
Tarihin seyri 375 yılında bir kez daha Türkler tarafından değiştirilirken bu sefer sahneye çıkanlar Batı Hunları olmuştur. Asya Hun Devletin yıkılmasıyla esareti kabullenmeyen Türk boyları batıya doğru yönelmiş ve ardından büyük göç dalgası adı verilen kavimler göçüne neden olmuştur. Balamir önderliğinde ki Hunlar, Don ve Dinyester Irmakları arasında yaşayan Vizigotlar, Ostrogotlar ve Alanları göçe zorlayınca ardından Cermen kavimlerde harekete geçmiş ve ta İspanya’ya kadar uzanan coğrafyalarda yeni devletler ve topluluklar ortaya çıkmıştır. Batı Hunları olarak bilinen ve tarihi kayıtlara Avrupa Hun Devleti olarak geçecek olan Türkler, Macaristan bölgesine gelerek burada yeni bir devlet kurmuşlardır. Avrupa Hunları, göç esnasında ULDIZ döneminde Anadolu’ya gelmiş ardından ise geri dönmüşlerdir. ULDIZ’IN güneşin battığı her yeri fethedebilirim sözü Batı Hunlarının gücünü göstermesi açısından önem arz eder. ULDIZ, Batı Hun Devletinin Atilla’ya kadar politikasının da belirlendiği dönem olmuştur. ULDIZ, Doğu Roma İmparatorluğunu baskı altında tutma, Batı Roma İmparatorluğu ile de iyi ilişkiler kurmayı temel dış politika olarak belirlemiştir. Bu politika Atilla döneminde de bir süre devam etmiştir. Avrupa’ya Türk kültür ve medeniyeti ilk taşıyanlar olan Avrupa Hun Devletinin en parlak dönemi ise Attila dönemi olmuştur. Avrupalıların Tanrının Kırbacı olarak tanımladığı, film ve tiyatro oyunlarına konu olan Atilla, askeri yönü ve dış politika da ki attığı adımlar ile bugüne ışık tutan bir devlet adamı olmuştur. Almanların meşhur Nibelungen Destanında ETZEL adlı kahraman olarak bilinen Attila’nın asıl hedefi ise Batı Roma İmparatorluğunu ele geçirmek olmuştur. İlk saltanat yıllarında Doğu Roma İmparatorluğu ile MARGUS Antlaşmasını imzalayıp ardından I. ve II. Balkan seferlerine çıkan Attila elde edilen başarıların ardından ikinci kez Bizans ile masaya oturmuştur. ANOTOLYUS Antlaşmasıyla yönünün Batı Roma İmparatorluğu olduğuna karar veren Attila bir gerekçe aramıştır. Batı Roma İmparatorunun kız kardeşi Honaria’nın daha önce yaptığı evlilik teklifi onun aradığı fırsat olmuş ve sefer başlatılmıştır. Attila, Batı Roma topraklarından çeyiz olarak toprakların yarısını istemiş, ret cevabını alınca vakit bu vakittir diyip atını Batı Roma üzerine sürmüştür. Ünlü Roma komutanlarından AEİTUS ile KATALON Savaşında karşılaşan ve rakibine karşı önemli üstünlük sağlayan Attila, Batı Roma’yı tamamen topraklarına katmaktan vazgeçer. Attila’yı buna sevk eden ise Papa I. LEON’UN ricasıdır. Batı Roma’yı yeterince egemenliği altına aldığını düşünen Attila, aslında Sasaniler üzerine yönelmeyi düşünüyordu. Batı Roma seferinde başarılı olan Attila dönüşte çadırında ölü bulunmuştur. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılırken Muncuk’un oğlu olarak dünyaya gelen, amcası RUA tarafından büyütülen, bir dönem kardeşi BLEDA ile devleti yöneten Attila, 453 yılında hayata veda ederken ölümü de esrarengiz olmuş ve kimsenin bilmediği bir yere defnedilmiştir. Mezarını kazanlar ve defin işleminde bulunanlarda öldürülünce Attila’nın kabri de bilinmezler kervanına katılmıştır. Kimi tarihçilere göre mezarı Tuna Nehrinin akışı değiştirilerek nehrin bir kenarına kazıldığı söylense de şimdiye kadar gerekli çalışmalar yapılmadığı için bu tarz ifade söylentiden öteye geçmemektedir. Ölümünde son eşi İLDİKO’ NUN verdiği zehrin etkisi olduğu söylense de kardeşi BLEDA gibi ölüm sebebi tam olarak bilinmemektedir.
