
Mart ayının sonlarında kapanıyor olması Atatürk Havalimanında hizmet kalitesini düşürmüşe benziyor. Son 1,5 ay içerisinde 2 defa giriş ve çıkış yaptığım Atatürk Havalimanını aslında çoktan, kapısına kilit vurulmuş da kapanmış gördüm. O her yönüyle yoğun ama bir o kadar da sıcak olan havalimanı, daha taşınmadan bitmiş! Bir ara çatısı aktığı için kovaları gördüğüm havalimanında artık kaloriferler de eskisi gibi yanmıyor, iç ve dış hatlar için gelen yolcular adeta soğuktan titriyor. Henüz taşınma işlemleri gerçekleşmediği halde taşınmış gibi bir havaya bürünen havalimanında hizmet kalitesi de bayağı bir düşmüş. Chek-ın yatırmak için gelen yolcular az sayıdaki kapı ve personel yüzünden izdiham ile karşılaşırken, bu konuda eskisi gibi artık bir yetkili bulup da dert anlatılamıyor. Yönetim anlamında bir başıboşluğu gözlemlediğim Atatürk Havalimanında adeta inşaat bitmiş yapı paydos durumu yaşanıyor ki, doğrusu çok üzüldüm.

--
Gazete satmayan marketten alışveriş yapmıyorum!
İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar ederi vardır der eskiler. Şu veya bu sebeplerden dolayı gazete okuru sayısının giderek azaldığı günümüzde ben şahsen internetten gazete okumayı, takip etmeyi sevmedim, sevemedim. O açıdan illa ki o hışırtısını da duyacağım gazeteyi illa ki almalı, okumalıyım diye düşünmüşümdür. Yıllardır günde en az 4 gazete alırım ve evime sokarım. Kaldı ki ‘ben haberleri internetten takip ediyor, okuyorum’ lafının koca bir yalan olduğuna inanıyorum. Hiçbir zaman internetten okuduğum haber veya yorumlar beni tatmin etmedi, illa ki okumayı istediği yazarı gazeteden tkip etmişimdir. O açıdan da doğrusu artık kilometreye ir gazete bayiinin düştüğü Yakutiye gibi bir yerde de ben ancak gazete satışı da yapan marketlerden alışverişimi yapıyorum. Bu bir tercih meselesi elbette. Kim aynı zamanda gazetede satıyorsa oradan alışveriş yapmayı seviyor ve istiyorum. Aynı durum diğer bölgelerimizde de öyledir. Nedense gazete satışı da yapan marketler bana daha sıcak ve dost gelir. Gazete satmıyorsa o market, ne kadar afilli olursa olsun oradan bir şey almamaya özen gösteriyorum, ilgililerin bilgilerine!

