
Müjde verildiğinde imar affına sevinenler şimdi telafisi olmayan sonuçla karşılaştılar. Gecekondu ve imar mevzuatına uygun şekilde inşa edilmeyen, kaçak, plansız ve imarsız yapılara oturma izni verenler umarım bu felaketten gerekli dersi almışlardır. Kamuoyunun ortak beklentisi bundan böyle yapı denetim şirketleri, projelere ayak üstü imza atan inşaat mühendisleri, belediye mevzuatı, imar kanunu baştan sona düzenlenerek acil önlem alınmasıdır.
Erzurum’da konutların yarısından fazlası depreme karşı risk teşkil ettiği halde hala bir önlem alınmamasından dolayı uzmanlar, 6 ve üzerinde bir depremle Erzurum’un Kahramanmaraş’tan farkı olmayacağı yönünde uyarılarını dile getiriyorlar.
Altınının çizilmesi gereken en önemli detay ise AFAD’ın Erzurum’la ilgili deprem tehlike ve risk değerlendirme raporudur. Erzurum Merkez İlçelerinin ikinci deprem riski sıralamasında yer aldığı rapor, uzmanların açıklamaları ve apartman sakinlerinin söylemleri ile birbirini tutmuyor.
AFAD’ın Palandöken İlçe Merkezi ile ilgili değerlendirmesinde; eski alüvyon zemin üzerinde kurulmuş, yer altı suyu seviyesi 80–150 metre derinlikte, fay zonuna en yakın ilçedir. İlçedeki bina yaşları 0–40 yıl arasındadır. Olası bir depremde zemin yapısı, yer altı suyu seviyesi, bina yapım tekniği bakımından koşulların en az olumsuzluk yaşanabileceği ilçedir.”
Yenişehir’de yaşayan vatandaşlar, “evlerimiz parça parça dökülüyor,” diyerek o bölgenin acil olarak kentsel dönüşüm kapsamına alınması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak AFAD, 40 yıllık binalara ‘bina yapım tekniği bakımından koşulların en az olumsuzluk yaşanabileceği ilçe’ olarak rapor sunmuş.
Yakutiye İlçesi ile ilgili AFAD’ın değerlendirmesi; “Erzurum eski yerleşim merkezini kapsamaktadır. Zemin olarak eski alüvyon, eski dere yataklarından oluşan gevşek zeminler ve şehrin doğu yakasındaki kayalık zeminler çeşitlilik oluşturmaktadır. Yer altı suyu seviyesi 10 metre ile 100 metre arasında değişmektedir. Bina yaşları ise 0–80 yıl arasındadır. Olası bir depremde zemin yapısı, yer altı suyu seviyesi, bina yapım tekniği bakımından ilçenin bazı mahallelerinde deformasyonun fazla olabileceği ön görülmektedir. Ancak bununla ilgili daha ayrıntılı veriler toplanarak analizler yapılmalıdır.”
Yukarıda uzmanların belirttiği gibi Kavak ve Sanayi mahallelerindeki evlerin en hafif bir depremde dahi yerle bir olacağı belliyken, bu bölgelerde oturanların acil tahliye edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Şükrüpaşa mahallesinden başlayarak Erzurum Teknik Üniversitesi’ne uzanan yol boyunca zemin incelemeleri yapıldı mı, yapıldı ise nasıl yapıldığı ve riskler hakkında kamuoyu en ince ayrıntısına kadar bilgilendirilmelidir.
Aziziye İlçesi ise “Erzurum’un çoğunlukla alüvyon üzerine kurulmuş olan yerleşim yeridir. Zemini, Karasu Çayının ve Pulur Çayının biriktirdiği gevşek alüvyon malzemedir. Yer altı suyu seviyesi yaklaşık 0–30 metre arasındadır. Bina yaşları ise 0–40 yıl arasındadır. Olası bir depremde zeminin gevşek yapısı ve yer altı suyu derinliğinin az olması ilçe için dezavantajdır. Bina yaşlarının genç olması ve binaların yüksek katlı olmaması ise bu dezavantajları ortadan Kaldırabilecek avantajdır.”
2 yıl önce hazırlanan bu değerlendirmede bina yaşlarının gençliğinin hangi analize göre belirlendiğini bölgede yaşayanlar merak ediyorlar. Dadaşkent’te ki evlerin büyük çoğunluğu 30 yıla yakın geçmişe sahip olduğu bilinmekte ve Yenişehir’deki evler gibi acil olarak kentsel dönüşüm kapsamına alınması yönünde görüş bildiriyorlar.
Erzurum’un önemli derecede risk teşkil ettiği, her deprem sonrası uyarılar yapıldığı halde kaçınılmaz son başımıza gelmeden gerekli tedbirleri alınmıyor.
Bakın tekrar uyarıyorum. Erzurum’da 6 üzerinde ki depremde bina teknik yapısı ne olursa olsun, Yenişehir bölgesi çok büyük yara alır. Kavak mahallesinde binlerce insan göçük altında can verir. Şükrüpaşa, Kombina gibi mahallelerde lahana tarlalarına kurulan binaların zemin etüdü incelenmelidir. Bu gerçekleri ben değil görüştüğüm deprem uzmanları söylüyor. Bu nedenle şu an devletin, belediyelerin tüm projelerini iptal edip sadece kentsel dönüşüme odaklanması gerekiyor.
