
İlk defa bir kaymakam ‘ben burdayım’ diyor, iz bırakacağı sinyalini veriyor..
Ziyadesiyle pek müşerref olduk!

‘’Palandöken kaymakamlarını bir gelirken bir de giderken görüyor, biliyoruz’’ demiştim bir süre önce bu sütunlarda. Hoş Yakutiye ve Aziziye ilçe kaymakamları da öyle ama en çok da Palandöken kaymakamlarına takıktım niyeyse! Sanıyorum bu Erzurum ile adı artık özleşen Palandöken’den kaynaklanıyor biraz da. Hem bu gelmiş, geçmiş Palandöken kaymakamlarını eleştirmemin bir sebebi de oturdukları, hizmet ettikleri yerin Yakutiye alanında olmasıydı herhalde. Kaymakamı, kaymakamlık hizmetleri Palandöken’de olması gereken Yakutiye’deydi, buradan yürütülüyordu, kimse ‘yükünü elletmiyordu’ ve bu durum fevkalede can sıkıcıydı. Çoğu zaman Palandöken sakinlerinin bu konuda yakınmaları da oluyordu ama maalesef gelmiş, geçmiş kaymakamlar bunu çok da dikkate almıyor, anı yaşamanın keyfini çıkartıyorlardı. O açıdan en son yeni atanan Palandöken kaymakamı Uğur Tutkan’ı ziyaret eden Milletvekili İbrahim Aydemir’in bir paylaşımı sonrasında eleştirimi yapmış, ‘’Sevgili kaymakamımızın geldiği haberini bu sayede gördük, yazdık, sanıyorum bir sonraki haberini de gittiğinde yazmış olacağız’’ demiştim.

Bir telefon aldım geçtiğimiz günler. Arayan Palandöken kaymakamıydı. İadeyi ziyaretine gittiği Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı’nın odasından arıyordu. Gayet kibar bir dille, yazıyı okuduğunu, eleştirileri kabul ettiğini, biraraya gelme düşüncesini dile getiriyordu. Önceki gün akşam Palandöken’de ki oteli restorasyonda olan Büyükşehir’e ait Snowdora Kafe’de buluştuk sayın kaymakamımızla. Zafer Aynalı bey de iştirak etti bu buluşmamızda. Bir defa güleç, cana yakın, sosyal, diyaloğa, eleştirilere açık, heyecanlı ve de samimi bir insan gördüm karşımda. Öyle diğerleri gibi sıradan olmayacağı, iz bırakacağı belli. Kendisine bağlı olan kurumları ziyaretlere başlamış, nerede sorun varsa çözümü cihetine gidiyor. Palandöken’de kaymakamlık binası için şimdiden kolları sıvadığını öğrendiğim, yerini bile tespit ettiğini anladığım genç kaymakamımız Tutkan’ı ben çok tuttum! Eşi diş hekimi, iki çocuk babası. 1989 Kağızman doğumlu ama uzun yıllar Bodrum’da yaşamış. En son Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde kaymakamlık yapmış. O kadarını söyleyeyim, bu kaymakam kesinlikle ilk’lerin de kaymakamı olacak. Bu benim son kararımdır.
Deli düzün ortasında limuzin!
Çıplak gözle gördüğüm ilk limuzin bu olsa gerek. Hem de nerede biliyor musunuz, deli düzün ortasında. Zafer Ergüney ve Ayhan Buzlak ağabeyler ile birlikte güreş şampiyonasını izlemek üzere Uzundere’ye giderken, Tortum’un çıkışı, Aksukapı’nın girişinde gördüm tam da. Etrafında büyük bir otlarla kaplı boşluk ortasında bulduğumuz limuzin, belli ki arızasından dolayı orada öylece bırakılmış, ama yoldan geçenler için, önünde hatıra fotoğrafı çektirilen kıyetli bir metadan farksızdı. Ön tarafları balonlar ile süslenmiş, büyük bir ihtimalle daha önce düğün aracı olarak kullanılmış. Beyaz renkli Amerikan menşeli limuzinin kaç metre olduğu konusunda herbirimizden farklı sesler çıkınca ben elimde de mezura olmadığı için adım hesabıyla bir yere varmak istedim. Tam tamına 14 adım saydığıma göre bu araç yaklaşık 7 metre uzunluğunda olmalıydı. Zaten otoriteler de genelde Amerika’da işadamı ve ünlü sanatçılar kullanırken gördüğümüz en uzun limuzinin de 7 metre olduğunu en azından ben bilmesem de, Gogol bey biliyor, söylüyor! Kapıları kapalı olduğu için içine girme imkanım olmadı ama en azından dünya gözü ile bir limuzini yakından gördüm, elimi sürdüm ya, o bana yeter de artar bile!