--
O eskiden öyleydi Naci ağabey!
Naci Kaçtıoğlu’nu seyretmemiş olan Erzurumsporlu taraftarların çok şey kaçırdığını düşünüyorum. O, Erzurum takımının gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncularından biriydi. Özellikle kendi ekseni etrafında topla dönüşleri vardı ki bugün bile çoğu oyuncuda olmayan bir özellikti o. Oynadığı 80’li yıllarda onun ayağına top geldiğinde o topun hangi noktaya gideceğini kimse kolay kolay kestiremezdi. Sürati, dayanıklılığı ve de yüksek pas yüzdesi ile bende iz bırakan mavi-beyazlı oyunculardan biridir. Çalımları, adam eksiltmeleri ile o dönem taraftarın gözbebeklerindendi. Sol ayaklı oyucu olduğu için ‘’Çollo Naci’’ lakabıyla anılan oyuncu, genelde serbest oynardı ve oyun zekası yanında oyun disiplini üst düzeydeydi. 90 dakikalık oyunu aynı tempoda sürdürmeyi başaran bir oyuncu olan Naci Kaçtıoğlu, futbolu bir bırakıp pir bırakan oyunculardandır. Öylesine kıymetli bir oyuncu nasıl olur da futboldan bu kadar uzak kalır, futbol topuna bu kadar soğuk olur, halen daha anlamış değilim. Bana göre o da zamanı gelmeden futbola veda edenlerden biriydi. Tam doymamıştık aslında ona. Bugün TEDAŞ’dan emekli olduktan sonra köşesine çekilen ve emekliliğin tadını çıkaran Naci ağabeyi niye şimdi gündeme getirdim. Şundan. Facebook’da bir paylaşımda bulundu dün. Konyaspor mağlubiyeti üzerine, ‘’Biz eskiden bu havalarda gelen takımları 8’lerdik’’ dedi. Gerçekten de belki rakam abartılı olabilir ama bu hava şartlarında o dönemler Erzurum’dan gelen takımlar adı ne olursa olsun kolay kolay puan alamazdılar. Karlı ve de buzlu zemin illa ki gelen takımların havasını bozardı. Biraz da Erzurumlu oyuncu sayısı çoktu diye hep özellikle kış aylarında kazanan taraf ev sahibi Erzurum olurdu. Ama şimdi durum o Naci ağabeyinin durumu gibi değil. Ne sahada Erzurum’un iklimine adapte olmuş oyuncu var ne de zemin o zemin! Bu vesile ile Naci ağabeye bu vesile ile kucak dolusu selamlar sunuyorum.,
--
Havaalanı yolcularına morg servis!
Öncelikle bu sözüm sevgili dostum Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Gafur Yeniay ve Ulaşım Müdürü Mustafa beyedir. Her zaman güzel bir hizmet olarak gördüğümüz havaalanı servis işinde bir laçkalık gözlemliyorum son zamanlarda. İmkanım olduğu halde geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’dan Erzurum havaalanına geldiğimde şehir merkezine gitmek için belediyenin havaalanı servis otobüsünü kullandım. Bir defa eksi 30’lara varan soğuğa rağmen otobüsü içinin inanılmaz soğuk olduğunu, şoförün de ısıtmak için özel bir çaba sarfetmediğini gözlemledim. Servis otobüsü değil, morgu andırıyordu mübarek! Üstelik nereden bakarsanız bakın yarım saate yakın bir yolculuk var işin içinde ve sen bu soğuk otobüse mecbursun! Otobüsün camlarından dışarı bir yer görünmüyor, çünkü her taraf buzla kaplıydı. Tamamen camları buzla kaplı bir servis otobüsü uçaktan inen ve şehir merkezine ancak bu yolla gidecek yolculara reva mıdır? Doğrusu ben mesafeyi bilmesem ineceğim durağı şaşırabilir, yanlış bir yerde de inebilirdim. Çünkü gerçekten buzlu camdan dolayı dışarıyı göremiyordum. Otobüsün içi soğuk diye şoför de inişleri sadece orta kapıdan yaptırıyordu ki, ona da çok şaşırdım. Her gün çok sayıda yerli ve yabancı insanın geldiği Erzurum’da ilk karşılaşacağı bu fotoğraf sizce güzel mi şimdi? Daha iyi hazırlanmış bir otobüs niye orada hizmet etmez, anlamış değilim.
-

Türkiye’nin en hızlıları Erzurumlu!
Buna sevinilmez de ne olur. 11 – 13 Ocak 2019 tarihleri arasında Hollanda’ nın Dordrecht şehrinde düzenlenen Short Track Avrupa Şampiyonası sona erdi. Yarışmanın ardından mili takım sporcularımızdan Fırat Yardımcı 500 Metrenin Türkiye Rekorunu 2 kere üst üste kırarak ISU’nun yayınladığı mesafelerdeki en iyi sıralama listesinde 500 metrede 11.ci sıraya yerleşti.Fırat Yardımcı, Tunay Şimşek, Davut Tahtacı ve Furkan Akar’dan oluşan Bayrak Milli Takımımız ise 5000 metre bayrak yarışında 6:51,690 kayarak Türkiye Rekorunu kırmış ve yarı finale kadar yükselmiştir.Bu arada, 2018-2019 Sezonunda düzenlenmiş olan 3 Challenge Series müsabakalarına katılarak kendi kategorilerinde ilk 8 arasına giren Sporcularımız Fırat Yardımcı, Tunay Şimşek, Furkan Akar ve Metehan Atan 22-24 Mart 2019 tarihleri arasında düzenlenecek Short Track Avrupa Kupa Finallerinde yarışma hakkı elde etmiştir. Sürat Pateninde elde edilen bu başarı elbette gurur verici. Hepsinden önemlisi de bu sporcuların 3’ünün Erzurumlu olması. Elde edilen başarıda elbette ki Polonyalı başantrenör Anna Lukanova ve yardımcıları Mükerrem Deniz, İnan Eren ve Duygu Kan Belir’in de büyük rolü var. Hepsine yürekten teşekkür..
--

