
Seçimler neticelendi...
Sonuçlar belli...
Ancak bu yazı sonuçları daha alamadan yazıldı...
Zaten bu yazının maksadı sonucu değerlendirmekten çok süreci ve yarını hatırlatmak.
Seçimler demokrasilere yarar ancak genellikle ekonomiye yaramaz!
Ya hükümet muslukları açarak bütçede kapatılması zor deliklere neden olur...
Ya da şimdi olduğu gibi eli sıkı olmaya devam eder lakin seçim sonuçlarının sürprizler oluşturabileceğinden korkan piyasa dengelerini bozar.
Neticede özellikle küçük esnaf sarsılır!
Anlayacağınız zor olan işler daha da güçleşir ve toplumun gelir seviyesi en düşük olan kesiminde bu sarsıntı deprem etkisi yaratır.
Bu yüzden bir an önce seçim atmosferinden kurtulmanın yararı sayılmayacak kadar çoktur. Fakat ne hazimdir ki seneye genel seçimler olacağından ekonominin demokrasiyle imtihanı daha epeyce süreceğe benziyor.
Türkiye’de, şaşılacak bir durum olmasına rağmen şaşmadan işleyen bir fasit daire seçimlerin yükünüartırıp, yararını azaltıyor malesef...
Muhalefetin iktidarın peşine takılmasından bahsediyorum!
Yeni bir şey söylemek yerine, iktidar alternatifi olduğunu seçmenlerine hissettirmek varken,iktidarıhatta onu bile değil Tayyip Erdoğan'ı ve ailesini, yakınlarını eleştirmeye dalarak, altından kıymetli süreci ülkeye yararsız hale dönüştürdüler.
Ağır hakaretler işittik bu seçim döneminde, ağza alınmayacak,kahvede konuşulmayacak sözler duyduk liderlerin ağzından.
Bunların ülkeye yararı olmadı, eğer seçimi Erdoğan kazandıysa muhalefete de yararı olmadıdemektir.
Anketlerin söylediklerine bakarak seçimi favori aday kazandı var sayarak bir değerlendirme yapmak gerekirse...
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin bu sefer gerçekten partilerinin başından çekilmeleri gerekir.
Bunu ülke yararı gözeterek yapamayacaklarsa da inandıkları davanın ve partilerinin iyiliği için yapmalılar.
İhsanoğlu'na gelince eğer netice anketlerde çıkan gibi sandığa yansımışsa, yapması gereken bir şey var, onu bu işe bulaştırıp arkasında duramayan liderleri gözlerden uzak bir yerde ömürlerinin kalanını geçirmek üzere uzun bir tatile davet etmelidir!
Yine eğer seçim Erdoğan'ın başarısıyla neticelendiyse artık iktidar-muhalafet kimsenin “benim Cumhurbaşkanım değil” ya da rahmetli Özal'a yapıldığı gibi” alışamadım” şeklinde ülkeyi gerginliğe süreklemekten gayri yararı olmayan tavırlara tevessül etmemesi gerekir.
Öyle diyorum da görünen manzara hiç öyle durmuyor...
Büyük ihtimalle daha bu günden birileri “bidon kafalı”... “Cahil oyu”... “Hırsızlara destek verenler”gibi veciz saçmaları söylemek üzere ağızlarını doldurmaya başlamışlardır bile.
Bunu sadece Ak Partiye verilen oylar açısından zararlı bulmuyorum. Milli iradenin yansıdığı her yerde, seçimi kaybedenlerin bu şekilde gardlarını almalarını tehlikeli buluyorum.
En azından yakışıksız ve normalleşmenin önünde çirkin bir engel olarak duruyor. Başaramadık dense nedenine bakılacak ve başarısızlık sonraki başarılar için zemin oluşturacak.
Hayırlısı ne diyelim... Netice vatana, millete ve mazlum cağrafyalarda imdat bekleyen mazlumlara hayırlı olsun!
BİR CÜMLE
Uyurken padişah da aciz ve rüyada aciz de padişahtır.