
Ak Parti’den falan belde, filan mahalle temsilciliği yapmış veya filanca belde, ilçe gençlik kolları görevi üstlenmiş ufak tefek gruplar istifa ettiklerini beyan ediyorlar. Yalnızca istifa etmiyorlar, güya Ak Parti veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP’lileştiği ve yörüngesini kaybettiği rahatsızlığıyla yollarını ayırıyorlarmış. Yeni yolları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan imiş!
İlk çıkışlar bazı gazeteciler tarafından genel seçim öncesi dillendirilmeye başlanmıştı. Cumhur İttifakının ‘Kürtleri rahatsız edeceği’ni dillerine pelesenk ettiler. MHP’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş’in “Onlar ne kadar Kürt ise bende o kadar Kürdüm, Biz ne kadar Türk'sek, onlar da o kadar Türk ve onlar ne kadar Kürt'se, biz de o kadar Kürt'üz.” Sözü kulaklarına küpe olur mu bilemem?.
Olmaz!
Çünkü onların amacı MHP’nin görünümü ya da Kürtlerin bakışıyla ilgili değildir. Asıl hedef Cumhur İttifakının dağılması, Başkan Erdoğan’ın yalnızlaştırılmasıdır. Bu iddiaları dillendirenlerin geçmişte meşhur deyimle “Maklubeye kaşık sallamış”lar ile BATI ile aynı çizgiyi tutturma çabasında olanlardan oluşması önemli.
FETÖ bu oyunun neresinde yer almaktadır izlemek gerekiyor. FETÖ’den içeride olanların, çocuklarını istemek adına Ak Parti İstanbul il binası önüne sürülmesi bu oyunun bir parçası mıdır? İzleyip görmek gerekiyor.
Ak Partiden istifa edenlerin kayda değmeyecek görevlerde olmaları, ya/da geçmişte belde ve benzeri yerlerde yer almış olmaları önem arz etmemektedir. Oysa bazı medya çevreleri bu haberleri köpürterek sunma noktasında çok gayret sarf ediyorlar.
Bu gelişmeler ışığında büyük oyunun pazıl gibi hazırlandığını fark edebiliyorsun. Geçmişte aldıkları tutum, üstlendikleri görevler ile yanlış politikaların sahibi olanların bugün kurtarıcı olarak sunulmak istenmesinin altındaki tek gerçek Erdoğan’ın devrilmesidir!
Erdoğan neyi ifade ediyor!
Şu söylenebilir; -Kardeşim Erdoğan’dan başka kimse yok mu? Tutmuşsunuz Erdoğan’da Erdoğan diye.
Evet başka Erdoğan’ın olmadığı görülüyor. Çünkü izlenen politikalar ile Ortadoğu’da, Afrika’da, Akdeniz’de, Balkanlar’da küçük büyük güçler rahatsızlık duyuyorlar ise başka Erdoğan yok diyebiliriz. 2010’a kadar küresel medyanın beğendiği lider, her şeyin tozpembe olduğu, Türkiye’nin ucuz dolarizasyon ile ithalat cennetine döndüğü, ABD’nin isteği Ahmet Davutoğlu’nun ‘Stratejik Derinlik’i ile Suriye’de yanlış giriş yaptığımız yeri fark edince tavır takınan Erdoğan’ı BATI anlayacağınız dil ile KÜRESELCİLER bugün yıkmak istiyor ise başka Erdoğan olmadığını iyi anlamalısınız!
Temsil ettiği değerler açısından Erdoğan’ın yalnız kalmaması gerektiğini fark edebilmeliyiz. Karşısında yer alan bloğun batıyla ilişkileri, işbirlikleri bize bunu net olarak anlatıyor.
Birde geçmişte Ak Parti sayesinde nimet bulmuş, makam işgal etmiş ama bugün kenarda kaldığını hissedenlerin çığırtmaları farklı değil. Onlarda MHP’ye saldırıyorlar. Saltanatımız sürsün çığlığı mı?
