
Türk Telekom Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi olarak 2019 yılında düzenlediğimiz Türk Eğitim Tarihi panelinde okul öğretmenlerimiz tarafından tertip edilen ve Aysena Atila tarafından sunulan metni sizlere sunuyor, keyifli okumalar diliyorum.
Yusuf Has Hacip, XI. yüzyılın başlarında Türkistan’da Balasagun şehrinde doğar. Bunun dışında yazarın hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Ancak Kutadgu Bilig adlı eserinden hareketle onun iyi bir eğitim gördüğü, bilgiye kıymet verdiği, bir ilim ve sanat adamı olduğu söylenebilir. Yusuf Has Hacip’in elimize ulaşan tek eseri Kutadgu Bilig’dir. Kutadgu Bilig, kutluluk bilgisi anlamında bir isimdir. Yusuf Has Hacip, eserini Kaşgar’da tamamlar ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Bugra Han’a sunar. Eser, hükümdar tarafından çok beğenilir. Bu sebeple hükümdar, yazara “Uluğ Has Haciplik” unvanı verir. Kutadgu Bilig, didaktik bir eserdir. Mesnevi tarzında bir siyasetnamedir. İslami Türk edebiyatının ilk önemli ürünü olarak kabul edilir. Eserin esas konusu ise gerek birey gerek toplum açısından insanın maddi ve manevi bakımdan mutlu olacağı yolları sunmasıdır. Bu amaçla eserde dört şahıs konuşturulur. Bu şahıslar adaleti, mutluluğu, aklı ve akıbeti temsil eder. Adalet, Kün Togdı isimli hükümdardır. Mutluluk, Ay Toldı adında bir vezirdir. Akıl, Ögdülmiş’tir. Akıbet ise Odgurmış’tır. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’de sosyal, siyasi ve pedagojik problemler üzerine düşünür ve bunların çözümüne yönelik teklifler sunar: “Fenalık, cahillikten doğar; hastalıklar, kötülükler hep aynı noksandan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.” (Banarlı 2004, 237) Zaten Yusuf Has Hacip “mutluluğun temel şartı olarak bilgili olma(yı) göster(ir). İnsan ancak bilgi sahibi olursa uygun davranışları anlar, yapar, mutlu olur.” (Akyüz 2018, 34) Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’de üzerinde durduğu konulardan biri de dildir. “Çok dinle, iyi dinle; az söyle ancak akıllıca söyle.” (Çağbayır 2012, 43) diyen yazara göre dil, bilginin aracı olduğundan önemsenmelidir.
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’in çeşitli yerlerinde çocuk eğitimine ilişkin görüşler de ileri sürer: “İster oğul ister kız olsun ona bilgi ve eğitim ver. Bu bilgi ve eğitim onlara her iki dünyada da gerekli olur.” (Çağ bayır 2012, 185) Eğitim hakkında bugün de uygulanacak kadar doğru ve ders verici bu hikmetler, Kutadgu Bilig’i Türk eğitim tarihi açısından değerli kılar.
KAŞGARLI MAHMUT
Divan-ü Lügâti’t-Türk’ün yazarı ve çok yönlü bir bilim adamı olan Kaşgarlı Mahmut hakkında bilinenler sınırlıdır. XI. yüzyılın başlarında Kaşgar’da doğduğu ve yüzyılın sonlarına doğru öldüğü tahmin edilmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan Divanü Lügâti’t-Türk, Türkçe-Arapça ansiklopedik bir sözlüktür. Kaşgarlı Mahmut “Türk diliyle Arap dilinin at başı yürüdükleri bilinsin.” (Banarlı 2004, 241) diyerek Divanü Lügâti’t-Türk’ü yazma amacını açıklar. Kaşgarlı Mahmut, eserde 7500 civarında Türkçe kelimeye dair açıklamalar yapar. Madde başlarını açıklarken maddi ve manevi kültür unsurundan yararlanır. Bu sebeple Divanü Lügâti’t-Türk; sav, sagu ve koşuk örnekleriyle bezelidir. Mesela “tag taga kawuşmas, kişi kişige kawuşur”(Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.) atasözü küçük ses değişikliğiyle günümüzde de kullanılmaktadır. Hiç şüphesiz bu edebi ürünler yanında dil öğretimi konusunda sunulan öneriler, Türk dili ve edebiyatı için olduğu kadar Türk kültürü ve eğitimi için de birer hazinedir. Kaşgarlı Mahmut’un dil öğretim yönteminin başlıca özellikleri şunlardır: “İlkin çok sayıda örnekten hareket edip kurala ulaşma yolunu izlemiş(tir). Dil öğrenmede örneklerin, metinlerin önemini çok iyi görmüş; örneklerini günlük hayattan, atasözlerinden, şiirlerden derlemiştir. Dil öğretirken Türk kültürünü tanıtma amacı gütmüş, bu konuya özel bir önem vermiştir. Dil öğretiminde tekrarın önemini çok iyi kavradığından, önceden geçen bir kuralı gerektiğinde hatırlatmaktan çekinmemiştir.” (Akyüz 2018, 34)
