katılmayacağına dair belirtiler vermeye başladı bile.
İşte yeni Türkiye’de böyle muhalefet yapılamayacağı için ancak eski Türkiye’de varlıklarını devam ettirebilecek olanlar direniyorlar.
Oysa bilmiyorlar ki, CHP ve MHP tabanı içten içe kaynıyor ve artık başarılı olamayan siyasetlerin ve siyasetçilerin gitmesini istiyorlar!
Onlar gitmeyiz demek yerine Yeni Türkiye’yi istemeyiz demeyi tercih ediyorlar.
İzleyip göreceğiz artık…
Bir Cümle
Artık biliyorum, acılar nasırlaştırıyor yürekleri.