Tuncer Aktaş’ın veliahtı yeğen!
Daha düne kadar Erzurum’da Avukat denince ilk akla gelen 3-5 isimden biriydi Tuncer Aktaş. Vefatının dördüncü yılında da kaybına alışamadığımız, bir şekilde yine adını andığımız Avukat Tuncer Aktaş’ın çocukları hukuk tercihi yapmadı ama o aileden biri artık o cüppeden giydi. Tuncer Aktaş’ın kardeşi Şahin Aktaş’ın oğlu Umutcan Aktaş, yemin ederek cüppe giydi, mesleğe ilk adımını attı. Amcası Tuncer Aktaş’ın veliahtı olarak bilinen Umutcan Aktaş, diploması ile mezarına gidip fatiha edip, avukatlık yeminine bağlı kalacağına dair söz verdiği amcasından kalan bazı dosyaları da üstlendi, onun yerine dava görecek, savunma yapacak.
İspir fasulyesi karaborsada!
Artık nasıl öylesine bir nam salmış ise, İspir fasulyesi karaborsaya düşmüş de haberimiz yok. Gerek ekim alanlarının dar olması ve gerekse bu sezon bazı hastalıklar yüzünden İspir’de fasulye rekoltesi son derece az oldu. Çok erkenden de sökümü gerçekleşen fasulye, daha tarladayken satılınca, ilaç için bile 1 kilo isteseniz dahi bulunmaz duruma geldi. Böyle bir durumda ister istemez de kimin elinde ne kadar varsa da fiyatı son derece astronomik seviyelere kadar çıkmış. Hatta bir rivayete göre şu an el altından karaborsada 130 liraya bile satılır hal almış. İspir Belediye Başkanı Ahmet Coşkun ile konuştum bu konuyu, karaborsayı doğruladı. Coşkun, ‘’Şu an istense de kolay kolay bulunmuyor. Bulunsa bile 130 liradan satıldığı doğrudur’’ dedi. Ancak başkana göre rekolte miktarının az olması sebebiyle bazı bölgelerin fasulyesinin İspir fasulyesi diye satıldığını belirtti, bunun da çok istemelerine rağmen önüne geçemediklerinden yakındı ki, bunu biz de zaman zaman tespit ediyoruz..


Zekai Paşa bulvar açılışına geliyor!
15 Temmuz hain darbe girişiminin sembollerinden biridir Zekai Aksakallı paşa. 2013 2017 yılları arasında Özel Kuvvetler Komutanı olarak görev yapan 1962 Erzurum doğumlu Zekai Aksakallı paşa, bir süre önce emekli oldu. İstanbul’a yerleşen ancak her fırsatta doğum yeri olan Erzurum’u da unutmayan, fırsat buldukça sıla-ı rahim yapan Zekai paşanın ismi burada bir caddeye verildi. Nenehatun evlerinin altında Dadaşköy’e giden bulvara adı verilen Aksakallı paşa, bulvarın açılışına da davet edildi. Önümüzdeki günlerde açılışı yapılacak olan bulvar, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı prestij bulvarlarından biri..
22’nci mağazasını Ordu’da açtılar, kimseden tık yok!
İnsan bir teşekkür eder!
Türkiye’nin kayak, dağcılık ve kamp malzemeleri bakımından öncü firmalardan olan, yerli ve milli olduğu kadar hemşehrilerimizin işletmesi olduğu için de gurur duyduğumuz Kar Spor firması, 22’nci şubesini de Ordu’da açtı. Hınıs eski belediye başkanlarından Süleyman Sekmen’in oğlu Emre Sekmen’in bayisi olduğu Kar Spor’un mağaza açılışına Ordu’nun üst düzey yöneticileri katıldı. 150 metre kare alan üzerinde ki Fidagor Caddesinde açılışı gerçekleşen mağaza ile Kar Spor bir gurur daha yaşadı, yaşattı. Ne varki şube sayısını her geçen gün artıran, Erzurum ekonomisine de önemli katkıları olan firmaya kendi şehrinden bir teşekkür eden olmaması, hem garip hem de üzücü. Özellikle siyasilerin, sivil toplum örgütlerinin, daha ötesi Ticaret Odası’nın böylesine büyüyen bir kurumu yaptığı atılım ve yatırımlarından ötürü tebrik dahi etmemesi, herşeyden önce büyük bir haksızlık ve de nezaketsizlik. Firma sahipleri plaketler, ödüller falan beklemiyor zaten. Bire kuru teşekkürün dahi onları mutlu edeceğine inanıyorum. Böyle bir yaklaşımın gerek çalışan ve gerekse kurum üzerinde performans artışı sağlayacağını da ben değil, uzmanları diyor zaten. Bu bağlamda insan bir teşekkür eder bari demem de o yüzdendir.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesin üç kişiliği vardır. Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı! (Alphonse Karr)
DUVARIN DİLİ : Bir seni sevdim, bir de seni sevmeyi!
Ziyadesiyle pek müşerref olduk!