Erzurum’da konutların yarısından fazlası depreme karşı risk teşkil ettiği halde hala bir önlem alınmamasından dolayı uzmanlar, 6 ve üzerinde bir depremle Erzurum’un Kahramanmaraş’tan farkı olmayacağı yönünde uyarılarını dile getiriyorlar.
Altınının çizilmesi gereken en önemli detay ise AFAD’ın Erzurum’la ilgili deprem tehlike ve risk değerlendirme raporudur. Erzurum Merkez İlçelerinin ikinci deprem riski sıralamasında yer aldığı rapor, uzmanların açıklamaları ve apartman sakinlerinin söylemleri ile birbirini tutmuyor.
AFAD’ın Palandöken İlçe Merkezi ile ilgili değerlendirmesinde; eski alüvyon zemin üzerinde kurulmuş, yer altı suyu seviyesi 80–150 metre derinlikte, fay zonuna en yakın ilçedir. İlçedeki bina yaşları 0–40 yıl arasındadır. Olası bir depremde zemin yapısı, yer altı suyu seviyesi, bina yapım tekniği bakımından koşulların en az olumsuzluk yaşanabileceği ilçedir.”
Yenişehir’de yaşayan vatandaşlar, “evlerimiz parça parça dökülüyor,” diyerek o bölgenin acil olarak kentsel dönüşüm kapsamına alınması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak AFAD, 40 yıllık binalara ‘bina yapım tekniği bakımından koşulların en az olumsuzluk yaşanabileceği ilçe’ olarak rapor sunmuş.
Yakutiye İlçesi ile ilgili AFAD’ın değerlendirmesi; “Erzurum eski yerleşim merkezini kapsamaktadır. Zemin olarak eski alüvyon, eski dere yataklarından oluşan gevşek zeminler ve şehrin doğu yakasındaki kayalık zeminler çeşitlilik oluşturmaktadır. Yer altı suyu seviyesi 10 metre ile 100 metre arasında değişmektedir. Bina yaşları ise 0–80 yıl arasındadır. Olası bir depremde zemin yapısı, yer altı suyu seviyesi, bina yapım tekniği bakımından ilçenin bazı mahallelerinde deformasyonun fazla olabileceği ön görülmektedir. Ancak bununla ilgili daha ayrıntılı veriler toplanarak analizler yapılmalıdır.”
Yukarıda uzmanların belirttiği gibi Kavak ve Sanayi mahallelerindeki evlerin en hafif bir depremde dahi yerle bir olacağı belliyken, bu bölgelerde oturanların acil tahliye edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Şükrüpaşa mahallesinden başlayarak Erzurum Teknik Üniversitesi’ne uzanan yol boyunca zemin incelemeleri yapıldı mı, yapıldı ise nasıl yapıldığı ve riskler hakkında kamuoyu en ince ayrıntısına kadar bilgilendirilmelidir.
Aziziye İlçesi ise “Erzurum’un çoğunlukla alüvyon üzerine kurulmuş olan yerleşim yeridir. Zemini, Karasu Çayının ve Pulur Çayının biriktirdiği gevşek alüvyon malzemedir. Yer altı suyu seviyesi yaklaşık 0–30 metre arasındadır. Bina yaşları ise 0–40 yıl arasındadır. Olası bir depremde zeminin gevşek yapısı ve yer altı suyu derinliğinin az olması ilçe için dezavantajdır. Bina yaşlarının genç olması ve binaların yüksek katlı olmaması ise bu dezavantajları ortadan Kaldırabilecek avantajdır.”
2 yıl önce hazırlanan bu değerlendirmede bina yaşlarının gençliğinin hangi analize göre belirlendiğini bölgede yaşayanlar merak ediyorlar. Dadaşkent’te ki evlerin büyük çoğunluğu 30 yıla yakın geçmişe sahip olduğu bilinmekte ve Yenişehir’deki evler gibi acil olarak kentsel dönüşüm kapsamına alınması yönünde görüş bildiriyorlar.
Erzurum’un önemli derecede risk teşkil ettiği, her deprem sonrası uyarılar yapıldığı halde kaçınılmaz son başımıza gelmeden gerekli tedbirleri alınmıyor.
Bakın tekrar uyarıyorum. Erzurum’da 6 üzerinde ki depremde bina teknik yapısı ne olursa olsun, Yenişehir bölgesi çok büyük yara alır. Kavak mahallesinde binlerce insan göçük altında can verir. Şükrüpaşa, Kombina gibi mahallelerde lahana tarlalarına kurulan binaların zemin etüdü incelenmelidir. Bu gerçekleri ben değil görüştüğüm deprem uzmanları söylüyor. Bu nedenle şu an devletin, belediyelerin tüm projelerini iptal edip sadece kentsel dönüşüme odaklanması gerekiyor.