
Öteden beri kar şehrinde, kış şehrinde, buz şehrinde yaşıyorsan mutlaka kış ve buz sporları yapmışlığın olması gerektiği kanaatini taşırım. Hele de bu şehir bar ile de anılıyorsa, bar şehri olarak da biliniyorsa mutlaka bar da bilmişliğin şart oğlu şarttır. Ben miyim bu coğrafyanın gereğini yapan, elbette ki hayır. Bir küçük kayak macerası, az biraz buz pateni, o kadar. Bir şekilde ekonomiye dayalı diyerekten kış ve buz sporları yapılmamış olsa dahi illa ki bar oynamışlığın çok daha gerekli olduğunu sanıyorum. Hele de ben gibi yetişkinler için bu olmazsa olmaz diye düşünüyorum. Ne zaman bar konusunda bir sohbet ortamı olsa, suçlu psikolojisi ile bi köşeye siner, az önce her konuda sular seller gibi olan ben susar, yapışır kalırım oturduğum yerde. Konu dağılsa da suçluluk psikolojisinden kurtulayım isterim. Ömrüm boyunca mevzu bar olunca hep böyle olmuşumdur. Sanırım o utançla geldim, o utançla gideceğim. Onca imkanımız olmasına rağmen bara ilgi duymamış olmam, bar oynamıyor olmam beni kahretmiştir. Sanırım bir çoklarınız da aynı düşünüyordur. Hele ki bar oynamışlığı olan, en azından Erzurum barlarının bazılarını oynamışlığı bulunanlar olunca hem imreniyor hem de yeniden hevesleniyorum . Acaba sıfırdan başlayabilir miyim diye. Ama her seferinde de sadece heveslenmekle kalıyor, bir adım bile atmıyorum, atamıyorum.

Erzurum Barosu’nun eski başkanlarından ağabeyimiz sevgili Faruk Terzioğlu’nun geçenlerde böyle bir sohbet esnasında geçmişte bar tutmuşluğunu öğrenince ne yalan söyleyeyim, inanmadım. Niyeyse Faruk ağabeyi ile barı aynı yere koyamıyordum. Dün gece Faruk ağabeyi siyah beyaz bir fotoğraf atınca hem sevindim, hem de onun attığını düşündüğüm için çok utandım. Faruk ağabeyi de bir çokları gibi geçmişte bar oynamış. Öyle böyle değil, bir ekibin oyuncusu olarak oynamış. Fotoğrafın çekildiği tarihe göre ben henüz 4 yaşındayım. Faruk ağabey 25 Şubat 1967 yılında babasının memuriyeti sebebiyle bulunduğu İspir ilçesinde kurtuluş töreninde tuttuğu barın fotoğrafını geçmiş. Ne başınızı ağırtayım. Bir çoğunuz gibi naçar kaldım yine, naçar. Benim de içimi geçiren fotoğraf ile artık Faruk ağabeyinin dadaşlık ve Erzurum üzerinde konuşması gereken adamlardan biri olduğuna kanaat getirdim. Sözde değil, özde Erzurumluymuş, bunu anladım. Bu benim son kararımdır.
Şehir hastanesinin karşısında yaptırılan otelin adı konuldu..
Haziran’da Ramada!
Erzurumlu müteşebbiş işinsanı İbrahim Kırküzer, Şehir Hastanesi’nin tam karşısında yaptırdığı otelinin adını ne koyacağını düşünür dururdu. Her karşılaştığımızda isim konusunda karar veremediğini söyleyen Kırküzer, sonunda bu işin adını koydu: RAMADA!Türkiye’de 60’a yakın yerde otel hizmeti veren Ramada, İbrahim Kırküzer tarafından 3 yıldır yaptırılan ve artık sona gelinen otel ile isim anlaşması yaptı. By Wyndham Ramada olarak işletmeye açılması için anlaşması sağlanan otelin bahara ilk müşterisini ağırlayacağı görülüyor. Şimdilik 90 yatak kapasitesi ile muhtemelen Haziran ayının başlarında hizmet vermeye hazırlanan otel, Ramazan ayında restaurantı ile açılış yapacak. Yakın vilayetlerde de bulunan oteller zinciri bulunan Ramada’nın Erzurum’da da hizmet verecek olması, kış turizmi için de yeni bir soluk getireceğe benziyor.
***
İki kısımdan oluşacak olan otelin toplam 140 odasının bulunduğunu belirten İbrahim Kırküzer, ‘’Ramada gibi bir marka ile anlaşma yapmış olmaktan son derece mutluyuz. İnşallah bundan böyle biz de Erzurum’un sosyal ve ekonomik yönden gelişmesinde önemli rol oynadığına inandığımız kış turizmi için böyle bir katkı sunmuş olacağız. Bunun hem heyecanını hem de gururunu yaşıyoruz’’ diye konuştu. Artan maliyetlere rağmen kaliteli malzemeden asla taviz vermeyeceklerini de ifade eden Kırküzer, Erzurumluların da gururla her yerde tavsiye edecekleri bir oteli hedeflediklerini anlattı. 3 yıldan beridir yapımı devam eden ve her malzemesi özenle seçilen 4 katlı bu şirin butik otel tarzındaki otelin şantiye şefliğini Bayındırlık eski İl Müdürlerinden inşaat mühendisi Sebahattin Toraman yapıyor.