‘’Palandöken kaymakamlarını bir gelirken bir de giderken görüyor, biliyoruz’’ demiştim bir süre önce bu sütunlarda. Hoş Yakutiye ve Aziziye ilçe kaymakamları da öyle ama en çok da Palandöken kaymakamlarına takıktım niyeyse! Sanıyorum bu Erzurum ile adı artık özleşen Palandöken’den kaynaklanıyor biraz da. Hem bu gelmiş, geçmiş Palandöken kaymakamlarını eleştirmemin bir sebebi de oturdukları, hizmet ettikleri yerin Yakutiye alanında olmasıydı herhalde. Kaymakamı, kaymakamlık hizmetleri Palandöken’de olması gereken Yakutiye’deydi, buradan yürütülüyordu, kimse ‘yükünü elletmiyordu’ ve bu durum fevkalede can sıkıcıydı. Çoğu zaman Palandöken sakinlerinin bu konuda yakınmaları da oluyordu ama maalesef gelmiş, geçmiş kaymakamlar bunu çok da dikkate almıyor, anı yaşamanın keyfini çıkartıyorlardı. O açıdan en son yeni atanan Palandöken kaymakamı Uğur Tutkan’ı ziyaret eden Milletvekili İbrahim Aydemir’in bir paylaşımı sonrasında eleştirimi yapmış, ‘’Sevgili kaymakamımızın geldiği haberini bu sayede gördük, yazdık, sanıyorum bir sonraki haberini de gittiğinde yazmış olacağız’’ demiştim.

Bir telefon aldım geçtiğimiz günler. Arayan Palandöken kaymakamıydı. İadeyi ziyaretine gittiği Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı’nın odasından arıyordu. Gayet kibar bir dille, yazıyı okuduğunu, eleştirileri kabul ettiğini, biraraya gelme düşüncesini dile getiriyordu. Önceki gün akşam Palandöken’de ki oteli restorasyonda olan Büyükşehir’e ait Snowdora Kafe’de buluştuk sayın kaymakamımızla. Zafer Aynalı bey de iştirak etti bu buluşmamızda. Bir defa güleç, cana yakın, sosyal, diyaloğa, eleştirilere açık, heyecanlı ve de samimi bir insan gördüm karşımda. Öyle diğerleri gibi sıradan olmayacağı, iz bırakacağı belli. Kendisine bağlı olan kurumları ziyaretlere başlamış, nerede sorun varsa çözümü cihetine gidiyor. Palandöken’de kaymakamlık binası için şimdiden kolları sıvadığını öğrendiğim, yerini bile tespit ettiğini anladığım genç kaymakamımız Tutkan’ı ben çok tuttum! Eşi diş hekimi, iki çocuk babası. 1989 Kağızman doğumlu ama uzun yıllar Bodrum’da yaşamış. En son Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde kaymakamlık yapmış. O kadarını söyleyeyim, bu kaymakam kesinlikle ilk’lerin de kaymakamı olacak. Bu benim son kararımdır.
Deli düzün ortasında limuzin!
Çıplak gözle gördüğüm ilk limuzin bu olsa gerek. Hem de nerede biliyor musunuz, deli düzün ortasında. Zafer Ergüney ve Ayhan Buzlak ağabeyler ile birlikte güreş şampiyonasını izlemek üzere Uzundere’ye giderken, Tortum’un çıkışı, Aksukapı’nın girişinde gördüm tam da. Etrafında büyük bir otlarla kaplı boşluk ortasında bulduğumuz limuzin, belli ki arızasından dolayı orada öylece bırakılmış, ama yoldan geçenler için, önünde hatıra fotoğrafı çektirilen kıyetli bir metadan farksızdı. Ön tarafları balonlar ile süslenmiş, büyük bir ihtimalle daha önce düğün aracı olarak kullanılmış. Beyaz renkli Amerikan menşeli limuzinin kaç metre olduğu konusunda herbirimizden farklı sesler çıkınca ben elimde de mezura olmadığı için adım hesabıyla bir yere varmak istedim. Tam tamına 14 adım saydığıma göre bu araç yaklaşık 7 metre uzunluğunda olmalıydı. Zaten otoriteler de genelde Amerika’da işadamı ve ünlü sanatçılar kullanırken gördüğümüz en uzun limuzinin de 7 metre olduğunu en azından ben bilmesem de, Gogol bey biliyor, söylüyor! Kapıları kapalı olduğu için içine girme imkanım olmadı ama en azından dünya gözü ile bir limuzini yakından gördüm, elimi sürdüm ya, o bana yeter de artar bile!


