
Elli dört farzdan otuzuncu farz suizandan[1] kaçınmaktır.
Allahü teâla buyurdu:
“Yâ eyyuhâlleżîne âmenûctenibû keśîran minezzanni inne ba’dazzanni iśmun velâ tecessesû velâ yaġteb ba’dukum ba’dâ eyuhibbu ehadukum en yekule lahme eḣîhi meyten fekerihtumûhu vettekûllâh innallâhe tevvâbun rahîm / Ey iman edenler! Zandan çok sakınınız. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıplarını araştırmayınız. Birbirinizin arkasından gıybet etmeyiniz. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bakın, bundan tiksindiniz. Allah'a saygı duyunuz. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul edendir; merhamet sahibidir.” (Hucurât 12)
Resulullah (sav) Efendimiz ise şu uyarılarda bulundu:
“(Allahü teâla buyurdu:) Ben, kulumun, bana zannı gibiyim.”
“Her biriniz Allah’a hüsnüzan ederek ölsün.”
“Kerem-i Bari üzerine ve halk üzerine hüsnüzan itmek ibadettir.”
Hüsnü zan imandandır. Bunun için denilmiştir ki; “Mümine layık olan nefsine suizan edip başkasına hüsnüzan da bulunmaktır.”
Suizan kesinlikten ve delilden yoksun bir söz; hislerle üretilen olumsuz bir algıdır. Birisi hakkında konuşurken düşünmeli: ya zannedildiği gibi değilse, hakkında yargı üretilen insanın ya hakkı hukuku çiğnendiyse, ya ona iftira atıldıysa!
Düşmanlıkların, kinin, nefretin, iletişimsizliğin birçoğu suizanlardan doğar ve beslenir.
Rasulullah’ın (sav), diğer ikazlarıysa şöyledir: “Suizandan kaçının; çünkü suizan, yalancılıktır. Din kardeşlerinizin gizli işlerini araştırmayın, kulaklarınızla da takip etmeyin; kardeş olun!”
"Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın; zira kim müslümanların ayıplarını araştırırsa, Allah Teâlâ da onun ayıbını takip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve rüsva eder."
Kötü zanna düşmek küfürdür.
Zan; kısa görüşlülüktür.
Zan; şüphe meydana getirir, bu da şeytanlıktır.
Nitekim şeytan demiş: “Kötü zan sahibi olan kişi, yüz nişan da olsa doğruyu işitmez.” (Mesnevi)
Kışı zannını söylerken gerçeği söylüyormuş, sözünde isabet etmiş gibi bir de sarhoşvari bir sersemliğe kapılır. Oysa yargı içeren söz güneş gibi açık olmalıdır!
“Bilginin iki kanadı vardır, şüpheninse tek. Zan noksandır, uçmaz. Tek kanatlı kuş, çabucak baş aşağı düşer. Sonra uçmaya savaşır, ama ya iki adımlık bir yer aşabilir, ya birazcık daha fazla. Şüphe kuşu düşe kalka ümit yuvasına tek kanatla uçmaya savaşır. Fakat şüpheden kurtuldu da bilgi sahibi oldu mu o tek kanatlı kuş iki kanatlı kesilir. Kanatlarını açar. Ondan sonra yüzüstü, eğri büğrü değil, doğru yolda güzelce uçar gider.” (Mesnevi)
[1] Suizan; birisi hakkında bilgiye belgeye dayanmayan, ihtimal üzerine, kötü düşünceler ileri sürmektir. Suizan bir ön yargıdır; bazen insanlara karşı bazen de Allah teâlâya karşı yapılır. Mesela Allah için, ‘istedim vermedi, duamı kabul etmiyor, sanmam ki onu affetsin!’ vb. ifadeler suizandır. Bu tür yargılar olumsuz sonuçlar doğurur. Suizannın karşıtı ise hüsnüzandır. Hüsnüzan; iyi niyetlilik, bilgi ve belge olmadan yargı üretmeme, olgun davranış demektir. Nasıl kötü ahlaklılar suizan sahibi kimselerse, güzel ahlaklılar da hüsnüzan sahibi kimselerdir.
