
Hangi yürek vardır ki şehit haberi duyunca yanmasın. Hangi vicdan vardır ki bir saldırı sonrası kara toprağa düşen genç bedenler için sızlamasın.
Her şehit haberi milyonlarca insanın canını, yüreğini yakar, kor düşürür. Önce sayı olarak yer alırlar bültenlerde 3 şehit, 5 yaralı diye, sonra isimleri tek tek sıralanır. Türk Bayrağı’na sarılı tabutları gelir musalla taşına, gözyaşları sel olur akar...
Hepimiz o şehitlere ağıtlar yakar geride kalan yaralılar için ‘çok şükür’ deriz, oysa gerçek çok daha acıdır.
İşte o 5 yaralı var ya şehit olmadıkları için şükrettiğimiz o yaralılar, işte onlar hiç de bizim gibi düşünmezler.
Çünkü o saldırıda ya bacaklarını, ya ellerini, ya gözlerini kaybetmişlerdir. Onlar için ömürlerinin geri kalanı ölümden beterdir. Bir süre aranıp sorulurlar, ne de olsa kurtuldular, canları sağdır. Sonra kaderleri ile baş başa kalırlar.
Düne kadar dağlarda bu ülkenin evlatları rahat etsin diye, hainlerin ayağı bu kutsal topraklara basmasın diye göğüs göğse çarpışan aslan parçaları, geri kalan hayatlarında engellidir.
Kabul edelim ya da etmeyelim, gazilere verilen değer sözdedir. Sadece belirli günlerde akıllara gelirler. İki satır yazı ile onurlarına verilen yemekle hatırlanırlar, sonrası yoktur.
Devlet onlara ne vermiş ise onla yetinirler, asaletlerinden dolayı ses çıkarmazlar. Bir maaş bağlanır o da duruma göre, gerisi o gazi ve ailesinin maharetine kalmıştır.
Zordur bu ülke gazi olmak. Zordur vatan için çarpışarak yara almak, sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşamak, toplumdan kopmak, yalnızlaşmak.
Bu nedenledir ki her saldırı sonrası yaptığımız haberlerde canım iki defa yanar, hem şehit olana hem geride kalana.
Zordur bu ülkede gazi yakını olmak. Şehit yakınlarının yüreği bir daha evlatlarını göremeyecekleri için yanar, kavrulur. Gazi yakınları ise ilk duydukları acıyı bir ömür yaşar. Biz dua eder, şükrederiz yaralı olarak kurtuldukları için, oysa gaziler ölmekten beterdir.
Bırakın canının yanmasını bırakın engelli olarak hayata devam etmesini, onlar her gün o saldırı anı ile uyanıp o saldırı anı ile yaşarlar.
Dedim ya zordur bu ülkede gazi olmak, sadece bir günde hatırlanmak, iki satır yazı ile… ‘Gaziler Gününüz Kutlu Olsun’ eğer kutlu ve mutlu kalabiliyorsanız…
Her şehit haberi milyonlarca insanın canını, yüreğini yakar, kor düşürür. Önce sayı olarak yer alırlar bültenlerde 3 şehit, 5 yaralı diye, sonra isimleri tek tek sıralanır. Türk Bayrağı’na sarılı tabutları gelir musalla taşına, gözyaşları sel olur akar...
Hepimiz o şehitlere ağıtlar yakar geride kalan yaralılar için ‘çok şükür’ deriz, oysa gerçek çok daha acıdır.
İşte o 5 yaralı var ya şehit olmadıkları için şükrettiğimiz o yaralılar, işte onlar hiç de bizim gibi düşünmezler.
Çünkü o saldırıda ya bacaklarını, ya ellerini, ya gözlerini kaybetmişlerdir. Onlar için ömürlerinin geri kalanı ölümden beterdir. Bir süre aranıp sorulurlar, ne de olsa kurtuldular, canları sağdır. Sonra kaderleri ile baş başa kalırlar.
Düne kadar dağlarda bu ülkenin evlatları rahat etsin diye, hainlerin ayağı bu kutsal topraklara basmasın diye göğüs göğse çarpışan aslan parçaları, geri kalan hayatlarında engellidir.
Kabul edelim ya da etmeyelim, gazilere verilen değer sözdedir. Sadece belirli günlerde akıllara gelirler. İki satır yazı ile onurlarına verilen yemekle hatırlanırlar, sonrası yoktur.
Devlet onlara ne vermiş ise onla yetinirler, asaletlerinden dolayı ses çıkarmazlar. Bir maaş bağlanır o da duruma göre, gerisi o gazi ve ailesinin maharetine kalmıştır.
Zordur bu ülke gazi olmak. Zordur vatan için çarpışarak yara almak, sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşamak, toplumdan kopmak, yalnızlaşmak.
Bu nedenledir ki her saldırı sonrası yaptığımız haberlerde canım iki defa yanar, hem şehit olana hem geride kalana.
Zordur bu ülkede gazi yakını olmak. Şehit yakınlarının yüreği bir daha evlatlarını göremeyecekleri için yanar, kavrulur. Gazi yakınları ise ilk duydukları acıyı bir ömür yaşar. Biz dua eder, şükrederiz yaralı olarak kurtuldukları için, oysa gaziler ölmekten beterdir.
Bırakın canının yanmasını bırakın engelli olarak hayata devam etmesini, onlar her gün o saldırı anı ile uyanıp o saldırı anı ile yaşarlar.
Dedim ya zordur bu ülkede gazi olmak, sadece bir günde hatırlanmak, iki satır yazı ile… ‘Gaziler Gününüz Kutlu Olsun’ eğer kutlu ve mutlu kalabiliyorsanız…