Yusuf Has Hacip, XI. yüzyılın başlarında Türkistan’da Balasagun şehrinde doğar. Bunun dışında yazarın hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Ancak Kutadgu Bilig adlı eserinden hareketle onun iyi bir eğitim gördüğü, bilgiye kıymet verdiği, bir ilim ve sanat adamı olduğu söylenebilir. Yusuf Has Hacip’in elimize ulaşan tek eseri Kutadgu Bilig’dir. Kutadgu Bilig, kutluluk bilgisi anlamında bir isimdir. Yusuf Has Hacip, eserini Kaşgar’da tamamlar ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Bugra Han’a sunar. Eser, hükümdar tarafından çok beğenilir. Bu sebeple hükümdar, yazara “Uluğ Has Haciplik” unvanı verir. Kutadgu Bilig, didaktik bir eserdir. Mesnevi tarzında bir siyasetnamedir. İslami Türk edebiyatının ilk önemli ürünü olarak kabul edilir. Eserin esas konusu ise gerek birey gerek toplum açısından insanın maddi ve manevi bakımdan mutlu olacağı yolları sunmasıdır. Bu amaçla eserde dört şahıs konuşturulur. Bu şahıslar adaleti, mutluluğu, aklı ve akıbeti temsil eder. Adalet, Kün Togdı isimli hükümdardır. Mutluluk, Ay Toldı adında bir vezirdir. Akıl, Ögdülmiş’tir. Akıbet ise Odgurmış’tır. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’de sosyal, siyasi ve pedagojik problemler üzerine düşünür ve bunların çözümüne yönelik teklifler sunar: “Fenalık, cahillikten doğar; hastalıklar, kötülükler hep aynı noksandan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.” (Banarlı 2004, 237) Zaten Yusuf Has Hacip “mutluluğun temel şartı olarak bilgili olma(yı) göster(ir). İnsan ancak bilgi sahibi olursa uygun davranışları anlar, yapar, mutlu olur.” (Akyüz 2018, 34) Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’de üzerinde durduğu konulardan biri de dildir. “Çok dinle, iyi dinle; az söyle ancak akıllıca söyle.” (Çağbayır 2012, 43) diyen yazara göre dil, bilginin aracı olduğundan önemsenmelidir.
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’in çeşitli yerlerinde çocuk eğitimine ilişkin görüşler de ileri sürer: “İster oğul ister kız olsun ona bilgi ve eğitim ver. Bu bilgi ve eğitim onlara her iki dünyada da gerekli olur.” (Çağ bayır 2012, 185) Eğitim hakkında bugün de uygulanacak kadar doğru ve ders verici bu hikmetler, Kutadgu Bilig’i Türk eğitim tarihi açısından değerli kılar.
KAŞGARLI MAHMUT
Divan-ü Lügâti’t-Türk’ün yazarı ve çok yönlü bir bilim adamı olan Kaşgarlı Mahmut hakkında bilinenler sınırlıdır. XI. yüzyılın başlarında Kaşgar’da doğduğu ve yüzyılın sonlarına doğru öldüğü tahmin edilmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan Divanü Lügâti’t-Türk, Türkçe-Arapça ansiklopedik bir sözlüktür. Kaşgarlı Mahmut “Türk diliyle Arap dilinin at başı yürüdükleri bilinsin.” (Banarlı 2004, 241) diyerek Divanü Lügâti’t-Türk’ü yazma amacını açıklar. Kaşgarlı Mahmut, eserde 7500 civarında Türkçe kelimeye dair açıklamalar yapar. Madde başlarını açıklarken maddi ve manevi kültür unsurundan yararlanır. Bu sebeple Divanü Lügâti’t-Türk; sav, sagu ve koşuk örnekleriyle bezelidir. Mesela “tag taga kawuşmas, kişi kişige kawuşur”(Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.) atasözü küçük ses değişikliğiyle günümüzde de kullanılmaktadır. Hiç şüphesiz bu edebi ürünler yanında dil öğretimi konusunda sunulan öneriler, Türk dili ve edebiyatı için olduğu kadar Türk kültürü ve eğitimi için de birer hazinedir. Kaşgarlı Mahmut’un dil öğretim yönteminin başlıca özellikleri şunlardır: “İlkin çok sayıda örnekten hareket edip kurala ulaşma yolunu izlemiş(tir). Dil öğrenmede örneklerin, metinlerin önemini çok iyi görmüş; örneklerini günlük hayattan, atasözlerinden, şiirlerden derlemiştir. Dil öğretirken Türk kültürünü tanıtma amacı gütmüş, bu konuya özel bir önem vermiştir. Dil öğretiminde tekrarın önemini çok iyi kavradığından, önceden geçen bir kuralı gerektiğinde hatırlatmaktan çekinmemiştir.” (Akyüz 2018, 34)