Bana göre Ünal Kıraç!
Birileri gene bir çok arkadaşımıza yaptığı gibi beni de yalakalıkla suçlayacak ama ben yine de Ünsal Kıraç ile ilgili düşüncelerimi söyleyeyim. Ünsal Kıraç BB Erzurumspor’da son 3 yılda 3 şampiyonluğun gelmesinde büyük rol oynamış bir isimdir. Eğer bugün 3 yılda 3 şampiyonluk gelmişse bunda ben Mehmet Sekmen kadar Ünsal Kıraç’ın da rolü vardır diye düşünenlerdenim. Hatta bana göre Sekmen’den çok o Ünsal Kıraç’tır 3 şampiyonluğu sağlayan. Doğrusu tanıdığım ilk günden itibaren bir çok yönden taktir ettiğim Ünsal Kıraç’ın günahı varsa kendi boynuna. Ala verem olmadı hiç. Onu bir yönetici olarak beğendim ve bugüne kadar yönetim dilini de hep tuttum. Kulüp yöneticisi olarak hatalarından çok faydalarının olduğunu gözlemledim. Kendine has tavırları olan, bazen çoğumuzun da hoşuna gitmeyen hal ve hareketleri olabilir ama ne yalan söyleyeyim Ünsal Kıraç bugün için BB Erzurumspor’da doğru bir isimdir ve ona köstek değil, destek olunmalıdır. Onu kösteklemek BB Erzurumspor’u kösteklemek demek değildir, eleştirilebilir elbet ama vuralım, öldürmeyelim derim. Yoğurt yiyişi farklı bir adam Ünsal Kıraç. İşbaşına getirilen kulüp başkanlarının yanında başkan gibi davranması falan bir yana en çok da Kıraç’ın yaka mendiline takılı kalındığını düşünüyorum. Bir ara fotoğraflarda sık sık yaka mendilli pozlar veren Kıraç’a samimi bir ortamda bu durumu söylemiştim. Şaka yollu da olsa ‘’Bence siz bu yaka mendilini kullanmayın bir süre. Biraz da bir çok kişi o yaka mendiline gıcık oluyor’’ demiştim de şaşırmıştı. Yanımızdakiler de beni onaylayınca Kıraç’ın daha yaka mendili daha kullanmadığını gözlemlemiştim. Her neyse sözün özü Ünsal Kıraç Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcısı iken ne faydaları oldu çok bilmem ama BB Erzurumspor’da faydası çok olan bir insandı, doğruları çoktu, ona haksızlık etmeyelim, bu benim son kararımdır.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesle konuşmaya gerek yok. Bazılarına susmak gerek!
DUVARIN DİLİ: Boyum kısa diye mi güzel günleri göremiyorum!

--
Gazete satmayan marketten alışveriş yapmıyorum!
İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar ederi vardır der eskiler. Şu veya bu sebeplerden dolayı gazete okuru sayısının giderek azaldığı günümüzde ben şahsen internetten gazete okumayı, takip etmeyi sevmedim, sevemedim. O açıdan illa ki o hışırtısını da duyacağım gazeteyi illa ki almalı, okumalıyım diye düşünmüşümdür. Yıllardır günde en az 4 gazete alırım ve evime sokarım. Kaldı ki ‘ben haberleri internetten takip ediyor, okuyorum’ lafının koca bir yalan olduğuna inanıyorum. Hiçbir zaman internetten okuduğum haber veya yorumlar beni tatmin etmedi, illa ki okumayı istediği yazarı gazeteden tkip etmişimdir. O açıdan da doğrusu artık kilometreye ir gazete bayiinin düştüğü Yakutiye gibi bir yerde de ben ancak gazete satışı da yapan marketlerden alışverişimi yapıyorum. Bu bir tercih meselesi elbette. Kim aynı zamanda gazetede satıyorsa oradan alışveriş yapmayı seviyor ve istiyorum. Aynı durum diğer bölgelerimizde de öyledir. Nedense gazete satışı da yapan marketler bana daha sıcak ve dost gelir. Gazete satmıyorsa o market, ne kadar afilli olursa olsun oradan bir şey almamaya özen gösteriyorum, ilgililerin bilgilerine!

