
Elli dört farzdan kırk yedinci farz yetimi korumaktır.
Allahu teâla buyurdu:
“Veâtûlyetâmâ emvâlehum velâ tetebeddelûlḣabîśe bittayyib velâ tekulû emvâlehum ilâ emvâlikum innehu kâne hûben kebîrâ. / Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak (kendi malınızmış gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günahtır.” (Nisâ 2)
“Yani, yetimlerin yaşı küçük olduğu sürece onların malını sadece onlar için harcayın ve gerekli yaşa ulaştıklarında onların hakkı olan mallarını geri verin. Bu, anlamı çok geniş olan bir cümle: Gelirinizi yasak olan hiçbir yolla pisliğe bulamayın, anlamına gelebildiği gibi; kendi değersiz şeylerinizi, yetimlerin değerli şeyleri ile değiştirmeyin, anlamına da gelebilir.” (Tefhimü-l Kuran)
“Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.“ (Fecr 17)
“Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” (İnsan 8)
“Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.” (Beled 16)
“Seni yetim bulup da barındırmadı mı?” (Duha 6)
Resulullah (sav) ise şu uyarıda bulundu:
“Bir kimse nefsine uyup yetimin hakkına tecavüz etse Alla azimüşşan o kişinin hasmı olur; bir kişiye Allah azimüşşan husumet ettiğinde ona cehennem azabı vacip olur.”
“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette (şehadet parmağı ile orta parmağını uzatarak) şöyle yan yana bulunacağız."
"Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır."
"Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâla onu mutlaka cennete koyar."
Ebu Hureyre (ra) Resulullah (sav)’den nakletti:
“Müslümanın hayırlı evi, evinde yetim olan ve o yetimlere ihsan edilen evdir; hayırsız ev ise içinde yetimler bulunan ve kendilerine kötü davranılan evidir.”
*
“İslâm dini, yetimlere iyi davranılmasını, onların mallarının korunmasına son derece önem vermiştir. Kuran-ı Kerîm'in yirmi bir yerinde doğrudan veya dolaylı olarak yetimlerin gözetilmesi emredilmektedir. Bu âyetlerden birisinde şöyle buyurulmaktadır:
‘Gerçek, yetimlerin mallarını haksız (ve haram) olarak yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir.’. (Nisâ, 4/10).
Hz. Peygamber de bir hadisinde; yetim malı yemeyi insanı helâk eden yedi büyük günah arasında saymıştır. (Buharî, Vesâya, 23)
Allahu teâla buyurdu:
“Veâtûlyetâmâ emvâlehum velâ tetebeddelûlḣabîśe bittayyib velâ tekulû emvâlehum ilâ emvâlikum innehu kâne hûben kebîrâ. / Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak (kendi malınızmış gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günahtır.” (Nisâ 2)
“Yani, yetimlerin yaşı küçük olduğu sürece onların malını sadece onlar için harcayın ve gerekli yaşa ulaştıklarında onların hakkı olan mallarını geri verin. Bu, anlamı çok geniş olan bir cümle: Gelirinizi yasak olan hiçbir yolla pisliğe bulamayın, anlamına gelebildiği gibi; kendi değersiz şeylerinizi, yetimlerin değerli şeyleri ile değiştirmeyin, anlamına da gelebilir.” (Tefhimü-l Kuran)
“Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.“ (Fecr 17)
“Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” (İnsan 8)
“Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.” (Beled 16)
“Seni yetim bulup da barındırmadı mı?” (Duha 6)
Resulullah (sav) ise şu uyarıda bulundu:
“Bir kimse nefsine uyup yetimin hakkına tecavüz etse Alla azimüşşan o kişinin hasmı olur; bir kişiye Allah azimüşşan husumet ettiğinde ona cehennem azabı vacip olur.”
“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette (şehadet parmağı ile orta parmağını uzatarak) şöyle yan yana bulunacağız."
"Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır."
"Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâla onu mutlaka cennete koyar."
Ebu Hureyre (ra) Resulullah (sav)’den nakletti:
“Müslümanın hayırlı evi, evinde yetim olan ve o yetimlere ihsan edilen evdir; hayırsız ev ise içinde yetimler bulunan ve kendilerine kötü davranılan evidir.”
*
“İslâm dini, yetimlere iyi davranılmasını, onların mallarının korunmasına son derece önem vermiştir. Kuran-ı Kerîm'in yirmi bir yerinde doğrudan veya dolaylı olarak yetimlerin gözetilmesi emredilmektedir. Bu âyetlerden birisinde şöyle buyurulmaktadır:
‘Gerçek, yetimlerin mallarını haksız (ve haram) olarak yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir.’. (Nisâ, 4/10).
Hz. Peygamber de bir hadisinde; yetim malı yemeyi insanı helâk eden yedi büyük günah arasında saymıştır. (Buharî, Vesâya, 23)