Tıpkısının aynısı!
Hepimiz mutlaka bir şekilde birilerini başka birine benzetiriz. Sadece fiziki olarak değil, huy olarak da birbirlerine benzer insanlar tanımışızdır. Ama biliyoruz ki aslında hiçbir kimse bir başkası değildir, sadece benzetilir. Mesela, geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında gördüğüm birisini eski Büyükşehir Belediye başkanımız Ahmet Küçükler’e çok benzettim. Küçükler’e benzettiğim bu kişi CHP’nin Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz idi. İlk bakışta tip olarak mutlaka siz de gördüğünüzde Küçükler’e benzetirsiniz diye düşündüğüm biri. Ama o da ne? Sadece tip olarak benzemiyor, ses ve üslubu da inanılmaz benziyor. Bunu sadece ben farketmiş olamam. İnanılası gibi de değil. Sanki Ahmet Küçükler konuşuyor gibi geldi bana. Eğer bir gün vakit bulursanız, inceleyin siz de Deniz Yavuzyılmaz ile Ahmet Küçükler’in birbirleri ile ne kadar ortak özellikleri olduğunu görürsünüz. Biri Erzurumlu, diğeri Zonguldak’lı iki insan. Ama birbirlerinin kopyası, ikizi gibi. Bence siz hele bir gözlemleyin, ondan sonra konuşalım.

İyi geldin, iyi ki geldin Cengiz!
Hep aynı oyunları seyretmekten sıkıldığım için İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’nin salonuna yeni oyun sahnelenene kadar girmeyeceğimi söylemiştim. Nihayet yeni bir oyun sahneye konulmuş, başta çiçeği burnundaki Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ergün Engin’in ve de oyunu yazan Basın Müdürü sevgili kardeşim Cengiz Durular’ın daveti karşısında da geçtiğimiz hafta içinde salondaki yerimi aldım. Bir Bayram Sabahı adlı tek perdelik bir oyundu izleyeceğimiz ve açıkçası alalacele hazırlanmış bir oyun olduğunu ve çok da salondan mutlu ayrılmayacağımı düşünüyordum. Ama yanılmışım. Hele de Şerif Avcı gibi bana göre çoktan DT’yi haketmiş, sadece elinden tutanının olmadığını düşündüğüm bir büyük oyuncu ile Oktay Parlar ve Yakup Çağlayan gibi ustalar da işin içinde olunca bitmesini istemediğim bir oyun oldu. Senaryo desen on numara. Ortalama her Erzurumlunun evindeki bayram sabahlarından birisiydi o sahnede sunulan. Oyun güzel olunca elbette ki alıcısı da çok oluyor. Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan’ı da oyunu Aziziyelilere de izlettirmek için turneye zorladığı için tebrik ve taktir ediyorum.
***
Bu oyunda her geçen dakika özellikle oyuncuların büyüdüğünü de gözlemlemiş oldum. Ak Parti’nin Aziziye ilçe başkanı sevgili Ensar Coşkun ağabeyimle yanyana seyrettiğim oyunda bazı oyunculuklara adeta bayıldım. Sade kostüm ve basit dekorlar ile muhteşem bir oyun çıkartılacağını gösterdiler bir defa. Sırıtan bir şey yoktu açıkçası. Bir saat 10 dakika süren oyunda Özellikle ilk defa sahnede seyretme imkanı bulduğum genç, yeni oyuncular ile ilgili müspet kanaatimi Cengiz Durular’a aktardım. Ve Cengiz’den bir tiyatrosever olarak da önemli bir istekte bulundum. Nasıl olsa eğitimini de almışsın, okulunu okumuşsun. Çok sık yaz. Boş zamanlarını heba etme, gelecek nesillerin de yararlanacağı oyunlara imza at, tembellik edeyim deme. Basın Müdürlüğü görevini yap ama bunu da ihmal etme. O bize herşekilde lazım. O da sağolsun söz verdi. Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de oyunu izlemiş ve salondan memnun ayrılmış. Günün stresini nasıl attığı da fotoğraf karelerine yansımış. Sanıyorum Sekmen de böyle bir performans beklemediğini Cengiz’e söylemiş ve onu tebrik etmiş..