Adına ETZELBURG şehrinin inşa edildiği söylenilen ve papanın karşısında diz çöktüğü Attila, zekası ve cesareti ile Türk’ün Avrupa’daki yüzü olmuştur. Türk kültürü Macaristan Ovasında hayat bulmuş, Avrupalılar çocuklarını Tanrının Kırbacı adını verdikleri Attila’yı öne sürerek susturmayı yüzyıllarca adet edinmişlerdir. Bizans tarihçisi PRİSKOS’ a göre Attila, kısa boylu, geniş göğüslü, gözleri küçük, burnu yassı, bronz tenli ve ince grimsi sakalları olan biridir. Attila’nın hayata dair söylediği sözle ise onun iyi bir lider olduğunun somut göstergeleri olmuştur.
“ Akıllı lider cevabını duymak istemediği soruyu asla sormaz.”
“Komutanlar arkadan gelirse asla lider olamaz.”
“ Başarılarınız, zaferleriniz ne kadar büyük olursa düşmanlarınız yolunuza o kadar büyük muhalefetle, acı ve cesaret kırıcı olaylarla çıkacaklardır.”
“ Bilmediğimiz durumlarda, öfkeyle ileri atılmaktan kaçınmalıyız.”
“ Siz soğuğa dayanamadığınız için daima güneşi takip ediyorsunuz, ölümlü olduğunuzu kabul etmek istemediğiniz için kendinize tanrılar ve cennetler yaratıyorsunuz.”
“ İleriyi görebilme, enerji, tek amaca bağlılık, hunların seçimi ve kullanımı, çabalara değecek bir hedefe bağlılık mükemmel bir komutanın özellikleri haline gelir.”
Adına ETZELBURG şehrinin inşa edildiği söylenilen ve papanın karşısında diz çöktüğü Attila, zekası ve cesareti ile Türk’ün Avrupa’daki yüzü olmuştur. Türk kültürü Macaristan Ovasında hayat bulmuş, Avrupalılar çocuklarını Tanrının Kırbacı adını verdikleri Attila’yı öne sürerek susturmayı yüzyıllarca adet edinmişlerdir. Bizans tarihçisi PRİSKOS’ a göre Attila, kısa boylu, geniş göğüslü, gözleri küçük, burnu yassı, bronz tenli ve ince grimsi sakalları olan biridir. Attila’nın hayata dair söylediği sözle ise onun iyi bir lider olduğunun somut göstergeleri olmuştur.
“ Akıllı lider cevabını duymak istemediği soruyu asla sormaz.”
“Komutanlar arkadan gelirse asla lider olamaz.”
“ Başarılarınız, zaferleriniz ne kadar büyük olursa düşmanlarınız yolunuza o kadar büyük muhalefetle, acı ve cesaret kırıcı olaylarla çıkacaklardır.”
“ Bilmediğimiz durumlarda, öfkeyle ileri atılmaktan kaçınmalıyız.”
“ Siz soğuğa dayanamadığınız için daima güneşi takip ediyorsunuz, ölümlü olduğunuzu kabul etmek istemediğiniz için kendinize tanrılar ve cennetler yaratıyorsunuz.”
“ İleriyi görebilme, enerji, tek amaca bağlılık, hunların seçimi ve kullanımı, çabalara değecek bir hedefe bağlılık mükemmel bir komutanın özellikleri haline gelir.”