--

Naci Kaçtıoğlu’nu seyretmemiş olan Erzurumsporlu taraftarların çok şey kaçırdığını düşünüyorum. O, Erzurum takımının gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncularından biriydi. Özellikle kendi ekseni etrafında topla dönüşleri vardı ki bugün bile çoğu oyuncuda olmayan bir özellikti o. Oynadığı 80’li yıllarda onun ayağına top geldiğinde o topun hangi noktaya gideceğini kimse kolay kolay kestiremezdi. Sürati, dayanıklılığı ve de yüksek pas yüzdesi ile bende iz bırakan mavi-beyazlı oyunculardan biridir. Çalımları, adam eksiltmeleri ile o dönem taraftarın gözbebeklerindendi. Sol ayaklı oyucu olduğu için ‘’Çollo Naci’’ lakabıyla anılan oyuncu, genelde serbest oynardı ve oyun zekası yanında oyun disiplini üst düzeydeydi. 90 dakikalık oyunu aynı tempoda sürdürmeyi başaran bir oyuncu olan Naci Kaçtıoğlu, futbolu bir bırakıp pir bırakan oyunculardandır. Öylesine kıymetli bir oyuncu nasıl olur da futboldan bu kadar uzak kalır, futbol topuna bu kadar soğuk olur, halen daha anlamış değilim. Bana göre o da zamanı gelmeden futbola veda edenlerden biriydi. Tam doymamıştık aslında ona. Bugün TEDAŞ’dan emekli olduktan sonra köşesine çekilen ve emekliliğin tadını çıkaran Naci ağabeyi niye şimdi gündeme getirdim. Şundan. Facebook’da bir paylaşımda bulundu dün. Konyaspor mağlubiyeti üzerine, ‘’Biz eskiden bu havalarda gelen takımları 8’lerdik’’ dedi. Gerçekten de belki rakam abartılı olabilir ama bu hava şartlarında o dönemler Erzurum’dan gelen takımlar adı ne olursa olsun kolay kolay puan alamazdılar. Karlı ve de buzlu zemin illa ki gelen takımların havasını bozardı. Biraz da Erzurumlu oyuncu sayısı çoktu diye hep özellikle kış aylarında kazanan taraf ev sahibi Erzurum olurdu. Ama şimdi durum o Naci ağabeyinin durumu gibi değil. Ne sahada Erzurum’un iklimine adapte olmuş oyuncu var ne de zemin o zemin! Bu vesile ile Naci ağabeye bu vesile ile kucak dolusu selamlar sunuyorum.,
--
Havaalanı yolcularına morg servis!
Öncelikle bu sözüm sevgili dostum Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Gafur Yeniay ve Ulaşım Müdürü Mustafa beyedir. Her zaman güzel bir hizmet olarak gördüğümüz havaalanı servis işinde bir laçkalık gözlemliyorum son zamanlarda. İmkanım olduğu halde geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’dan Erzurum havaalanına geldiğimde şehir merkezine gitmek için belediyenin havaalanı servis otobüsünü kullandım. Bir defa eksi 30’lara varan soğuğa rağmen otobüsü içinin inanılmaz soğuk olduğunu, şoförün de ısıtmak için özel bir çaba sarfetmediğini gözlemledim. Servis otobüsü değil, morgu andırıyordu mübarek! Üstelik nereden bakarsanız bakın yarım saate yakın bir yolculuk var işin içinde ve sen bu soğuk otobüse mecbursun! Otobüsün camlarından dışarı bir yer görünmüyor, çünkü her taraf buzla kaplıydı. Tamamen camları buzla kaplı bir servis otobüsü uçaktan inen ve şehir merkezine ancak bu yolla gidecek yolculara reva mıdır? Doğrusu ben mesafeyi bilmesem ineceğim durağı şaşırabilir, yanlış bir yerde de inebilirdim. Çünkü gerçekten buzlu camdan dolayı dışarıyı göremiyordum. Otobüsün içi soğuk diye şoför de inişleri sadece orta kapıdan yaptırıyordu ki, ona da çok şaşırdım. Her gün çok sayıda yerli ve yabancı insanın geldiği Erzurum’da ilk karşılaşacağı bu fotoğraf sizce güzel mi şimdi? Daha iyi hazırlanmış bir otobüs niye orada hizmet etmez, anlamış değilim.
-