Erzurum’da tiyatro kayda alınıyor!
Kış sporlarının, eğitim kurumlarının, sağlık hizmetlerinin, türkülerin ve de tarihi eserlerinin derlenip kayıt altına alındığı olmuştu ama Erzurum’da tiyatro hep boşluktaydı. Adeta sahipsizdi, ilgileneni yoktu. O boşluk nihayet doluyor. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Anabilim Dalı, özellikle 1960 sonrası Erzurum’da tiyatroyu mercek altına alıyor. Doç.Dr. Bünyamin Aydemir, bu eksikliği gidermek için bir proje başlattı. Üniversite senatosunun da okey verdiği proje ile bugüne kadar Erzurum’da tiyatro adına kim ne yapmışsa onu kayıt altına alacak ve bunu bir kitap ve makale ile ölümsüzleştirecek, gelecek nesillere aktaracak. Lisans öğrencilerinden oluşan bir ekip ile aylar sürecek bir çalışmaya koyulan Aydemir, bu proje ile Erzurum’da tiyatronun dünü ile bugününü ortaya çıkaracak, herbirini kayıt altına almış olacak, tarihe geçecek. Bu proje kapsamında yüksek lisans öğrencilerinden Nehir Dinç de 1982-1985 yılları arasında Devlet Tiyatroları’nda bir dönem aday oyuncu olarak görev yapan bendeniz ile görüştü, hatıra ve düşüncelerimi kayıt altına aldı.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bazı insanları sebepsiz seversin, bazılarına bin sebep arar, yine sevemezsin. (Neyzen Tevfik)
DUVARIN DİLİ : Kalitesiz olmak ayrı, ucuz olmak ayrı. Sen bedavasın!

Erzurum Barosu’nun eski başkanlarından ağabeyimiz sevgili Faruk Terzioğlu’nun geçenlerde böyle bir sohbet esnasında geçmişte bar tutmuşluğunu öğrenince ne yalan söyleyeyim, inanmadım. Niyeyse Faruk ağabeyi ile barı aynı yere koyamıyordum. Dün gece Faruk ağabeyi siyah beyaz bir fotoğraf atınca hem sevindim, hem de onun attığını düşündüğüm için çok utandım. Faruk ağabeyi de bir çokları gibi geçmişte bar oynamış. Öyle böyle değil, bir ekibin oyuncusu olarak oynamış. Fotoğrafın çekildiği tarihe göre ben henüz 4 yaşındayım. Faruk ağabey 25 Şubat 1967 yılında babasının memuriyeti sebebiyle bulunduğu İspir ilçesinde kurtuluş töreninde tuttuğu barın fotoğrafını geçmiş. Ne başınızı ağırtayım. Bir çoğunuz gibi naçar kaldım yine, naçar. Benim de içimi geçiren fotoğraf ile artık Faruk ağabeyinin dadaşlık ve Erzurum üzerinde konuşması gereken adamlardan biri olduğuna kanaat getirdim. Sözde değil, özde Erzurumluymuş, bunu anladım. Bu benim son kararımdır.

Haziran’da Ramada!
Erzurumlu müteşebbiş işinsanı İbrahim Kırküzer, Şehir Hastanesi’nin tam karşısında yaptırdığı otelinin adını ne koyacağını düşünür dururdu. Her karşılaştığımızda isim konusunda karar veremediğini söyleyen Kırküzer, sonunda bu işin adını koydu: RAMADA!Türkiye’de 60’a yakın yerde otel hizmeti veren Ramada, İbrahim Kırküzer tarafından 3 yıldır yaptırılan ve artık sona gelinen otel ile isim anlaşması yaptı. By Wyndham Ramada olarak işletmeye açılması için anlaşması sağlanan otelin bahara ilk müşterisini ağırlayacağı görülüyor. Şimdilik 90 yatak kapasitesi ile muhtemelen Haziran ayının başlarında hizmet vermeye hazırlanan otel, Ramazan ayında restaurantı ile açılış yapacak. Yakın vilayetlerde de bulunan oteller zinciri bulunan Ramada’nın Erzurum’da da hizmet verecek olması, kış turizmi için de yeni bir soluk getireceğe benziyor.
***
İki kısımdan oluşacak olan otelin toplam 140 odasının bulunduğunu belirten İbrahim Kırküzer, ‘’Ramada gibi bir marka ile anlaşma yapmış olmaktan son derece mutluyuz. İnşallah bundan böyle biz de Erzurum’un sosyal ve ekonomik yönden gelişmesinde önemli rol oynadığına inandığımız kış turizmi için böyle bir katkı sunmuş olacağız. Bunun hem heyecanını hem de gururunu yaşıyoruz’’ diye konuştu. Artan maliyetlere rağmen kaliteli malzemeden asla taviz vermeyeceklerini de ifade eden Kırküzer, Erzurumluların da gururla her yerde tavsiye edecekleri bir oteli hedeflediklerini anlattı. 3 yıldan beridir yapımı devam eden ve her malzemesi özenle seçilen 4 katlı bu şirin butik otel tarzındaki otelin şantiye şefliğini Bayındırlık eski İl Müdürlerinden inşaat mühendisi Sebahattin Toraman yapıyor.

