
O kadar uyarı, o kadar tedbir dikkate alınmayınca sonuç 7 ay öncesine dönmek oldu.
Kahvehaneler kapandı, lokantalar paket servise döndü.
Zaten belini doğrultamayan esnaf, bir kez daha aynı sıkıntı ile yüz yüze geldi.
Benim de sık kullandığım Erzurum’un müthiş bir atasözü vardır. Derler ki, “kalın incelene kadar incenin canı çıkar.”
Nisan ayında başlayıp Haziran sonuna kadar devam eden kısıtlamalarda siftah edemeyen esnaf, pandemide en fazla yara alan kesim oldu.
Planlamalarını üniversite öğrencisi üzerine kuran sektörler de umduğunu bulamadı.
***
Elbette niye kapatıyorsun deme lüksümüz yok.
Neticede vakalar almış başını gidiyor.
Tedbir almak şarttı, belki de geç bile kalındı.
Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi.
Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere tüm sağlık otoriterleri virüsün sonbahar ve kış mevsiminde ciddi artış göstereceğini açıklıyordu. Yani kasırga geliyorum diyordu.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre günlük 3 binin üzerinde yeni vaka var. Ağır hasta sayısı artıyor, ölüm oranları yeniden 100’ün üzerine çıkmaya başladı.
Belki bugün kademeli olan kısıtlamalar, vakaların seyrine göre daha sıkı hale gelecek.
***
Bugün ki tabloya baktığımızda en fazla mağdur olan esnaf önümüze çıkıyor.
Sadece Erzurum merkezde yüzlerce kahvehane, Lokantacılar Odasına kayıtlı 500’e yakın lokanta var. Bu iş yerlerinde binlerce kişi istihdam ediliyor.
Günlük yevmiyesi ile ailesini geçindirmek zorunda olan binlerce insan var karşımızda.
İnsan sormadan edemiyor, bu insanlar hayatlarını nasıl sürdürecek?
Günlük kazancı ile geçinen bu esnaf ne yapacak?
İnsanlar evlerine nasıl ekmek götürecek?
***
Kışın sert yüzünü gösterdiği şu günlerde aldığı günlük yevmiye ile ayakta kalma mücadelesi verenlere mutlak bir formül bulunmalı.
Gerekirse yerel idareciler devreye girmeli ve il bazında çözüm bulunmalı. Kısıtlamalar süresi içerisinde bu insanlara nakdi yardım yapılmalı.
Bugün bırakın bu sektörde çalışan insanları, asgari ücrete çalışan insanların bile bir ay idare etme şansı yok. Herkes öyle ya da böyle kredi batağına bulaşmış durumda.
Zaten can çekişen şehir ekonomisi bu kısıtlamalarla nefes alamaz hale gelecek.
Valiliğin öncü olduğu STK’ların katıldığı mutlak bir komisyon oluşturulmalı.
Şehrin röntgeni çekilmeli, esnaf için bir yol aranmalı.
Şehir ekonomisinin kangren olması an meselesi.
Kahvehaneler kapandı, lokantalar paket servise döndü.
Zaten belini doğrultamayan esnaf, bir kez daha aynı sıkıntı ile yüz yüze geldi.
Benim de sık kullandığım Erzurum’un müthiş bir atasözü vardır. Derler ki, “kalın incelene kadar incenin canı çıkar.”
Nisan ayında başlayıp Haziran sonuna kadar devam eden kısıtlamalarda siftah edemeyen esnaf, pandemide en fazla yara alan kesim oldu.
Planlamalarını üniversite öğrencisi üzerine kuran sektörler de umduğunu bulamadı.
***
Elbette niye kapatıyorsun deme lüksümüz yok.
Neticede vakalar almış başını gidiyor.
Tedbir almak şarttı, belki de geç bile kalındı.
Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi.
Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere tüm sağlık otoriterleri virüsün sonbahar ve kış mevsiminde ciddi artış göstereceğini açıklıyordu. Yani kasırga geliyorum diyordu.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre günlük 3 binin üzerinde yeni vaka var. Ağır hasta sayısı artıyor, ölüm oranları yeniden 100’ün üzerine çıkmaya başladı.
Belki bugün kademeli olan kısıtlamalar, vakaların seyrine göre daha sıkı hale gelecek.
***
Bugün ki tabloya baktığımızda en fazla mağdur olan esnaf önümüze çıkıyor.
Sadece Erzurum merkezde yüzlerce kahvehane, Lokantacılar Odasına kayıtlı 500’e yakın lokanta var. Bu iş yerlerinde binlerce kişi istihdam ediliyor.
Günlük yevmiyesi ile ailesini geçindirmek zorunda olan binlerce insan var karşımızda.
İnsan sormadan edemiyor, bu insanlar hayatlarını nasıl sürdürecek?
Günlük kazancı ile geçinen bu esnaf ne yapacak?
İnsanlar evlerine nasıl ekmek götürecek?
***
Kışın sert yüzünü gösterdiği şu günlerde aldığı günlük yevmiye ile ayakta kalma mücadelesi verenlere mutlak bir formül bulunmalı.
Gerekirse yerel idareciler devreye girmeli ve il bazında çözüm bulunmalı. Kısıtlamalar süresi içerisinde bu insanlara nakdi yardım yapılmalı.
Bugün bırakın bu sektörde çalışan insanları, asgari ücrete çalışan insanların bile bir ay idare etme şansı yok. Herkes öyle ya da böyle kredi batağına bulaşmış durumda.
Zaten can çekişen şehir ekonomisi bu kısıtlamalarla nefes alamaz hale gelecek.
Valiliğin öncü olduğu STK’ların katıldığı mutlak bir komisyon oluşturulmalı.
Şehrin röntgeni çekilmeli, esnaf için bir yol aranmalı.
Şehir ekonomisinin kangren olması an meselesi.