Türkiye’nin en hızlıları Erzurumlu!
Buna sevinilmez de ne olur. 11 – 13 Ocak 2019 tarihleri arasında Hollanda’ nın Dordrecht şehrinde düzenlenen Short Track Avrupa Şampiyonası sona erdi. Yarışmanın ardından mili takım sporcularımızdan Fırat Yardımcı 500 Metrenin Türkiye Rekorunu 2 kere üst üste kırarak ISU’nun yayınladığı mesafelerdeki en iyi sıralama listesinde 500 metrede 11.ci sıraya yerleşti.Fırat Yardımcı, Tunay Şimşek, Davut Tahtacı ve Furkan Akar’dan oluşan Bayrak Milli Takımımız ise 5000 metre bayrak yarışında 6:51,690 kayarak Türkiye Rekorunu kırmış ve yarı finale kadar yükselmiştir.Bu arada, 2018-2019 Sezonunda düzenlenmiş olan 3 Challenge Series müsabakalarına katılarak kendi kategorilerinde ilk 8 arasına giren Sporcularımız Fırat Yardımcı, Tunay Şimşek, Furkan Akar ve Metehan Atan 22-24 Mart 2019 tarihleri arasında düzenlenecek Short Track Avrupa Kupa Finallerinde yarışma hakkı elde etmiştir. Sürat Pateninde elde edilen bu başarı elbette gurur verici. Hepsinden önemlisi de bu sporcuların 3’ünün Erzurumlu olması. Elde edilen başarıda elbette ki Polonyalı başantrenör Anna Lukanova ve yardımcıları Mükerrem Deniz, İnan Eren ve Duygu Kan Belir’in de büyük rolü var. Hepsine yürekten teşekkür..
--

Bana göre Ünal Kıraç!
Birileri gene bir çok arkadaşımıza yaptığı gibi beni de yalakalıkla suçlayacak ama ben yine de Ünsal Kıraç ile ilgili düşüncelerimi söyleyeyim. Ünsal Kıraç BB Erzurumspor’da son 3 yılda 3 şampiyonluğun gelmesinde büyük rol oynamış bir isimdir. Eğer bugün 3 yılda 3 şampiyonluk gelmişse bunda ben Mehmet Sekmen kadar Ünsal Kıraç’ın da rolü vardır diye düşünenlerdenim. Hatta bana göre Sekmen’den çok o Ünsal Kıraç’tır 3 şampiyonluğu sağlayan. Doğrusu tanıdığım ilk günden itibaren bir çok yönden taktir ettiğim Ünsal Kıraç’ın günahı varsa kendi boynuna. Ala verem olmadı hiç. Onu bir yönetici olarak beğendim ve bugüne kadar yönetim dilini de hep tuttum. Kulüp yöneticisi olarak hatalarından çok faydalarının olduğunu gözlemledim. Kendine has tavırları olan, bazen çoğumuzun da hoşuna gitmeyen hal ve hareketleri olabilir ama ne yalan söyleyeyim Ünsal Kıraç bugün için BB Erzurumspor’da doğru bir isimdir ve ona köstek değil, destek olunmalıdır. Onu kösteklemek BB Erzurumspor’u kösteklemek demek değildir, eleştirilebilir elbet ama vuralım, öldürmeyelim derim. Yoğurt yiyişi farklı bir adam Ünsal Kıraç. İşbaşına getirilen kulüp başkanlarının yanında başkan gibi davranması falan bir yana en çok da Kıraç’ın yaka mendiline takılı kalındığını düşünüyorum. Bir ara fotoğraflarda sık sık yaka mendilli pozlar veren Kıraç’a samimi bir ortamda bu durumu söylemiştim. Şaka yollu da olsa ‘’Bence siz bu yaka mendilini kullanmayın bir süre. Biraz da bir çok kişi o yaka mendiline gıcık oluyor’’ demiştim de şaşırmıştı. Yanımızdakiler de beni onaylayınca Kıraç’ın daha yaka mendili daha kullanmadığını gözlemlemiştim. Her neyse sözün özü Ünsal Kıraç Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcısı iken ne faydaları oldu çok bilmem ama BB Erzurumspor’da faydası çok olan bir insandı, doğruları çoktu, ona haksızlık etmeyelim, bu benim son kararımdır.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesle konuşmaya gerek yok. Bazılarına susmak gerek!
DUVARIN DİLİ: Boyum kısa diye mi güzel günleri göremiyorum!