Tuncer Aktaş’ın veliahtı yeğen!
Daha düne kadar Erzurum’da Avukat denince ilk akla gelen 3-5 isimden biriydi Tuncer Aktaş. Vefatının dördüncü yılında da kaybına alışamadığımız, bir şekilde yine adını andığımız Avukat Tuncer Aktaş’ın çocukları hukuk tercihi yapmadı ama o aileden biri artık o cüppeden giydi. Tuncer Aktaş’ın kardeşi Şahin Aktaş’ın oğlu Umutcan Aktaş, yemin ederek cüppe giydi, mesleğe ilk adımını attı. Amcası Tuncer Aktaş’ın veliahtı olarak bilinen Umutcan Aktaş, diploması ile mezarına gidip fatiha edip, avukatlık yeminine bağlı kalacağına dair söz verdiği amcasından kalan bazı dosyaları da üstlendi, onun yerine dava görecek, savunma yapacak.
İspir fasulyesi karaborsada!
Artık nasıl öylesine bir nam salmış ise, İspir fasulyesi karaborsaya düşmüş de haberimiz yok. Gerek ekim alanlarının dar olması ve gerekse bu sezon bazı hastalıklar yüzünden İspir’de fasulye rekoltesi son derece az oldu. Çok erkenden de sökümü gerçekleşen fasulye, daha tarladayken satılınca, ilaç için bile 1 kilo isteseniz dahi bulunmaz duruma geldi. Böyle bir durumda ister istemez de kimin elinde ne kadar varsa da fiyatı son derece astronomik seviyelere kadar çıkmış. Hatta bir rivayete göre şu an el altından karaborsada 130 liraya bile satılır hal almış. İspir Belediye Başkanı Ahmet Coşkun ile konuştum bu konuyu, karaborsayı doğruladı. Coşkun, ‘’Şu an istense de kolay kolay bulunmuyor. Bulunsa bile 130 liradan satıldığı doğrudur’’ dedi. Ancak başkana göre rekolte miktarının az olması sebebiyle bazı bölgelerin fasulyesinin İspir fasulyesi diye satıldığını belirtti, bunun da çok istemelerine rağmen önüne geçemediklerinden yakındı ki, bunu biz de zaman zaman tespit ediyoruz..


Zekai Paşa bulvar açılışına geliyor!
15 Temmuz hain darbe girişiminin sembollerinden biridir Zekai Aksakallı paşa. 2013 2017 yılları arasında Özel Kuvvetler Komutanı olarak görev yapan 1962 Erzurum doğumlu Zekai Aksakallı paşa, bir süre önce emekli oldu. İstanbul’a yerleşen ancak her fırsatta doğum yeri olan Erzurum’u da unutmayan, fırsat buldukça sıla-ı rahim yapan Zekai paşanın ismi burada bir caddeye verildi. Nenehatun evlerinin altında Dadaşköy’e giden bulvara adı verilen Aksakallı paşa, bulvarın açılışına da davet edildi. Önümüzdeki günlerde açılışı yapılacak olan bulvar, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı prestij bulvarlarından biri..
22’nci mağazasını Ordu’da açtılar, kimseden tık yok!
İnsan bir teşekkür eder!
Türkiye’nin kayak, dağcılık ve kamp malzemeleri bakımından öncü firmalardan olan, yerli ve milli olduğu kadar hemşehrilerimizin işletmesi olduğu için de gurur duyduğumuz Kar Spor firması, 22’nci şubesini de Ordu’da açtı. Hınıs eski belediye başkanlarından Süleyman Sekmen’in oğlu Emre Sekmen’in bayisi olduğu Kar Spor’un mağaza açılışına Ordu’nun üst düzey yöneticileri katıldı. 150 metre kare alan üzerinde ki Fidagor Caddesinde açılışı gerçekleşen mağaza ile Kar Spor bir gurur daha yaşadı, yaşattı. Ne varki şube sayısını her geçen gün artıran, Erzurum ekonomisine de önemli katkıları olan firmaya kendi şehrinden bir teşekkür eden olmaması, hem garip hem de üzücü. Özellikle siyasilerin, sivil toplum örgütlerinin, daha ötesi Ticaret Odası’nın böylesine büyüyen bir kurumu yaptığı atılım ve yatırımlarından ötürü tebrik dahi etmemesi, herşeyden önce büyük bir haksızlık ve de nezaketsizlik. Firma sahipleri plaketler, ödüller falan beklemiyor zaten. Bire kuru teşekkürün dahi onları mutlu edeceğine inanıyorum. Böyle bir yaklaşımın gerek çalışan ve gerekse kurum üzerinde performans artışı sağlayacağını da ben değil, uzmanları diyor zaten. Bu bağlamda insan bir teşekkür eder bari demem de o yüzdendir.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesin üç kişiliği vardır. Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı! (Alphonse Karr)
DUVARIN DİLİ : Bir seni sevdim, bir de seni sevmeyi!