Allahü teâla buyurdu:
“Yâ eyyuhâlleżîne âmenûctenibû keśîran minezzanni inne ba’dazzanni iśmun velâ tecessesû velâ yaġteb ba’dukum ba’dâ eyuhibbu ehadukum en yekule lahme eḣîhi meyten fekerihtumûhu vettekûllâh innallâhe tevvâbun rahîm / Ey iman edenler! Zandan çok sakınınız. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıplarını araştırmayınız. Birbirinizin arkasından gıybet etmeyiniz. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bakın, bundan tiksindiniz. Allah'a saygı duyunuz. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul edendir; merhamet sahibidir.” (Hucurât 12)
Resulullah (sav) Efendimiz ise şu uyarılarda bulundu:
“(Allahü teâla buyurdu:) Ben, kulumun, bana zannı gibiyim.”
“Her biriniz Allah’a hüsnüzan ederek ölsün.”
“Kerem-i Bari üzerine ve halk üzerine hüsnüzan itmek ibadettir.”
Hüsnü zan imandandır. Bunun için denilmiştir ki; “Mümine layık olan nefsine suizan edip başkasına hüsnüzan da bulunmaktır.”
Suizan kesinlikten ve delilden yoksun bir söz; hislerle üretilen olumsuz bir algıdır. Birisi hakkında konuşurken düşünmeli: ya zannedildiği gibi değilse, hakkında yargı üretilen insanın ya hakkı hukuku çiğnendiyse, ya ona iftira atıldıysa!
Düşmanlıkların, kinin, nefretin, iletişimsizliğin birçoğu suizanlardan doğar ve beslenir.
Rasulullah’ın (sav), diğer ikazlarıysa şöyledir: “Suizandan kaçının; çünkü suizan, yalancılıktır. Din kardeşlerinizin gizli işlerini araştırmayın, kulaklarınızla da takip etmeyin; kardeş olun!”
"Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın; zira kim müslümanların ayıplarını araştırırsa, Allah Teâlâ da onun ayıbını takip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve rüsva eder."
Kötü zanna düşmek küfürdür.
Zan; kısa görüşlülüktür.
Zan; şüphe meydana getirir, bu da şeytanlıktır.
Nitekim şeytan demiş: “Kötü zan sahibi olan kişi, yüz nişan da olsa doğruyu işitmez.” (Mesnevi)
Kışı zannını söylerken gerçeği söylüyormuş, sözünde isabet etmiş gibi bir de sarhoşvari bir sersemliğe kapılır. Oysa yargı içeren söz güneş gibi açık olmalıdır!
“Bilginin iki kanadı vardır, şüpheninse tek. Zan noksandır, uçmaz. Tek kanatlı kuş, çabucak baş aşağı düşer. Sonra uçmaya savaşır, ama ya iki adımlık bir yer aşabilir, ya birazcık daha fazla. Şüphe kuşu düşe kalka ümit yuvasına tek kanatla uçmaya savaşır. Fakat şüpheden kurtuldu da bilgi sahibi oldu mu o tek kanatlı kuş iki kanatlı kesilir. Kanatlarını açar. Ondan sonra yüzüstü, eğri büğrü değil, doğru yolda güzelce uçar gider.” (Mesnevi)
[1] Suizan; birisi hakkında bilgiye belgeye dayanmayan, ihtimal üzerine, kötü düşünceler ileri sürmektir. Suizan bir ön yargıdır; bazen insanlara karşı bazen de Allah teâlâya karşı yapılır. Mesela Allah için, ‘istedim vermedi, duamı kabul etmiyor, sanmam ki onu affetsin!’ vb. ifadeler suizandır. Bu tür yargılar olumsuz sonuçlar doğurur. Suizannın karşıtı ise hüsnüzandır. Hüsnüzan; iyi niyetlilik, bilgi ve belge olmadan yargı üretmeme, olgun davranış demektir. Nasıl kötü ahlaklılar suizan sahibi kimselerse, güzel ahlaklılar da hüsnüzan sahibi kimselerdir.