
Elli dört farzdan kırk sekizincisi malı hak etmeyene vermeyerek zayi olmaktan korumaktır.
Allahu teâla buyurdu:
“Velâ tutû-ssufehâe emvâlekumulletî ce’alallâhu lekum kiyâmen verzukûhum fîhâ veksûhum vekûlû lehum kavlen ma’rûfâ / Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermeyenlere vermeyiniz; o mallarla onları besleyiniz, giydiriniz ve onlara güzel söz söyleyiniz.” (Nisâ 5)
Miras yediler, dünya sarhoşları mal kıymeti biline kadar onların büyüklerinin o mala sahip olmaları dini bir emirdir.
“Bu ayetin anlamı çok geniş kapsamlıdır. Müslüman topluluğa, hayatın devam ettirilmesi için çok gerekli olan servetin, hiç bir zaman beyinsizlere ve onu doğru dürüst kullanmayı başaramayacak ehil olmayan kişilere verilmemesi gerektiği, çünkü bu tür kişilerin serveti israf ederek toplumun ekonomik ve kültürel sistemini, uzun dönemde de ahlâkî düzenini bozabileceği öğretilmektedir. Özel mülkiyet hakları mutlaka korunmalıdır, fakat aynı zamanda kişinin onu istediği şekilde sınırsızca kullanıp toplumu ifsad etmesine de izin verilmemelidir. Bir kişinin hayatî ihtiyaçları da söz konusu olduğunda bunlar karşılanmalıdır. Fakat kişinin bu hakkı zorlayarak, toplumunun ahlâkını, kültürünü ve ekonomik düzenini bozacak kadar ileri götürmesine izin verilmemelidir. Bu ayete göre, her servet sahibi kendi servetini birine emanet etmeden önce o kişinin ehil olup olmadığına dikkat etmelidir. Daha geniş planda ise İslâm devleti, kendi servetlerini kullanmaya ehil olmayanların veya kötü yollarda kullananların temel ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla, onların servetlerinin idaresini ele alabilir.” (Tefhimü-l Kuran)
*
Mal, Allahü teâlânın verdiği bir nimettir. Ahireti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve ahiret, mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabı mal ile kazanılır. Bedenin sıhhat, kuvvet bulması, mal ile olur. Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır; bu yüzden malın kıymetini bilmeyene mal teslim etmek ona yapılan bir kötülük olacaktır.
Süfyan-ı Sevri hazretleri, “Mal, insanın silahıdır. İnsan canını, sıhhatini, dinini ve şerefini mal ile korur” buyurdu.
Büyük bir nimet olan malı israf edecek kişinin eline vermek, Allahü teâlânın nimetine kıymet vermemek, nimetin elden çıkmasına göz yummak, küfran-ı nimet ve şükürsüzlüğe ortak olmaktır.
*
“Mal tohumdur, her çorak yere ekme; kılıcı her yol vurucunun eline verme…
Dini babadan bedava bir miras olarak buldun da onun için başını şükretmeden çevirdin. Miras yedi, mal kadrini ne bilsin? Rüstem can verdi, Zâl bedava şeref kazandı!..” (Mesnevi)
Allahu teâla buyurdu:
“Velâ tutû-ssufehâe emvâlekumulletî ce’alallâhu lekum kiyâmen verzukûhum fîhâ veksûhum vekûlû lehum kavlen ma’rûfâ / Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermeyenlere vermeyiniz; o mallarla onları besleyiniz, giydiriniz ve onlara güzel söz söyleyiniz.” (Nisâ 5)
Miras yediler, dünya sarhoşları mal kıymeti biline kadar onların büyüklerinin o mala sahip olmaları dini bir emirdir.
“Bu ayetin anlamı çok geniş kapsamlıdır. Müslüman topluluğa, hayatın devam ettirilmesi için çok gerekli olan servetin, hiç bir zaman beyinsizlere ve onu doğru dürüst kullanmayı başaramayacak ehil olmayan kişilere verilmemesi gerektiği, çünkü bu tür kişilerin serveti israf ederek toplumun ekonomik ve kültürel sistemini, uzun dönemde de ahlâkî düzenini bozabileceği öğretilmektedir. Özel mülkiyet hakları mutlaka korunmalıdır, fakat aynı zamanda kişinin onu istediği şekilde sınırsızca kullanıp toplumu ifsad etmesine de izin verilmemelidir. Bir kişinin hayatî ihtiyaçları da söz konusu olduğunda bunlar karşılanmalıdır. Fakat kişinin bu hakkı zorlayarak, toplumunun ahlâkını, kültürünü ve ekonomik düzenini bozacak kadar ileri götürmesine izin verilmemelidir. Bu ayete göre, her servet sahibi kendi servetini birine emanet etmeden önce o kişinin ehil olup olmadığına dikkat etmelidir. Daha geniş planda ise İslâm devleti, kendi servetlerini kullanmaya ehil olmayanların veya kötü yollarda kullananların temel ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla, onların servetlerinin idaresini ele alabilir.” (Tefhimü-l Kuran)
*
Mal, Allahü teâlânın verdiği bir nimettir. Ahireti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve ahiret, mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabı mal ile kazanılır. Bedenin sıhhat, kuvvet bulması, mal ile olur. Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır; bu yüzden malın kıymetini bilmeyene mal teslim etmek ona yapılan bir kötülük olacaktır.
Süfyan-ı Sevri hazretleri, “Mal, insanın silahıdır. İnsan canını, sıhhatini, dinini ve şerefini mal ile korur” buyurdu.
Büyük bir nimet olan malı israf edecek kişinin eline vermek, Allahü teâlânın nimetine kıymet vermemek, nimetin elden çıkmasına göz yummak, küfran-ı nimet ve şükürsüzlüğe ortak olmaktır.
*
“Mal tohumdur, her çorak yere ekme; kılıcı her yol vurucunun eline verme…
Dini babadan bedava bir miras olarak buldun da onun için başını şükretmeden çevirdin. Miras yedi, mal kadrini ne bilsin? Rüstem can verdi, Zâl bedava şeref kazandı!..” (Mesnevi)