Tıpkısının aynısı!
Hepimiz mutlaka bir şekilde birilerini başka birine benzetiriz. Sadece fiziki olarak değil, huy olarak da birbirlerine benzer insanlar tanımışızdır. Ama biliyoruz ki aslında hiçbir kimse bir başkası değildir, sadece benzetilir. Mesela, geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında gördüğüm birisini eski Büyükşehir Belediye başkanımız Ahmet Küçükler’e çok benzettim. Küçükler’e benzettiğim bu kişi CHP’nin Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz idi. İlk bakışta tip olarak mutlaka siz de gördüğünüzde Küçükler’e benzetirsiniz diye düşündüğüm biri. Ama o da ne? Sadece tip olarak benzemiyor, ses ve üslubu da inanılmaz benziyor. Bunu sadece ben farketmiş olamam. İnanılası gibi de değil. Sanki Ahmet Küçükler konuşuyor gibi geldi bana. Eğer bir gün vakit bulursanız, inceleyin siz de Deniz Yavuzyılmaz ile Ahmet Küçükler’in birbirleri ile ne kadar ortak özellikleri olduğunu görürsünüz. Biri Erzurumlu, diğeri Zonguldak’lı iki insan. Ama birbirlerinin kopyası, ikizi gibi. Bence siz hele bir gözlemleyin, ondan sonra konuşalım.


Hep aynı oyunları seyretmekten sıkıldığım için İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’nin salonuna yeni oyun sahnelenene kadar girmeyeceğimi söylemiştim. Nihayet yeni bir oyun sahneye konulmuş, başta çiçeği burnundaki Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ergün Engin’in ve de oyunu yazan Basın Müdürü sevgili kardeşim Cengiz Durular’ın daveti karşısında da geçtiğimiz hafta içinde salondaki yerimi aldım. Bir Bayram Sabahı adlı tek perdelik bir oyundu izleyeceğimiz ve açıkçası alalacele hazırlanmış bir oyun olduğunu ve çok da salondan mutlu ayrılmayacağımı düşünüyordum. Ama yanılmışım. Hele de Şerif Avcı gibi bana göre çoktan DT’yi haketmiş, sadece elinden tutanının olmadığını düşündüğüm bir büyük oyuncu ile Oktay Parlar ve Yakup Çağlayan gibi ustalar da işin içinde olunca bitmesini istemediğim bir oyun oldu. Senaryo desen on numara. Ortalama her Erzurumlunun evindeki bayram sabahlarından birisiydi o sahnede sunulan. Oyun güzel olunca elbette ki alıcısı da çok oluyor. Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan’ı da oyunu Aziziyelilere de izlettirmek için turneye zorladığı için tebrik ve taktir ediyorum.
***



Kış sporlarının, eğitim kurumlarının, sağlık hizmetlerinin, türkülerin ve de tarihi eserlerinin derlenip kayıt altına alındığı olmuştu ama Erzurum’da tiyatro hep boşluktaydı. Adeta sahipsizdi, ilgileneni yoktu. O boşluk nihayet doluyor. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Anabilim Dalı, özellikle 1960 sonrası Erzurum’da tiyatroyu mercek altına alıyor. Doç.Dr. Bünyamin Aydemir, bu eksikliği gidermek için bir proje başlattı. Üniversite senatosunun da okey verdiği proje ile bugüne kadar Erzurum’da tiyatro adına kim ne yapmışsa onu kayıt altına alacak ve bunu bir kitap ve makale ile ölümsüzleştirecek, gelecek nesillere aktaracak. Lisans öğrencilerinden oluşan bir ekip ile aylar sürecek bir çalışmaya koyulan Aydemir, bu proje ile Erzurum’da tiyatronun dünü ile bugününü ortaya çıkaracak, herbirini kayıt altına almış olacak, tarihe geçecek. Bu proje kapsamında yüksek lisans öğrencilerinden Nehir Dinç de 1982-1985 yılları arasında Devlet Tiyatroları’nda bir dönem aday oyuncu olarak görev yapan bendeniz ile görüştü, hatıra ve düşüncelerimi kayıt altına aldı.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bazı insanları sebepsiz seversin, bazılarına bin sebep arar, yine sevemezsin. (Neyzen Tevfik)
DUVARIN DİLİ : Kalitesiz olmak ayrı, ucuz olmak ayrı. Sen bedavasın!