
Bir akademisyen sosyal medyada paylaşmıştı, aynı üniversiteden yakın tanıdığı meslektaşı profesör her alanda aşılar ile ilgili inanılmaz ifadeler kullanarak, kimse yaptırmasın propagandası yapıyormuş. Tesadüf, aşı karşıtı akademisyenin randevu alarak Biontec aşısını yaptırmış. Tabi karşı kampanyaya devam.
Yakınlarınızda benzer çok hikayelere tanık olduğunuzu düşünüyorum. Bir yakınım aşı sırası geldiği halde hastanede çalışan tıp veya sağlık alanıyla ilgili olmayan tanıdığının “biz yaptırmıyoruz, sakın olmayın” ifadesine güvenirken 10 gün sonra kovite yakalandığına şahit oldum. Kapı komşum, yüreği insan kopan Ömer ağabey bu illetle birkaç günde aramızdan ayrıldı. Çocuklarla top oynayan, şen sesiyle birkaç mısrayı aşmayan türkülerini duvarın bu yanında duyamayacağız. Ömer ağabey, yeni emekli olmuştu ve henüz ilk emekli maaşını almamıştı.
Bir yakınım çok önemsemediği kovit illetine son dalgada yakalandı. Aynı evde 3 vaka birden! İşin vahim olan yanı ne biliyor musunuz? Bu yakınım devletin kendisine verdiği ilacın bir kısmını kullandıktan sonra, benzer propaganda ve bazı kuş beyinliler tarafından ortalığa saçılan zehir düşüncelerin de etkisiyle ‘fazlasına gerek yok’ diyerek ilaç kullanmayı kesmiş. İyileşmeye birkaç gün kala virüs ciğerlere sirayet etmiş ve kendisine antibiyotik tedavisi başlatılmış.
Görülüyor ki birçok ocağa ateş düşüren, birçok insanda kalıcı etkiler bırakan bu illetten çok cehalet insana zarar veriyor. Bana bir şey olmaz diyenlerin ortalığa yaydığı tehlike kadar taşıdıkları vebalde önemlidir. Cehalet ile birleşen tedbirsizlik özellikle son dalgada çok ocağa ateş düşürdü.
Cehalet ile virüs yarıştı ve birçok hayat söndü!
Birkaç saat süreyle maske takmaktan acze düşen anlayış, cahillerin ortaya yaydığı fesat aynı zamanda devletin kaynaklarını heba ediyor.
Her bir hastanın bu ülkeye yükü, üretim alanlarında yaşanan olumsuzlukların ekonomik ağırlığı bir başka alan.
Onun için cahillere aldırmayın!
Onlar cehaletlerini ortalığa saçarken onlarca, yüzlerce insanın kanına canına kast ediyorlar.
İnanlara verdiği zararların yanında bu ülkenin yarınlarına kurşun sıkıyorlar.
Türk milletinin geleneğinde ve İslam’ın devlet ile milletin ilişkisinde ölçüyü ortaya koymuştur.
Cahillere çağrım kul hakkına girdiğiniz yeter, susun artık..
Millete çağrım ise azami tedbir uygulayarak bu illetten biran önce kurtulmamız her birimizin gayretiyle ilişkilidir.
Ne cahillere kulak asalım, nede tedbiri tamamen ortadan kaldıralım.
Çünkü giden geri gelmiyor…
Yakınlarınızda benzer çok hikayelere tanık olduğunuzu düşünüyorum. Bir yakınım aşı sırası geldiği halde hastanede çalışan tıp veya sağlık alanıyla ilgili olmayan tanıdığının “biz yaptırmıyoruz, sakın olmayın” ifadesine güvenirken 10 gün sonra kovite yakalandığına şahit oldum. Kapı komşum, yüreği insan kopan Ömer ağabey bu illetle birkaç günde aramızdan ayrıldı. Çocuklarla top oynayan, şen sesiyle birkaç mısrayı aşmayan türkülerini duvarın bu yanında duyamayacağız. Ömer ağabey, yeni emekli olmuştu ve henüz ilk emekli maaşını almamıştı.
Bir yakınım çok önemsemediği kovit illetine son dalgada yakalandı. Aynı evde 3 vaka birden! İşin vahim olan yanı ne biliyor musunuz? Bu yakınım devletin kendisine verdiği ilacın bir kısmını kullandıktan sonra, benzer propaganda ve bazı kuş beyinliler tarafından ortalığa saçılan zehir düşüncelerin de etkisiyle ‘fazlasına gerek yok’ diyerek ilaç kullanmayı kesmiş. İyileşmeye birkaç gün kala virüs ciğerlere sirayet etmiş ve kendisine antibiyotik tedavisi başlatılmış.
Görülüyor ki birçok ocağa ateş düşüren, birçok insanda kalıcı etkiler bırakan bu illetten çok cehalet insana zarar veriyor. Bana bir şey olmaz diyenlerin ortalığa yaydığı tehlike kadar taşıdıkları vebalde önemlidir. Cehalet ile birleşen tedbirsizlik özellikle son dalgada çok ocağa ateş düşürdü.
Cehalet ile virüs yarıştı ve birçok hayat söndü!
Birkaç saat süreyle maske takmaktan acze düşen anlayış, cahillerin ortaya yaydığı fesat aynı zamanda devletin kaynaklarını heba ediyor.
Her bir hastanın bu ülkeye yükü, üretim alanlarında yaşanan olumsuzlukların ekonomik ağırlığı bir başka alan.
Onun için cahillere aldırmayın!
Onlar cehaletlerini ortalığa saçarken onlarca, yüzlerce insanın kanına canına kast ediyorlar.
İnanlara verdiği zararların yanında bu ülkenin yarınlarına kurşun sıkıyorlar.
Türk milletinin geleneğinde ve İslam’ın devlet ile milletin ilişkisinde ölçüyü ortaya koymuştur.
Cahillere çağrım kul hakkına girdiğiniz yeter, susun artık..
Millete çağrım ise azami tedbir uygulayarak bu illetten biran önce kurtulmamız her birimizin gayretiyle ilişkilidir.
Ne cahillere kulak asalım, nede tedbiri tamamen ortadan kaldıralım.
Çünkü giden geri gelmiyor…