
Birçok güzel şeyler oluyor, ama bir el temel bazı yatırımlar konusunda engelliyor ve işi mecrasından saptırıyor. Ama o da olacak elbet, bir gün mutlaka, kafamızı taşlara vura vura ve çok ağır bedeller ödeyerek de olsa. BU kadar alt bilgiden sonra gelelim tek dil kuramına; Tek dil: dünyanın bir ucundaki kişinin diğeri ile rahatça konuşabildiği, dil kültür fark etmeksizin anlaşabildiği bir şey olmalıydı. Harfler bu konuda yetersiz kalıyordu. Peki ya simgeler? Şekiller? Neden olmasın?
Hatta bunun için sanal alemden başlamak en güzeliydi. Herkesin en az 1 sosyal medyada hesabı varken bu kaçırılmaz bir fırsattı. Düğmeye basıldı. facebook, instagram, twitter, watsapp derken çığ gibi büyüyen emoji çılgınlığı. Gençlerin oldukça ilgisini çekmişti üstelik.
Duyguları eklemeliyiz dediler. Seni çok seviyorum yerine birbirine sarılan suratlar, ağlayan gülen sevinen sarılan kızan öfkelenen vs. artık kelime kullanmadan duygularını bir çırpıda ifade eden insanlar oluverdik
Zaten az olan kelime hazinemiz bu şekillerle anlamını yitirecek seviyeye düşmüştü. Nitekim çoğu zaman karşıdaki kişinin beklentisi doğrultusunda bir emojiyi kullanmayı tercih ediyoruz. Aslında o anda yüzümüz gülmüyor fakat sosyal medyada kahkahalarımız yankılanıyor.
Bunun tam tersi de geçerli. Demek ki emojilerin her zaman için gerçek duyguları yansıttığı söylenemez ve gerçek duyguyu maskeleyen bir yönü de bulunmaktadır. Hatta kiminle arkadaş olmuş neler yaşamış, kim kime ne almış, maddi durumu kredi kartları finansal açıkları vs vs vs onlar eğlendiklerini sansınlar dünya üzerinde bu kadar net istihbaratı kolay bir şekilde sağlamak kimsenin aklına gelmezdi diye düşünen bir yapı!!!! Dijital dönüşüm ve sosyal medyanın yaygın kullanımı sonrasında ortaya çıkan yeni iletişim kodları, dillerin yapısını ve işleyişini de derinden etkilemektedir. Özellikle sosyal medyanın sağlamış olduğu fikirleri özgürce ifade etme biçimi, dilin de keyfi kullanımı sorununu beraberinde getirmektedir. Sosyal medya platformlarında insanlar tek mesajda çok şey anlatmak ve zamandan tasarruf etmek için, uzun ifadeler ve cümleler yerine, kısa ve kendi aralarında anlaşılan kodlar kullanmayı tercih ediyorlar. Özellikle ergenler ve gençler, gündelik yazışmalarında, yazım kurallarına uyma gereği duymuyor; uyanları da fazla resmi hatta gergin bularak eleştiriyor.
Bunun sonucunda dil üzerinde ciddi daralmalar meydana gelmektedir. Bu dil, kullanıcılar için pratik fakat özünden kopuk, deforme olmuş ve başkalaşmış bir kelimeler yığını görünümündedir.
Bu etkilenme süreci sadece Türkçeye özgü değildir. Bütün diller, internet ile ortaya çıkan yeni dil kullanım biçimlerinin etkisi altındadır. Maalesef Türkçemiz de bu süreçten fazlasıyla nasibini almaktadır
Her geçen gün kullanıcı sayısı artan sosyal medya aracılığıyla dilimize yeni ifadeler, anlatım kalıpları, semboller ve kullanım pratikleri girmektedir. Türkçe harflerin kullanımında başlayan özensizlik, kısaltmalı ve yanlış yazımlar, kelimelerin gerçek yapısını değiştirmekte ve özünün kaybolmasına neden olmaktadır. Bunun en riskli yönü sosyal medyada özensiz dil kullanımını bireylerin günlük konuşma ve edebi yazı dilinde de aynı şekilde kullanmayı sürdürmeleridir. Böylece dilin özensiz kullanımın yaygınlaşması dilimizin yozlaşmasındaki önemli etkenlerden biri ve dilimizin dijital ortamdan olumsuz etkilenmesinin en somut göstergesidir.
