
Ömrü mücadele ile geçmiş bir yaralı yürekti MURSİ. Yusuf gibi zindana atılmış, hak bildiği yoldan bir an olsun bile dönmemişti. Kur'an, namaz, ezan, peygamber ve Allah sevgisi tüm bedenine işlemiş, davası hep onların savunulması olmuştur. Demokrasi halk egemenliğidir diyenlere % 50'in üzerinde oy alarak demokrasi dersi vermiş; fakat Türkiye'ye oynanan oyunlar ve piyonlar Mısır'da da devreye girmiş, demokrasi yerle bir olmuş, MURSİ demir parmaklıklara mahkûm edilmişti. Hani demokrasi vardı, hani halk iradesi her şeyin üstünde idi, hani millet iradesinin üstünde hiç bir güç kabul edilemezdi. Ne oldu da Mısır'ın halkoyu ile seçilmiş ilk liderini kabullenemediniz ve oyun için düğmeye bastınız ve bir oldubitti ile Mısır'ı ve MURSİ'Yİ karanlıklara gömdünüz. Davası hak olan, halka hizmet edenler ölseler bile onlar ölü değillerdir. Bir gün mutlaka hak ve hakikat tüm cihana egemen olduğunda elbet MURSİLERİN mücadelesinin de boşa olmadığı anlaşılacaktır. MURSİ bugün hayata veda etmiş olabilir; ama onun mücadelesi, davası, ilkesi hep var olacaktır. Mısır, İslam coğrafyasıdır ve kalben bizimdir. Uzak kalmış olsak da, bağlarımızı koparmaya çalışsalar da o topraklara gönül bağımız her daim olacaktır. Bu vesile ile rahmeti rahmana kavuşan MURSİ'YE yüce rabbimden rahmet, İslam âlemine de başsağlığı dilerim.