Kurucu değerler sanılır ki, bu geçmişte kalmayı hazmedemeyenlere zimmetlenmiş, uhdelerinde saklıdır.
İlk çıkışlar bazı gazeteciler tarafından genel seçim öncesi dillendirilmeye başlanmıştı. Cumhur İttifakının ‘Kürtleri rahatsız edeceği’ni dillerine pelesenk ettiler. MHP’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş’in “Onlar ne kadar Kürt ise bende o kadar Kürdüm, Biz ne kadar Türk'sek, onlar da o kadar Türk ve onlar ne kadar Kürt'se, biz de o kadar Kürt'üz.” Sözü kulaklarına küpe olur mu bilemem?.
Olmaz!
Çünkü onların amacı MHP’nin görünümü ya da Kürtlerin bakışıyla ilgili değildir. Asıl hedef Cumhur İttifakının dağılması, Başkan Erdoğan’ın yalnızlaştırılmasıdır. Bu iddiaları dillendirenlerin geçmişte meşhur deyimle “Maklubeye kaşık sallamış”lar ile BATI ile aynı çizgiyi tutturma çabasında olanlardan oluşması önemli.
FETÖ bu oyunun neresinde yer almaktadır izlemek gerekiyor. FETÖ’den içeride olanların, çocuklarını istemek adına Ak Parti İstanbul il binası önüne sürülmesi bu oyunun bir parçası mıdır? İzleyip görmek gerekiyor.
Ak Partiden istifa edenlerin kayda değmeyecek görevlerde olmaları, ya/da geçmişte belde ve benzeri yerlerde yer almış olmaları önem arz etmemektedir. Oysa bazı medya çevreleri bu haberleri köpürterek sunma noktasında çok gayret sarf ediyorlar.
Bu gelişmeler ışığında büyük oyunun pazıl gibi hazırlandığını fark edebiliyorsun. Geçmişte aldıkları tutum, üstlendikleri görevler ile yanlış politikaların sahibi olanların bugün kurtarıcı olarak sunulmak istenmesinin altındaki tek gerçek Erdoğan’ın devrilmesidir!
Erdoğan neyi ifade ediyor!
Şu söylenebilir; -Kardeşim Erdoğan’dan başka kimse yok mu? Tutmuşsunuz Erdoğan’da Erdoğan diye.
Evet başka Erdoğan’ın olmadığı görülüyor. Çünkü izlenen politikalar ile Ortadoğu’da, Afrika’da, Akdeniz’de, Balkanlar’da küçük büyük güçler rahatsızlık duyuyorlar ise başka Erdoğan yok diyebiliriz. 2010’a kadar küresel medyanın beğendiği lider, her şeyin tozpembe olduğu, Türkiye’nin ucuz dolarizasyon ile ithalat cennetine döndüğü, ABD’nin isteği Ahmet Davutoğlu’nun ‘Stratejik Derinlik’i ile Suriye’de yanlış giriş yaptığımız yeri fark edince tavır takınan Erdoğan’ı BATI anlayacağınız dil ile KÜRESELCİLER bugün yıkmak istiyor ise başka Erdoğan olmadığını iyi anlamalısınız!
Temsil ettiği değerler açısından Erdoğan’ın yalnız kalmaması gerektiğini fark edebilmeliyiz. Karşısında yer alan bloğun batıyla ilişkileri, işbirlikleri bize bunu net olarak anlatıyor.
Birde geçmişte Ak Parti sayesinde nimet bulmuş, makam işgal etmiş ama bugün kenarda kaldığını hissedenlerin çığırtmaları farklı değil. Onlarda MHP’ye saldırıyorlar. Saltanatımız sürsün çığlığı mı?
Kurucu değerler sanılır ki, bu geçmişte kalmayı hazmedemeyenlere zimmetlenmiş, uhdelerinde saklıdır.