
Aforizmalar (13)
Prof. Dr. Kamer Daron Acemoğlu’nun, 27 Kasım 2016 tarihli Hürriyet’in Pazar ekinde, bir röportajı yayınlandı. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurma kararını değerlendiren Acemoğlu, “Avrupa Birliği, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapadır. Bu çapayı elimizden kaçırmak üzereydik. Şimdi tamamen kaçırdık. Türkiye için iyi bir sonuç olmadı. Ayrımın büyümesi, hem ekonomik hem siyasi anlamda çok kötü” değerlendirmesini yaptı.
Merakıma mucip oldu? Acemoğlu, acaba neden Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapa olduğu benzetmesini yaptı? Sözlüğe baktım, çapa için şu anlamlar verilmiş: Çapalamak eylemi, tarlada, bahçelerde toprağı işlemek, kazmak için kullanılan, ağaç saplı, keskin ağızlı, demirden yapılmış kazı aracı.
Avrupa çapası Türkiye’nin kurumlarını Avrupa Uyum Yasaları bağlamında büyük ölçüde değiştirdi. Çapa, bizi bir Avrupa tarlası yapabilmek için ilerleme raporlarıyla yakından takip etti. AB, hangi parsel için bir başlık açtıysa Hükûmet o noktada gerekli düzenlemeyi yaptı. Ekonomiden, siyasete, kültürden sanata kadar her konuda çapanın gösterdiği yerler kazıldı.
Ama nafile? Onlar bizi daima öteki olarak gördüler. Bir kapı bekçisi! Kendi tarlasında bir maraba! Soğuk Savaş yıllarında Türkiye’ye biçilen rol, NATO üyesi bir ülke olarak, Avrupa’nın güvenliğine katkı sağlamaktı. Bu amaca uygun olarak, Türkiye’de nükleer silahlara sahip üsler kurdular. Bu üsler, gerektiğinde Sovyetlerin Avrupa’ya yönelik askeri bir harekâtında kullanılacaktı. Türk toprakları belki de bir nükleer harp cehenneminde mezarlığa dönüverecekti! İslam’a hizmet etmiş bu milleti Allah korudu, Sovyetler dağıldı, Soğuk Savaş bitti. Fakat NATO üsleri hâlâ Türkiye’de!
Peki, bir çapa olarak, bu askeri üsler ne yapıyor? Nereyi kazıyor? Nereyi kazdıkları açık! İslam topraklarının petrolünü, doğal gazını, su rezervlerini, bereketli topraklarını, Batı’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde çapalıyorlar. Tarlaya yeni evlekler açıyorlar, yeni evleklere yeni marabalar buluyorlar! Türkiye’yi, Suriye’yi, Irak’ı kazmalayıp duruyor! Tarla daha tam kıvama gelmedi; fakat gayretleri çok, bu adamların üstesinden gelemeyeceği bir tarla da yok! Pek mahir çiftçiler kendileri!
“Avrupa Birliği, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapadır. Bu çapayı elimizden kaçırmak üzereydik. Şimdi tamamen kaçırdık. Türkiye için iyi bir sonuç olmadı. Ayrımın büyümesi, hem ekonomik hem siyasi anlamda çok kötü” diyen Acemoğlu kanaatimce yanılıyor. Çapayı elimizden kaçırmadık, her gün tarlamızda çocuklarımıza mezarlar kazıp duruyor…
Netice itibariyle Hürriyet’in Nobel’e aday gösterdiği koca profesörün yalan yanlış beyanda bulunacak hâli yok. Çapa teorisinin ihsas ettiği derin manadan yola çıkarak söylüyorum: Türkiye ve diğer İslam toprakları verimli bir tarladır; AB ve ABD ise bu tarlanın çapacısıdır! Son zamanlarda Ruslar da çapalarını alıp tarlanın bir ucundan altın aramaya başladılar!
Sen mi, sen de bu toprakların çorbacısı!
