OVİT’i ilk o dillendirmiş!
Mehmet Emin Yurdakul sadece bir şairin ismi değildir, Erzurum için çok daha büyük anlam ifade eden bir isimdir. 73.ölüm yıldönümünde andığımız
Mehmet Emin Yurdakul Meşrutiyetin ilanından sonra Erzurum’da Valilik de yapmış ve özellikle bugün açılışını dört gözle beklediğimiz OVİT tünelini ilk dillendiren isimdir. 11 Mart 1912 tarihinde Erzurum Valiliği yaparken Dahiliye Nazırına yazdığı bir raporda Erzurum’un sorunlarını anlatmış ve bilhassa ekonominin gelişmesi, yetiştirilen ürünlerin değerlendirilmesi için Rize yolunun açılmasını talep etmiş. Milli Türk şairi
Yurdakul raporunda ayrıca Erzurum-Rize yolunun açılması ile sadece Doğu Anadolu’nun değil, Güneydoğu Anadolu bölgesinin de Karadeniz bölgesiyle ticari ilişkilerinin gelişeceğine de dikkat çekmiş. 1869 yılında İstanbul’da doğan ve 1944 yılında yine İstanbul’da vefat eden
Mehmet Emin Yurdakul, Türk ismini ilk defa şiirlerine alan milli bir yazar olarak da tanınıyor. Unutmadık, unutmayacağız. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Çabuk dön Fatih hocam!
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyelerinden Prof.Dr.Fatih Kızıloğlu, geçirdiği bir rahatsızlık sonucu Ankara’da ki Haccettepe Hastanesi Onkoloji Servisi’nde yaklaşık bir haftadır tedavi görüyor. Erzurum’un yetiştirdiği değerli ilim adamlarından biri olan Kızıloğlu, bizim de yakından tanıdığımız ve dostluğuna, samimiyetine her zaman güvendiğimiz bir arkadaşımızdır. Yakın arkadaşları olan bizler, kaç gündür Ankara’da olduğu için eksikliğini büyük ölçüde hissediyoruz. O’nu daha ilk günden itibaren çok arıyoruz. İnançlı ve de dirençli bir arkadaşımız olan Fatih hocanın en kısa zamanda iyileşip aramıza döneceği umudunu taşıyoruz. Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde telefonla aradığım Fatih hoca, dua istedikten sonra üç-dört gün dinlenmenin ardından Erzurum’a döneceğini müjdelerken nasıl sevindim anlatamam. Arkadaşlarıma bunun ilk müjdesini de ben verdim. Haydi hocam, iyileş ve bir an önce Hamzahane’ye dön, yine topluca çermik sefası yapacağız, hepimiz seni çok görestik! Zamboniye de binmedim demem artık!
Şimdilerde Bursa’da yaşayan şehit babası dayımın Yastıktepe (Ketuvan) köyünde terkisinde öküz arabasına, sonrasında traktöre, bisiklete, otomobile, tıra, trene, gemiye, vapura, kayığa, uçağa ve hatta ata, deveye de binmişliğim vardı da bir tek zamboniye binmişliğim yoktu! Onca zamandır önümüzdeydi zamboniye de binme şimdi nasip oldu. İngilizce
‘Ice resurfacer’ olarak bilinen Buz parlatıcısı aracının ismi olan Zamboni, yüzeydeki buz tabakasını temizlemek, düzgün hale getirmek için kullanılır. Türkiye’de sadece 5 tane bulunan ve bir o kadar da şoförünün olduğunu bildiğim zamboniden sadece 2 tanesi Erzurum’da. Bildiğimiz büyük tüpgaz ile çalışan zamboniye Palandöken’de ki 2 binlik Buz Paten Salonu’nda usta sürücüsü
İsa Yanar’ın sayesinde binme lüksünü de yaşadım ya, daha top değmez bana!
Çok güzel hareketler bunlar!
PUSULA’da ki Erzurum manzaraları adı altında köşe yazıları ile de tanınan
Nizamettin Korucu, tam bir kültür adamı. Bosna Caddesi’nde dar bir sokakta yıllardır faaliyetini sürdüren İnşirah Kitapevi’nin de sahibi. Küçücük, mütevazi dükkanında kitapseverlerin aradığı her türden kitabın satışını yapan
Korucu’nun en güzel tarafı da dükkanını sıcak kalbi ve sürekli yanan sobası ile aile ortamına sokmuş ve günün hemen hemen her saatinde açık olması. İşte orada adını
‘sobabaşı sohbetleri’ verdiği dost ziyaretlerini gördükçe inanılmaz mutlu oluyorum.

Bir kitapçıda aradığın her şeyi sunuyor sevgili
Nizamettin Korucu. Gerçi bir denk gelmedi onunla soba başında bir sohbet ama başka dostlarla paylaşımlarını gördükçe bu adama kanım daha çok ısınıyor. Yaşlı, genç, bay, bayan her hafta samimi dostlarla sıcak sobasının etrafında görüyorum onu,
‘işte bu’ diyorum!
‘’Para her şey değil’’ diyor sevgili
Korucu her şeyden önce. Zaman zaman şiir sohbetleri yapıyor burada, zaman zaman da kitaplar üzerine söyleşiler. Bunlar çok güzel hareketler. Saylarını artırsak keşke bu tür hem sıcak ortamların hem de böyle sıcak insanların. İyi ki varsın
Nizamettin Korucu. İyi ki varsın dostlar..
Senden Süper Lig istiyoruz Enes!
Enes Barış Ergüney.. Ezurum Organize Sanayi Bölgesi Başkanı
Zafer Ergüney’in oğlu. İzmir’de tıp eğitimi alıyor ve bu sene son senesi. Benim de yeni tanışma mutluluğuna kavuştuğum
Enes, sadece kendi alanında değil, bir çok alanda da başarılı bir genç kardeşimiz. İlgi duyduğu alanlar saymakla bitmez. Enstrüman çalmaktan, halk oyunlarına. Köşe yazarlığından gurmeliğe kadar! Çoğunda da şimdiden Number One! Tanıdıkça ve onu dinledikçe büyülendim. Adeta bir beyin! Zafer başkanın bir süre önce tanıştırdığı
Enes’in futbol hakemliğine de ilgili olduğunu ve bu konuda öğenim gördüğü İzmir’de bazı kurslara katıldığını ve bayağı da bilgili olduğunu öğrendiğimde hiç uzatmadan
‘’Ne olur gel sen futbol hakemi ol, Erzurum adına Süper ligde maç yönet. Hiç değilse sayende bir tane Süper ligde hakemimiz olur’’ dedim. Hele de bazı futbol maçlarında hakemlik yaptığını öğrenince bu arzum daha çok arttı.
PUSULA’da da haftada bir köşe yazan ve incelendiğinde gerek yazı dili ve gerekse ele aldığı konular itibariyle de büyük dikkat çeken
Enes’den özellikle iyi bir futbol hakemi olabileceği kanaati bende çok uyandı. Siz ne dersiniz dostlar,
Enes bir yandan doktorluk yaparken hakemlik de yapsa fena mı olur?
HAFTANIN FOTOSU!Son günlerde en beğendiğim fotoğraflardan biri de bu oldu. Facebook’dan paylaşımları ile fenomen olan Erzurumlu
Tayfun Sallabaş’ın sayfasından aldım bu fotoğrafı. Ve fotoğraf kadar altındaki mesaj dair kadar güzeldi: Dünya'yı sevgi kurtaramazsa, ne kurtarabilir... Yüreğinden öpülesi insanlar var bu dünya'da, şükür ki..