Oysa giderek dijital ortamda yazı dilinin yerini almaya başlayan emojili iletişim, dildeki kuralsızlıktan daha öte, yerel ve milli dilleri tehdit eder bir risk taşıdığını söyleyebiliriz. Hatta bazı dilbilimciler emojileri "gerçek dilin ölüm fermam" olarak nitelendiriyorlar. Bu açıdan ünlü sanat eleştirmeni Jonathan Jones'in "Emojiler, insanlık adına büyük bir geri adımdır." tespitine katılmamak elde değil.
Hatta bunun için sanal alemden başlamak en güzeliydi. Herkesin en az 1 sosyal medyada hesabı varken bu kaçırılmaz bir fırsattı. Düğmeye basıldı. facebook, instagram, twitter, watsapp derken çığ gibi büyüyen emoji çılgınlığı. Gençlerin oldukça ilgisini çekmişti üstelik.
Duyguları eklemeliyiz dediler. Seni çok seviyorum yerine birbirine sarılan suratlar, ağlayan gülen sevinen sarılan kızan öfkelenen vs. artık kelime kullanmadan duygularını bir çırpıda ifade eden insanlar oluverdik
Zaten az olan kelime hazinemiz bu şekillerle anlamını yitirecek seviyeye düşmüştü. Nitekim çoğu zaman karşıdaki kişinin beklentisi doğrultusunda bir emojiyi kullanmayı tercih ediyoruz. Aslında o anda yüzümüz gülmüyor fakat sosyal medyada kahkahalarımız yankılanıyor.
Bunun tam tersi de geçerli. Demek ki emojilerin her zaman için gerçek duyguları yansıttığı söylenemez ve gerçek duyguyu maskeleyen bir yönü de bulunmaktadır. Hatta kiminle arkadaş olmuş neler yaşamış, kim kime ne almış, maddi durumu kredi kartları finansal açıkları vs vs vs onlar eğlendiklerini sansınlar dünya üzerinde bu kadar net istihbaratı kolay bir şekilde sağlamak kimsenin aklına gelmezdi diye düşünen bir yapı!!!! Dijital dönüşüm ve sosyal medyanın yaygın kullanımı sonrasında ortaya çıkan yeni iletişim kodları, dillerin yapısını ve işleyişini de derinden etkilemektedir. Özellikle sosyal medyanın sağlamış olduğu fikirleri özgürce ifade etme biçimi, dilin de keyfi kullanımı sorununu beraberinde getirmektedir. Sosyal medya platformlarında insanlar tek mesajda çok şey anlatmak ve zamandan tasarruf etmek için, uzun ifadeler ve cümleler yerine, kısa ve kendi aralarında anlaşılan kodlar kullanmayı tercih ediyorlar. Özellikle ergenler ve gençler, gündelik yazışmalarında, yazım kurallarına uyma gereği duymuyor; uyanları da fazla resmi hatta gergin bularak eleştiriyor.
Bunun sonucunda dil üzerinde ciddi daralmalar meydana gelmektedir. Bu dil, kullanıcılar için pratik fakat özünden kopuk, deforme olmuş ve başkalaşmış bir kelimeler yığını görünümündedir.
Bu etkilenme süreci sadece Türkçeye özgü değildir. Bütün diller, internet ile ortaya çıkan yeni dil kullanım biçimlerinin etkisi altındadır. Maalesef Türkçemiz de bu süreçten fazlasıyla nasibini almaktadır
Her geçen gün kullanıcı sayısı artan sosyal medya aracılığıyla dilimize yeni ifadeler, anlatım kalıpları, semboller ve kullanım pratikleri girmektedir. Türkçe harflerin kullanımında başlayan özensizlik, kısaltmalı ve yanlış yazımlar, kelimelerin gerçek yapısını değiştirmekte ve özünün kaybolmasına neden olmaktadır. Bunun en riskli yönü sosyal medyada özensiz dil kullanımını bireylerin günlük konuşma ve edebi yazı dilinde de aynı şekilde kullanmayı sürdürmeleridir. Böylece dilin özensiz kullanımın yaygınlaşması dilimizin yozlaşmasındaki önemli etkenlerden biri ve dilimizin dijital ortamdan olumsuz etkilenmesinin en somut göstergesidir.
Oysa giderek dijital ortamda yazı dilinin yerini almaya başlayan emojili iletişim, dildeki kuralsızlıktan daha öte, yerel ve milli dilleri tehdit eder bir risk taşıdığını söyleyebiliriz. Hatta bazı dilbilimciler emojileri "gerçek dilin ölüm fermam" olarak nitelendiriyorlar. Bu açıdan ünlü sanat eleştirmeni Jonathan Jones'in "Emojiler, insanlık adına büyük bir geri adımdır." tespitine katılmamak elde değil.