Prof. Dr. Kamer Daron Acemoğlu’nun, 27 Kasım 2016 tarihli Hürriyet’in Pazar ekinde, bir röportajı yayınlandı. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurma kararını değerlendiren Acemoğlu, “Avrupa Birliği, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapadır. Bu çapayı elimizden kaçırmak üzereydik. Şimdi tamamen kaçırdık. Türkiye için iyi bir sonuç olmadı. Ayrımın büyümesi, hem ekonomik hem siyasi anlamda çok kötü” değerlendirmesini yaptı.
Merakıma mucip oldu? Acemoğlu, acaba neden Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapa olduğu benzetmesini yaptı? Sözlüğe baktım, çapa için şu anlamlar verilmiş: Çapalamak eylemi, tarlada, bahçelerde toprağı işlemek, kazmak için kullanılan, ağaç saplı, keskin ağızlı, demirden yapılmış kazı aracı.
Avrupa çapası Türkiye’nin kurumlarını Avrupa Uyum Yasaları bağlamında büyük ölçüde değiştirdi. Çapa, bizi bir Avrupa tarlası yapabilmek için ilerleme raporlarıyla yakından takip etti. AB, hangi parsel için bir başlık açtıysa Hükûmet o noktada gerekli düzenlemeyi yaptı. Ekonomiden, siyasete, kültürden sanata kadar her konuda çapanın gösterdiği yerler kazıldı.
Ama nafile? Onlar bizi daima öteki olarak gördüler. Bir kapı bekçisi! Kendi tarlasında bir maraba! Soğuk Savaş yıllarında Türkiye’ye biçilen rol, NATO üyesi bir ülke olarak, Avrupa’nın güvenliğine katkı sağlamaktı. Bu amaca uygun olarak, Türkiye’de nükleer silahlara sahip üsler kurdular. Bu üsler, gerektiğinde Sovyetlerin Avrupa’ya yönelik askeri bir harekâtında kullanılacaktı. Türk toprakları belki de bir nükleer harp cehenneminde mezarlığa dönüverecekti! İslam’a hizmet etmiş bu milleti Allah korudu, Sovyetler dağıldı, Soğuk Savaş bitti. Fakat NATO üsleri hâlâ Türkiye’de!
Peki, bir çapa olarak, bu askeri üsler ne yapıyor? Nereyi kazıyor? Nereyi kazdıkları açık! İslam topraklarının petrolünü, doğal gazını, su rezervlerini, bereketli topraklarını, Batı’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde çapalıyorlar. Tarlaya yeni evlekler açıyorlar, yeni evleklere yeni marabalar buluyorlar! Türkiye’yi, Suriye’yi, Irak’ı kazmalayıp duruyor! Tarla daha tam kıvama gelmedi; fakat gayretleri çok, bu adamların üstesinden gelemeyeceği bir tarla da yok! Pek mahir çiftçiler kendileri!
“Avrupa Birliği, Türkiye’nin kurumları için önemli bir çapadır. Bu çapayı elimizden kaçırmak üzereydik. Şimdi tamamen kaçırdık. Türkiye için iyi bir sonuç olmadı. Ayrımın büyümesi, hem ekonomik hem siyasi anlamda çok kötü” diyen Acemoğlu kanaatimce yanılıyor. Çapayı elimizden kaçırmadık, her gün tarlamızda çocuklarımıza mezarlar kazıp duruyor…
Netice itibariyle Hürriyet’in Nobel’e aday gösterdiği koca profesörün yalan yanlış beyanda bulunacak hâli yok. Çapa teorisinin ihsas ettiği derin manadan yola çıkarak söylüyorum: Türkiye ve diğer İslam toprakları verimli bir tarladır; AB ve ABD ise bu tarlanın çapacısıdır! Son zamanlarda Ruslar da çapalarını alıp tarlanın bir ucundan altın aramaya başladılar!
Sen mi, sen de bu toprakların çorbacısı!